GENEL - 05 Haziran 2020 Cuma 15:20

SANKO Okulları online kariyer günleri

A
A
A
SANKO Okulları online kariyer günleri

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Akademisyenleri, Online Kariyer Günleri’nde SANKO Okulları öğrencileriyle buluştu.

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Akademisyenleri, Online Kariyer Günleri’nde SANKO Okulları öğrencileriyle buluştu.


SANKO Okulları’nda, moderatörlüğünü 10’uncu Sınıf Öğrencisi Miray Mavi’nin yaptığı online kariyer gününe katılan SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı, “Üniversiteler en güzel yıllarınızı yaşayacağınız, kişiliklerinizi şekillendiren ve sizi bundan sonraki hayatınıza hazırlayan, olgunlaşmanızı, yetişkin bireyler olmanızı sağlayan kurumlardır” dedi.


Öğrencilerin meslek seçerken, “hangi mesleğe daha yatkınsınız, hangi mesleği yaparken daha mutlu olursunuz” sorularına yanıt aramalarını isteyen Prof. Dr. Dağlı, şu önerilerde bulundu:


“Bu konuda aileleriniz, öğretmenleriniz, arkadaşlarınız farklı seçenekler sunacaktır. Kariyer hayatınız için herkesten fikir alabilirsiniz ancak lütfen rehber öğretmenlerinize kulak verin. Ama son karar mutlaka sizin olsun. Seçeceğiniz meslek için tercih edeceğiniz üniversite önemli. Üniversitelerin akademik kadrosunu iyi gözden geçirin”


Prof. Dr. Zafer Çetin


Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zafer Çetin ise, öncelikli amaçlarının insanlığa hizmet edecek donanımlı hekimler yetiştirmek olduğunu, bu amaç için her birisi kendi çalışma alanında duayen öğretim üyeleri, donanımlı laboratuvar ve diğer alt yapının bulunduğunu söyledi.


“Covid-19 pandemisinin bizlere öğrettiği en önemli şeylerden birisi temel bilimler ve araştırmaların, hekimlik uygulamaları ile uyum içinde yürütülmesinin ne kadar önemli olduğudur” diyen Doç. Dr. Çetin, şöyle devam etti:


“Bu nedenle öğrencilerimizin ekip çalışması yeteneğine sahip, yenilikçi, disiplinler arası araştırmalara açık, soru sorabilen ve sorgulayabilen bireyler olarak kendilerini geliştirebilmeleri için çaba sarf etmekteyiz. Öğrenci kulüplerimizin düzenlediği bilimsel ve sosyal sorumluluk faaliyetleri ile öğrencilere sosyal sorumluluk bilincini, empati yapabilmelerini ve bilimsel bir bakış açısı kazandırmayı hedefliyoruz”


SANKO Üniversitesi tarafından düzenlenen bilimsel faaliyetlere değinen Prof. Dr. Çetin, “Her yıl düzenlediğimiz SANKONUK Programı’nın devamı niteliğinde olan SANKO Üniversitesi Sanal Konferanslar serisi ile araştırmalarına yurt dışında devam eden başarılı Türk bilim insanları ile öğrencilerimizi buluşturarak, akademik kariyer planlamalarına destek veriyoruz” şeklinde konuştu.


Bu yıl altıncısını düzenleyecekleri Uluslararası Tıpta İnovasyon Buluşmaları Kongresi uygulamasıyla akademik kariyerlerini yurt dışında sürdüren başarılı bilim insanlarını, öğrenciler ve Gaziantep ile buluşturmaya devam edeceklerine vurgu yapan Prof. Dr. Çetin, şunları kaydetti:


“Bu bilimsel faaliyetler sayesinde öğrencilerimizin yurtdışı bağlantıları kurmalarını ve Avrupa Birliği’nin Erasmus + Programı’nın sunduğu imkanları da kullanarak staj dönemlerini yurt dışında başarılı bilim insanlarının yanında geçirebilmelerine olanak sağlamış oluyoruz. Seçmeli proje dersi uygulamaları ile her öğrencimizin öğrenim süreci boyunca en az bir veya iki bilimsel araştırma projesini sürdürmesini, bu projelerden çıkan sonuçları ulusal ve uluslararası bilimsel toplantılarda poster veya sözlü olarak sunmak üzere katılmalarını ve böylece eğitimlerini tamamladıklarında en az bir bilimsel yayınla akademik kariyerlerine başlamalarını sağlıyoruz”


Prof. Dr. Efsun Karabudak


Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Efsun Karabudak da diyetisyeni, “fen, sosyal ve sağlık bilimlerinin farklı alanlarını bir araya getiren bir eğitim yaklaşımıyla yetişen sağlıklı birey ve toplumun ‘çiftlikten çatala’ kadarki tüm süreçlerde yaşam boyu sağlığının korunmasını, geliştirilmesini, yaşam kalitesinin artırılmasını ayrıca hasta ve risk grubundaki bireye özgü beslenme programlarının planlanmasını sağlayan bir sağlık profesyoneli” olarak tanımladı.


Prof. Dr. Karabudak, “SANKO Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü olarak amacımız; yetiştireceğimiz sağlık profesyonelleri ile evrensel, kültürel ve etik değerler ışığında, beslenme ve diyetetik biliminin farklı alanlarında bölgesel ve ulusal düzeyde hizmet sunmak, mesleki özerkliğin kazanılması yolunda toplum sağlığı ve refahını geliştirmek ve bilimsel çalışmalar yaparak uluslararası platformda temsil edilmektir” değerlendirmesinde bulundu.


Prof. Dr. Arzu Demirgüç


Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arzu Demirgüç, fizyoterapistlerin doğuştan veya sonradan edinilen hastalık ve/veya engel durumları sonucu ortaya çıkan ağrı ve fonksiyonel yetersizliklerle ilgili gerekli özel ölçme ve değerlendirmeleri yapan, bu değerlendirme sonuçlarından yola çıkarak yaşam kalitesini artırmak için uygun fizyoterapi ve rehabilitasyon programını planlayarak uygulayan profesyonel sağlık personeli olduğunu belirtti.


Doğumdan ölüme kadar her süreçte, her yaşta, her hastalıkta ve şu an gündemde olan Covid -19 pandemisinde de fizyoterapiste ihtiyaç olduğunu anlatan Prof. Dr. Demirgüç, şunları söyledi:


“Her yaşta sağlığın korunmasında, kişilere sağlıklı yaşam alışkanlıklarının kazandırılmasında fizyoterapistin rolü vardır. Mesleki uzmanlaşma alanları çok çeşitlidir; pediatrik rehabilitasyon, ortopedik rehabilitasyon, nörolojik rehabilitasyon, sporcu sağlığı ve rehabilitasyonu, kardiyopulmoner rehabilitasyon, kadın ve erkek sağlığı bunlara örnektir. Çalışma imkanları ve seçenekleri zengindir. Fizyoterapistlerin istihdam alanları çok geniştir. Tıp merkezleri, birinci basamak sağlık hizmetleri, kamu ve özel hastaneler, sporcu eğitim sağlık ve araştırma merkezleri, huzurevi, bakımevi, çocuk esirgeme kurumları, kamu kuruluşları, spor kulüpleri, sağlıklı yaşam merkezleri ve spor merkezleri, okullar ve özel eğitim veren okullar, özel eğitim merkezleri, özel dal merkezleri, huzurevi ve bakım evleri, belediyeler, evde bakım merkezleri, hastalıklara özel vakıf ve dernekler, istihdam alanlarıdır”


Mezuniyet sonrasında yüksek lisans ve doktora eğitimi alınarak akademisyenliğin tercih edebileceğini de hatırlatan Prof. Dr. Demirgüç, uyguladıkları eğitim programı ile ilgili olarak ise şunları paylaştı:


“Teorik ve uygulamalı derslerin harmanlandığı zevkli ve dinamik bir eğitim programımız var. İlk yıl temel tıp bilimleri dersleri (anatomi, fizyoloji, histolojivb) İkinci yıl elektrofiziksel ajanlar, manipulatif tedavi, kinezyoloji vb. mesleki ve pratik ağırlıklı dersler, üçüncü yıl, ortopedik rehabilitasyon, nörolojik rehabilitasyon, pulmoner rehabilitasyon, pediatrik rehabilitasyon vb. ilk iki yıldaki derslerden edinilen bilgilerin pekiştirildiği özelleşmiş rehabilitasyon alan dersleri var. Dördüncü yıl ise klinik uygulama ağırlıklı bir eğitim veriyoruz. Bölümümüzde farklı özelleşme alanlarında uzman ve deneyimli öğretim elemanları bulunmakta, öğrenci merkezli bir eğitim benimsenmektedir. Dersler interaktif öğrenci katılımı ile yürütülmektedir. Özelleşmiş her mesleki alanımız için SANKO Üniversitesi Hastanemizde uygulamalı eğitim büyük bir fırsatıdır. Meslek eğitimlerinde gerekli ve yeterli olacak düzeyde elektroterapi cihazları, egzersiz istasyonları, egzersiz materyalleri, ölçüm, değerlendirme ve tedavi ekipmanlarımız vardır. Öğrencilerin yer aldığı bilimsel faaliyetler, mesleki birlikteliğin temelinin atıldığı sosyal etkinlikler, yurt dışı eğitim hareketliliği imkanı ve yurt içi ve yurt dışı mesleki kuruluşlarla yakından iletişimimiz bölümümüzün güçlü yönleridir”


Prof. Dr. Arzu Tuna


Sözlerine, Dünya Sağlık Örgütü’nün 2020 yılını hemşireler yılı olarak kabul ettiğini belirterek başlayan Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Arzu Tuna, şöyle konuştu:


“Hemşireler tüm sağlık ekibiyle birlikte Covid- 19 ile mücadele etmeye devam etmektedir. Bu nedenle hemşirelik mesleği evrenseldir. Din, dil, ırk, etnik köken, cinsiyet ayrımı yapmadan tüm dünyada mezuniyet sonrası görev alabilecek lisans mezunu hemşireleri fakültemizde yetiştirmekteyiz. Mezun hemşirelerimiz yoğun bakımda, ameliyathanede, klinikte, sahada, hasta transportu için helikopterde, acil serviste, okul hemşireliğinde, fabrika iş sağlığı biriminde kolaylıkla iş bulabilmekte ve diğer sağlık ekibiyle birlikte çalışabilip, bunların yanında lisansüstü eğitim alarak, akademisyen olarak üniversitelerde görev yapabilmektedir. İnsanı seven tüm hemşire adaylarına problem çözme becerisi iletişim becerisi empati becerisi kazandırdığımız üniversitemize davet ediyor, sınavlarınızda başarılar diliyorum.”


Dr. Öğr. Üyesi Demet Arı Yılmaz


Meslek seçiminin bireylerin yaşamlarını etkileyen en önemli faktörlerden biri olduğunu anımsatan Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Demet Arı Yılmaz da uygun mesleği seçen bireylerin; işlerini isteyerek yaptıklarını, mesleklerinde ilerlediklerini kendilerine ve yaşadıkları topluma daha faydalı olarak, başarılı ve mutlu bir yaşam sürdürdüklerinin bilindiğine dikkat çekti.


Hekimlik mesleğinin kutsal bir meslek olduğunu, ülkemizde saygınlık, iş garantisi ve ekonomik güç sağlaması gibi nedenlerle öğrenciler ve/veya aileler tarafından tercih edildiğini anımsatan Dr. Öğr. Üyesi Yılmaz, şu ifadelere yer verdi:


“Hekimliğin yoğun ve uzun eğitim süresi, ağır çalışma koşulları ve mesleki sorumluluğunun fazla olması tercih yapılırken bilinmemekte ya da göz ardı edilmektedir. Kendi tercihi olmadan yönlendirme ile tıp fakültelerine gelen ve bu gerçeklerle karşılaşan öğrencilerin mutsuz ve verimsiz bir meslek hayatı olması kaçınılmazdır. Bu nedenle de meslek seçimi ve olası bir karara varma sürecinde öğrencilere meslek tercihleri konusunda eğitim ve danışmanlık desteği sağlanması çok önemlidir”


Toplumun yetkin hekimler istemesi, hastaların ise eğitim nesnesi olmak istememeleri nedeniyle simülasyona dayalı klinik beceri eğitimlerinin öneminin dünya genelinde artırdığını vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Bu nedenle klinik beceri kazandırmayı kolaylaştıracak ve hasta ile karşılaşmadan önce, öğrencinin kendine güven kazanmasını sağlayacak mesleki beceri uygulamaları giderek önem kazanmaktadır. Ayrıca erken yıllarda verilen mesleki beceri eğitimleri, 600 yatak kapasiteli ve tam donanımlı SANKO Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan uygulamalar ile öğrenciler tıp fakültesi öğrencisi olduklarını hissedebilmekte, öğrenmeye oldukça istekli olmakta ve verilen bu derslerden memnun kalmaktadırlar. Bu uygulamalarda insan bedenine çok benzeyen, yüksek teknolojiye sahip anatomik modellerden (simülatör) yararlanılmaktadır. Bazı uygulamalarda da simüle hasta kullanılarak, erken yıllarda klinik döneme ait uygulamaların alt yapısı oluşturulmaktadır. Bu sayede öğrenciler gerçek hastalarla karşılaşmadan önce simüle uygulamalarla deneyim kazanmakta, kendilerine olan güvenleri artmakta ve klinik deneyimleri sırasında korku ve endişe yaşamamaktadır”


Dr. Öğr. Üyesi Yılmaz, konuşmasını, SANKO Okulları öğrencilerine “Sizleri nitelikli ve donanımlı hekimler yetiştirebilmek için güçlü kadrosu ve çağdaş teknolojik alt yapısı ile eğitime katkı sunan üniversitemizde öğrenci olmaya bekliyoruz” çağrısı ile tamamladı.


Dr. Öğr. Üyesi Sibel Polat


Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Psikiyatri Hemşireliği Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Sibel Polat, “Türk Hemşireler Derneği 1981 yılında hemşireliği bireyin, ailenin ve toplumun sağlığını ve esenliğini koruma, geliştirme ve hastalık halinde iyileştirme amacına yönelik, hemşirelik hizmetlerinin planlanması, örgütlenmesi ve değerlendirilmesinden, bu hizmetleri yerine getirecek bireylerin eğitiminden sorumlu bilim ve sanattan oluşan bir sağlık disiplini olarak tanımlamıştır” dedi.


“Hemşirelik Kuramcılarından Virginia Henderson ise 1955’te yaptığı tanımda hemşireyi, bireyin sağlığına ve bağımsızlığına kavuşma sürecindeki dinamik güç olarak görmüştür. Hemşirenin temel ve benzersiz görevini, sağlam ve hasta bireylere, sağlıklarını korumaları, tedavileri sırasında veya huzur içinde ölmeleri için, yardım eden güç olarak tanımlamıştır” diyen Dr. Öğr. Üyesi Polat, şu bilgileri aktardı:


“Hemşire bu yardımı, birey yeterli kuvvet, istek ya da bilgiye sahip oluncaya ve bunları yardımsız yapabilecek duruma gelinceye kadar sürdürür ve bireyi en kısa zamanda bağımsızlığına kavuşturmayı amaçlar. Üniversitemiz; Tıp ve Sağlık Bilimleri olmak üzere iki fakülte ve Ameliyathane Hizmetleri, Anestezi, İlk ve Acil Yardım ile Tıbbi Görüntüleme Teknikleri Bölümü’nde eğitim vermek üzere kurulan Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu ile Lisansüstü Eğitim Enstitüsü’nden oluşmaktadır. Hemşirelik Bölümümüz lisans eğitimine 2014-2015 eğitim öğretim yılında başlamış olup, bu yıl üçüncü mezunlarını verecektir. Lisansüstü Eğitim Enstitüsü’nde Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği, Halk Sağlığı Hemşireliği, Kadın Doğum Hemşireliği, İç Hastalıkları Hemşireliği, Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği, Hemşirelik Esasları alanında yüksek lisans eğitimi verilmektedir. Hemşirelik eğitimi; teorik, laboratuvar ve klinik uygulamadan oluşmaktadır. Mezunlarımızın çalışma alanları oldukça geniş olup, kamuda ve özel kurumlarda, çok çeşitli pozisyonlarda çalışabilmektedir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”