ÇEVRE - 09 Ekim 2017 Pazartesi 18:07

Gümüşhane yaylalarında yeni yapılaşmaya müsaade edilmeyecek

A
A
A
Gümüşhane yaylalarında yeni yapılaşmaya müsaade edilmeyecek

Gümüşhane Valisi Okay Memiş, 430 yaylasıyla Karadeniz’in en fazla yaylası bulunan şehri olan Gümüşhane’de bundan sonra yaylalarda yeni bir yapılaşmaya müsaade etmeyeceklerini, engelleyecek her türlü tedbiri alacaklarını söyledi.

Gümüşhane Valisi Okay Memiş, 430 yaylasıyla Karadeniz’in en fazla yaylası bulunan şehri olan Gümüşhane’de bundan sonra yaylalarda yeni bir yapılaşmaya müsaade etmeyeceklerini, engelleyecek her türlü tedbiri alacaklarını söyledi.


Gümüşhane’de Vali Okay Memiş’in başkanlığında mera alanlarındaki kaçak yapılarla ilgili geniş katılımlı istişare toplantısı düzenlendi.



Karadeniz’in en fazla yaylası Gümüşhane’de


Toplantıda konuşan Vali Memiş, son zamanlarda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun konuya yönelik hassasiyeti olduğunu belirterek, Gümüşhane’de Merkez ilçede 128, Kelkit ilçesinde 28, Köse ilçesinde 8, Şiran ilçesinde 24, Torul ilçesinde 68 ve Kürtün ilçesinde 164 yayla olmak üzere toplam 430 yayla olduğunu, Karadeniz bölgesinde en fazla yaylaya sahip olan ilin Gümüşhane, ilçenin de 164 yayla ile Gümüşhane’nin Kürtün ilçesi olduğunu söyledi.



“Yaylalarda 6 bin civarında kaçak yapı var”


Bahse konu yaylaların Gümüşhanelilerden ziyade başta Trabzon ve Giresun olmak üzere komşu vilayetlerdeki vatandaşların kullandığını ifade eden Vali Memiş, “Yoğun bir yapılaşma var. Biz bu yapılaşmayla da mücadele etmek durumundayız. Mera vasfındaki bu alanlarda kaçak yapılaşmayı önlemek görevimiz. Yaklaşık 6 bin civarında kaçak yapı statüsünde yer var. Dolayısıyla bunların yıkım işlemleri başlı başına bir problem. Tıpkı orman arazilerinde yapılmış konutların satışında olduğu gibi yani 2B arazilerinde olduğu gibi muhtemelen bu meralarda yaylalarda yapılan yapılaşmayla ilgili olarak da böyle bir mevzuat düzenlemesine ihtiyaç var, kanuni düzenleme gerekiyor. Ama kanuni düzenleme yapılana kadar da bu yapılaşmaya önlemek devlet olarak bizim görevimiz. Doğayı korumak, bu güzellikleri korumak da devletin görevi. Bende bu bölgenin insanıyım. Bizim de yaylamız var” dedi.



“Yaylalara eskiden geçim sağlamak için gidilirdi, şimdi keyfe keder gidiliyor”


Yaylalara insanların eskiden hayvancılık yapmak ve geçimi sağlamak için gittiğini fakat son dönemde tamamen ‘keyfe keder’ bir gidiş olduğuna değinen Vali Memiş yapıların bertaraf edilmesine yönelik olarak mutlaka kanuni düzenleme gerektiğini söyledi.



“Bundan sonra yaylalarda yeni bir yapılaşmaya müsaade etmeyeceğiz, engelleyecek her türlü tedbiri alacağız”


Bu çarpık, kuralsız ve hesapsız yapılaşmayı önlemek istediklerini dile getiren Vali Memiş, “Bu bir istişare toplantısı. Bundan sonra yaylalarda yeni bir yapılaşmaya müsaade etmeyeceğiz, engelleyecek her türlü tedbiri alacağız. Amacımız o. Toplamda 6 binin üzerinde merada yapılmış yapı var. Bundan sonra yapılaşmayı önlemek bizim elimizde. Bu alana yoğunlaşacağız. Konunun 81 il valisinin katılacağı Valililer toplantısında da gündeme gelmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.



Gümüşhane yaylalarına 1 Ocak’tan itibaren 306 kaçak yapı yapıldı, 110 kişi hakkında işlem başlatıldı


Toplantıda sunum yapan Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Edip Birşen, 430 yaylada tespit edilen kaçak yapı sayısının 6 bin 115 adet olduğunu ve her geçen gün bu sayının arttığını belirterek, yaylalarda kaça inşaat yapılmasının nedenlerini anlattıktan sonra il genelince 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren 160’ı Merkez’de, 145’i Kürtün’de ve 1’i de Torul’da olmak üzere toplam 306 kaçak yapı tespit edildiğini söyledi.


İlgili kanun, yönetmelik ve genelgelerden bahsederek mera, imar ve gece kondu kanunlarına göre yıkım yapılabileceğini belirten Birşen, 1 Ocak tarihinden itibaren 110 kişi hakkında işlem yapıldığını ve tespit çalışmasının devam ettiğini de sözlerine ekledi.


Toplantıda söz alan Gümüşhane Köy ve Mahalle Muhtarları Derneği Başkanı Gürbüz Demir ise il merkezinde en fazla yaylası olan köyün 36 yayla ile Çorak, 22 yayla ile Yağlıdere köyleri olduğunu belirterek, yıllardır tecrübe edindiği konuyla ilgili görüşlerini paylaştı.



“Mahkemeler yıkım kararı vermiyor”


Gürbüz, eskiden yaylaların hayvanları otlatmak için kullanıldığını fakat şimdi birçok yaylada hayvan bile bulunmadığını belirterek, kaçak yapılarla ilgili mahkemelerin yıkılıp eski haline getirilmesine yönelik karar vermediğini, para cezası verdiğini kaydetti.



“Bazı Belediyeler kamyonlarıyla yaylalara kum, çakıl taşıyor”


Bazı Belediyelerin kamyonlarla yaylalardaki yapılaşmaya malzeme desteği sağladığını ileri süren Gürbüz, “Belediyelerin acilen bu işlerden elini çekmesi lazım. Yaylalarda hayvancılık bitti, tamamen mesire yerine döndü. Bu yaylalarda çok ciddi sıkıntılar var. Durum hiç iç açıcı değil. 2016 yılında son verilecek dendi millet bu yıl yaylalara akın etti” şeklinde konuştu.



“Çözüm yıkmak değil, kanun çıkmasıdır”


En fazla yayla bulunan ilçe konumundaki Kürtün ilçesinin Belediye Başkanı Ahmet Kanat ise bu konuda suçlunun vatandaştan geride gittiği için “devlet” olduğunu savunarak, “Kürtün yaylalarındaki yapılaşma için milyonlarca lira para harcandı. İvedilikle kanun çıkması lazım. Devlet çözüm üretecek. Çözüm yıkmak değil, kanun çıkmasıdır” dedi.


Toplantıya Vali Yardımcıları Aytaç Akgül, Ali Arıkan, Kürtün Kaymakamı Ekrem Çeçen, Torul Kaymakamı Mustafa Karali, İl Emniyet Müdürü Ömer Faruk Karataş, İl Jandarma Komutanı Albay Cezayir Danışan, Kürtün Belediye Başkanı Ahmet Kanat, Torul Belediye Başkanı Nidai Köroğlu, Özkürtün Belediye Başkanı Aynur Zorlu Kaya, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ekrem Akdoğan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Edip Birşen, Çevre ve Şehircilik Müdürü Cemil Bayram, ilçe tarım müdürleri, ilgili kurum müdürleri ve STK temsilcileri katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.