GENEL - 09 Kasım 2019 Cumartesi 10:53

Gaziantep’in tarihi konakları dizi ve filmler için set oldu

A
A
A
Gaziantep’in tarihi konakları dizi ve filmler için set oldu

Sanayisi, yemekleri ve tatlıları ile nam salan, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Gaziantep, son yıllarda ev sahipliği yaptığı dizi ve filmler için adeta doğal plato görevi görüyor.

Sanayisi, yemekleri ve tatlıları ile nam salan, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Gaziantep, son yıllarda ev sahipliği yaptığı dizi ve filmler için adeta doğal plato görevi görüyor. Doğal yapısı ve restore edilen eski konaklarıyla ekranları süsleyen Gaziantep’te çekilen dizi ve filmler reyting rekorları kırarken, kentin tanıtımına da katkı sağlıyor.


Dünyanın en eski ve kadim şehirleri listesinde dokuzuncu sırada yer alan Gaziantep, eski konakları, dar sokakları ve tarihi yapısıyla dikkat çekiyor. Bu yapısıyla özellikle dizi ve film sektörünün uğrak noktası olan Gaziantep şehri, reyting rekorları kıran pek çok diziye ve filme ev sahipliği yapıyor. Doğunun Paris’i olarak lanse edilen, sanayisi, yemekleri, tatlıları, tarihi ve kültür yapısıyla dikkat çeken Gaziantep, son yıllarda dizi-filmlerin de gözdesi haline geldi.


İçinde barındırdığı hikayeleri, tarihi dokusu, dar sokakları, kalesi, eski hanları, hamamları ve konakları ile geçmişten bugüne Ezogelin, Karayılan, Zerda, Karagül, Yabancı Damat, Gülperi, Kurtlar Vadisi Irak gibi pek çok diziye ve filme ev sahipliği yapan Gaziantep şehri, bu günlerde de Benim Adım Melek ve Güvercin dizileriyle bir kez daha ekranları süslüyor.



“Eski konaklar ve doğal yapı büyük avantaj”


Kentin doğal yapısıyla dizi ve filmler için adeta doğal bir plato görevi gördüğünü, bu nedenle Gaziantep’i tercih ettiklerini açıklayan TRT yapımı ‘Benim Adım Melek’ dizisinin yönetmeni Cem Akyoldaş, “Gaziantep’te dizi çekmek çok rahat. Çünkü Gaziantep şehri mekan olarak ve kültür olarak bizim sevdiğimiz ve hasretini çektiğimiz pek çok şeyi içinde barındırıyor. Özellikle buradaki eski konaklar, sokaklar, yemek kültürü, bakırcılık ve insanların hoş görüsü bizim için büyük bir avantaj. Dolayısıyla Gaziantep’i biz tercih ettik. Bizim gibi başka yapımcılar, yönetmenler ve kanallar da tercih ediyor” dedi.



“Eski aile yaşantısını yansıtıyoruz”


Gaziantep’in eski konaklarını yaşanmışlıkları ile yansıtmaya çalıştıklarını da aktaran Akyoldaş, “Biz eski konakları tercih ederken bir olmayı, bir arada olmayı, aile olmayı anlatabilmek için tercih ettik. Çünkü eski konaklarda bütün odaların kapısı bir avluya açılıyor ve herkes bir biriyle orada karşılaşıp yüzleşiyor. Bu da günümüz toplumundaki apartman yaşantısının olumsuzluklarını, kopukluklarını ortadan kaldırıyor. O yüzden biz de bu yolla geçmişe olan özlemi ve aile olmanın önemini yansıtmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.


Başarılı bir şekilde yayın hayatını sürdüren ve çekimi devam eden ‘Benim Adım Melek’ dizisi hakkında da açıklamalarda bulunan Akyoldaş, “Benim Adım Melek hikayesi bizim yaklaşık bir senedir hazırlandığımız bir proje. Bu projemizde gençlik yıllarında bir hata yaparak evini, ailesini ve memleketini terk eden Melek’in hikayesini anlatıyoruz” ifadelerine yer verdi.



“Eski konaklar inanılmaz bir yapıya sahip”


Gaziantep’in doğal yapısının diziler için çok önemli olduğunu vurgulayan ‘Benim Adım Melek’ dizisinin oyuncusu Mustafa Mert Koç, “Gaziantep’te bu kadar çok dizi çekilmesinin pek çok sebebi var ama en önemlisi doğal yapısı ve doğu kültürünü çok güzel bir şekilde yansıtmasıdır. Özellikle buradaki eski konaklar inanılmaz bir yapıya sahip. Çünkü bu konuklar eskiyi, eskiden kalma o saflığı ve o duyguyu yansıtıyor. Bu konaklarda eski yaşanmışlıkları da hissedebiliyoruz. Bu durum da izleyicinin sıcak hisler duymasına, kendini onların yerine koymasına vesile oluyor. Biz de oyuncular olarak Gaziantep’in o sıcaklığını hissedebiliyoruz” şeklinde konuştu.



“Konaklar insanların nostaljik duygularına dokunuyor”


Gaziantep’te eski bir konağı butik otel olarak işleten Cengiz Zorkirişçi ise, “Bu konaklar insanların nostaljik duygularına dokunuyor. Eski insanların bir çoğu bu eski konaklarda doğup, büyüdü. Bu konaklar ailelerin bir araya gelip, toplandığı pek çok şeyi paylaştığı yerler. O yüzden bu insanların duygularına biraz daha fazla dokunuyor. Son zamanlarda dizi ve filmlerde de kullanılmaya başlandı bu konaklar. Bunun da şehrin ve bu konakların tanıtımına katkısı olduğunu düşünüyorum. Bu durum bu konakların yaşatılmasına ve korunmasına da katkı sağlayacaktır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Aydınlı 90 yaşındaki sarraf Bezirgan: "Dürüstlük, iş hayatının altın anahtarıdır" Aydın’ın en eski sarraflarından 90 yaşındaki Necdet Bezirgan, yarım asrı aşan meslek hayatında terzilikten çiftçiliğe, minibüsçülükten sarraflığa uzanan çalışma serüveninde başarıya giden yolun ’dürüstlükten’ geçtiğini belirterek, "Dürüstlük, iş hayatının altın anahtarıdır" dedi. İş hayatına erken yaşta çalışarak başladığını anlatan 90 yaşındaki Necdet Bezirgan, meslek yolculuğunun tek bir işle sınırlı kalmadığını dile getirdi. İlk olarak Yenipazar ilçesinde 15 yıl boyunca terzilik yaptığını ardından da 2 yıl çiftçilikle uğraştığını ifade eden Bezirgan, 9 yıl da minibüs şoförlüğü yaptığını söyledi. Şimdilerde oğluna devrettiği sarraflığa ise 1980’li yılında adım attığını belirten Bezirgan, o dönem meslektaşlarının kendisine büyük bir vefa örneği gösterdiğini belirterek kendilerine mesleği öğrenmek için ücret teklif ettiğini ancak ustasının bunu kabul etmeden ’bu mesleği sana öğreteceğiz’ diyerek kendisine yeni bir kapı açtıklarını kaydetti. Kendisine yaklaşık yarım asırdır iş kapısı olan sarraflığı öğreten ustasını saygıyla anan Necdet Bezirgan, "İlk önce 15 sene Yenipazar ilçesinde terzilik yaptım, sonrasında 2 sene çiftçilik ile uğraştım. 9 sene minibüsçülük yaptım ve ardından bu mesleğe atıldım. 1980 yılında bu mesleği öğrenmek için ustamın yanında sarraflığa başladım. Sağ olsunlar sarraf arkadaşlar ’bu mesleği sana öğreteceğiz’ deyip öğrettiler. Mesleği öğretmeleri karşılığında para teklif etsem de onlar almayacaklarını söyleyip bana yardımcı oldular. O günden bu yana sarraflık yapıyorum. Aydın’ın ilçelerindeki pazarlara giderek seyyar sarraflık yaptım. Sonrasında iş yerimi açarak bu günlere kadar geldim. Bu mesleği öğreten ustamı saygıyla anıyorum, Allah bana yardımcı olan herkesten razı olsun" dedi. Artık bayrağı oğlu Hakan Bezirgan’a devrettiğini ama iş yerinden de kopamadığını kaydeden Bezirgan, "Oğlum İzmir Ege Üniversitesi’nden mezun oldu. Mezuniyetinin hemen ardından oğluma, ’sermaye hazır, iş hazır, müşteri hazır gel işinin başına geç’ dedim. O da sağ olsun kırmadı ve birlikte çalıştık. Artık yaşım ilerlediği için mesleği tamamen oğluma bıraktım ama işten yine de kopamıyorum. Günün belli saatleri gelip burada oluyorum. Çayımı içer, gelen müşterilerle hal hatır sorarım. Bu dükkan benim için sadece bir iş yeri değil, ömrümün geçtiği yer. Evde otursam içim sıkılır, buraya gelince kendimi hala işe yarar hissediyorum" diye konuştu. "Dürüstlük vazgeçilmezim" Yıllar boyunca kazancını da kaybını da dürüstlükle karşıladığını belirten Bezirgan, kısa yoldan para kazanma hevesinin insanı hem mesleğinden hem itibarından ettiğini söyledi. Dürüstlüğün kendisi için vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Bezirgan, "Benim bu hayatta en büyük sermayem dürüstlüğüm oldu. Dürüstlük vazgeçilmezimdir. İnsan yaptığı işi sevecek ama ondan önce doğru olacak. Ustasına saygısı olmayanın, işine de saygısı olmaz. Bazen zarar ettik, bazen çok kazandık ama hiç bir zaman hiç bir kimseye yanlış yapmadık. İnsan doğru olduktan sonra başı dik gezer, geceleri de rahat uyur" diye konuştu. Gençlere altın değerinde öğütte bulunan Bezirgan, "Parayı değil, itibarı düşünün. Para bugün var yarın yok ama dürüstlük bir kere kaybolursa bir daha yerine gelmez" ifadelerini kullandı.
İstanbul Büyükçekmece’deki adli emanet soyguncusu ve eşi için kırmızı bülten çıkarıldı Büyükçekmece Adliyesi Emanet Bürosundan, İstanbul merkezli 19 ilde sahte vatandaşlık operasyonunda ele geçirilen ziynet eşyalarını çalarak İngiltere’ye kaçan şüpheli ve eşi hakkında yakalanmalarına yönelik kırmızı bülten çıkarıldı. Büyükçekmece Adliyesi’nde 1 Aralık 2025’te Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Emanet Bürosunda görevli zimmet memuru Erdal T.’nin uzun süredir işe gelmediği Cumhuriyet Savcısı’na bildirilmişti. Bunun üzerine Cumhuriyet Başsavcısı, görevlilerle beraber, emanet bürosu odası ve içindeki kasaları açtırmıştı. Yapılan aramada yaklaşık 50 kilogram gümüş ve yaklaşık 25 kilogram altının kayıp olduğu tespit edilmişti. Arkadaşlarına, "Allah çarşınıza pazar versin" şeklinde mesaj attı Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla zimmet görevlileri Erdal T. ve diğer şüpheli Kemal D. hakkında yakalama kararı verilmiş, yapılan araştırmada zimmet memuru Erdal T.’nin 19 Kasım 2025 tarihi saat 08.22 sıralarında ailesiyle birlikte İngiltere’ye kaçtığı tespit edilmişti. Diğer şüpheli Kemal D. ise bulunduğu adreste yakalanarak gözaltına alınmıştı. Öte yandan şüpheli Erdal T.’nin Whatsapp uygulamasında arkadaşlarına, "Ben malları sattım, Allah çarşınıza pazar versin" diye yazdığı öğrenilmişti. 2021 yılından beri adliyede çalışıyordu Olaya ilişkin soruşturma Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından titizlikle yürütülüyor. Şüpheli Erdal T.’nin, hizmetli kadrosunda çalıştığı, kendisinde adli emanet kasasının anahtarının bulunmadığı, yalnızca odanın anahtarının bulunduğu öğrenilmişti. Ayrıca, gözaltına alınan bir diğer şüpheli Kemal D.’nin ise 2021 yılından beri adliyede memur olarak çalıştığı, hem adli emanet kasasını, hem de adli emanet odasının anahtarının kendisinde olduğu, Erdal T.’nin ise 2022 yılında çalışmaya başladığı ortaya çıkmıştı. İki ay önce büroda denetim yapılmış Adli emanet kapısının çift anahtar sistemi ile çalışan çelik kapı olduğu, bu kasaların iki ayda bir denetlendiği, en son denetimin ise iki ay önce yapıldığı, herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadığı bilgisine ulaşılmıştı. Yaşanan olayın ise büroda rutin denetim yapıldığı sırada, denetimi gerçekleştiren Cumhuriyet Savcısı tarafından fark edilmişti. Sahte vatandaşlık operasyonu ziynetleri olduğu ortaya çıkmıştı Öte yandan, Erdal T.’nin, çaldığı altınların İstanbul merkezli 19 ilde sahte vatandaşlık soruşturması çerçevesinde, gözaltına alınan 113 şüpheliye yönelik düzenlenen operasyon kapsamında ele geçirilen ziynetler olduğu da ortaya çıkmıştı. 5 şüpheli tutuklanmıştı Ayrıca yürütülen soruşturma kapsamında, 10 Aralık günü Firari Erdal T.’nin kaynanası, kayınbiraderi, kayınpederiyle, çalıntı altının alım ve satımına aracılık edenlerin de bulunduğu 13 şüpheli emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Büyükçekmece Adliyesi’ne getirilmişti. Savcılıkta ifade işlemleri tamamlanan şüpheliler Ö.K., Z.V., E.İ.S., G.V., Y.E.K., tutuklanarak cezaevine gönderilmiş, M.T., B.Ç., M.S. isimli şahıslar ’ev hapsi’ tedbiriyle serbest kalmış, diğer şüpheliler Y.T., A.T., F.T., A.S. ve D.D. ise ’yurt dışına çıkış yasağı’ şartıyla serbest bırakılmıştı. Şahıs hakkında kırmızı bülten talebi Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma sürerken, şahsın olayı gerçekleştirirken bağlantı kurabileceği kişiler tek tek araştırılıyor. Soruşturma derinleştirirken, İngiltere’ye kaçan şüpheli Erdal T. İle eşi Esma T. hakkında da, Adalet Bakanlığı’na kırmızı bülten çıkarılması yönünde ihbarda bulunulduğu öğrenilmişti. İngiltere’ye kaçan şüphelilere kırmızı bülten Yürütülen soruşturmada yaşanan yeni gelişmeyle, olay sonrası İngiltere’ye kaçan şüpheli Erdal T. ve eşi Esma T. hakkında yakalanmalarına yönelik kırmızı bülten çıkarıldı. (GŞ-
Şırnak Cizre’de öğrencilere MEBİ’nin eğitimdeki etkisi anlatıldı Şırnak’ın Cizre ilçesinde Şehit Sait Atak İlkokulu-Ortaokulu öğrencileri ile bir araya gelen Milli Eğitim Müdürü Şahan İke, MEBİ’nin (Bireysel Öğrenme Platformu) eğitime olan katkısı ve sunduğu ayrıcalıkları öğrencilerle paylaştı. Cizre İlçe Milli Eğitim Müdürü Şahan İke, Şube Müdürü Sabri Salgut ile birlikte Menderes Ortaokulu ile Şehit Sait Atak İlkokulu-Ortaokulunu ziyaret ederek öğretmen ve öğrencilerle bir araya geldi. Okul yöneticileri ve öğretmenlerle görüşen İlçe Millî Eğitim Müdürü İke, eğitim öğretim süreçlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İke, bilgiyi hikmetle yoğurarak iyi, doğru ve güzel olanı merkeze alan eğitim anlayışının maarif davanın temelini oluşturduğunu vurgulayarak, asırlardır sözünü hikmetten, yönünü irfandan alan köklü eğitim geleneğinin, çağın imkanlarıyla buluşarak geleceğe taşındığını ifade etti. Ortaöğretim Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilen yapay zeka destekli bireysel öğrenme platformu olan MEBİ’nin eğitim sistemine sağladığı katkılara da değinen İke, ücretsiz olarak sunulan platformun, öğrencilerin bireysel öğrenme hızlarına uygun içerikler sunması, öğretmenlere rehberlik etmesi ve eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmesi açısından önemli bir kazanım olduğunu belirtti. İke, MEBİ platformunun bireysel farklılıkları gözeten esnek öğrenme ortamları sunduğunu, beceri ve yetkinlik temelli yaklaşımıyla ölçme ve değerlendirme süreçlerini güçlendirdiğini ifade ederek, ilçede platformun yaygın ve etkin şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla tanıtım faaliyetlerinin ardından okul idareleri ve öğretmenler tarafından bilgilendirme ve yönlendirme çalışmalarının sürdüğünü sözlerine ekledi.