GÜNDEM - 08 Temmuz 2025 Salı 12:18

Çocukluk hayali olan yazarlığa 55 yaşında kavuştu

A
A
A
Çocukluk hayali olan yazarlığa 55 yaşında kavuştu

Gaziantep’te yaşayan ve eğitim aşkı yarım kalan 67 yaşındaki ev hanımı Suna Arpacıoğlu, çocukluk hayali olan kitap yazarlığını 55 yaşında gerçekleştirdi.


İlkokul, ortaokul ve liseyi bitirdikten sonra eğitimine çeşitli nedenlerden dolayı devam edemeyen ve daha sonra evlenen Arpacıoğlu, evlendikten sonra okuma hayalini aklından hiç çıkarmadı.


Liseden mezun olduktan sonra çeşitli sebeplerle eğitim hayatına devam edemeyen Suna Arpacıoğlu, yıllar içerisinde karşılaştığı zorluklar ve sıkıntılar nedeniyle okuma-yazması iyice zayıfladı.


Zamanını çocuklarına ve evine ayırdığı için eğitimine devam edemeyen Arpacıoğlu, defalarca okumak istese de üniversiteye gidemedi.


Okuma-yazmasını geliştirmek ve küçük yaşlardan itibaren de hayalini kurduğu yazarlık için Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Aktif Yaşam ve Eğitim Merkezi’ne giden Arpacıoğlu, merkezde Engelli Yaşlı ve Sağlık Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından açılan okuma-yazma kursuna katıldı.


Eğitim aşkı içinde bir ukde olarak kalan ancak heyecanını hiçbir zaman kaybetmeyen Arpacıoğlu, kurs sayesinde okuma-yazmasını iyice geliştirdi. Okuma-yazma becerilerini kendi çabasıyla geliştiren, kitap yazabilmek için ayrıca bilgisayar kursuna giden Arpacıoğlu, gençlik yıllarından itibaren kaleme aldığı günlüklerini kitap haline getirdi.


Gençliğinden itibaren yazma hayalinden kopamayan, çok istediği ancak gerçekleştiremediği yazarlık hayalinin hikayesini yazmaya karar veren Arpacıoğlu, uzun yıllar verdiği uğraşın ardından yaşadıklarını ve hayallerini kitap haline getirdi.


2013 yılında kendi yaşam hikayesini anlattığı ’Hüzün Burcu’ isimli ilk kitabını çıkaran ve kitap yazarlığı hayaline 55 yaşında kavuşan Arpacıoğlu, şu ana kadar toplam 4 kitap yazdı.


"Geçmişin İzi" isimli son kitabında okuma-yazmasını pekiştirmek için gittiği Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Aktif Yaşam ve Eğitim Merkezi’ndeki arkadaşlarının yaşam hikayelerine de yer veren Arpacıoğlu, kitap yazmaya devam edeceğini söyledi.


Kitap yazmayı çok sevdiğini belirten Arpacıoğlu, "Fırtınalı hayatımdan sonra her kadının hayatı roman olur diye ilk kitabımı yazdım. 50 yaşından sonra kitap yazmayı insanlar biraz garipsediler, ‘Yazıyorsun da ne oluyor?’ şeklinde farklı farklı yorumlar yaptılar ve ilgi göstertmediler. Fakat benim kitaptaki başarımı görünce söyledikleri sözlerden pişman oldular ve ‘biz de keşke yazsaydık’ dediler. Ben bu kitabı yazdıktan sonraki mutluluğumu anlatamamıştım. İlk kitabımı aldığımda, göğsüme bastırdım, ‘ben bir Suna Arpacıoğlu’yum ve bu benim eserim’ diyerek çok mutlu olmuştum. İkinci kitabım ‘El Ele’ dedik. Engelli kişi demiyorum özel insanların hayatını kaleme aldım. Aşkları, duyguları ve orada da gerçekten insanların bir hayatı olduğunu, aşkları olduğunu ifade ettik ve çok da başarılı olduk. Üçüncü kitabım, ‘Hayaller ve Umutlar’ oldu. Bu kitapta da yine 10 tane kadının 10 tane farklı hikayelerine değindik" dedi.


Hedefinin ve amacının kitaplarla insanlara bir mesaj vermek olduğunu belirten Arpacıoğlu, "Her kitabı yazmaktaki başarım çok beni mutlu ediyor. Bu da okumanın ve yazmanın yaşının olmadığını gösteriyor. Rol model olarak okullara gidiyorum, kitabımı tanıtıyorum. Dördüncü kitabımda ‘Geçmişin İzi’ oldu. Buradaki arkadaşlarımla bir çalışma yaptık. Onların çocukluk hatıralarına gittik. Onlar hiç çocuk olmamışlar. Hep ağlamışlar, üzülmüşler. Hiç aileleri değer vermemiş. Ama onlarla çok hüzünlü zaman geçirdik. Ağladık, söyledik ama güzel bir çalışma ortaya çıktı. Sonuç olarak, biz bugün Aktif Yaşam ve Eğitim Merkezi’ndeyiz, burada çok mutluyuz, çok huzurluyuz. Çok güzel bir çalışma oldu. İnşallah diğer kitaplarıma da devam edeceğim ve yazmayı çok seviyorum. Okumanın ve yazmanın yaşı yok. Yazdıkça daha başarılı oluyorsunuz, bende rol model olarak yazmaya devam edeceğim" şeklinde konuştu.


Suna Arpacıoğlu’nun kitaplarının editörlüğünü yapan Türkçe öğretmeni Alpaslan Kar ise, "Hayat boyu öğrenmenin vücuda geldiği yerdeyiz. Suna teyzemin hayatına dokunan eserlerin oluşmasında bizim de bir nebze olsun katkımız vardır. Son çıkarmış olduğu ‘Geçmişin İzi’ kitabında başyazar ve editör benim. Okuma-yazmanın yaşı yok. Bu sebepten ötürü bütün Gaziantep’teki yaşlılarımızı Aktif Yaşam Merkezi’ne bekliyoruz. Ben 60 ve 85 yaş aralığındaki yaşlılarımızı gördükçe aslında onların kendi içlerinde bir roman, bir yazım, bir öykü olduğunu gözlemliyorum" diye konuştu.



Çocukluk hayali olan yazarlığa 55 yaşında kavuştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Tunç: "Bu durum, ihmalkârlığın ve ciddiyetsizliğin sonucudur" AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, yaşanan su kesintisiyle ilgili olarak, "ESKİ ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yaşanan bu mağduriyetin sorumluluğunu üstlenmeye, derhal net bir açıklama yapmaya ve Tepebaşı halkından özür dilemeye davet ediyoruz" dedi. Gün boyu süren geniş çaplı su kesintisi sebebiyle siyasi isimler Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürlüğü’ne tepki göstermeye devam ediyor. Son olarak ise AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, sosyal medya hesabından konuyla ilgili bir açıklamada bulundu. Başkan Tunç’un açıklamasında, "ESKİ tarafından yapılan açıklamada, Tepebaşı İlçesi’nin bazı mahallelerinde 00.00-08.00 saatleri arasında planlı su kesintisi uygulanacağı duyurulmuştu. Ancak bugün gelinen noktada, Tepebaşı İlçesi’nin tamamında hâlâ su yoktur. Bu tablo, planlama eksikliğini ve ciddi bir yönetim beceriksizliğini açıkça ortaya koymaktadır. Planlı olduğu söylenen bir çalışmanın saatleri belli olmasına rağmen, ne süreye uyulmuş ne de vatandaşlara doğru ve zamanında bilgi verilmiştir. Tepebaşı’nda yaşayan on binlerce vatandaş, sabah saatlerinden bu yana en temel ihtiyaçlarına dahi ulaşamamaktadır. Hijyen, sağlık ve günlük yaşam tamamen aksatılmıştır. Bu durum, ihmalkârlığın ve ciddiyetsizliğin sonucudur. Vatandaşlar açıklama değil bahane değil, çözüm beklemektedir. ESKİ ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yaşanan bu mağduriyetin sorumluluğunu üstlenmeye, derhal net bir açıklama yapmaya ve Tepebaşı halkından özür dilemeye davet ediyoruz" ifadeleri yer aldı.
İstanbul Sadettin Saran’ın ifadesi ortaya çıktı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ifadesine başvurulan ve adli kontrol şartı ile serbest bırakılan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sadettin Saran’ın ifadesi ortaya çıktı. Saran evinde bulunan ve ilk testte uyuşturucu olduğuna dair sonuç çıkan maddelere ilişkin soruya ilişkin savunmasında, "Bu maddenin ilk testi pozitif çıkmış olabilir. Ancak kriminal sonucun beklenmesini talep ederiz. Biz Assos‘taki villada çok fazla misafir ağırlarız. Büyük davetler veririz. Davetlere 100’ün üzerinde insan katılır. Hatta en son 21 Ağustos‘ta kızımın düğününde 400’den fazla insan vardı. Zaten bulunduğu yerler evin içerisi değildir. Bahçede bulunmuştur. Bu davetlerin birinde ya da benim olmadığım bir zamanda bir başkası tarafından kullanılıp atılmışsa bilgim yoktur. Çıkan maddeler üzerinde parmak izi incelemesi yapılmasını talep ederiz. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ‘uyuşturucu madde temin etme, uyuşturucu madde kullanma ve uyuşturucu madde kullanımını kolaylaştırma’ suçlarından ifadeye çağrılan Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran, savcılıktaki ifade işlemlerinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılması talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Saran, hakimlik tarafından yurtdışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı. Öte yandan, soruşturma kapsamında Ela Rümeysa Cebeci’nin de ek ifadesine başvuruldu. Cebeci ardından tutuklu bulunduğu Ceza İnfaz Kurumu’na geri gönderildi. "Sen yetiştiriyordun ya başkanım yol birkaç dal takılalım" Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Saran ifadesinde, "Ela Rümeysa ile tahmini olarak 3 sene önce bana mesaj atmasından dolayı tanışmıştık. Bu vesile ile konuşmaya başladık" dedi. Saran’a savcılıkta, spiker Ela Rümeysa Cebeci’ye, "Sende var mı ondan? Pazar sabahtan teyitleşelim olma ihtimali yüzde 70. Assos’a gideceğim birazdan geç dönmem herhalde, tamam? Konuşuruz hadi bay bay" şeklinde mesaj attığı, Cebeci’nin ise "Ben Escobar mıyım nereden bulayım sen yetiştiriyordun ya başkanım yol birkaç dal takılalım haberleşiriz" şeklinde cevap verdiği konuşma soruldu. Saran konuşmaya ilişkin, "Mesaj içerikleri doğrudur. Ancak tarihleri noktasında yanlışlık olabilir. Bu yazışmalar yaklaşık 17-18 ay önceki yazışmalardır. Mesaj içerikleri daha önceki izlediğim filmden dolayı kendi aramızda yaptığımız espridir. Benim uyuşturucu yetiştirme ile uzaktan yakından hiçbir alakam olamaz. İzlediğimiz filmin konusu ile ilgili olduğu için kendi aramızda yaptığımız bir espridir. Bu mesajlaşmalar da şaka amaçlıdır" dedi. "Acayip rahatlatıyor müthiş bir şeymiş o" Saran’ın Ela Rümeysa Cebeci’ye gönderdiği bir başka mesaj da savcılık ifadesi esnasında soruldu. Mesajda Saran’ın "Gel git Ela nasılsın? dediği, ses dosyası çözümünde ise "Kızım laf dinlemiyorsun ki yavaş yavaş diyorum, böyle apsesif insanlar gibi böyle şey yapıyorsun. Bi ayarında bırak. Her şeyi abartıyorsun ya, neyse Habertürk’te bir sürü insanı işten çıkarıyorlarmış, doğru mu ha? Bir de baskı yapıyorlar galiba" dediği Ela Rümeysa Cebeci’nin ise cevap olarak ses dosyası çözümünde "Ama var ya ne HD rüyalar gördüm ve böyle düşüncesizce uyudum, acayip rahatlatıyor. Müthiş bir şeymiş o. Bahçeden topla getir bana bir dahakine. Evet evet çok kelle alıyorlar. İnsanları spikerleri falan çıkarma değil kafaları koparıyorlar. Bakalım neler olup bitecek bekleyip göreceğiz ama bir dizayn var. Lütfen sen de Kenan Bey ile aranı düzelt. Bu benim için çok önemli bir şey, çok mutlu olurum bunu yaparsan" dediği konuşma içeriği soruldu. "Hayatta tek bir bağımlılığım var o da spordur" Saran bu konuşmalara ilişkin ifadesinde, "O akşam içtiğimiz şaraptan bahsediyorum. Ben akşam puro içtim. Ela da vozol sigara içti. O akşam şarabı da çok fazla içti. Bir şişeden ben yarım kadeh içtim. Geri kalanını da Ela içti. Ben Kenan Tekdağ’ın kötü kalpli ve tehlikeli bir insan olduğunu bildiğim için Ela Rümeysa TV 100 kanalından Show TV’ye geçerken kendisini uyardım. Kenan’ın kötü kalpli tehlikeli ve karanlık ilişkileri olduğunu söyledim. Ondan dolayı Kenan Tekdağ ile ilgili mesajlar atmış olabilir. ‘müthiş bir şeymiş o bahçeden topla getir bana bir dahakine’ mesajında ise yine aynı şekilde izlediğimiz bir filmdeki repliklerden kaynaklı kendi aramızda metafor şeklinde geliştirdiğimiz bir espridir. Benim kesinlikle böyle bir şeyle alakam olamaz. Hatta Ela Rümeysa’ya en son birkaç hafta önce ilk gözaltına alınıp bırakıldıktan sonra geçmiş olsun mesajı da attım. Kendisi de bana ‘inan ben böyle bir şey yapmadım’ tarzında cevap vermişti. Birlikte uyuşturucu madde içmiş olsaydık bana böyle bir cevap vermezdi. Ben de ona ‘sana inanmak istiyorum’ şeklinde cevap vermiştim. Benim bu hayatta tek bir bağımlılığım var o da spordur. Sadece benim kanser olduğum dönemde, annem ile babamın son hastalık ve ölüm süreçlerinde, Fenerbahçe başkanlık seçimlerinde ve iftiraya uğradığım süreçte pek çok kişi tarafından tarafıma organik sakinleştiriciler verilmişti. Ben de bunları hatırladığım kadarıyla kullandım. Bunların içerisinde de uyuşturucu etken maddesi olduğunu düşünmüyorum. İstanbul’daki evimde misafir odası olarak kullanılan odada cam kavanozun içerisinde kızımın muhtelif ilaçları vardı. Büyük ihtimal camdaki kalıntılar bu ilaçların tozlardır. Zaten inceleme sonucunda anlaşılacaktır. Assos’taki evimde yapılan aramada çıkan maddelere ilişkin olarak, o evde çalışan hizmetliyi aradım. Bunlar ne diye sordum. Asos‘taki evimde tahmini 20 gün önce kadın basketbol takımını ağırlamıştım. Bahçeye çok fazla sinek gelmişti. Bu sinekleri uzaklaştırmak için lavanta veya türevi şeklinde yaprakları evde çalışan hizmetli yaktığını söylemişti. Daha sonra mangal yaptıktan sonra da arılar geldi. Arıları uzaklaştırmak için yine evde çalışan hizmetli kahve yakmış. Ele geçirilen maddeler de kahve, lavanta ve adaçayı yakılması sonucu kalıntılardır. Maddeler üzerinde yapılan ilk testte uyuşturucu madde olduğuna dair sonuç çıkması sorusuna ilişkin savunmam ise bu maddenin ilk testi pozitif çıkmış olabilir. Ancak kriminal sonucun beklenmesini talep ederiz. Biz Assos‘taki villada çok fazla misafir ağırlarız. Büyük davetler veririz. Davetlere 100’ün üzerinde insan katılır. Hatta en son 21 Ağustos‘ta kızımın düğününde 400’den fazla insan vardı. Zaten bulunduğu yerler evin içerisi değildir. Bahçede bulunmuştur. Bu davetlerin birinde ya da benim olmadığım bir zamanda bir başkası tarafından kullanılıp atılmışsa bilgim yoktur. Çıkan maddeler üzerinde parmak izi incelemesi yapılmasını talep ederiz. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. Melike İnal