SAĞLIK - 25 Eylül 2025 Perşembe 15:49

Üriner sistem taş hastalıkları her yaş grubunda görülmektedir

A
A
A
Üriner sistem taş hastalıkları her yaş grubunda görülmektedir

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı’nda görev yapan Opr. Dr. Ahmet Tüfekçi, halk arasında "böbrek taşı" olarak bilinen üriner sistem taş hastalığının, idrar yollarında taşların oluşmasıyla ortaya çıktığını söyledi.


Taşların böbreklerde, idrar kanalında (Üreter) veya mesanede görülebileceğini belirten Opr. Dr. Tüfekçi, "İdrarın içerisindeki bazı maddelerin yoğunlaşması ve kristalleşmesi sonucu oluşan bu taşlar hem kadınlarda hem erkeklerde çocukluk çağı dahil her yaş grubunda karşımıza çıkabilir" dedi.


Belirtileri


Opr. Dr. Tüfekçi, üriner sistem taş hastalıklarının belirtilerini şöyle sıraladı:


"Böğür ya da yan ağrısı (Genellikle çok şiddetli, "kolik" tarzında), idrarda yanma ya da idrara sik çikma, idrarda kan görülmesi, kusma ve bulanti, idrar akışında tıkanıklık hiss" dedi.


Opr. Dr. Tüfekçi, bazı küçük taşları hiç belirti vermeden kendiliğinden düşebilirken, büyük taşların ise tıkanıklık yaparak ciddi ağrılara ve böbrek fonksiyonlarının bozulmasına neden olabildiğini anlattı.


Risk faktörleri


Opr. Dr. Tüfekçi, üriner sistem taş hastalıklarının risk faktörlerinin yetersiz su tüketimi, aşırı tuzlu ve hayvansal protein ağırlıklı beslenme, ailede taş hastalığı öyküsü ve bazı metabolik hastalıklar olduğunu ifade etti.


Tedavi yöntemleri


"Günümüzde taş hastalığının tedavisi oldukça gelişmiştir. Taşın yeri, büyüklüğü ve hastanın durumu göz önüne alınarak çeşitli tedaviler uygulanır" diyen Opr. Dr. Tüfekçi şu bilgileri paylaştı:


"İlaç ve Bol Sıvı ile Takip: Özellikle 10 mm’den küçük ve izlem için uygun olan taşlar bazen ilaç ve bol sıvı desteğiyle kendiliğinden düşebilir. Burada önemli olan düzenli doktor takibi ve tavsiyesi ile sürecin yönetilmesi olup her an acil bir müdahale gerekebileceği akılda tutulmalıdır. ESWL (Taş Kırma Yöntemi): Vücut dışından ses dalgalarıyla taş hedeflenerek kırılır ve küçük parçalara ayrılır, parçaların idrarla kendiliğinden atılması beklenir. Endoskopik Yöntemler (URS - RIRS): İdrar yolundan kamera ile girilerek (Kapalı bir şekilde) taşa ulaşılır, taş lazerle kırılır ve büyük parçalar dışarı alınırken küçük kırıntıların idrar ile sağlanır. Bu işlem esnasında kullanılan teknoloji çeşidine göre ameliyatın konforu ve başarısı değişkenlik gösterebilmektedir ki bizde hastanemizde bu ameliyatı uygularken lazer teknolojisinin en gelişmişlerinden olan thulium lazer cihazını kullanmaktayız. Perkütan cerrahiler: Genellikle 2 cm’den büyük, böbrek yerleşimli taşlarda bel bölgesinden yaklaşık 2 cm’lik küçük bir kesi yardımı ile (Perkütan nefrolitotomi) böbreğe ulaşılarak taşlar temizlenir. Açık Cerrahi: Günümüzde çok nadiren gerekli olur, diğer yöntemlerin uygun olmadığı özel durumlarda tercih edilir. Hastanemizde taş hastalığının tanı ve tedavisi ile ilgili her türlü modern yöntem başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Hastalarımız, şikâyetlerine en uygun ve en güncel tedavi seçeneklerinden yararlanabilmektedir. Özellikle endoskopik cerrahilerde kullandığımız thulium lazer cihazı ile tam taşsızlık sağlama oranlarımız oldukça yüksek izlenmektedir."


Korunma yollari


Üriner sistem taş hastalığının Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde çok sık görülmekle birlikte tedavisi olan bir sağlık sorunu olduğunu belirten Opr. Dr. Tüfekçi, korunma yolları ile ilgili şunları söyledi:


"Bol su içmek, sağlıklı beslenmek, düzenli egzersiz yapmak ve düzenli kontrollerle taş oluşumunun önüne geçmek mümkündür. Bu tarz şikayetleri olan ya da ailesinde taş hastalığı öyküsü olan hastalarımızın, vakit kaybetmeden bir üroloji uzmanına muayene olmasını öneriyoruz."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Bağımlılıktan kurtulmak isteyen 219 kişi YEDAM’a başvurdu Samsun’da 2025 yılının ilk 11 ayında 219 kişi Yeşilay Danışmanlık Merkezi’ne (YEDAM) tütün, alkol, madde, internet ve kumar bağımlılığından kurtulmak için başvurdu ve destek aldı. Yeşilay, kurulduğu günden beri topluma bağımlılıkla ilgili önleyici ve koruyucu hizmetleri yürütüyor. Değişen şartlar, yapılan araştırmalar ve toplumdan gelen talepler neticesinde Yeşilay, 2013 yılında tüzüğünde yaptığı değişiklikle yürütmekte olduğu önleyici ve koruyucu çalışmalara tedavi ve rehabilitasyon faaliyetlerini ekledi. Türkiye’de 81 ilde ve KKTC’de olmak üzere 105 Yeşilay Danışmanlık Merkezi hizmet veriyor. YEDAM’la amaçlanan alkol, madde bağımlısı olan bireylerin hayata tekrar kazandırılması, günlük hayatlarını devam ettirirken hayat kalitelerinin yükseltilmesiyle sosyal hayata uyum sağlama sürecinde gerekli sosyal hizmet desteğinin verilmesi ve kişinin temiz kalmaya teşvik edilmesi. Bu kapsamda da YEDAM kadrosundaki uzman klinik psikologlar ve sosyal hizmet uzmanlarının iş birliğinde bağımlılık sorunu olan bireylere ücretsiz psikososyal destek veriliyor. Bağımlılık sorunu olan bireylere yeni bir dünya yerine kendi dünyalarını yaşanılır kılacağı bir seçenek sunuluyor. Tütün, alkol, madde, internet ve kumar bağımlılığı alanında problem yaşayan bireylere ücretsiz ve gizlilik esasıyla çalışarak psikolojik ve sosyal hizmet desteği sağlamanın yanı sıra bireylerin ailesine de destek vererek bozulan yaşam düzenlerinin onarılmasını ve ilişkilerinin sağlıklı devam etmesi amaçlanıyor. YEDAM’dan destek almak isteyen kişiler 115 numaralı danışma hattını arayarak başvuru yapabiliyorlar. Samsun’da 2020’de hizmet vermeye başlayan YEDAM’da açıldığı günden bu yana toplam 1041 ilk başvuru alındı. 2025 yılının ilk 11 ayında ise toplam 219 yeni danışan başvurusu alınıp, 273 danışanın psikoterapi ve sosyal hizmet görüşmelerine düzenli olarak devam edildi. Ayrıca bu süre zarfında 127 aile ile aile görüşmeleri yürütüldü, 31 atölye ve 35 grup terapisi düzenlendi.
Ankara Yürüyemiyordum dedi, şimdi ayağa kalktı: Dirençli tüberkülozda yüz güldüren sonuç Tüberküloz hastası 15 yaşındaki Miskine Erkmen, aylar süren tedavisinin ardından evine dönmenin mutluluğunu yaşıyor. İlaca dirençli tüberküloz hastalığı kilo kaybı, halsizlik, uzun süreli öksürük gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Yetişkinlerde bulaşıcılığı daha da fazla olan bu hastalık tedavi edilmezse insan hayatını olumsuz etkileyebiliyor. Uzmanlar, hem doktorları hem de hastaları bu hastalığın sinsi bir hastalık olduğu konusunda uyarıyor. Sağlık Bakanlığı tarafından çok ilaç dirençli tüberküloz merkezlerinden biri olan Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde tedavi olan 15 yaşındaki Miskine Erkmen taburcu olup evine dönmenin mutluluğunu yaşıyor. Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı, Prof. Dr. Aslınur Özkaya Parlakay, hastanın 15 yaşında olduğu ve ilk şikayetlerinin 2024’te başladığını aktararak, "Şikayetleri takiben başvurduğu sağlık kuruluşları tarafından tüberküloz tanıtısı alıyor, tedavisine başlanıyor. Ama tedaviye rağmen semptomlarında, bulgularında artış gözlüyoruz. Bu nedenle de bakanlığımızın bize belirlediği çok ilaç dirençli tüberküloz merkezlerimizden biri olduğumuz için bize sevk oluyor hastamız" dedi. "İlaca dirençli tüberküloz daha da uzun ve karmaşık, kompleks bir süreci içeriyor" Tüberküloz tedavisinin uzun bir süreç olduğuna dikkati çeken Parlakay, "Özellikle ilaca dirençli tüberküloz daha da uzun ve karmaşık, kompleks bir süreci içeriyor. Dolayısıyla iki ileri bir geri, bir ileri iki geri gittiğimiz dönemler oluyor. Artık Miskine’nin tedavisinin sonuna yaklaştığımızı ümit ediyoruz. Ama tabii takip etmeye devam edeceğiz. Merkezimizde takiplere devam edecek. Ama şu anda yüz güldürücü bir yere ulaştığımızı ümit ediyoruz" ifadelerini kullandı. "Buraya geldiğimde kilo almaya başladım" 15 yaşındaki hasta Miskine Erkmen, aşırı kilo kaybı ve halsizlik nedeniyle hastaneye başvurduğunu belirtti. Önce Diyarbakır’da 4 ay tedavi görüp taburcu olduğunu sonrasında Ankara’ya geldiğini anlatan Erkmen, "Uçak, acil ve ambulans ayarladılar. Sonra Ankara’ya geldim. Buraya geldiğimde kilo almaya başladım. Kendimi daha iyi hissettim. Şu an iyiyim. Çok kötüydüm. Yürüyemiyordum. Yemek yiyemiyordum. Baya halsizdim" diye konuştu.