EKONOMİ - 30 Eylül 2025 Salı 10:21

Gümüşhane’de genç muhtarın Türkiye’ye ilham veren başarı hikayesi

A
A
A
Gümüşhane’de genç muhtarın Türkiye’ye ilham veren başarı hikayesi

Gümüşhane’nin Kürtün ilçesinin zorlu coğrafyaya sahip Akçal Köyündeki genç girişimci Said Tüfekçi ve ailesinin yazdığı başarı hikayesi herkese ilham veriyor.


Bursa’da doğan ve üniversite eğitimini Gümüşhane Üniversitesi’nde tamamlayan Said Tüfekçi (35) büyük şehir imkanlarını bir kenara bırakarak 2016 yılında memleketi Gümüşhane’nin Kürtün ilçesine bağlı Akçal köyüne geri döndü.


Veteriner Sağlık Teknikerliği bölümü mezunu olan Tüfekçi, eşi Aslı Tüfekçi ve emekli olduktan sonra köye dönüş yapan anne ve babasının büyük desteğiyle tarım ve hayvancılık sektörüne adım attı.


Köyünde 2 büyükbaş hayvanla başladığı yolculuğunu devlet desteğiyle zaman zaman 50 hayvana kadar çıkaran ve daha sonra yoğun talep üzerine süt sığırcılığına geçen Tüfekçi, ailesiyle birlikte süt ürünleri üreterek ülkenin dört bir yanına gönderiyor.


Çalışma azmi ve kararlılığıyla bölgede veteriner teknikeri olarak vatandaşlara da hizmet veren Tüfekçi, 2024 yılı yerel seçimlerinde de köyüne muhtar seçildi.


"Başarımızın tek kaynağı aile ve inanmak" diyerek zorlukları nasıl aştıklarını anlatan Tüfekçi, devlet desteklerinin bu başarıdaki kilit rolünü vurguladı.


Karadeniz’in en zorlu coğrafyalarından birine sahip köyünde "Traktör kullanacak arazimiz yok" sözleriyle bölgenin çetin koşullarını özetleyen Tüfekçi, aldığı veterinerlik eğitimi sayesinde hayvan sağlığı ve verimliliği konusunda bilimsel yaklaşımları hem kendi hayvanların da hem de vadideki diğer köylerde uyguluyor.


Bir çiftçi olmanın ötesine geçerek bir girişimci kimliği sergileyen Tüfekçi, "Bursa’da doğdum. 2010 yılına kadar Bursa’da yaşadım. Eğitim öğretimi orada tamamladım. Daha sonra Gümüşhane Üniversitesi Laborant ve Veteriner Sağlık Bölümünü 2010 ve 2012 yıllar arasında bitirdim. Bayburt, Gümüşhane, Giresun ve Kastamonu illerinde çalıştım, kendimi geliştirdim. 2016 yılında memlekete dönüş yaptım. Burada anne, baba, kız kardeşim, eşimle beraber tarım ve hayvancılık sektörüne başladık" dedi.


"Zor coğrafyada ailemizle bir olarak başarılara imza atıyoruz"


"Aileyle beraber hareket ettiğimizden dolayı istediğimiz hedeflere ulaştık ve ulaşmaya da devam ediyoruz" diyerek birlik ve beraberliğin önemini vurgulayan Tüfekçi, devletin bu konudaki desteklerine özel bir parantez açarak "2024 yerel seçimlerinde muhtar olarak köyümüze seçildim. Ve muhtar olduktan sonra köyümüze de güzel işler yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Devletimizin desteğiyle beraber bu noktalara geldik. Zor coğrafyada başarılara imza atıyoruz. Teknoloji zor bizim bölgelerde. Traktör gitmiyor. Küçük makine ekipmanlarla idare ediyoruz. Burada başarılı olabilmek için en uygun, en sağlıklı ekipmanları seçerek, zamanı satın almak için uğraşıyoruz" diye konuştu.


"Devlet desteğiyle işleri büyüttük, şimdi süt hayvancılığına geçtik"


Süt ve besi hayvancılığıyla başladığını ve son dönemde süt hayvancılığına döndüğünü anlatan Tüfekçi, "Büyükşehirlerdeki eşim, dostum ve arkadaşlarım sürekli benden tereyağı, peynir istedi. Baktım daha çok talep var şu an 20 büyükbaş simental hayvana çevirdim hayvanlarımızı. Önceki dönemlerde 40 büyükbaş hayvana kadar çıktık. Yaşam koşulları günden güne artıyor. Zorluklarla uğraşıyoruz. Özellikle pandemiden dolayı ekonomi bayağı bir sıkıntı yaşadı. Yeni bina yaptık, yaşam alanı oluşturduk, ahırı büyüttük. Bu şekil olunca 2 büyükbaştan 40 büyükbaşa kadar bazen 50 bazen 30 oldu. İnişli çıkışlı dönemlerimiz oldu. Devletimizin bu konuda çok büyük destekleri oldu. Tarım ve Orman Bakanlığından destek aldık. Ziraat Bankası da özellikle devletimizin desteği de bu konuda eksik olmadı. Hepsine teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.


"Zorluklarla başarılı olabilmek için inanmak gerekiyor"


Küçüklükten beri köy yaşamı istediğini ve 2016 yılında evlendikleri eşinin de kendisine destek verdiğini aktaran Tüfekçi, "Zorluklarla başarılı olabilmek için inanmak gerekiyor. İnandığın yoldan vazgeçmeyeceksin. Merdivenleri sağlam bir şekilde yavaş yavaş, adım adım, emin adımlarla çıkarak bu noktaya geldik. Ve bu noktadan da devam ederek yaşamımızı bu şekilde insanlara sağlıklı organik ürünler elde ederek yaşamımızı bu şekilde sürdürüyoruz. Annem Fadime, babam Salih, kız kardeşim Merve Tüfekçi ile hareket ediyoruz. Bazen ben yaylada olmadığım zaman annem ve babam gidiyor hayvanlara yardımcı oluyor. Ben dışarı işlerini götürüyorum. Köye gelmemin en büyük sebebi, beni köye teşvik eden annem ve babamdır. Karadeniz insanının emekli olunca en büyük hayali köye ev yapmaktır. O hayalinin peşinden giderek biz de onların yolundan devam ettik. Ve beraber mutlu mesut bir yaşam sürdürüyoruz" dedi.


"Aile olarak bu yolda çok güzel bir şekilde ilerliyoruz"


Muhtar Tüfekçi’nin Samsun’un Çarşamba ilçesinden olan eşi Aslı Tüfekçi ise üniversite okurken Şiran’da tanıştıklarını belirterek, "Yollarımız burada kesişti. Eşimin bana teklifiydi bu aslında. Beraber el ele versek köye gitsek hayvancılıkla uğraşsak bu sektöre atılsak benimle bu yolda ilerler misin diye. Ben de kabul ettim. Zaten yabancı değilim. Kendi ailem de bu sektörün içerisinde. Benim bu yolda yürümemin, çaba göstermemin büyük sebebi de kayınvalidem. Çok destek oluyor bize. Aile olarak bu yolda çok güzel bir şekilde ilerliyoruz. Yani evet coğrafya biraz yorucu, biraz zor ama el ele verdikten sonra yapılmayacak hiçbir iş yok. Severek yapmanız lazım. Sevmezsen seni burada zorla kimse tutamaz. Bu yolda bir şeyleri başarabilmen için önce hedefini koyman lazım daha sonra bu yolda yürümen lazım. Çok şükür biz onu atlatıyoruz, yolumuza devam ediyoruz" diye konuştu.


"Onda küçüklükten beri hayvanlara karşı ilgi vardı"


Tüfekçi ailesinin annesi Fadime Tüfekçi de oğlunun isteği üzerine eşinin emekli olması sonucu Bursa’dan köye dönüş yaptıklarını kaydederek, "10 yıl önce geldim. Çocuğum buraya gelmek istedi, oralarda durmak istemedi, büyük şehirde durmadı. Çok sevmedi yani orayı. Vatanımız olunca da kendi memleketimize geldik. Onda küçüklükten beri hayvanlara karşı ilgi vardı. Buraya geldik 2 tane ineğimiz vardı. Ondan sonra Allah’a hamdolsun büyüttük. Ben de çocuğumun yanına gelmek istedim. Beni Bursa’da bağlayan bir şey yoktu. Benim bir oğlum, iki kızım var. Çekirdek aile olarak hep beraber ben de oğluma yardımcı oluyorum. Bazı zorluklar oluyor. Kolay bir şey yok. Nereye gidersen git çalışmadan ekmek yok. Burada kendi işimiz, kendi malımız. Çocuğuma yardımcı oluyorum. Hep birlikte bir hayat sürüyoruz" ifadelerini kullandı.


(RE-ÖS-Y)

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Altın çantasıyla evine girmek isteyen yaşlı adam gasbedildi: Dehşet anları kamerada Kocaeli’nin Gebze ilçesinde 74 yaşındaki Zeki Aydın, evinin önünde iki şüphelinin saldırısına uğradı. Yaşlı adamı darbedip yerde sürükleyen gaspçılar, 8 milyon liralık altın ve para dolu çantayı alıp kaçtı. Dehşet anları kameraya yansırken, yaşadıklarını anlatan yaşlı adam, "Emeklerimi zorla, vura vura aldılar" dedi. Olay, 24 Kasım’da Tavşanlı Mahallesi’nde saat 19.00 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Zeki Aydın (74), yılların birikimi olan altınlarını bozdurmak amacıyla kuyumcuya gitti. İşlemi gerçekleştirmekten vazgeçen Aydın, akşam saatlerinde evine döndü. Aracını garajına park eden ve elindeki çantayla evine yönelen Aydın, kasklı bir şüphelinin saldırısına uğradı. Aydın ile şüpheli arasında yaşanan boğuşmaya, motosikletle olay yerinde bekleyen diğer saldırgan da dahil oldu. Yaşlı adamı darbederek yerde sürükleyen zanlılar, içinde ziynet eşyası ve para bulunan çantayı alarak kayıplara karıştı. Gasp anı ise çevredeki güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. Zeki Aydın, hastane işlemlerinin ardından şikayetçi oldu. Ekipler, şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı. Yaşadığı dehşet anlarını anlatan Zeki Aydın, yaklaşık 30-40 yıllık emeğinin bir anda çalındığını belirterek yetkililerden yardım istedi. "Değeri 8 milyon lira civarındaydı" Aydın, olay günü akşam ezanı sıralarında evine döndüğünü belirterek, çantadaki birikimin kaynağını ve o gün yaşananları şöyle aktardı: "Karayollarından istimlak bedeli olarak elime geçen birikimim vardı. Daha önce kuyumculuk yaptığım için altın işini biliyorum; düştüğü zaman alıyor, yükseldiği zaman satıyorum. Hatta kuyumculara lazım olduğunda onlara da veriyorum. O gün 3-4 kuyumcuya uğradım, iki tanesinde çantadakileri çıkardım. Tezgahta altınları gördüler. Çantada Ata altını, bilezik gibi çeşitlerin olduğu yaklaşık 1 kilo 300 gram civarında altın vardı. Değeri de aşağı yukarı 8 milyon lira civarındaydı." "30 metreye yakın sürüklediler" Saldırı anını detaylarıyla anlatan Aydın, "Arabamla gelip garajıma girdim. Elimde ekmek poşetleri ve altın dolu çanta ile garajdan çıktım. Tam evin önüne geldiğimde karşımda genç zannettiğim birini gördüm. Bana adres sorar gibi yaptı ancak kafasında kask olduğu için ve hava karardığı için şüphelendim. Hırsız olduğunu anladığım anda üzerime atlayıp çantama sarıldı. Epey boğuştuk, bağırdım ama çantayı vermedim. O sırada köşede motosikletle bekleyen diğer arkadaşı ona yardıma geldi. İkisi birden bana vurdu, beni 30 metreye yakın sürüklediler. Bu arada ben artık dayanamadım. Sonunda çeke çeke vura vura çantayı elimden alıp siyah bir motosikletle köyün aşağısına doğru kaçtılar" dedi. "Emeklerimi zorla, vura vura aldılar" Yaşlı adam, olay sırasında yaralandığını ve hastanede tedavi gördüğünü dile getirerek, gözyaşlarına hakim olamadı. Emeklerinin çalındığını söyleyen Zeki Aydın, "Bu yaşıma geldim, 30-40 senedir çoluğuma çocuğuma, torunlarıma bir faydam olsun diye çalışıp emek verdim. Bir çete gelip emeklerimi zorla ve vura vura aldılar. Gırtlağımın altına bir cisim batırdılar, dikiş atıldı. Vücudumdaki morluklar ve yaralar hala duruyor. Çok mağdur durumdayım. Yetkililere sesleniyorum; Sayın Cumhurbaşkanım, 20 senedir size oy verdim, güvendim. Sayın İçişleri Bakanım, bu işle ilgilenmenizi istiyorum. Devletimizin imkanlarıyla bu mağduriyetimin giderilmesi için yardım bekliyorum. Lütfen sesimizi duyun" ifadelerini kullandı.
Erzurum ETÜ, Avrupa Birliği destekli yapay zeka projesine resmen başladı Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) öncülüğünde hayata geçirilen ve yükseköğretim öğrencilerine açık kaynak kodlu ve açık tasarımlı eğitim robotları aracılığıyla yapay zekâ öğretimini yaygınlaştırmayı amaçlayan Erasmus+ KA220-HED projesi "FOSSBot4AI", Fransa’da düzenlenen açılış toplantısıyla resmen başladı. Fransa’nın Cergy kentinde, ECAM-EPMI ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya; Türkiye başta olmak üzere Fransa, Polonya, Yunanistan, Hollanda’dan proje ortakları katıldı. Toplantıda ETÜ’yü temsilen İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Daştan ile Doç. Dr. Mehmet Emirhan Kula ve Öğr. Gör. Ali Necip Nursoy yer aldı. Toplantıda, proje kapsamında 30 aylık yol haritası çizilerek geliştirilecek FOSSBot:v2 eğitim robotunun teknik özellikleri, sanal simülatörlerin yapısı ve oluşturulacak yapay zekâ eğitim müfredatına ilişkin kapsamlı değerlendirmeler gerçekleştirildi. ETÜ heyeti, projedeki kritik sorumlulukları arasında yer alan "Validasyon (Doğrulama)" ve "Pilot Uygulama" süreçlerine dair sunumlarını yaparak, yürütülecek çalışmalara ilişkin bilgilendirmede bulundu. Projeye ilişkin detayları paylaşan Prof. Dr. Hüseyin Daştan, teknoloji odaklı yeni bir eğitim vizyonu ortaya koymayı hedeflediklerini belirterek: "Proje kapsamında geliştirilecek robotlar ve yapay zekâ eğitim modülleri, ETÜ bünyesinde oluşturulacak pilot sınıflarda öğrenciler tarafından doğrudan deneyimlenecek. Böylece öğrencilerimiz yapay zekâ, makine öğrenmesi ve robotik kodlama alanlarında uygulamalı eğitim alma imkânı elde edecek. Bu süreç, öğrencilerimizin yalnızca teorik bilgiyle yetinmeyip uluslararası standartlarda geliştirilen teknolojileri bizzat test etmelerine ve gerçek dünyaya yönelik çözümler üretmelerine olanak sağlayacak. Ayrıca üniversitemizin dijital dönüşüm vizyonuna da önemli bir ivme kazandırarak geleceğin mesleklerine yönelik yetkinliklerin daha güçlü şekilde kazandırılmasına katkı sunacak" ifadelerini kullandı.
Bursa Bursa’da uluslararası öğrencilere "Medya İletişim ve Kamu Diplomasisi" söyleşisi İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürü Ali Fuad Gölbaşı "Medya İletişim ve Kamu Diplomasisi" konulu söyleşi kapsamında uluslararası öğrencilerle bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürü Ali Fuad Gölbaşı; Bursa Uludağ Üniversitesi Biz Biriz Uluslararası Gençlik Platformunun, Birlik Vakfının destekleriyle düzenlediği "Kamu Diplomasisi ve Medya İlişkileri" dersi kapsamında 5 Aralık 2025’te uluslararası öğrencilerle bir araya geldi. Programa farklı ülkelerden Türkiye’de öğrenim gören öğrenciler iştirak etti. Etkinlik, platformun yürüttüğü Diplomasi Atölyesi çalışmaları çerçevesinde düzenlenirken, öğrencilerin Türkiye’nin kamu diplomasisi yaklaşımını, dış politika vizyonunu ve iletişim alanındaki dönüşümü doğrudan uzmanlardan dinlemesinin amaçlandığı ifade edildi. Gölbaşı, sunumunda medya ve iletişim arasındaki temel farklardan başlayarak dijital dönüşümün kamuoyuna etkilerine, stratejik iletişim kavramına ve dezenformasyonla mücadelenin millî güvenlik açısından önemine kadar geniş bir çerçevede değerlendirmelerde bulundu. Dijitalleşmeyle birlikte enformasyon akışının hızlandığını, sahte ve gerçek bilginin iç içe geçtiği bir ortamda, manipülatif içeriklerin küresel ölçekte yeni sınamalar doğurduğunu vurgulayan Gölbaşı, stratejik iletişimin artık devletlerin güç biriktirme süreçlerinin ayrılmaz bir parçası hâline geldiğini ifade etti. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının dezenformasyon kampanyalarına karşı yürüttüğü çalışmalara değinerek medya okuryazarlığının güçlendirilmesinin stratejik bir gereklilik haline geldiğini belirtti. Sunumda, İletişim Başkanlığının Türkiye’nin küresel iletişim mimarisindeki konumu, hakikat temelli iletişim anlayışı, uluslararası iş birlikleri, TRT ve AA’nın küresel yayıncılıktaki rolü ile yeni medya düzeninde kamu diplomasisinin artan stratejik önemi ele alındı. Bu kapsamda Türkiye’nin kamu diplomasisi faaliyetlerinin yürütülmesinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının önemli bir rol üstlendiği; kamu diplomasisi ve yumuşak gücün ortak noktasının stratejik iletişim dili olduğu, kamu diplomasisi faaliyetlerinde kitle iletişim araçlarının oldukça işlevsel olduğu hususlarında öğrencilerle bilgi paylaşımında bulunuldu. Gölbaşı, öğrencilere "dijital mecraların doğru, bilinçli ve sorumlu kullanımına" ilişkin temel ilkeleri aktararak dezenformasyona karşı bireysel farkındalığın önemini vurguladı. İnsan onurunun korunduğu, doğru bilginin hızla ve güvenle dolaşıma girdiği bir iletişim ekosisteminin inşa edilmesinin önemine değinen Gölbaşı; içerik anlamında giderek çoraklaşan dijital ortamda NEXT Teknofest Sosyal gibi ferahlatıcı bir sığınağa ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Program, öğrencilerin sorularını yönelttiği interaktif bir bölümün ardından gerçekleşen hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.
Aydın Kuşadası Belediyesi’nden engelli Osman amcaya anlamlı ziyaret Kuşadası Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü ekipleri, 1 yaşında geçirdiği çocuk felci nedeniyle engelli kalan 80 yaşındaki Osman Çağıl’ı evinde ziyaret etti. Ekipleri karşısında görünce çok mutlu olan Çağıl, "Evde Bakım Birimi, tüm ihtiyaçlarımla yakından ilgileniyor. Her zaman yanımızda olduğunuz çok teşekkür ederim" dedi. Kuşadası’nda yaşayan ihtiyaç sahibi ailelerin, çocukların, öğrencilerin ve engelli bireylerin her zaman yanında olan Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü ekipleri, özel gün ve haftalarda yaptıkları ziyaretlerle de gönülleri fethediyor. Bu kapsamda ekipler, Evde Bakım Birimi’nin verdiği hizmetlerden de yararlanan 80 yaşındaki Osman Çağıl’ı evinde ziyaret etti. Ekipler ziyarette, 1 yaşında geçirdiği çocuk felci nedeniyle engelli kalan Çağıl’a Başkan Ömer Günel adına çeşitli hediyeler verdi. Çağıl’a Kuşadası Belediyesi’nin engelli bireylerin sosyal hayata katılmasını sağlayan projelerinden de bahseden ekipler, ayrıca Çağıl’ın talep ve isteklerini dinledi. Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü ekiplerinin ziyaretinden dolayı duyduğu mutluluğu dile getiren Osman Çağıl, "Kuşadası Belediyesi’ne ve Başkanımız Ömer Günel’e her zaman yanımızda olduğu için teşekkür ediyorum. Evde Bakım Birimi de tüm ihtiyaçlarımla yakından ilgileniyor" diye konuştu.