GENEL - 15 Temmuz 2017 Cumartesi 18:59

Şehit öğretmenin yürek burkan hayat hikayesi

A
A
A
Şehit öğretmenin yürek burkan hayat hikayesi

Şanlıurfa’dan memleketi Gümüşhane’ye dönerken Tunceli-Pülümür karayolunda 16 Haziran tarihinde bölücü terör örgütü mensupları tarafından yolu kesilip aracı yakılan öğretmen Necmettin Yılmaz’ın (23) doğduğu topraklarda hüzün hakim.

Şanlıurfa’dan memleketi Gümüşhane’ye dönerken Tunceli-Pülümür karayolunda 16 Haziran tarihinde bölücü terör örgütü mensupları tarafından yolu kesilip aracı yakılan öğretmen Necmettin Yılmaz’ın (23) doğduğu topraklarda hüzün hakim.


Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Demirkapı köyünde doğup büyüyen, ilkokulu da burada okuyan öğretmen Yılmaz, geçtiğimiz Ekim ayında atandığı Şanlıurfa’nın Siverek ilçesine bağlı Çifçibaşı köyünde sınıf öğretmeni olarak görev yapıyordu.


Okulların kapanmasının ardından ata toprağına kavuşmak için aracıyla yola çıkan Yılmaz’ın önü Tunceli-Pülümür karayolunda kesilmiş, aracı yakılmış ve o günden beri kayıptı. Geçtiğimiz günlerde Pülümür deresinde bulunan erkek cesedinin ardından aile bireylerinden alınan kan örnekleriyle DNA uyuşması yaşanınca umutlar tükenmiş ve öğretmen Yılmaz’ın şehit edildiği anlaşılmıştı.



“Vatan görevi, nereye gitsek yapacağız”


Ortaokul ve liseyi Gümüşhane’de okuduktan sonra Artvin Çoruh Üniversitesi Eğitim Fakültesinden mezun olan ve bir yıl sonra görevine atanan Yılmaz, buraya giderken çevresindekilerin tüm ısrarlarına rağmen “Vatan görevi, nereye gitsek yapacağız” diyerek Siverek’e gitti.



İnşaatlarda çalışarak çocuklarını büyüttü


Dört çocuğuna inşaatlarda çalışarak bakan ve onları okutan baba Hamit Yılmaz, il merkezine 46, Torul ilçe merkezine 25 kilometre uzaklıkta bulunan Demirkapı köyü Merkez Mahallesindeki evinde taziyeleri kabul ediyor. Etrafı Türk bayraklarıyla donatılan evin önünde 112 Acil Servis görevlileri hazır bekletilirken, köyden ağıt sesleri yükseliyor.



15 Ekim’de görevine başlamıştı


Oğlu sınıf öğretmen Necmettin Yılmaz’ın mezun olduktan bir yıl sonra 15 Ekim’de Şanlıurfa’nın Siverek ilçesi Çiftçibaşı köyüne atandığını kaydeden baba Yılmaz, “Allah’a teslim ettik, o da bize böyle nasip etti. Rabbim böyle diledi. Yapacak bir şey yok. İlk görev yeriydi” dedi.



“Sık sık şehit olacağım derdi, duası kabul oldu”


Öğretmen Yılmaz’ın sık sık “şehit olacağım” ifadelerini kullandığını ifade eden Yılmaz, “İnançlı birisiydi. Şehit olacağını en az 3 kez bana söyledi. Baba ben şehit olacağım derdi devamlı. Ben öyle bir çocuk yetiştirdiğim için çok gururluyum, Allah’a hamd ediyorum. Vatanımıza bağışladım, vatanım sağolsun, devletimiz var olsun. Benim de bayrağımızda bir damla kanım oldu. Allah böyle diledi, böyle de oldu” diye konuştu.



“Otopsi sürecinde çocuğumu görür görmez tanıdım”


Geçtiğimiz günlerce Pülümür çayında bulunan erkek cesedini teşhis için gittiğinde çocuğunu görür görmez tanıdığını anlatan baba Yılmaz, “Otopsi sürecinde çocuğumu görür görmez tanıdım. Dişinde de beyazlık vardı. Onu da gördük. Ben kendimden emindim. Savcı bey DNA sonuçlarını beklememiz istedi. Bizde döndük geldik. Bizler ümitliydik, belirli girişimlerde bulunduk. 27 gündür İstanbul, Ankara, Tunceli hatta Erzincan’dan girişimlerde bulunduk” ifadelerini kullandı.



“Sevdiği kız arkadaşı vardı, bu yaz nişan yapacaktık”


Öğretmen Yılmaz’ın Adıyaman’da sevdiği ve görüştüğü bir kız arkadaşı olduğunu, bu yaz tatilinde gidip nişan yapacaklarını ifade eden Yılmaz, “Nasip değilmiş” diyerek şunları söyledi:


“Ben çocuğumu inançlı bir çocuk olarak yetiştirdim. Rabbime şükrolsun ki o inancını sağlam bir şekilde teslim etti. Duası da kabul edildi.”



“Olaydan birkaç saat önce telefonla konuştuk”


Öğretmen Yılmaz’ın annesini 27 gündür oyaladığını sürekli “gelecek” diye teselli ettiğini kaydeden Yılmaz, Necmettin öğretmenin olaydan birkaç saat önce kendisi, ağabeyi ve yengesiyle konuştuğunu da sözlerine ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Çağdaş Bodrumspor Başkanı Çağlar’dan spor salonu talebi Çağdaş Bodrumspor Başkanı Dağlarca Çağlar, ilçeye spor salonu yapılması durumunda yeniden Süper Lig’e dönme ve maçları Bodrum’da oynama hayallerinin olduğunu söyledi. Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi’nden bir alt lige düşen Çağdaş Bodrumspor’un başkanı Dağlarca Çağlar, sezon değerlendirmesi ve yeni sezon hedeflerini anlattığı bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Kendilerini tüm maçlarda yalnız bırakmayan Bodrum ve Muğla seyircisi ile basın mensuplarına teşekkür eden Çağlar, bu sene Kadınlar Süper Lig’ine yükselen Bodrum Basketbol’u tebrik etti. Ligde son ana kadar mücadeleye devam ettiklerini söyleyen Dağlarca Çağlar, bu sezon en büyük problemlerinin salon olduğunu belirterek, “Son 2 hafta ligden düştüğümüz kesinleşti ama o haftalara kadar elimizden ne geliyorsa, lige renk katmak için elimizden geleni yaptık. Sempati uyandırdığımızı düşünüyoruz. Sezon boyunca çeşitli problemler yaşadık ama bunların en büyüğü salon problemiydi. Geçen yaz federasyon ile yaptığımız görüşmelerde birinci ağızdan bu maçların belli bir revizyon ve tadilat yapılarak Bitez’de oynanabileceğini şifahen duymuştuk ve bu doğrultuda bir kadro kurduk ama daha sonra buna izin verilmeyeceği söylendi. Ben de gerek Türkiye Basketbol Federasyonu gerek Spor Bakanlığı, gidebileceğim her yere gittim. Açıkçası bu yolda tek başıma mücadele ettim. Elimden geleni yapmaya çalıştım ama maalesef izin alamadık. Muğla’da oynama kararı çıktı. Bir şekilde bu dezavantajlı serüvene başladık. Bu bizim için maddi olarak da ekstra bir yüktü ama işin sportif kısmına etkisi çok daha büyüktü. Sonuçta haftanın 6 günü antrenman yaptığınız bir salonda oynayamıyorsunuz. Bir deplasman gibi bir gün öncesinde Muğla’ya gidiliyor, otelde kalınıyor ve ertesi gün maç oynanıp geri dönülüyor. Bunların hepsi bizim için dezavantajdı” diye konuştu. Geçen sezon Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Bodrum Belediyesi’nden bekledikleri manevi desteği alamadıklarını söyleyen Dağlarca Çağlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Beklediğim maddi destek değildi. Salon konusu ile ilgili örgütlenip sesimizi duyurmamız lazımdı ama başaramadık, örgütlenemedik. Bu anlamda yanımda bir güç hissetmek isterdim. Sonuçta belediyeler de devlet kurumlarıdır. Ben özel sektörüm, basketbol kulübü başkanıyım. Tabii ki bu devlet kurumlarını yanıma almadan bir şeyleri çözmem çok kolay olmayacak." Bodrum’a acilen bir spor salonu yapılması gerektiğini vurgulayan Dağlarca Çağlar, Çağdaş Holding olarak ilçeye bir spor salonu yapmak gibi planlarının olmadığını, bu salonun devlet gücü ile yapılabileceğini dile getirdi. Çağlar, ilçeye spor salonu yapılması durumunda yeniden Süper Lig’e dönme ve maçlarını Bodrum’da oynama hayallerinin olduğunu kaydederek “Bodrum’a salon yapılmadan Süper Lig’e çıkmanın bizim için çok yorucu bir yol olacağını öngörüyoruz” değerlendirmesini yaptı. Yeni bir altyapı oluşumlarının olmasına rağmen altyapıda yaklaşık 200 sporcularının olduğundan bahseden Çağdaş Bodrumspor Başkanı Dağlarca Çağlar, bu sezon altyapıdan yetişen bazı oyuncuları, profesyonel takımda oynatacaklarını dile getirdi. Bu sezon maçlarını Bodrum’da oynayacaklarını hatırlatan Dağlarca Çağlar, “Bu sezon oyuncularımızın tamamıyla sözleşmemiz bitiyor ama devam etmek istediğimiz oyuncular olacaktır. Bunun için liglerin tamamlanmasını bekliyoruz. Hocamızla da yollarımızı ayırdık, kendisine de çok teşekkür ediyoruz. Her şeye rağmen emeğini koydu. Yeni bir kadro, yeni bir teknik heyetle devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Mersin Başkan Özyiğit: "2 ayda 17 bin 500 metrekarelik alanı belediyemize kazandırdık" Mersin Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, Türkiye’de kamulaştırmasız el atma davası ile en fazla muhatap olan belediye olduklarını belirterek, 2 ayda 72 davayı çözüme kavuşturduklarını ve toplam 17 bin 500 metrekarelik alanı belediyeye kazandırdıklarını ifade etti. Mersin Yenişehir Belediye Meclisi Mayıs Ayı Olağan Toplantısının Birleşimi, Başkan Abdullah Özyiğit başkanlığında yapıldı. Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan toplantıda gündem maddeleri görüşülerek karara bağlandı. Mecliste konuşan Özyiğit, Yenişehir’in belediye hizmet alanı sorununa ilişkin yaptıkları çalışmaları meclis üyeleriyle paylaştı. 2019’da göreve geldikten hemen sonra çözdükleri 36 milyon TL’lik bir dosyayı örnek gösteren Özyiğit, şöyle konuştu: "Türkiye’de kamulaştırmasız el atma davası ile en fazla muhatap olan belediyeyiz. 500’e yakın dava var. İmar planlarında sağlık tesisi, okul ve belediye hizmet alanı gibi kamusal alanların mülkiyeti özel şahıslarda ise 5 yıl içerisinde bunların kamulaştırılması gerekiyor. Ancak yıllardır bu problem çözülemediği için üstümüzde yük olarak kaldı. Şu anda yaptığımız çalışmalarla bu alanları kamulaştırıyoruz. Kamulaştırdığımız anda devam edilen davaların faiz yükünden de kurtulmuş oluyoruz. Ayrıca mahkemenin belirlediği fiyatların altında vatandaşlarla anlaşarak bu alanları kamulaştırıyoruz. Biz 5 yıl önce göreve geldiğimizde böyle bir dosyanın çözümünü oluşturmuştuk. 2015’te kaybedilen bir davanın ifasında 36 milyon lira seviyesine ulaşmış bir dosya. Biz onun ödemesini 4 yıllık bir döneme yaydık. Orda elde ettiğimiz parsellerde ilk BETEM’i yaptık. Mayıs ayı içerisinde hemen yanında bir de okul inşaatı temelini atacağız." "2 ay içerisinde 72 davayı çözüme kavuşturduk" Kamu adına bilinç ve cesaretle sorunları çözmeye devam edeceklerini vurgulayan Özyiğit, "Geçtiğimiz 2 ay içerisinde 72 davayı çözüme kavuşturduk. Toplam 17 bin 500 metrekarelik alanı belediyemize kazandırdık" dedi. Bu çalışmaları belediye bütçesini düşünerek yaptıklarını dile getiren Özyiğit, şunları kaydetti: "İnönü Bulvarı’nda Yenişehir İlçe Emniyet Müdürlüğünün ön tarafında bulunan arazi şu anda belediyemizin mülkü haline geldi. Orası da çok kıymetli bir yer. SayaPark AVM’nin karşısında 7,5 dönümlük bir alan belediyemizin mülkiyetine geçti. Bugünün fiyatıyla kamulaştırmak istesek 300 milyon lira gibi bir bedel tutan bu yerlerin 110 milyon lira seviyesinde kamulaştırılması sağlandı. Kamulaştırmasız el atma davalarına muhatap olabilecek 106 hektarlık bir alandan söz ediyoruz. Biz bunları 5 yılın sonunda çözmüş olacağız. Aksi takdirde ipin ucunu kaçırırsak, faizi bizi boğar."