GÜNDEM - 22 Aralık 2025 Pazartesi 09:46

İğne ipliğe adanan bir ömür

A
A
A
İğne ipliğe adanan bir ömür

Gaziantep’te yaşayan 71 yaşındaki Müslüm Demirdöken, bir ömrü dikiş makinesi başında geçirdi. Terzilik mesleğine henüz 13 yaşındayken çırak olarak başlayan Demirdöken, memur olarak görev yaptığı dönemde bile mesleğini sürdürdü.


Çocuk yaşlardayken ustasından öğrendiği terzilik mesleğini ilerlemiş yaşına rağmen sürdüren Müslüm Demirdöken, aradan geçen 55 yıla rağmen mesleğini ilk günkü aşkla yapmaya devam ediyor, çalışma azmini de ilk günkü gibi koruyor.


13 yaşındayken çırak olarak çalışmaya başladığı terzilik mesleğini öğrendikten sonra zamanla işinde ilerleyen Demirdöken, kendi iş yerini açtığı dönemde bir taraftan da memurluk sınavlarına hazırlandı.


1980 yılında girdiği memurluk sınavını kazandıktan sonra Gaziantep İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü’nde memur olarak görev yapmaya başlayan Demirdöken, görevli olduğu kurumundaki mesaisinden sonra terzi dükkanında mesleğini sürdürdü.


27 yıl boyunca memurluk yaptığı dönemde hem görevli olduğu kurumunda çalışan hem de mesaisi bittikten sonra açtığı iş yerinde mesleğini sürdüren Demirdöken, emekli olduktan sonra da mesleğini sürdürdü.


13 yaşında eline aldığı iğne ipliği 71 yaşına gelmesine rağmen bırakamayan Demirdöken, çok sevdiği mesleği terzilikte 55’inci yılına girdi ve çalışma azmiyle gençlere örnek oluyor.


Emekli olmasına ve yaşı ilerlemesine rağmen atölyesinden kopamayan Demirdöken, çocuklarının ve çevresindekilerin de "artık emekli ol" çağrılarına rağmen her gün sabah erkenden geldiği dükkanında akşam saatlerine kadar mesai yapıyor.


Mesleğini ölene kadar devam ettirmekte kararlı olan ve 55 yılı geride bıraktığı mesleğini çok severek sürdüren Demirdöken, sağlığı el verdiği ve ömrü yettiği müddetçe kimsenin kendisini makinenin başından kaldıramayacağını, elinden de iğne, iplik ve makası alamayacağını belirtti.


İş hayatına erken yaşta çalışarak başladığını anlatan Müslüm Demirdöken, "İlkokul 5’e gidiyordum. O zaman bir ağabeyimin tanıdığıyla ilkokulu bitirmeden mesleğe başladım. Bana mesleği öğreten Remzi Zirek ustamla uzun yıllar çalıştım. Hemen hemen 11 sene birlikte çalıştık. 11 sene sonra askere gittim. Askerden geldikten sonra yanından ayrıldım. Remzi Başdurk diye biriyle tanıştım. Bir müddet onunla çalıştıktan sonra kendi iş yerimi kurmaya karar verdim. 1983 yılında Ahmet diye bir arkadaşım vardı, kendisiyle ortak olduk. Daha sonra dükkanı arkadaşıma bıraktım. Ben memurluk sınavları vardı ve o sınava girdim. Sınavı kazandım ve memurluğa başladım. Bir süre Milli Eğitim Müdürlüğü’nde çalıştım. Ondan sonra oradan yatay olarak Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne geçtim. 25 senemi Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünde geçirdim ve emekli oldum" dedi.


Gençlik ve Spor İl Müdürlüğündeki işini çok sevdiğini belirten Demirdöken, "O dönem Gençlik ve Spor İl Müdürümüz İsmail Kurt vardı. İsmail Kurt, bize çok yakınlık gösterdi, iyilik yaptı, yanına aldı. Onunla beraber çalıştık. bilet satardık, saha hazırlardık, temizlik yapardık. Çimlerin bakımını yapar ve biçerdik, saha çizerdik. Sahayı maçlara hazırlardık. Memur olarak çalışıyordum. Kadromuz memurdu" şeklinde konuştu.


Memurluk yaptı dönemde de mesleğinden kopmadığını belirten Demirdöken, "Ben terzilik mesleğini severdim. Ben memurluk yaptığım dönemde de çalışırdım. Saat 17.00’dan sonra gece 01.00’e kadar çalışırdım. Terzilik mesleğinden hiçbir zaman kopmadım. Terzilik mesleğini severdim. Ömrüm yettiği ve sağlığım el verdiği müddetçe de çalışmaya devam edeceğim. Allah ömür verirse hep çalışacağım. Ben mesleğimi sevdim" ifadelerini kullandı.


Mesleğin unutulmaya yüz tutmasından ve nitelikli personel yetişmemesinden yakınan Demirdöken, "Eskiden terzi ustası, bir öğretmen, bir doktor ve bir savcı kadar değeri vardı. Terzi ustaları parmakla gösterilirdi. Zaten o zaman tek bir-iki meslek vardı. Bir terzilik ve birde berber vardı. O dönemlerde öğretmene ev bile vermezlerdi. Esnafa verirlerdi. Şimdi tam tersi oldu. Şimdi esnafa ev vermiyorlar, memur diye öğretmene veriyorlar. Çünkü öğretmenin arkasında devlet var ve öğretmenin belirli bir maaşı var. Esnaf ya çalışıyor ya hiç çalışmıyor. Ya kazanıyor ya kazanmıyor. Ya iş oluyor ya olmuyor. Eleman zaten yok, kalmadı. Bizim dönemimizde aileler okul tatil olmadan çocuğunu bir işe yerleştirir ve yerini yapardı. Çocuğunun meslek sahibi olmasını isterdi. Fakat şu an eleman yok. Terzilikte bitti. Hemen hemen tüm terzi ustaları tek başına elamansız çalışıyor" diye konuştu.



İğne ipliğe adanan bir ömür

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya 2 kilogramı aşan dev tümör başarıyla çıkarıldı Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde gerçekleştirilen zorlu operasyonla, 70 yaşındaki Aysel Çetin’in böbrek ve böbrek üstü bezlerinde tespit edilen 2 kilo 200 gram ağırlığındaki dev tümör başarıyla çıkarıldı. Karında şişkinlik ve ağrı şikayetleriyle Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvuran Aysel Çetin’e yapılan tetkiklerde, biri böbreğin alt polünde, diğeri böbrek üstü bezinde olmak üzere yaklaşık 15 santimetre büyüklüğünde iki ayrı kitle tespit edildi. Yapılan incelemelerde kitlelerin pankreas ve dalağa doğru yayılım gösterdiği belirlendi. Zorlu ameliyat Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Op. Dr. Ender Akdemir, Gastroenteroloji Cerrahisi Uzmanı Uzm. Dr. Mehmet Güzel ve Üroloji Uzmanı Op. Dr. Muhammet Çiçek tarafından gerçekleştirildi. Cerrahi ekip, tümörü çevre dokularla birlikte tamamen çıkararak başarılı bir operasyona imza attı. Ameliyat sonucunda hastadan toplam 2 kilo 200 gram ağırlığında dev bir kitle alındı. Operasyon hakkında açıklamalarda bulunan Başhekim Yardımcısı Op. Dr. Ender Akdemir, "Böbrek alt polde ve böbrek üstü bezlerinde 15’er santimetrelik dev tümörler tespit ettik. Tümörün pankreas ve dalağa yayılımı nedeniyle operasyon oldukça riskliydi. Ancak ekip çalışması sayesinde ameliyatı başarıyla tamamladık. Hastamız ameliyat sonrası 4. haftasında sorunsuz şekilde takip ediliyor. Patoloji sonuçlarına göre tedavi sürecini planlayacağız" dedi. Hastanın yakını Songül Çetin ise "Hastaneye başvurduğumuzda tümörün çok büyük olduğu söylendi. Ameliyat çok şükür başarılı geçti. Doktorlarımız ve tüm sağlık çalışanlarıyla yakından ilgilendiler. Hepsinden Allah razı olsun" ifadelerini kullandı. Ameliyat sonrası sağlık durumu iyiye giden hasta Aysel Çetin de "Doktorlarımızdan Allah razı olsun. Çok iyi baktılar, her geçen gün kendimi daha iyi hissediyorum" diye konuştu.
Malatya Bakan Yardımcısı Gizligider ile görüşen Ölmeztoprak, üreticinin taleplerini iletti AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider ile Malatya’nın tarımsal geleceğini şekillendirecek başlıkları ele aldı. Görüşmede 2B orman arazileri, gölet yatırımları, zirai don sonrası üreticinin durumu ve kapalı sistem sulama projeleri ile ilgili sahadan gelen talepler çözüm odaklı biçimde ele alındı. AK Parti Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider ile Malatya tarımını görüştü. 2B Orman arazileri ve uygulama sorunları Milletvekili Ölmeztoprak, üreticiyi yakından ilgilendiren 2B orman arazilerinin yasal süreci ve halihazırda kırsal alanlarda bulunan yerleşimlerin düzenleme içindeki konumu, uygulama esasları ve Meclis’e sunulması öngörülen takvim üzerinde durdu. Gölet projeleri için takvim ve ödenek değerlendirmesi Devam eden gölet projeleri için ödenek aktarımı, öncelik sıralaması ve tamamlanma takvimlerinin değerlendirildiği toplantıda Milletvekili Ölmeztoprak, yakın takibi yapılan yatırımların 2026 hedefiyle tamamlanması, sulama kapasitesinin artırılması ve çiftçinin maliyet yükünün azaltılması konularında kararlılık vurgusu yaptı. Zirai don sonrası üreticinin korunması Kayısı başta olmak üzere Malatya’nın temel tarım ürünlerinde yaşanan zirai don olaylarının üretici üzerindeki etkilerini de görüşen Ölmeztoprak, rekolte kaybı, ürün kalitesi ve pazar dengesi çerçevesinde üreticinin korunmasına yönelik destek ihtiyacını değerlendirdi. Kapalı sistem sulama ile verimde artış hedefi Görüşmede ayrıca kapalı sistem sulama projelerinin yaygınlaştırılması konusunu gündeme getiren Milletvekili Ölmeztoprak, su kaynaklarının daha verimli kullanılması, üretimde verim artışı sağlanması ve çiftçinin maliyet yükünün azaltılması amacıyla sistemin Malatya tarımı için stratejik bir adım olduğuna dikkat çekti. "Toprağı ve emeği korumak önceliğimiz" Milletvekili Ölmeztoprak, Malatya’da tarımsal üretimin hayvancılıktan bitkisel üretime, altyapıdan finansmana kadar bütüncül bir anlayışla ele alındığını belirterek, amaçlarının toprağın bereketini koruyan, suyu verimli kullanan ve üreticinin emeğini karşılıksız bırakmayan bir tarım düzenini kalıcı hale getirmek olduğunu vurguladı. Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider ve bakanlık yetkililerine teşekkür eden Ölmeztoprak, yapılan istişarenin Malatya tarımı için hayırlı sonuçlar doğurmasını temenni etti.
Sakarya Kadın sağlığında kritik mesaj: Tek belirtiyle kanser kararı verilmez Kadınlarda görülebilen bazı jinekolojik kanserlerde erken farkındalığın önemine değinen Kadın Hastalıkları ve Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı, tek bir belirtiyle kanser tanısı konulmasının doğru olmadığı, her bireyin durumu, tıbbi öyküsü ve muayene keşifleriyle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Özel Adatıp Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hakan Camuzcuoğlu, kadınlarda görülebilen bazı jinekolojik kanserlerde erken farkındalığın önemine değindi. Camuzcuoğlu, bu hastalıkların her zaman belirgin bir şikayetle başlamayabileceğini belirterek, "Bazı kadınlarda hiçbir belirti olmazken, diğerlerinde çok hafif ve belirsiz şikayetler görülebilir. Bu sebeple kişinin kendi döngüsünü ve vücudunu takip etmesi önemlidir" dedi. "Tek bir belirtiyle kesin netice çıkarmak doğru değildir" Adet dışı kanama, cinsel ilişki sonrası kanama veya ağrı, pelvik bölgede uzun süreli rahatsızlık, karında şişlik veya baskı hissi, açıklanamayan kilo kaybı, gibi keşifler her zaman kanserle ilişkili olmadığını belirten Prof. Dr. Camuzcuoğlu, "Tek bir belirtiyle kesin netice çıkarmak doğru değildir. Her bireyin durumu, tıbbi öyküsü ve muayene keşifleriyle birlikte değerlendirilmelidir. Her kadının risk faktörü ve sağlık geçmişi farklıdır. Bu sebeple değerlendirme süreci kişiye özel yapılmalıdır" diye konuştu.