EKONOMİ - 17 Ocak 2019 Perşembe 15:05

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: “Tarımsal milli gelirde Avrupa’da birinciyiz, Dünyada 8’inci sıradayız”

A
A
A
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: “Tarımsal milli gelirde Avrupa’da birinciyiz, Dünyada 8’inci sıradayız”

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ‘Kelkit Havzası’nda Küçükbaş Hayvancılığı ve Kooperatifçiliği Geliştirme Çalıştayı’na katılmak üzere Gümüşhane’nin Kelkit ilçesine geldi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ‘Kelkit Havzası’nda Küçükbaş Hayvancılığı ve Kooperatifçiliği Geliştirme Çalıştayı’na katılmak üzere Gümüşhane’nin Kelkit ilçesine geldi.


İlk olarak Kelkit Ticaret Odası’nın yenilenen hizmet binasının açılışını yapan Hisarcıklıoğlu daha sonra Kelkit Ticaret ve Sanayi Odası tarafından Tarım ve Orman Bakanlığı, Gümüşhane Üniversitesi, Kelkit Belediyesi ve Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) işbirliğiyle Aydın Doğan Meslek Yüksek Okulu konferans salonunda düzenlenen Kelkit Havzası’nda Küçükbaş Hayvancılığı ve Kooperatifçiliği Geliştirme Çalıştayına katıldı.


Burada konuşan Hisarcıklıoğlu, çalıştayın tarım ve hayvancılığa bölgede ivme kazandıracak fevkalade önemli bir adım olduğunu belirterek, bölgenin kalkınması ve zenginleşmesinin yolunun tarım ve hayvancılıktan geçtiğine işaret etti.



"Bugün tedbir almazsak şimdi ucuz diye ithal etmeye kalkarsak boğazımızdan dışa bağlı hale geliriz"


Türkiye’nin tarım ve hayvancılıkta müthiş bir potansiyele sahip olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, “Ülke olarak baktığımızda tarımsal milli gelirde geldiğimiz durum da Avrupa’da birinciyiz. Dünyada 8’inci sıradayız. Tarım ülkemizde net döviz kazandırıcı sektördür. Tarım ve hayvancılık sektörümüz aynen sanayi sektörü gibi küresel rekabete hazırlamalıyız. Sıkıntımız bu. Küresel rekabete tarım ve hayvancılığı hazırlamamız lazım. Bunun için yeni politikalara ihtiyaç var. Zira tarım ve hayvancılık başka sektörlere benzemez. Eğer bugün tedbir almazsak şimdi ucuz diye ithal etmeye kalkarsak boğazımızdan dışa bağlı hale geliriz. Gıda güvenliğimiz de baktığımız zaman tehlikeli hale gelir” dedi.



“Birlikte rahmet ve bereket, ayrılıkta azap vardır”


Tarım ve hayvancılığı geliştiren, üretimi artıran bir diğer alanın da kooperatifçilik olduğuna değinen Hisarcıklıoğlu, “Kooperatifçilik için bizim kültürümüzde çok güzel bir söz var. Birlikte rahmet ve bereket, ayrılıkta azap vardır. Kooperatifçilik bir araya gelmektir. Eğer çok üretemezsen, çok satamazsan söz sahibi olamazsın. Bireysel olarak hepimiz kırılganız ama kooperatif olarak bir araya geldiğimiz zaman dayanışma ile, ortaklık kültürü ile ileriye gidebilme şansımız var. Koperatfiçilik güçleri bir araya getirebilmektir. Ama küçük olsun benim olsun anlayışı bugün ki dünyada bitti. Ben paylaşmam dedin mi kaybediyorsun. Kooperatifçilik te aynı zamanda tarım ve hayvancılık sektörümüzü geleceği” ifadelerini kullandı.



“Üretebilsek satabileceğimiz müthiş bir pazar var”


Dünyanın önümüzdeki dönemde tarım ve hayvancılığı göz ardı edebilmesinin mümkün olmadığına vurgu yapan Hisarcıklıoğlu, “Dünyada hızla orta sınıf yükseliyor. Orta sınıf daha çok tüketiyor ve daha çok harcıyor. Her yıl 2 Türkiye büyüklüğündeki nüfus orta sınıfa ekleniyor. Yani her yıl 160 milyon kişi orta sınıfa ilave geliyor. Çevre coğrafyamızda, Türkiye’nin etrafında yaklaşık 2 milyarlık bir nüfus var. Bu 2 milyarlık nüfus yaklaşık 500 milyar dolarlık tarım, gıda ve hayvancılık ürünleri ithal ediyor. Yani çevremizde müthiş bir pazar var. Üretebilsek satabileceğimiz müthiş bir pazar var. Tarım ve hayvancılıkta bütün dünyadaki fiyat artışları diğer ürünlerin fiyat artışından hep üstte. Neden? Nüfus artıyor. Gelir artıyor ve tüketim artıyor. Önümüzdeki dönemde tarım ve hayvancılık yapanlar hep kazanacaklar. Önemini hiçbir zaman yitirmeyecek. Yaşadıkça hepimiz tüketmek zorundayız ve tüm dünyayı doyurmakta bizim elimizde” diye konuştu.


Çalıştayın açılış programına Hisarcıklıoğlu’nun yanına Vali Yardımcısı Aytaç Akgül, Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Halil İbrahim Zeybek, Kelkit Belediye Başkanı Ünal Yılmaz, Gümüşhane Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İsmail Akçay, Kelkit Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Servet Daltaban ve DOKA Genel Sekreteri Onur Adıyaman, kurum müdürleri ve ilgililer katıldı.


Çalıştayın ardından fotoğraf sanatçısı Uğur Bulut tarafından hazırlanan tarım ve hayvancılık temalı fotoğraf sergisi gezildi.


İki gün sürecek çalıştayda akademisyenler ve sektör temsilcileri Kelkit havzasında küçükbaş hayvancılığın durumu, mera yönetimi, teşvikler, küçükbaş ıslah projeleri, kooperatifçilik, kooperatifçilikte Almanya örneği ve Kelkit havzasında küçükbaş hayvancılığa ait SWOT analizi konuları masaya yatırılacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Sergen Yalçın sezon sonunda Antalyaspor’dan ayrılacağını açıkladı Antalyaspor Teknik Direktörü Sergen Yalçın, 2-1 mağlubiyetle sona eren Pendikspor karşılaşması sonrası yaptığı açıklamada, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Antalyaspor, sahasında Pendikspor’a 2-1 mağlup oldu. Karşılaşmanın ardından basın toplantısında maçı değerlendiren Antalyaspor teknik patronu Sergen Yalçın, 3 puan kaybettikleri için üzgün olduklarını söyledi. Zor bir oyun olduğunu ve Pendikspor’un iyi mücadele ettiğini kaydeden Yalçın, 10 kişi kaldıktan sonra işlerinin zorlaştığını belirterek, “Aslında bayağı da bir pozisyon yakaladık. İkinci yarı maalesef oyunu çeviremedik. Böyle oyunlar da olabiliyor. Kaybettiğimiz için doğal olarak üzgünüz” dedi. Hakemi sert bir dille eleştirdi Karşılaşmanın hakemi Tugay Kaan Numanoğlu da sert bir dille eleştiren Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tugay Kaan Numanoğlu arkadaşımız olmasaydı belki biraz farklı bir maç olurdu. Özellikle ilk golü attıktan sonra oyuncumuz kafasına aldığı bir darbeyle yerde yatarken oyunu devam ettirip bana göre yüzde yüz ofsayt olan bir goldü. O çizgi nasıl çizildi bilmiyorum, kim çiziyorsa artık. Oyunun durması gerekiyordu. Çünkü oyuncumuz kafasına darbe aldı. Normal bir sakatlık değildi oyunu durdurmadı ve devamında bize golü yedirtti. Bu futbol sahalarında çok olan bir davranış değil. Oyunun devamında rakip oyuncular sakatlandığında hemen oyunu durdurup ve normal sakatlıklarda bile hemen doktorları sahaya davet etti sağ olsun bu arkadaş. Böyle hakemler Türk futbolunda olduğu sürece maalesef Türk futbol hiçbir şekilde güvenilirliği kalmayacaktır bundan sonrası için. Özellikle bu arkadaşı işaret ederek bunu söylüyorum. Gerçekten kendisi adına çok üzücü bir maç oynattı. Bırak oyuncuları oynasınlar. Kim kazanıyorsa kazansın. Seni ilgilendiren bir şey yok aslında. Sen normal maçını yönetebilirsin. Maalesef talihsiz bir gece geçirdi diye düşünüyorum." "Sezon sonu devam etmeme kararı aldık" Sezon sonu takımdan ayrılacağını da açıklayan Yalçın, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Tabii onların da bazı hedefleri, bizim de kendi adımıza hedeflerimiz var. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık. Oynayacağımız son üç maç Antalyaspor’da. Özellikle Sinan Başkan’a, yönetime değerli Antalyaspor taraftarına teşekkür ediyorum. Bizi burada çok iyi ağırladılar. Hiçbir sıkıntı yaşamadık. Güzel bir beş ay geçirdiğimizi düşünüyorum. İstediğimiz yere getirdiğimizi düşünüyorum. İnşallah önümüzdeki senelerde tekrar yollarımız karşılaşır” ifadelerini kullandı.
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.