GÜNDEM - 15 Aralık 2025 Pazartesi 16:31

Gaziantep’in tescilli lezzeti beyran dünya lezzetlerini solladı

A
A
A
Gaziantep’in tescilli lezzeti beyran dünya lezzetlerini solladı

Gastronomi şehri Gaziantep’in tescilli lezzeti olan ve kentin UNESCO korumasında yer alan lezzetlerinden beyran, dünyaca ünlü lezzetleri geride bırakarak dünyanın en iyi 2’inci yemeği seçildi.


Gastronomi dalında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) şehirler ağına dahil edilen Gaziantep, Türkiye’nin en zengin mutfaklarından birine ev sahipliği yapıyor.


UNESCO’nun 116 şehir arasında gastronomi alanında fark oluşturan şehirler ağına Türkiye’den seçilen ilk şehir olan Gaziantep eşsiz ve zengin mutfağıyla dünyada da adından söz ettiriyor.


Gaziantep mutfağının vazgeçilmez yemeklerinden olan beyran kent mutfağının en sevilen yemekleri arasında yer alıyor. Dünyanın önde gelen gastronomi platformlarından TasteAtlas, "Dünyanın en iyi 100 çorbası" listesini açıkladı.


Beyran ustaları: Beyran çorba değil


Türkiye’nin gastronomi başkenti Gaziantep’e özgü bir lezzet olan beyran yemeğinin dünyanın en iyi 2’inci yemeği seçilmesi dünyaca ünlü lezzetleri geride bıraktı. Beyranın listede 2’inci sırada yer alması beyran ustalarını sevindirmekle birlikte çorba listesine alınmasına ise karşı çıktı.


Beyran yemeğinin çorba olmadığını ve kentin geleneksel en lezzetli yemeği olduğunu belirten ustalar, beyranın Gaziantep’in vazgeçilmez en önemli yemeklerinden olduğunu vurguladılar.


Şifalı ve güçlü aromasıyla biliniyor


Çok yüksek ateşte pişirilmesinin yanı sıra içindeki kuzu eti, pirinç, baharat ve bol sarımsakla ağızları tatlandıran beyran, şifa niyetine de içiliyor. Özellikle sonbahar ve kış aylarında bağışıklığı güçlendirici özelliğiyle nezle ve grip gibi hastalıklara karşı doğal bir koruyucu olarak tercih edilen beyran, şifalı ve güçlü aromasıyla biliniyor.


Beyranın dünya çapında tanınmasına çok sevindiklerini belirten beyran ustaları, Gaziantep’in binlerce yıllık mutfak kültürünün, emeğinin ve ustalığının dünya sahnesinde tescillenmesini büyük bir başarı olarak nitelendirdiler.


Beyranın dünyada 2’inci sırada yer almasının gururunu yaşıyoruz


Hazırlanması saatler süren beyranın içerisindeki kemik suyu, et, pirinç, sarımsak ve çeşitli baharatlar ile vatandaşların vazgeçilmezleri arasında yer aldığını belirten beyran ustaları, Gaziantep’te evlerin yanı sıra hemen her lokanta ve restoranın menüsünde yer alan beyranın dünyada 2’inci sırada yer almasının gururunu yaşadıklarını dile getirdiler.


Beyran yemeğinin Gaziantep mutfağının en sevilen yemeklerinden olduğunu belirten Gaziantep’teki beyran ustalarından Ahmet Çadır, beyran yemeğinin dünyada 2’inci sırada yer almasının Gaziantep mutfağının gücünü bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı.


"Biz beyranı yemek olarak adlandırıyoruz"


Güçlü aroması ve besleyici yapısıyla bilinen beyran yemeğinin Gaziantep mutfağına ait lezzetlerden olduğunu belirten Çadır, "Gaziantep’te UNESCO tarafından koruma altında olan beyranımız dünyada ikinci çorba seçildi. Tabi buna üzülsek mi, sevinsek mi bilemedik. Çünkü biz beyranı Gaziantep olarak yemek olarak adlandırıyoruz. Ama dünyada ikinci çorba seçilmiş. İkinciliği de üzüldük. Çünkü bu yemeğin hakkı birinci olmalıydı. İnşallah önümüzdeki yıllarda birinci yemek veya birinci çorba listesinin en başında beyranı görürüz. Çünkü yüzyıllardır Gaziantep’te gelenek haline gelen şifa deposu, protein deposu, C vitamini deposu, antibiyotik deposu, doğal antibiyotiktir. Beyrana çorba denilmesinden neden hoşnut olmuyoruz? 12 saat biz buna emek veriyoruz. 12 saat boyunca bir çorba hazırlanmaz sanırım. 12 saat boyunca başında beklenilen bir yemeğin hazırlandığını düşünmüyorum. Yine de Gaziantep’imize hayırlı olsun. Herkesi Gaziantep’e bu lezzeti yemeye bekleriz" dedi.


"Gazianteplinin haftada en az bir gün tükettiği yemektir"


Beyran yemeğinin özellikle sonbahar ve kış aylarında bağışıklığı güçlendirici özelliğiyle nezle ve grip gibi hastalıklara karşı doğal bir koruyucu olarak tercih edildiğini bildiren Çadır, "Kış başlayınca beyran Gazianteplinin haftada en az bir gün tükettiği yemektir. Çünkü biliyorsunuz Gaziantep’te kuru iklim mevcuttur. Kuru bir havada da hastalıklar daha çok yayılıyor. Onu önlemek için Gaziantepli beyran içerek önlem alıyor. Beyran yemeğinin içinde yağsız kuzu etleri var. Kuzunun boyun ve kürek eti var. 12 saat pişer. İçinde ilikli kemik suyu, et suyu var. Çok güzel aroması var. Sarımsak olsun, biber olsun, limon sıkıyoruz, C vitamini olsun. Beyran hem lezzetli hem şifalı bir yemek olduğundan şu an herkes tarafından çok ilgi görüyor" şeklinde konuştu.


Beyran yemeğinin dünyada 2’inci sırada yer almasından gurur duyduklarını belirten vatandaşlar ise ana yemek olduğu için beyrana çorba denilmesine de karşı olduklarını dile getirdiler.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Prof. Dr. Yeninar: "Arı ölümlerinin çoğu kışlamaya bağlı ortaya çıkıyor" Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Yeninar, son yıllarda Türkiye’de ve dünyada görülen arı ölümlerinin büyük bölümünün kışlamaya bağlı ortaya çıktığını söyledi. Edirne İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından arıcılara yönelik "Arı Yetiştiriciliği, Arı Hastalıkları ve Arı Ürünleri Üretimi" konulu eğitim toplantısı gerçekleştirildi. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Toplantı Salonu’nda düzenlenen toplantıya eğitmen olarak katılan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Yeninar, arıların biyolojik yapısı, etraftaki şartlara uyum süreçleri, hastalıklarla mücadele yöntemleri, verimli arıcılık uygulamaları, kışlatma süreci ve koloni yönetimi gibi konularda bilgiler verdi. Toplantıda özellikle son yıllarda arıcılıkta karşılaşılan hastalıklar, koloni kayıplarının nedenleri ve alınabilecek önlemler üzerinde durulurken, üreticilerin soruları da cevaplandı. Eğitimin arıcılık faaliyetlerinin sürdürülebilirliği ve ürün kalitesinin artırılması açısından önemli olduğu vurgulandı. Toplantıda arıcıları bilgilendirerek sorularını cevaplayan Prof. Dr. Halil Yeninar, arıların kışlama sürecinin arı ve kolon bazında yürütülmesi gerektiğini ifade etti. "Kış arıları 8 aya kadar yaşayabilir" Prof. Dr. Yeninar, "İşçi arılar kendi içinde ikiye ayrılır. Dışarıdan bakınca bunu fark edemezsiniz. Biri yaz arısıdır, birisi kış arısıdır. Yaz arısı 45 gün yaşar, kış arısı ise 8 aya kadar yaşayabilir. Genetiğine göre. Her arı her yerde kışlamaz. Muğla arısını Edirne’ye getirip karasal iklimde kışlatmaya çalışırsanız başarılı olamazsınız. Çünkü sıcak bölge arıları kışlama için yeteri kadar vücutlarına gıda maddesi toplamazlar. O yüzden her arı her yerde yaşayamaz. O yüzden etrafınızla uyumlu genetik özelliğe sahip bir arı ırkına ihtiyacınız var. Sadece ırk demeyelim ırk, ekotip, ticari melez" ifadelerine yer verdi. "Arıcılıkta dünyada ikinci sıradayız" Edirne İl Tarım ve Orman Müdürü İslam Köse ise yaptığı konuşmada, arıcılığın kırsalda yaşayan vatandaşlar için ekonomik yönünün yanında kültürel değeri olan çok kıymetli bir üretim modeli olduğuna değindi. Türkiye’nin arıcılıkta dünyada ikinci sırada yer aldığını söyleyen Köse, "Hem bal üretiminde hem de kovan sayısında Çin’den sonra ikinci sırada yer alıyoruz. Amacımız daha kaliteli arı ürünleri üretmek, bunları daha profesyonel yapmak, özellikle balın yanında katma değerli ürünleri geliştirmek ve bu kapsamda ilerlemeyi amaçlıyoruz" dedi. Bakanlık tarafından 2003 yılından bu yana arıcılığa ciddi destekler sağlandığını vurgulayan Köse, ülke genelinde 2,6 milyar Türk lirası, Edirne’ye bakıldığında 25 milyon TL’ye yakın bir destek sağlandığını ifade etti. Köse, üreticilere yönelik destekler, çalışmalar ve projelerin sürdürülmeye devam edeceğini aktardı. "Edirne’de 72 bin adet kovan bulunmaktadır" Edirne’de 72 bin kovan bulunduğunu ve yıllık yaklaşık 700 ton bal üretildiğini aktaran Köse, karaçalı balı için başlatılan coğrafi işaret süreciyle birlikte Edirne balının markalaşmasını hedeflediklerini söyledi.
Muğla Muğla’da taktiksel şehircilikle yaya sirkülasyonu rahatlatılıyor Muğla Büyükşehir Belediyesi, ’Yaşayan Muğla’ projesi kapsamında Menteşe stadyum durağında taktiksel şehircilik uygulamalarının hazırlıklarına başladı. Proje ile yaya sirkülasyonundaki sıkışıklığın çözülmesi hedefleniyor. Muğla Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Tayfun Yılmaz, uygulama öncesinde alanda incelemelerde bulunarak projeye dair önemli açıklamalarda bulundu. Genel Sekreter Yılmaz, ulaşım ihtiyaçlarının şehrin şartlarına, mevsimsel durumlara ve yapılan yatırımlara göre sürekli değiştiğini belirterek, bu değişim sonucunda Menteşe Stadyum durağı bölgesinde ciddi bir yaya sirkülasyonu sıkışıklığı tespit edildiğini ifade etti. Bu tespitle beraber, Ulaşım Daire Başkanlığı bünyesindeki Ulaşım Planlama Şube Müdürlüğü ve üniversitenin Şehir ve Bölge Planlama öğrencileriyle işbirliği içinde bilimsel çalışmalar yürütüldüğünü aktardı. Yılmaz, bu çalışmaların sonucunda ortaya çıkan yaya sirkülasyonunu kolaylaştırma ihtiyacına yönelik uygulamanın hayata geçirildiğini belirterek, "Burada stadyum bölgesiyle şehrin kent meydanı kısmındaki sirkülasyon noktasında yaya ulaşımında problem yaşanıyordu ve bu problemi bugün 7 farklı yaya geçidini açarak ve beraberindeki ’Yaşayan Muğla’ projesi kapsamındaki uygulamalarla şehrin iki yakasını birleştirmiş durumdalar" dedi. Projenin uygulanma şekline de değinen Yılmaz, çalışmanın tamamen belediyenin kendi imkan ve kabiliyetleriyle, asgari maliyette optimal çözüme ulaşmak amacıyla gerçekleştirildiğini vurguladı. Yılmaz, projeye katkı sunanlara teşekkür ederek, "Buna bilimsel katkıda bulunan gerek anket, gerek sayım noktasında katkıda bulunan üniversitedeki şehir bölge planlama öğrencilerine de ayrıca teşekkür ediyorum" dedi. Muğla Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Tayfun Yılmaz, bu tür taktiksel şehircilik uygulamalarının sadece Menteşe ile sınırlı kalmayacağını, önümüzdeki süreçte Muğla’nın 13 ilçesinde de devam edeceğini sözlerine ekledi. Yılmaz, yapılan iş ve işlemlerin kentin ihtiyacına yönelik değişen durumlarla ilgili gerçekleşecek yatırımlar olduğunu belirterek, bu tür yatırımlara devam edeceklerini ifade etti.
Kocaeli Şehir merkezinde filmleri aratmayan olay Kocaeli’nin İzmit ilçesinde bir kişi, girdiği taksi durağında elindeki silah ve bıçakla polis ekiplerine direndi. Yaklaşık 2 saat süren eylemin ardından şahıs, özel harekat ekiplerinin operasyonu ile etkisiz hale getirilerek yakalandı. Olay, saat 15.30 sıralarında Kocaeli Devlet Hastanesi önündeki taksi durağında meydana geldi. İddiaya göre İzmit Belediyesi’nde çalışan ve hafta sonları ek iş olarak taksicilik yaptığı öğrenilen Erdem M., durağa gelerek sohbet etmeye başladı. Bir süre sonra ortam gerilince Erdem M., yanında getirdiği silahı çıkarttı. Bu sırada durakta bulunanlar çevreye kaçışırken, ihbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen çok sayıda polis ekibi, Turan Güneş Caddesi’ni trafiğe kapattı. Vatandaşların da bölgeye girilmesine için verilmezken, ekipler mevzi alarak kendilerini korudu. Bu sırada iki kez ateş eden şahsın silahından çıkan mermilerden birisi kendisini yaraladı. Kanlar içinde bir elinde bıçak, diğer elinde silahla kendisini durağa kapatan şahıs, zaman zaman dışarıya çıkarak ekiplere bağırdı. Şahıs, eline aldığı yangın tüpünü de polis ekiplerine sıktı. Okuldaki öğrenciler sınıflarından çıkartılmadı Olayın yaşandığı yerin tam karşısında bulunan İzmit Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde ise herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması için öğrenciler sınıflarından çıkartılmadı. Zaman zaman Polis Özel Harekat ekipleri zırhlı kalkan ile durağa kadar yaklaştı. Ekipler uygun ortam olmadığı için geri çekilmek zorunda kaldı. Birkaç denemenin ardından şahıs kendinden geçmeye başlayınca ekipler durağa operasyon düzenleyerek, Erdem M.’yi etkisiz hale getirdi. Şahıs, olay yerinde hazır bekletilen ambulansla Kocaeli Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Olayın ardından ekipler taksi durağında inceleme yaptı.