GÜNDEM - 14 Eylül 2024 Cumartesi 09:24

Gümüşhane’nin alabalık tesisleri gastronomi turizmine can veriyor

A
A
A
Gümüşhane’nin alabalık tesisleri gastronomi turizmine can veriyor

Temiz ve buz gibi sularında yetişen doğal alabalıklarıyla ünlü Gümüşhane’de yaz boyunca alabalık tesislerinde yoğunluk yaşanırken, onlarca tesis kentin gastronomi turizmine de katkı sağlıyor.


Eşsiz doğası, buz gibi ve tertemiz sularının dağlarından süzülerek oluşturduğu binlerce deresinde onlarca alabalık tesisine ev sahipliği yapan Gümüşhane’de bu tesisler kentin hem ekonomisine hem tanıtımına büyük destek veriyor.


Merkez, Torul, Kürtün ve Şiran ilçelerinde kurulu bulunan tesisler son yıllarda adeta birer turizm merkezi haline gelirken, Gümüşhane’nin temiz sularıyla ünlü derelerinde yetişen alabalığının tadına bir kez bakan bir daha unutamıyor.


Özellikle hafta sonları rezervasyonların dolduğu ve yer bulmakta zorluk çekilen alabalık tesisleri Gümüşhane’nin temiz ve soğuk sularında yetiştirdikleri balıklarla şehri gastronomi tutkunları için çekim merkezi haline getirdi.


Alabalık yemek ve doğada huzur dolu bir gün geçirmek için onlarca hatta yüzlerce kilometreden geliyor. Buz gibi sularda yetişen alabalıklar, doğal ortamda yetişmiş kadar lezzetli olduğu için ziyaretçilerin beğenisini topluyor.


Artabel Gölleri Tabiat Parkı ve civarındaki yüksek zirvelerden akan suların oluşturduğu Musalla-Gülaçar Vadisi de Gümüşhane’nin ‘Alabalık’ vadisi olarak adlandırılıyor. Bu vadide yer alan çok sayıda alabalık tesisi doğal güzelliklerin arasında keyifli bir gastronomi deneyimi sunuyor.


İkisu-Şiran karayolu üzerinde Kalecik köyü sınırlarında Artabel Deresinin kenarına kurulu olan Taşkın Alabalık Tesisleri işletmecilerinden Fatih Taşkın, dedelerinin 34 yıl önce kurduğu alabalık çiftliğinde gökkuşağı alabalığı ürettiklerini ve bu balıkları tesislerinde müşterilerine sunduklarını söyledi.



“Soğuk su balığı daha yağlı ve lezzetli yapıyor. Bizim suyumuz 10 derece”


Tesisten genelde herkesin memnun ayrıldığını kaydeden Taşkın, “Balığımız yaklaşık 10 derecelik bir kaynak suyunda yetişiyor ve bu nedenle daha lezzetli oluyor. Soğuk su balığı daha yağlı ve lezzetli yapıyor. Yurtdışından gelen müşterilerimiz de var yol üzeri olduğu için internetten görüp inip yemek için gelen de var. İnsanlar tercih ediyor” dedi.


İyi alabalığın kısık ateşte bol tereyağı ile piştiğini anlatan Taşkın, lezzetli balık yapmak isteyenlerinden tereyağından kaçmamalarını istedi.



“Misafirler geldiğinde talep oluyor oraya gidelim şeklinde”


Tesislerin müdavimlerinden Burak Telli ise “Oldukça lezzetli balığı var. Burak bir oturuşta 3-4 balık yiyorum. Yıllar önce 6-7 tane yemiştim. Sürekli buradayız. Misafirler geldiğinde talep oluyor oraya gidelim şeklinde. Suyunun soğukluğu olsun balıkların üretim şekli olsun etkiliyordur. Çıkın çıkın gelin” ifadelerini kullandı.



“Ben en çok balığın beynini seviyorum”


Ailesiyle birlikte tesislere giden Sıla Oral, “Hafta sonu olduğu için geldik. Ailemle beraber. Balıklar çok güzel. İki tane balık yedim. Park var çocuklar için. O da çok güzel. Ben balığı derisiyle beraber çok seviyorum. Derisiyle kıtır kıtır oluyor. Ağzıma tereyağı tadı geliyor. Çok güzel oluyor” ifadelerini kullanırken ablası Zeynep Oral ise “Suyundan mı yoksa yeminden mi kaynaklı bilemiyorum ama balıklar çok lezzetli. Zamanımız oldukça geliyoruz. Birazcık insanlara garip gelebilir ama ben en çok balığın beynini seviyorum. Minik yani büyük olsa daha iyi olurdu ama minik güzel oluyor tadı. Ağızda dağılıyor. Gayet güzel. Balığın yanında helva veriyorlar, turşu veriyorlar. Benim en sevdiğim yönü de bir şeyler ikram etmeleri. Yanında sadece balık ve su vermiyorlar” diye konuştu.



Gümüşhane’nin alabalık tesisleri gastronomi turizmine can veriyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tunç: "Hedefimiz, anayasa borcumuzu milletimize ödemektir" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Bizim hedefimiz, Türkiye Yüzyılı’nı darbe ürünü bir anayasayla değil, temel hak ve özgürlükleri önceleyen yeni bir toplum sözleşmesiyle karşılamak, demokratik, sivil, katılımcı bir anayasa borcumuzu milletimize ödemektir" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara Hakimevi’nde yapılan, ’İnsan Hakları Kurumları Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Toplantıda, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Serap Yazıcı Özbudun ile TİHEK Başkanı Fahrettin Altun yer aldı. Son 23 yılda atılan adımların Türkiye’yi yüksek standartlı demokrasi hedefine taşıyan köklü bir dönüşümün yapı taşları olduğunu ifade eden Bakan Tunç, "Anayasanın 90. maddesinde yaptığımız değişiklikle usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin anlaşmalarla; kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınacağını düzenledik. 2003 yılında 4982 sayılı kanunla yürürlüğe giren bilgi edinme hakkını 2010 Anayasa değişikliğiyle Anayasal güvenceye kavuşturarak, demokratik bir yönetimin temel unsurlarından biri olan bilgi edinme hakkını güçlendirdik. Böylece vatandaşlarımızın devlete erişimini, denetim ve katılımını daha şeffaf ve güvenilir bir zemine kavuşturmayı amaçladık. Vatandaşlarımızın insan hakları ihlallerinde AİHM’ne başvurmadan önce hakkını kendi ülkesinde arayabilmesi için Bireysel başvuru imkanını getirdik. İdarenin her türlü eylem ve işlemleri nedeniyle mağdur olduğunu düşünen vatandaşlarımızın haklarının takibi noktasında kurumsal bir mekanizmayı, Kamu Denetçiliği Kurumu’nu ihdas ettik. İnsan onurunu koruyan, ayrımcılığa karşı herkes için eşitlik ilkesini güçlendiren daha sağlam bir kurumsal yapı oluşturmak amacıyla Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nu hayata geçirdik" dedi. "Anayasa Mahkememizin yapısını daha demokratik hale getiren düzenlemeleri hayata geçirdik" TİHEK ile birlikte, insan hakları ihlallerini izleyen, ayrımcılığı önleyen ve devletin tüm kurumlarında eşit muamele standardını güvence altına alan bağımsız ve etkin bir mekanizmayı ülkeye kazandırdıklarından bahseden Bakan Tunç, "Anayasamızda yapılan değişikliklerle kadın haklarından çocuk haklarına; temel hak ve özgürlükleri güçlendiren ve genişleten reformları milletimizin onayıyla hayata geçirdik. Anayasamızda hukuk devleti ilkesini güçlendiren, yüksek standartlı bir demokrasi için önemli yapısal reformları gerçekleştirdik. Bu kapsamda; Hakimler ve Savcılar Kurulu ile Anayasa Mahkememizin yapısını daha demokratik hale getiren düzenlemeleri hayata geçirdik. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kaldırılmasından Milli Güvenlik Kurulunun sivilleştirilmesine, askeri yargının kaldırılmasından sıkıyönetim ilanına izin veren Anayasa maddesinin kaldırılmasına; darbecilerin yargılanmasına engel olan Anayasa’nın geçici 15. maddesinin kaldırılmasına varıncaya kadar önemli reformlara imza attık" ifadelerini kullandı. Tunç, söz konusu bu reform belgeleri çerçevesinde bugüne kadar yargı ve insan hakları alanında ciddi mesafeler kat ettiklerinden bahsetti. "Hedefimiz demokratik, sivil, katılımcı bir Anayasa borcumuzu milletimize ödemektir" İnsan hakları alanında yürütülen özverili çalışmaların, ülkenin demokratik standartlarını yükselten önemli reformlar olduğuna değinen Tunç, "Bizim hedefimiz, Türkiye Yüzyılını darbe ürünü bir Anayasayla değil, temel hak ve özgürlükleri önceleyen yeni bir toplum sözleşmesiyle karşılamak, demokratik, sivil, katılımcı bir Anayasa borcumuzu milletimize ödemektir. İnsan haklarına ilişkin ülkemizdeki tüm kurumların aynı masa etrafında buluştuğu bu toplantının, ortak aklı ve kurumsal iş birliğini daha da güçlendirecek önemli sonuçlar üreteceğine yürekten inanıyorum. Bugün ortaya koyacağımız değerlendirmeler, yalnızca bugünün çalışmalarına yön vermeyecek; Türkiye’nin insan hakları standartlarını daha ileriye taşıyacak yeni adımların da kapısını aralayacaktır" ifadeleriyle konuşmasını noktaladı.
Karabük KBÜ’de Odyometri öğrencilerine Uygulamalı eğitim verildi Karabük Üniversitesi (KBÜ) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Odyometri Bölümü, işitme cihazları ve uygulama süreçlerine yönelik kapsamlı bir eğitim programı düzenledi. Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık’ın uygulamalı eğitim vizyonu doğrultusunda gerçekleştirilen etkinlik, üniversite-sektör iş birliğinin örnek bir modeli olarak planlandı. Program, öğrencilerin derslerde edindikleri bilgileri pratik uygulamalarla pekiştirmesine katkı sağladı. İşitme cihazı firması temsilcileri Odyolog Sude Nur Ekim, Odyolog Serhat Önkol ve Odyometrist Selahattin Sezen tarafından verilen teorik ve uygulamalı eğitimlere öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Programa Odyometri Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Emre Söylemez ile Öğr. Gör. Merve Kandazoğlu Erdem ve Öğr. Gör. Tuğba Ural da katıldı. Eğitimin ilk oturumunda modern işitme cihazlarının çalışma prensipleri, dijital işitme teknolojilerindeki yenilikler ve cihaz uygulama süreçlerine ilişkin bilgiler aktarıldı. Öğrenciler, işitme cihazlarının teknik altyapısına dair güncel bilgileri uzmanlardan dinleme fırsatı buldu. İkinci oturumda ise kulak kalıbı uygulamalarına yönelik teorik eğitim verildi ve öğrencilerin birebir deneyim kazandığı pratik çalışmalar gerçekleştirildi. Kulak kalıbı alım süreci, kullanılan materyaller, ölçüm teknikleri ve profesyonel uygulama örnekleri öğrencilere uygulamalı olarak aktarıldı. Odyometri Bölümü 1. ve 2. sınıf öğrencilerinin katıldığı eğitim programı, "İşitme Cihazları" ile "Kulak Kalıbı ve Uygulamaları" derslerini destekleyerek öğrencilerin mesleki bilgi ve becerilerini güçlendirdi. Etkinlik, öğrencilerin sektörde kullanılan güncel uygulamaları yerinde tanımasına imkân sundu. Program sonunda Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Durdane Yılmaz Güven, eğitim sürecine katkı sağlayan akademisyenlere ve sektör temsilcilerine teşekkür belgesi takdim etti.