TEKNOLOJİ - 24 Ağustos 2025 Pazar 09:22

"Yapamazsın" diyenlere inat Togg’la Balkan turunu tamamladı, Avrupalılar araca hayran kaldı

A
A
A
"Yapamazsın" diyenlere inat Togg’la Balkan turunu tamamladı, Avrupalılar araca hayran kaldı

Eskişehir’de yaşayan fizik öğretmeni 46 yaşındaki Dr. Mustafa Kumalar, "yapamazsın" diyenlere rağmen 5 kişi bindikleri ve bagajını doldurdukları Togg marka aracıyla Balkan turu yapıp 4 bin kilometre yol kat etti.


Eskişehir’de fizik öğretmeni olan 46 yaşındaki Dr. Mustafa Kumalar 3 çocuğu ve eşiyle birlikte Balkan turu yapamaya karar verdi. Yaz tatilinde geçtiğimiz yıl satın aldığı Togg marka aracıyla bu turu gerçekleştirmek isteyen Kumalar, çevresinden elektrikli araçla uzun yolun tehlikeli olduğu ve çıkamaması gerektiği yorumlarını aldı. Mesleğinden dolayı elektriğe ve elektrikli araçlara meraklı olan Kumalar olumsuz yorumlara aldırmadan Eskişehir’den yola çıktı. Yunanistan, Karadağ gibi balkan ülkelerini, içinde 5 kişi oldukları ve bagajı dolu olan aracıyla gezen 47 yaşındaki öğretmen, toplamda 4 bin kilometre yol kat etti.


Balkan ülkelerinde 13 kez aracını yarım bir şekilde şarj eden Mustafa Kumalar, gelen tepkilerden de bahsetti. Avrupa yaşayan insanların Togg’u çok beğendiğine değinen Kumalar, gurbette yaşayan Türklerin aracın önünü kesip incelediklerine değindi. Yerli araca gelen olumlu tepkilerden oldukça gururlanan ve göğsü kabaran Kumalar, önümüzdeki yıl Almanya’ya gitmeyi planladığını aktardı. Aracıyla 1 senede yaklaşık 20 bin kilometre yol giden Mustafa Kumalar, daha uzun mesafeleri aracıyla aşmak istiyor.



"Araç bana oldukça güven verdi"


Seyahati hakkında konuşan Dr. Mustafa Kumalar, "Togg T10X SUV modeli, tam elektrikli yerli üretim bir araçtır. Bir sene önce aldım. Alırken tabii ki çekincelerim vardı. Hatta annem ve babam, "Ya yolda kalırsın oğlum, bu elektrikli arabalar yeni çıktı. Bunları her yerde şarj edemezsin" diyerek pek almamı istemediler, alma taraftarı değillerdi. Ama tabii branşım gereği elektriğe ilgim vardı, elektrikli araçları da seviyordum. Yerli üretim olduğu için güvendim. Şükür, şu ana kadar güvenimizi boşa çıkarmadı. Bu şekilde bir yıldır aracımı severek kullanıyorum. Önce Ankara, İstanbul, Bursa gibi ülke genelinde gezilere çıktım. Araç bana oldukça güven verdi. Sonrasında, yaz tatilimizde bir Balkanlar turu yapabilir miyiz diye düşündük. Eskişehir’de Togg kullananlar grubu var. Bu gruptaki arkadaşlarla, elektrikli araç deneyimi olanlarla konuştuk. Pek tavsiye etmediler. ‘Zorlanırsın, yolda kalabilirsin, çok riskli’ dediler. Bir de biz geniş aileyiz: 3 çocuğum ve eşim var. Ailecek böyle bir geziye çıkmayı planladık" dedi.



"İnsanlar merak ediyor"


Aracına gelen olumlu tepkilerden dolayı gururlanan Kumalar, "Bütün elektrikli araç kullananlar için, yani yurt içinde de yurt dışında da iyi bir planlama yapmak gerekiyor. Örneğin ben yurt içinde şarjım yüzde 20’ye geldiği zaman bir şarj istasyonu arayıp bu şekilde şarj ediyorum. Ama yurt dışında herhangi bir sorunla karşılaşabilirim. O yüzden, şarj istasyonu çalışmazsa bir sonrakine yetişeyim diye genellikle yüzde 35-40 seviyelerinde şarj ettim. Böylelikle hem sık mola verdik hem de görmediğimiz yerleri gezme imkânımız oldu. Daha uzun yollara da çıkmayı planlıyoruz. Mesela önümüzdeki sene arabayla Almanya’ya gitme planımız var. Araca çok güveniyorum; her geçen gün güvenim daha da artıyor. İnsanlar tabii trafikte giderken fotoğraf, video çekiyorlar. Karadağ’da bir park yerinde arabaları çevirirken, park ederken ya da yoldan geçerken görenler aracı ilgiyle inceliyor. Ön kısımdaki ‘bıyık’ tasarımı sebebiyle bozkurt işareti yapan yabancılar bile oldu. Şu an aracın Avrupa’da satışı başlamak üzere. Tabii insanlar merak ediyor. Elektrikli araç konusunda hâlâ tedirginlikler var. Avrupa’ya bu araçla giden pek az kişi olduğu için görenler hemen incelemek, bilgi almak istiyor. Şu ana kadar tepkiler olumluydu, insanlar sevdiler" ifadelerini kullandı.




"Yapamazsın" diyenlere inat Togg’la Balkan turunu tamamladı, Avrupalılar araca hayran kaldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Yaralı pelikanın yürek ısıtan dostluğu Adana’da yaralı halde bulunarak tedavi altına alınan pelikanın, kendisini tedavi eden görevliyle kurduğu bağ görenlerin içini ısıttı. Doğa Koruma ve Milli Parklar 7. Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Adana Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ekiplerince Yumurtalık ilçesindeki bir lagünde avcı kuşların saldırısıyla yaralanan pelikan bulundu. Koruma altında tutularak tedavisine başlanan pelikanın, bir hafta sonra doğaya salınmasının planlandığı belirtildi. Yaralı pelikanı hem tedavi eden hem de onunla gece gündüz ilgilenip yemeğini yediren görevli Kazım Baykurt, hayvanın avcı kuşların saldırısına uğradığını, göğüs kısmında yara bulunduğunu ifade etti. Baykurt, tedavi sürecinde pelikanla aralarında özel bir dostluk oluştuğunu söyleyerek, "Yemeğini vermem nedeniyle aramızda bir bağ oluştu. Balıkla besliyoruz, akşamları da ilaçlarını veriyorum. Bana karşı hiç saldırgan değil. Hatta sakin ve uyumlu davranıyor" dedi. Pelikanın, kendisine alıştığını belirten Baykurt, hayvanın zaman zaman başkalarına karşı temkinli davrandığını ancak kendine karşı güven duyduğunu, gün geçtikçe aralarındaki bağın daha da güçlendiği dile getirdi. Baykurt, "Bir hafta sonra doğal yaşam alanına bırakacağız. Gitmesine üzülüyorum çünkü aramızda güzel bir dostluk oluştu. Ama ne kadar alışsak da onların yeri doğa. İyileştikten sonra özgürce yaşaması için ait olduğu yere bırakacağız" diye konuştu.
Van Van’da soba başında 83 yıllık çay geleneği Van’ın İpekyolu ilçesindeki Kahvaltıcılar Sokağı’nda yer alan ve yaklaşık 83 yıllık geçmişiyle kentin hafızasında önemli bir yere sahip olan tarihi çay evi, ziyaretçilerine nostaljik bir yolculuk sunuyor. Van’da 1942 yılından bu yana hizmet veren çay evi, özellikle kış aylarında odun sobası etrafında oluşan sıcak atmosferiyle dikkat çekiyor. Sobanın üzerinde demlenen çay ve tarçının kokusu mekânı sararken, geçmişten bugüne taşınan masa, sandalye ve demlikler ise eski günleri hatırlatıyor. Sigara içilmesine izin verilmeyen ve siyasetin konuşulmadığı çay evi, huzurlu ortamıyla her kesimden ziyaretçiyi ağırlıyor. 12 bardak çayı tek seferde servis ediyor Çay evinin dikkat çeken bir diğer özelliği ise çay servisi. Tepside çay sunmayı tercih etmeyen çay evi sahibi Dolayı Usta, yaklaşık 12 bardağı aynı anda eline alarak masalara servis yapıyor. Yılların verdiği alışkanlıkla yapılan bu sunum, mekânın kendine has kültürünü ve ustalığını gözler önüne seriyor. "Bu değerin yok olmasına gönlümüz razı değil" İHA muhbirine konuşan 56 yaşındaki çay evi sahibi Dolayı Öztürk, mekânın Van kültürünü yaşatmak amacıyla korunduğunu belirtti. Kentin en eski çay evi olduğunu ifade eden Öztürk, "Tam 83 yıllık bir geçmişe sahiptir. Biz burada eskiyi canlandırmaya, yaşatmaya çalışıyoruz. Van’ın kültürünü yaşatmak istiyoruz. Büyüklerimizin geçmişte yaşadıklarını, örfünü ve adetlerini kaybetmek istemiyoruz; bu değerin yok olmasına gönlümüz razı değil. Bakıyorsunuz; sobamız eski, sandalyelerimiz eski, demliklerimiz eskidir. Hepsini geçmişe dayanarak kullanıyoruz. Çünkü diyoruz ki, büyüklerimizin örfü, adeti kaybolmasın. Bunları yaşatmaya çalışıyoruz" dedi. "Burada bir bilgi bankası oluşuyor" Bu tür kahvehanelerin dostluklarının çok farklı olduğunu dile getiren Öztürk, "Buraya gelen insanların bilgi ve birikimi çok kıymetlidir. Biz onlara adeta birer ‘kitap’ diyoruz. Çünkü aralarında büyük esnaflar, önemli bürokratlar ve iş insanları var. Hepsi bir araya geldiğinde adeta bir bilgi bankası oluşuyor. Gençler buraya geliyor ve bu insanlardan çok şey alıyor" diye konuştu. Her kesimden vatandaşı çay evinde ağırladıklarını söyleyen Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sigara yasaklandığı gün biz de kahvemizde yasakladık. Bu çok güzel bir uygulama oldu. Ayrıca burası siyasetin olmadığı bir ortamdır. Herkese açık bir yerdir. Her kesimden insan gelir ve herkes buradan memnun ayrılır. İnsanlar geliyor, eskiyi yad ediyor; sandalyeye, masaya, çaya bakıyor. Zaten bir tezgâh yaklaşık 84 yıl ayakta durmuşsa, bilin ki onun verdiği bir tat, bir emek vardır. Çünkü bu memleketin değerlerine sahip çıkılması gerekiyor. Eğer biz bunları yaşatmaz, sahip çıkmaz ve korumazsak, ileride hepsi yok olur." "Emekli olduktan sonra neredeyse her gün buradayım" 13 yıl önce emekli olduktan sonra hemen her gün bu çay evine geldiğini ifade eden Ferzende Olgun ise "Buraya genellikle esnaflar ve emekli olan insanlar gelir. İnsanlar burada dinlenir, sohbet eder. Biz de sürekli buradayız; gelip burada dinleniyoruz. Ben kendi adıma söyleyeyim; emekli olduktan sonra neredeyse her gün buradayım. 2013 yılında emekli oldum ve o günden bu yana hep buraya geliyorum" dedi. "Çok güzel ve nostaljik bir mekândır" 1980’li yıllardan beri aynı çay evine geldiğini söyleyen Burhan Çap da, "Burası bana hep eskiyi hatırlatıyor. Buraya geldiğimde interneti, teknolojiyi, her şeyi unutuyorum. Eski zamanlar, eski hatıralar, arkadaşlar geliyor aklıma. Öğrencilik yıllarımızda da buraya gelir, hep çay içerdik. Çayı gerçekten çok güzeldir. Burası güzel bir yer, çok güzel ve nostaljik bir mekândır" şeklinde konuştu.