GÜNDEM
Yılmaz’dan yeni yıl mesajı 31 Aralık 2025 Çarşamba - 14:07:01 Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, yayımladığı yeni yıl mesajında 2026 yılının başta Şehitkamil olmak üzere tüm ülkeye sağlık, huzur ve mutluluk getirmesini temenni etti. Yeni yılın, birlik ve beraberlik duygularının güçlendiği, umutların tazelendiği özel bir başlangıç olduğunu vurgulayan Başkan Yılmaz, 2026 yılının Şehitkamil için önemli bir dönüm noktası olacağını ifade etti. Başkan Umut Yılmaz, mesajında geride bırakılan yılın değerlendirmesini yaparak, göreve geldikleri günden bu yana vatandaşların yaşam kalitesini artırmaya yönelik birçok çalışmayı hayata geçirdiklerini belirtti. Eğitimden spora, kültürden sosyal belediyeciliğe, altyapıdan çevre düzenlemelerine kadar geniş bir yelpazede hizmet üretmeye devam ettiklerini dile getiren Yılmaz, yeni yılda da aynı kararlılıkla çalışmalarını sürdüreceklerini söyledi. "2026 yılı, Şehitkamil’in geleceğini şekillendirecek projelerin hız kazandığı, somut sonuçların daha net şekilde görüleceği bir yıl olacak" diyen Yılmaz, hemşehrilerin hayatına doğrudan dokunacak, refah seviyesini yükseltecek ve kente değer katacak projelerin birer birer hayata geçirileceğini kaydetti. Şehitkamil Belediyesi olarak insan odaklı bir anlayışla hareket ettiklerini vurgulayan Yılmaz, özellikle çocuklar, gençler, kadınlar ve dezavantajlı gruplar için geliştirilen projelerin artarak devam edeceğini belirtti. Sosyal dayanışmayı güçlendiren, eğitim ve spor alanında fırsat eşitliğini önceleyen çalışmaların yeni yılda da öncelikli olacağını ifade etti. Başkan Yılmaz, mesajında birlik ve beraberliğin önemine de dikkat çekerek, "Şehitkamil’i daha yaşanabilir, daha güçlü ve daha mutlu bir ilçe haline getirmek için hemşehrilerimizle el ele, gönül gönüle çalışmaya devam edeceğiz. Ortak akıl ve katılımcı yönetim anlayışıyla, Şehitkamil’i hep birlikte geleceğe taşıyacağız" dedi. Yeni yılın barış, kardeşlik ve dayanışma duygularını pekiştirmesini dileyen Yılmaz, "Bu duygu ve düşüncelerle 2026 yılının başta Şehitkamil’de yaşayan kıymetli hemşehrilerim olmak üzere, Gaziantep’imize ve tüm ülkemize sağlık, huzur, mutluluk ve bereket getirmesini diliyorum. Yeni yılın hepimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum" ifadelerini kullandı.
31 Aralık 2025 Çarşamba - 13:59 DAGC gazetecileri ödüllendirecek Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti, Doğu Anadolu Gazeteciler Federasyonu iş birliği ile Erzurum ve bölge illerinden gazetecilerin katılabileceği Gazetecilik Başarı Ödülü 2025 Yarışması sürecini başlattı. Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti 2025 yılı Gazetecilik Başarı Ödülü Yarışması sürecini başlattı. Başvuruların 31 Ocak 2026 tarihine kadar alınacağı yarışmada, haber, fotoğraf, sayfa düzeni, röportaj, araştırma-inceleme, köşe yazısı, spor haberi, spor fotoğrafı, haber programcılığı-belgesel (Radyo-TV), TV görüntü, TV haber, İnternet haberciliği dallarında eserler ile teşvik ödülü kapsamında İletişim Fakültesi öğrencileri ve mesleğe yeni başlamış basın çalışanlarının çalışmaları değerlendirilecek. DAGC üyeleri ve tüm gazetecilere açık olan ve geçimini sadece gazetecilikten temin eden basın çalışanlarının Ocak-Aralık 2025 döneminde yayınlanan eserleriyle başvurabilecekleri yarışmaya katılacak olanların başvuru formunu imzalayarak, dagcerzurum@gmail.com adresine göndermeleri gerekiyor. Eserlerin Türkçe olması ve yayınlanmış halinin gönderilmesi isteniyor. Yarışmanın son başvuru tarihi ise 31 Ocak 2026 olarak belirlendi. Yarışma jürisi, ödül töreni tarihleri daha sonra açıklanacak. Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ayhan Türkez, yarışma ile gazetecilik mesleğinin güçlenmesine ve çalışanların gelişimine katkı sağlamak, Erzurum’un yanı sıra, Ağrı, Ardahan, Bayburt, Bingöl, Bitlis, Erzincan, Elazığ, Hakkari, Iğdır, Kars, Malatya, Muş, Tunceli ve Van’daki basın kuruluşlarında çalışan gazetecilerin çalışmalarının değerlendirilmesi ve iletişim öğrencileri ile mesleğe yönelen gençlerin teşvik edilmesini hedeflediklerini söyledi. Türkez, yarışma dallarına, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da, hayatta olan ve vefat etmiş meslek büyüklerinin isimlerinin verileceğini ifade etti.
31 Aralık 2025 Çarşamba - 13:46 Gölbaşı Belediyesinde memurların sosyal denge tazminatı yüzde 120 arttı Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı yeni yıl öncesi memurlarla müjdeli haberi paylaştı. Odabaşı, memurların yılbaşı ikramiyesinin hesaplara yatırıldığını ifade ederken sosyal denge tazminatlarının yüzde 120 olarak belirlendiğini açıkladı. Gölbaşı Belediyesinde çalışan memurlar için yüzleri güldüren tarihi bir karar alındı. Belediye Başkanı Yakup Odabaşı’nın, emeği ve alın terini önceleyen yönetim anlayışıyla yürütülen çalışmalar sonucunda memurların yılbaşı ikramiyesi hesaplara yatırılırken sosyal denge tazminatı zam oranları da netleşti. Yapılan açıklamaya göre, Gölbaşı Belediyesinde görevli memurların sosyal denge tazminatı en tavandan yüzde 120 olarak belirlendi. "Sizler yüzde 200’leri hak ediyorsunuz" Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, düzenlenen toplantıda belediye çalışanlarına hitap ederek, alınan kararların bir lütuf değil, emeğin karşılığı olduğunu vurguladı. Odabaşı, "Söz verdiğimiz gibi çalışanlarımızın yanında olmaya devam ediyoruz. Gölbaşı tarihinde ilk defa böyle bir maaş alınacak. Bu zammı gönlümüzden, severek ve isteyerek veriyoruz. Sizler yüzde 200’leri hak ediyorsunuz" dedi. Belediye çalışanlarının özverili çalışmalarına yakından tanıklık ettiğini ifade eden Odabaşı, "Canla başla çalışıyorsunuz. Müdürlükleri tek tek ziyaret ediyorum, yapılan işleri yerinde görüyorum. Sahadaki emeği, masadaki gayreti çok iyi biliyorum. Bu yüzden bundan daha fazlasını da hak ettiğinizi yürekten söylüyorum" ifadelerini kullandı. Odabaşı konuşmasında birlik ve beraberlik mesajı da verirken "İnşallah 2026 yılında da işimize dört elle sarılacağız. Dedikodu yapanlara, aramıza nifak sokmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Çünkü burası bizim evimiz, bizim ailemiz. Dedikodu bizden uzak olsun, dayanışma ve kardeşlik hep yanımızda olsun. Heyecanla, inançla, alın teriyle bu kente hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Rabbim fırsat verdikçe sizlere daha iyi imkanlar sunmak için var gücümüzle çalışacağız. Yeni yılınızı en içten dileklerimle kutluyorum. Ailenizle, çocuklarınızla güle güle harcayın" sözleriyle konuşmasını tamamladı. Odabaşı’nın sözleri alkışlarla sık sık kesilirken Belediye Meclis Salonu’nda yapılan toplantı toplu fotoğraf çekilmesinin ardından sona erdi.
31 Aralık 2025 Çarşamba - 13:45 İletişim Başkanı Duran: "’Türkiye Yüzyılı’ vizyonunu hayata geçirirken, ’Terörsüz Türkiye’ hedefi doğrultusunda güven ve istikrar iklimini daha da güçlendireceğiz" Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, "2026 yılında Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, birlik ve beraberlik içinde ’Türkiye Yüzyılı’ vizyonunu hayata geçirirken, ’Terörsüz Türkiye’ hedefi doğrultusunda güven ve istikrar iklimini daha da güçlendireceğiz" dedi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, yeni yıl dolayısıyla bir mesaj yayımladı. 2026 yılına girerken, her bir ferde sağlık, huzur, mutluluk ve esenlik dileyen Duran, 2026 yılının, dış politika ve diplomasi açısından Türkiye için tarihî bir yıl olacağına inandığını belirtti. "Konut, köy evi ve iş yeri olmak üzere toplamda 455 bin 357 bağımsız bölüm tamamlanarak hak sahiplerine teslim edildi" Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yaralarının 2025 yılı içerisinde de sarılmaya devam edildiğini belirten Duran, "Geride bıraktığımız yıl, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü ve vizyoner liderliğinde; ülkemizin her alanda kararlılıkla ilerlediği, uluslararası alanda etkinliğini daha da artırdığı bir dönem olmuştur. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, asrın felaketinin ardından yürütülen yeniden imar ve ihya çalışmalarında büyük bir başarı kaydedilmiş; devletimizin kriz yönetme kapasitesi açıkça ortaya konmuştur. Konut, köy evi ve iş yeri olmak üzere toplamda 455 bin 357 bağımsız bölüm tamamlanarak hak sahiplerine teslim edilmiş; devletimizin kararlılığı ve milletimizin dayanışmasıyla şehirlerimiz daha güvenli ve dirençli bir hâle getirilmiştir. Bu çalışmalar, Türkiye’nin afet yönetimindeki gücünü ve devlet-millet el ele anlayışını bir kez daha göstermiştir" açıklamasında bulundu. "Türkiye, bundan sonra da mazlum Filistin halkının davasını savunmayı, adaletin ve insanlığın sesi olmayı sürdürecektir" Dünyanın birçok bölgesinde çatışmaların ve insani dramların yaşandığına dikkati çeken Burhanettin Duran, "Özellikle Gazze’de süregelen trajedi hepimizin vicdanında derin bir yara açmıştır. Uluslararası toplumun sorumluluklarını yerine getirmekte yetersiz kaldığı bu tablo, küresel ölçekte adalet ve vicdan ihtiyacını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Türkiye, insani diplomasi ve çok taraflı girişimleriyle adil ve kalıcı bir çözüm için uluslararası platformlarda yoğun çaba göstermiştir. Bu süreçte vicdanın ve adaletin safında yer alan Türkiye, bundan sonra da mazlum Filistin halkının davasını savunmayı, adaletin ve insanlığın sesi olmayı sürdürecektir" ifadelerine yer verdi. "2026 yılının, dış politika ve diplomasi açısından ülkemiz için tarihî bir yıl olacağına inanıyorum" Yeni yılda Türkiye’nin hedeflerinden ve vizyonundan bahseden Duran, "2026 yılının, dış politika ve diplomasi açısından ülkemiz için tarihî bir yıl olacağına inanıyorum. Türkiye; NATO Liderler Zirvesi, Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi ve COP31 gibi küresel ölçekte önem taşıyan toplantılara ev sahipliği yapacaktır. Küresel diplomasinin kalbinin atacağı bu zirveler, ülkemizin uluslararası alandaki etkin rolünü pekiştirecek; bölgesel barış, küresel dayanışma ve ortak refah vizyonumuza güçlü katkılar sağlayacaktır" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin, üretim gücü, stratejik konumu ve güven veren ekonomisiyle hem yerli hem de yabancı yatırımcılar için cazibe merkezi olmaya devam edeceğini aktaran Duran, önümüzdeki dönemde de istikrarlı büyüme hedefleri doğrultusunda yatırım, üretim, istihdam ve ihracat odaklı politikaların hayata geçirileceğini; sağlık, eğitim, ulaşım, altyapı ve savunma sanayii gibi her alanda mega projeleri milletin hizmetine sunacaklarını vurguladı. "Terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda güven ve istikrar iklimini daha da güçlendireceğiz" Terörsüz Türkiye süreci hakkında da açıklama yapan Duran, "2026 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, birlik ve beraberlik içinde Türkiye Yüzyılı vizyonunu hayata geçirirken, Terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda güven ve istikrar iklimini daha da güçlendireceğiz. Bu anlayışla; demokrasimizi tahkim eden, kalkınmamızı hızlandıran ve toplumsal huzuru pekiştiren adımları atacağız. Milletimizin ortak iradesi ve güçlü devlet geleneğimizle hedeflerimize emin adımlarla ilerleyeceğiz" dedi. Türkiye’nin iletişim alanında, Türk dünyasından Afrika’ya, Balkanlar’dan Latin Amerika’ya uzanan geniş bir coğrafyada dostluk, iş birliği ve gönül köprüleri kurduğunu ifade eden Duran, mesajına şu şekilde devam etti: "Doğru bilgiyi merkeze alan, barış ve dayanışma eksenli iletişim vizyonumuzu tüm dünyaya taşımaya devam edeceğiz. 2026 yılında da, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadeleriyle; ‘Vatandaşımızı ve dünyayı güvenilir kaynaklar aracılığıyla doğru ve zamanında bilgilendirecek altyapıyı güçlendirmeyi, dezenformasyona karşı etkili tedbirler almayı sürdüreceğiz.’ Bizler de bu vizyon doğrultusunda Türkiye’nin uluslararası alandaki itibarını ve etkisini daha da pekiştiren iletişim faaliyetlerini küresel ölçekte yürüteceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle, 2026 yılının ülkemiz için birlik ve beraberlik içinde başarılarla dolu bir yıl olmasını; dünyada barışın, huzurun ve istikrarın hâkim olduğu bir geleceğe vesile olmasını diliyor; tüm insanlığa hayırlar getirmesini temenni ediyorum."
İstanbul’un illegal renkleri
06 Ekim 2024 Pazar - 10:18 İstanbul’un illegal renkleri Duvarları, trenleri ve iz bırakabilecekleri birçok noktayı boyayan grafiticiler kimilerine göre vandal, kimilerine göre ise sokak sanatçıları. Türkiye’de trenlerin grafiti ile boyanması yasadışı olmasına rağmen sanatçılar, onlarca vagonu boyayarak şehri griden kurtarıp renk kattıklarını belirtiyorlar. Kökeni eski çağlara dayanan grafiti, kendini ifade etme gelecek nesillere bir mesaj ve iz bırakmak olarak asırlar boyunca şekil aldı. Almanya’da İkinci Dünya Savaşı sonrası yükselen rap kültürü beraberinde birçok farklı sanatı getirdi. Duvarları ve trenleri boyayan gençler mesajlarını veya isimlerini göstermek istedi. Dünyada bazı ülkelerde trenlerin camlarını boyamadan yapılan grafitilere izin veriliyor. Ancak Türkiye’de yolculuk yapılan trenlerin vagonlarının boyanması yaşa dışı. Bazı belediyeler ise bu sokak sanatını değer görüp şehrin farklı noktalarında grafiticiler ile anlaşıp duvarları süslüyorlar. Grafiticiler ise bu işin bir düzen içerisinde kamu yararına çevrilmesinin şehre gri vagonlardan daha güzel estetik bir renk katacağını ifade ediyor. Onlarca boyalı grafiti vagonları ise havadan çekilen görüntülerde ilginç manzaralar oluşturdu. Adeta bir film platosunu andıran trenlerin bakım ve bekleme yeri görenlerin dikkatini çekiyor. İstanbul’da ise sürekli grafiti ile boyanmış vagonları görebiliyorsunuz. "Madem boyuyorsunuz, öyle bir boyayın ki herkes sevsin" Grafitinin hip hop kültürünün en isyankar tarafı olduğunu ifade eden Ünlü Rap Sanatçısı Fuat Ergin, “Türkiye’de illegal şekilde duvar boyamak halkı bile kışkırtıyor. ’Sen terörist misin?’ diye sana saldırıp dövebiliyorlar. Ben rap yapmadan önce gider trenleri boyardım. Yazdıklarımız temizlenince Almanya’da camları çizmeye başladılar. Trenlere gittiğin zaman çok iyi eserler yapman gerekiyor. Çünkü onu herkes görüyor. Kamu malına zarardan doğan bir şey. Sistemin baskısına karşı verilen bir tepki aslında. Bu şehirde hepimiz birlikte yaşıyoruz. O zaman birbirimizi dinleyelim. Bu çocukları çağırın trenleri madem boyuyorsunuz, öyle bir boyayın ki herkes sevsin deyin. Türkiye modeli için bunu konuşuyorum. Almanya’da bunu yapamazsınız. Almanya’da bu iş illegal olmasından dolayı yaşıyor” diye konuştu. "Modern çağın sanatı olarak kabul ediliyor" Türkiye’nin ilk grafiti ajansı Boyalı Ellerin kurucusu Ulaş Çelik, “Benim başladığım dönemlerde biraz daha kaçak kısmı bizleri cezbettiği için o şekilde başladık. Günümüzde modern çağın sanatı olarak kabul ediliyor. Birçok akademik eğitim almış kişilerde grafiti sanatı ile uğraşıyor. Artık ana akım sanat kollarından birisi oldu. Trenlere grafiti yapmak aslında bu sanatın ilk çıktığı günden bu güne gelen bir şeydir. Eskiden internet ağları çok gelişmediği dönemlerde çalışmalarımızı internete yükleyemediğimiz için trenlere grafiti yapardık. Özellikle yük trenlerine yapardık. Halkalıda tren garına gidip yurt dışındaki sanatçıların eserlerini görüp kendimizi geliştirmeye çalışırdık. Kaçak grafiti yapıyorsanız eğer yaptığınız grafitinin risk oranı yaptığınız çalışmanın karizmasını artırır” dedi. "Bunu kamu yararına çevirmek mümkündür" Yurt dışında bazı ülkelerde camı boyamazsanız trenlere grafiti yapmak yasal olduğunu ifade eden Çelik, “Ben bunun doğru yöntem olduğuna inanıyorum. Ülkemizde ise Haydarpaşa Garı’nın tadilata alınması ile birlikte kullanılmayan trenler grafiticilere açılıp boyama izni verildi. Vatandaşlar tarafından sevilen bir proje oldu. Bu grafitli trenler moda ve film çekimleri için kullanıldı. Bence diğer yolcuların görüş hakkına zarar vermeden yapılan eserler şehre değer katacaktır. Bizim ülkemizde tren boyamak yasak. Bu devlet görevlileri ve grafiticiler için zor bir durum. Bence bunu kamu yararına çevirmek mümkündür" diye konuştu.
Bu kıraathanede çeneler değil beyinler çalışıyor
06 Ekim 2024 Pazar - 10:18 Bu kıraathanede çeneler değil beyinler çalışıyor İzmir’de bulunan bir kıraathanede her yaştan vatandaş, alışılmış taş oyunları yerine ‘dama’ oynamak için toplanıyor. Bir araya gelen vatandaşlardan kimisi kendini yarışmalara hazırlıyor, kimisi de hobi olarak saatlerini damaya harcıyor. Konak ilçesine bağlı Eşrefpaşa semtinde bulunan bir kıraathanede yaklaşık 60 senedir, her yaştan vatandaş dama oynamak için bir araya geliyor. Kıraathane içerisinde alışılmışın dışında bir oyunla dikkatleri çeken vatandaşlar, sabah saatlerinde kıraathanenin yolunu tutuyor. Akşam saatlerine kadar dama müsabakaları yapan vatandaşları, kıraathanedeki diğer müşteriler de merakla izliyor. Müsabakaya katılan kişilerden kimileri oyunu hobi olarak oynarken kimileri de ülke genelinde düzenlenecek turnuvalar için kendini hazırlıyor. Eğlenmek için dama oynamaya geldiğini aktaran 65 yaşındaki Hasan Yiğit, 15 senedir dama oynadığını, dama sayesinde güzel vakit geçirdiğini ve kıraathanede dama şampiyonlarının da olduğunu belirtti. Damanın bir zeka oyunu olduğunu ifade eden 67 yaşındaki Şükrü Türkseven ise bu oyunun ilerleyen zamanlar için de alzheimer gibi hastalıklara faydalı olduğunu, dedikodu yapmak yerine böyle zeka oyunları oynamayı tercih ettiklerini söyledi. “Çeneler çalışmıyor, beyinler çalışıyor” Dama oynamaya farklı bir ilçeden geldiğini anlatan 68 yaşındaki Müslüm Çelik, şunları kaydetti: “Önümüzdeki ayın 23’ünde de yarışmaya katılacağız. Hepimiz farklı ilçelerden gelip burada buluşuyoruz. Beyin jimnastiği yapıyoruz. Bu kahvede çeneler çalışmıyor, beyinler çalışıyor.” “Hobi olarak oynuyorum ama bazen yarışmalara katılıyorum” Oyunu babasından gördüğünü ve babasının kendisini teşvik ettiğini söyleyen 68 yaşındaki Ümit Bahçeci de bu oyunun iddia üzerine oynanmayan bir oyun olduğunu vurguladı. Sözlerini sürdüren Bahçeci, “Burada önemli olan karşındakini yenebilmektir. Ben hobi olarak oynuyorum ama bazen yarışmalara da katılıyorum” diye konuştu.
İstanbul’un grafitili vagonları böyle görüntülendi
06 Ekim 2024 Pazar - 10:09 İstanbul’un grafitili vagonları böyle görüntülendi İSTANBUL(İHA) Duvarları, trenleri ve iz bırakabilecekleri bir çok noktayı boyayan grafitiçiler kimilerine göre vandal, kimilerine göre ise sokak sanatçıları. Türkiye’de trenlerin grafiti ile boyanması yasadışı olmasına rağmen sanatçılar, onlarca vagonu boyayarak şehri griden kurtarıp, renk katıklarını belirtiyorlar. Kökeni eski çağlara dayanan grafiti, kendini ifade etme gelecek nesillere bir mesaj ve iz bırakmak olarak asırlar boyunca şekil aldı. Almanya’da ikinci dünya savaşı sonrası yükselen rap kültürü beraberinde bir çok farklı sanatı getirdi. Duvarları ve trenleri boyayan gençler mesajlarını veya isimlerini göstermek istediler. Dünya’da bazı ülkelerde trenlerin camlarını boyamadan yapılan grafitilere izin veriliyor. Ancak Türkiye’de yolculuk yapılan trenlerin vagonlarının boyanması yaşa dışı. Bazı belediyeler ise bu sokak sanatını değer görüp şehrin farklı noktalarında grafiticiler ile anlaşıp duvarları süslüyorlar. Grafiticiler ise bu işin bir düzen içerisinde kamu yararına çevrilmesinin şehre gri vagonlardan daha güzel estetik bir renk katacaklarını ifade ediyor. Onlarca boyalı grafiti vagonları ise havadan çekilen görüntülerde ilginç manzaralar oluşturdu. Adeta bir film platosunu andıran trenlerin bakım ve bekleme yeri görenlerin dikkatini çekiyor. İstanbul’da ise sürekli grafiti ile boyanmış vagonları görebiliyorsunuz. “Madem boyuyorsunuz, öyle bir boyayın ki herkes sevsin” Grafiti’nin hip hop kültürünün en isyankar tarafı olduğunu ifade eden Ünlü Rap Sanatçısı Fuat Ergin, “Türkiye’de illegal şekilde duvar boyamak halkı bile kışkırtıyor. Sen terörist misin? diye sana saldırıp dövebiliyorlar. Ben rap yapmadan önce gider trenleri boyardım. Yazdıklarımız temizlenince Almanya’da camları çizmeye başladılar. Trenlere gittiğin zaman çok iyi eserler yapman gerekiyor. Çünkü onu herkes görüyor. Kamu malına zarardan doğan bir şey. Sistemin baskısına karşı verilen bir tepki aslında. Bu şehirde hepimiz birlikte yaşıyoruz. O zaman birbirimizi dinleyelim. Bu çocukları çağırın trenleri madem boyuyorsunuz, öyle bir boyayın ki herkes sevsin deyin. Türkiye modeli için bunu konuşuyorum. Almanya’da bunu yapamazsınız. Almanya’da bu iş illegal olmasından dolayı yaşıyor” diye konuştu. “Modern çağın sanatı olarak kabul ediliyor” Türkiye’nin ilk grafiti ajansı Boyalı Ellerin kurucusu Ulaş Çelik, “Benim başladığım dönemlerde biraz daha kaçak kısmı bizleri cezbettiği için o şekilde başladık. Günümüzde modern çağın sanatı olarak kabul ediliyor. Birçok akademik eğitim almış kişilerde grafiti sanatı ile uğraşıyor. Artık ana akım sanat kollarından birisi oldu. Trenlere grafiti yapmak aslında bu sanatın ilk çıktığı günden bu güne gelen bir şeydir. Eskiden internet ağları çok gelişmediği dönemlerde çalışmalarımızı internete yükleyemediğimiz için trenlere grafiti yapardık. Özellikle yük trenlerine yapardık. Halkalıda tren garına gidip yurt dışındaki sanatçıların eserlerini görüp kendimizi geliştirmeye çalışırdık. Kaçak grafiti yapıyorsanız eğer yaptığınız grafitinin risk oranı yaptığınız çalışmanın karizmasını artırır” dedi. “Bunu kamu yararına çevirmek mümkündür” Yurt dışında bazı ülkelerde camı boyamazsanız trenlere grafiti yapmak yasal olduğunu ifade eden Çelik, “Ben bunun doğru yöntem olduğuna inanıyorum. Ülkemizde ise Haydarpaşa Garı’nın tadilata alınması ile birlikte kullanılmayan trenler grafiticilere açılıp boyama izni verildi. Vatandaşlar tarafından sevilen bir proje oldu. Bu grafitli trenler moda ve film çekimleri için kullanıldı. Bence diğer yolcuların görüş hakkına zarar vermeden yapılan eserler şehre değer katacaktır. Bizim ülkemizde tren boyamak yasak. Bu devlet görevlileri ve grafiticileriçin zor bir durum. Bence bunu kamu yararına çevirmek mümkündür.
Vali Hüseyin Aksoy:  "Mimarlarımızın çalışmalarında sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir yaşam dilerim"
06 Ekim 2024 Pazar - 10:06 Vali Hüseyin Aksoy: "Mimarlarımızın çalışmalarında sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir yaşam dilerim" Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Dünya Mimarlık Günü nedeniyle bir mesaj yayımlayarak, "Mimarlığın dünya ve insanlık için öneminin bir kez daha algılandığı bugünde çalışmalarında başarılar diliyorum" dedi. Vali Aksoy, Dünya Mimarlık Günü dolayısıyla resmi sosyal medya hesapları üzerinden mesaj yayımladı. Aksoy, yayımlamış olduğu mesajında, "Mimarlar, imar edilen yerlere halkın hikayelerini ve hayallerini, bir kültürün gelenekten geleceğe nakşedeni olmuştur. Tarihin ve doğal çevrenin, mimarinin şehir kültürünü yansıtan en büyük güç olduğunu, tarihi ve doğal çevrenin, kent dokusunun korunması, kültürler arası saygınlığın korunması ve yaşatılması adına yapılan eserlerin önemi büyüktür. Tarihle bağlarımızı koruyup, geçmişin güzelliklerini geleceğe aktaran mimarlarımızın önderliğinde daha iyi bir vatan, daha iyi bir yaşam, daha iyi bir gelecek en büyük temennimizdir. Mimarlığın dünya ve insanlık için öneminin bir kez daha algılandığı bugünde çalışmalarında başarılar diliyorum. Yaşanabilir mekanlar inşa etmek, var olan yapıları yenilemek, geçmişin kültürel ve tarihi değerlerini koruyarak planlama ve tasarımda bulunmak mimarlar ve ilgili diğer teknik elemanların çabaları ile sağlanabilmektedir. Mimarlığın dünya ve insanlık için öneminin algılandığı bu anlamlı gün vesilesiyle ’Dünya Mimarlık Günü’nü kutluyor, tüm mimarlarımızın çalışmalarında sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir yaşam dileğiyle, sevgi ve saygılar sunarım" ifadelerini kullandı.
Odunpazarı Kent Konseyi Çarşı Meclisi kuruldu
06 Ekim 2024 Pazar - 10:05 Odunpazarı Kent Konseyi Çarşı Meclisi kuruldu Eskişehir’de Hamamyolu Caddesi ve çevresinde bulunan esnaflar tarafından kurulan Odunpazarı Kent Konseyi Çarşı Meclisi’nin ilk toplantısı Odunpazarı Alaattin Park’ında yapıldı. Toplantıda konuşan Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı İsmail Kumru, “Hamamyolu ve çevre esnaf ile birlikte Çarşı Meclisi kurmaya karar verdik. Hamamyolu’nda giriş çıkış saatleri, temizlik, işgaliye ve kültür sanat gibi birçok konu hakkında söz sahibi olabilecek bir meclis kurmak istedik. Bu meclis tamamen çarşı esnafından oluşuyor. Bu meclisin amacı Hamamyolu ve çevresini daha da güzelleştirmek, kamu kurum ve kuruluşları belediye gibi kurumlar arasında köprü olmak için kuruldu” dedi. "Biz Odunpazarı’nı birlikte yönetmek istiyoruz, birlikte karar almak istiyoruz" Çarşı esnafının istek ve önerilerini dinleyen Başkan Kurt, yaptığı konuşmasında Çarşı Meclisi’nin kurulmasının çok yerinde bir karar olduğunu vurguladı. Başkan Kurt, “Biz Odunpazarı’nı birlikte yönetmek istiyoruz, birlikte karar almak istiyoruz. Odunpazarı Belediyesi’nde oturduğumuz yerde kararlar almamız çok kolay fakat bu bizim siyasi anlayışımıza uygun bir davranış değil. Biz sosyal demokrat bir belediye olarak birlikte insanlarla beraber yönetmek, katılımcı bir yönetim sergilemek istiyoruz. Katılımcı yönetimden kastımız, çarşıda bir sorun varsa bunu birlikte tespit edelim ve çözümünü birlikte arayalım. Sorunları tespit etmek ve çözüme kavuşturmak için birlik olmak gerekiyor. Kurulan bu Çarşı Meclisi samimi olmalı. Kurulan Çarşı Meclisi tüm esnafın yararına olacaktır. Odunpazarı Belediyesi olarak her zaman esnafımızın yanındayız kurulan Çarşı Meclisini kutluyorum” diye konuştu. Çarşı Meclisi’nin ilk toplantısına Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı İsmail Kumru, Deliklitaş Mahallesi Muhtarı Şadi Günay, Odunpazarı Belediyesi Başkan Yardımcıları, Daire Müdürlüğü ve çok sayıda çarşı esnafı katıldı.
84 yaşında 321 cami yaptı
06 Ekim 2024 Pazar - 10:05 84 yaşında 321 cami yaptı Konya’da 1970 yılından beri planlarını çizip camiler yapan 84 yaşındaki Hasan Hezer, Türkiye’nin dört bir yanında 321 cami inşa etti. Cami ustası Hezer, geçtiğimiz günlerde İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mimarlık Fakültesinde düzenlenen Uluslararası Cami Tasarımı Yaz Okulunda katılımcılarla bilgi ve tecrübelerini paylaştı. Konya şehir merkezine 1960 yılında gelen Hasan Hezer, inşaatlarda çalışmaya başlayarak duvar ve kalıp işçiliği yaptı. Gençlik yıllarından itibaren cami yapma hayali olan Hezer, Mimar Sinan’ın eserlerinden örnek alarak planlarını çizdiği camilerin inşaatına başladı. Hasan Hezer, Türkiye’nin dört bir yanında 321 camiyi tamamladı. Hezer, Konya ve ilçelerinde 250, İstanbul, Antalya ve İzmir başta olmak üzere farklı illerde 71 cami inşa etti. Hezer, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mimarlık Fakültesi Uluslararası Cami Tasarımı Yaz Okulunda katılımcılarla bir araya gelerek tecrübe paylaşımı da yaptı. “Kubbeli camiler 300’ün üzerindedir” Cami ustası Hasan Hezer, Konya’ya duvarcı olarak geldiğini, kalıpçıların yanında çalıştığını daha sonra kendisi ustabaşı olarak başladığını söyledi. 1966-70’li yıllar arasındaki 4 senenin sonunda 70’li yıllarda cami yapımına başladığını anlatan 84 yaşındaki Hasan Hezer, “İnşaatlar yapıyoruz, 3-4 senede epey büyük inşaatlar yaptık. Camilere de öylece başladık. İlk camiyi yevmiye olarak yaptım ve bitirdik. Dernek, ’bundan sonra cami işleri sana ait’ dedi. Öylece başladık. Uluırmak Kur’an Kursu Camii yaptık, başka yerlerde yaptık. Her sene 1-2 cami yaptık. Sonradan senede 10 cami yaptığım da oldu. Sakarya’daki camiyi yaptığımda 10 cami vardı elimdi. Onları da devam ettirdik. Öylece devam ettik geldik çok şükür. Tahminim kubbeli camiler 300’ün üzerindedir. Düz camiler de yaptım. Şadırvanlar yaptık. İnşaata da devam ettik, sonra bıraktık. Son 8-10 senede hep cami yaptık” dedi. “Ben her gün okulda okuyorum, inşaat yapıyorum” Cami ustası Hasan Hezer, o zaman köyünde ilkokul 5’ten ilk mezun olan kişinin kendisi olduğunu anlatarak, “Meraklıydım, kışın durmazdım. Edirne’ye, İstanbul’a gider, eski camiler üzerinde çalışırdım. Edirne’de Selimiye’nin minaresine son şerefesine kadar çıktım. Ben her gün okulda okuyorum, inşaat yapıyorum. O yönde de olsa bu yönde de olsa her gün bir şekil çizerim. Değişik, değişik planlar çizdim. 8-10 çeşit plan çizdim ama her biri hiç yapılmazsa 20, 30 tane yapılmıştır. Hangisini istiyorlar, gelirler, bakarlar, gezerler, biz bu model isteriz derlerse biz bu model yaptık. Bin metrekare de olur, 2 bin metrekare de olur, 100 metrekare de olur. Kaç ayak üzerine oturduğunun takibini yaparım, ona göre çizerim. Fotoğraf falan istemem. Avucumun ortasına da çizerdim. Çimento kağıtlarının üzerine çizerdim. Karaman İmam-ı Azam Camisini, caminin önüne oturdum, orada çimento kağıtlarına çizdim. O da mimarlar odası dergisinde var” şeklinde konuştu. Hezer, nasip olursa bir model daha çizeceğini ifade ederek, “Hem Selçuklu hem Osmanlı hem de yeni model gibi kıble cephesi uzun olacak, Alaaddin Cami Selçuklu döneminden 100 metre. Birinci safın cemaati sevabı çok olur. Öyle bir plan düşünüyorum, hatta taslak çizdim, tam bitirmedim” diye konuştu. Hasan Hezer usta ile birlikte çalışan oğlu Ali Hezer ise, “Babamın 321 eseri var. Bizler de şu anda ekip olarak cami işlerine devam ediyoruz. Allah’ın izniyle gücümüzün yettiği kadar, Osmanlı mimarisini inşa etmeye devam edeceğiz. Bizim en büyük gayemiz geçmişten geleceğe bir iz bırakmak olacak. Şu anda onun gayreti içerisindeyiz. Şu anda cami mimarisinde Osmanlı’yı geçmenin mümkünü yok. Cami mimarisinde Osmanlı son noktayı koymuş. Biz de en güzel eserleri, 2 bin 500 metrekarelik camiyi yaptık. İnşallah bundan daha büyük bir camiyi yapmayı hedefliyoruz” diye konuştu. “Hasan Hezer’in günümüze kadar yapmış olduğu cami mimarlarına özgün katkılarını çok değerli ve kıymetli buluyoruz” Uluslararası Cami Mimarlığı Sempozyumu düzenleme kurulunda yer alan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İç Mimarlık Fakültesinden Doç. Dr. Ahmet Gün ise, “Hasan Hezer ustamız deneyerek yapma, deneyerek öğrenme, deneyerek uygulama noktasındayken cami mimarlarına, cami inşaatına özgün bir yaklaşım gerçekleştirmiştir. Hasan Hezer’in ustalığı ve cami çalışmaları aslında bu noktada kalfalığı, ustalığın ve eş zamanlı olarak mimarlık ve inşaat pratiklerini sentezlemesi bakımından günümüze önemli bir referans sunmaktadır. Özellikle deneyimleyerek, keşfederek ve sahada görerek, gerek kalıpçılık olsun gerek onun dökümü olsun cami mimarlığında yapmış olduğu çalışmalar Türkiye’de yüzleri aşkın bir yapıda özgün bir yere sahip ve özgün bir model oluşturma konusunda anlamlı bir yere sahip. Bu minvalde Uluslararası Cami Mimarlığı Sempozyumunu düzenlerken Hasan Hezer ustamızı aslında diğer tüm katılımcılar mimarken, mimarlık alanını resmi bir formasyonda almamasına rağmen bu birikimini katması bakımından davet ettik ve kendisinin özgün bir perspektif kazandırdığını gözlemledik. Arkadaşlarımızdan oldukça olumlu geri bildirimler aldık, katılımcılar tarafından ve bu konuda da Hasan Hezer’in günümüze kadar yapmış olduğu cami mimarlarına özgün katkılarını çok değerli ve kıymetli buluyoruz” dedi.
Ünlü psikolog: "Bir miktar kaygı hayatı uzatıyor"
06 Ekim 2024 Pazar - 09:44 Ünlü psikolog: "Bir miktar kaygı hayatı uzatıyor" Kitap Fuarı’nda gerçekleşen söyleşide vatandaşlarla bir araya gelen Psikolog Dr. Acar Baltaş, "Hayat karşısındaki tutumumuz bizi belirler. Mesele iyimser olmak değil. İyimserlik, zannedildiği kadar iyi bir şey de değil. Bir miktar kaygı hayatı uzatıyor. Dolayısıyla olumlu tutum önemli. En olumsuz durumda bile ’Şu anda iyi olan ne?’ sorusu önemli. Durumu değiştirmek istiyorsan sahip olduklarına odaklan" dedi. Farklı alanlardaki söyleşi programları ve imza etkinlikleriyle düzenlenen 14. Kocaeli Kitap Fuarı’nda, birçok yazar, edebiyatçı, akademisyen ve entelektüel isim kitapseverlerle bir araya geliyor. Bu kapsamda Kocaeli Kitap Fuarı’nın ilk gününde, birbirinden önemli isimler Akçakoca Konferans Salonu’nda söyleşi düzenledi. Yazar Hayati İnanç, Psikolog Dr. Acar Baltaş ve oyuncu-yazar Aydan Şener, düzenlenen oturumlarda deneyimlerini katılımcılarla paylaştı. "Hayata Şiirden Bakmak" adlı söyleşisiyle sevenleriyle buluşan Yazar Hayati İnanç, Türkçe’nin yeterince anlaşılmadığını ve bu nedenle kütüphane kültürünün oluşması gerektiğini söyledi. İnanç, "Fatih’te Millet Yazma Eser Kütüphanesi var. 35 bin kitap var içinde, fakat okumuyoruz. Bizim edebiyatımız çok zengin. Kaynak problemimiz yok, idrak problemimiz var" değerlendirmesinde bulundu. "İnsanlara güvenmezseniz sürekli diken üzerinde yaşarsınız" Kitap Fuarı’nın bir diğer konuğu olan Psikolog Dr. Acar Baltaş ise hayal kırıklıkları üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi. Baltaş, "İnsanlara güvenirseniz mutlaka hayal kırıklığına uğrarsınız. İnsanlara güvenmezseniz sürekli diken üzerinde yaşarsınız. Güvenmek, yeni yollar denemek ve gelişmek için fırsatlara açık olmak demektir. En kritik olan ise güven, her türlü ilişkide hızı artırır. Güvensizlik varsa, özel hayatta da iş hayatında da kontrol vardır" diye konuştu. "Bir miktar kaygı hayatı uzatıyor" Enerjimizi nereye yönlendirirsek, hayatın orada gelişeceğini belirten Baltaş, "Enerjimizi kendimizi ya da şartları suçlamaya yönlendirdiğimizde kurban rolünü seçer ve kozamızı kalınlaştırırız. Enerjimizi değiştiremeyeceğimiz olmuş olana değil, değiştirebileceğimiz olacak olana yönlendirmemiz lazım. Hayat karşısındaki tutumumuz bizi belirler. Mesele iyimser olmak değil. İyimserlik, zannedildiği kadar iyi bir şey de değil. Bir miktar kaygı hayatı uzatıyor. Dolayısıyla olumlu tutum önemli. En olumsuz durumda bile ’Şu anda iyi olan ne?’ sorusu önemli. Durumu değiştirmek istiyorsan, sahip olduklarına odaklan. Durumu değiştirecek kaynak, sahip olduklarındır" şeklinde konuştu. "Benim için güzellik iyi kalpli olmak demek" Oyuncu ve yazar Aydan Şener ise "Kadına Dair" adını verdiği kitabıyla ilgili konuştu. Şener, kendisini takip edenlere kitap yazmasının ana nedenlerini anlattı. Şener, "Kitabımda, kadınların sorunlarından hayvan haklarına; kariyerim boyunca yaşadıklarımdan özel hayatıma kadar geniş bir yelpazede duygu ve düşüncelerimi kaleme aldım" ifadelerini kullandı. Günümüzde değişen güzellik algısına da değinen Şener, "Benim için güzellik, iyi kalpli olmak demek. İnsanın iç güzelliği mutlaka yüzüne de yansıyor. Ayrıca güzellik zarafetle birleştiği zaman anlamlı oluyor. Pozitif olmak, insanları, hayvanları ve doğayı sevmek gerekiyor. Pozitif olmak, aklı başında hareket etmek, jest ve mimiklerle süslemek, kendimizi geliştirmek güzelliğimize güzellik katıyor" dedi. Yazarlara, konuşmalarının sonunda, Büyükşehir Belediyesi’nin Kocaeli’nin tanıtımı için hazırladığı "Havadan Fotoğraflarla Kocaeli" adlı kitap hediye edildi.
ARAS EDAŞ muhtarları ağırladı
06 Ekim 2024 Pazar - 09:43 ARAS EDAŞ muhtarları ağırladı Kent sorunları ve çözüm önerilerini ele almak, genel durum değerlendirmesi yapmak amacıyla Vali Mustafa Çiftçi başkanlığında merkez muhtarlar ile bir araya gelinerek toplantı düzenlendi. Aras EDAŞ ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, Aras EDAŞ Genel Müdürü Fikret Akbaş, Şirket yöneticileri ve merkez muhtarları katıldı. Mahalle muhtarları ile bir araya gelinen toplantıda, mahallelerin genel değerlendirilmesi ile ilgili konular hakkında fikir alışverişinde bulunuldu. Vali Mustafa Çiftçi muhtarların vatandaş ile devlet arasında bir köprü oluşturduğunu, mahallelerin sorunlarını en iyi şekilde bildiklerini ve bu nedenle onların görüş ve önerilerinin kendileri için büyük önem taşıdığını vurguladı. Düzenli olarak muhtarlar ile bir araya geldiklerine değinen Aras EDAŞ Genel Müdürü Fikret Akbaş, bu toplantılarda bölgede yapılan hizmetlerin değerlendirildiğine dikkat çekerek: "Muhtarlarımız, vatandaştan gelen taleplerin bizlere ulaşmasındaki en önemli rolü üstlenen yerel yöneticilerimizdir. Aras EDAŞ olarak muhtarlarımızla sık sık toplantılar düzenliyor, talep ve önerilerini tek tek dinliyoruz." dedi. "Muhtarlarımıza Özel VIP Hattı" Muhtarlar için özel bir hat oluşturduklarını dile getiren Akbaş: " Oluşturduğumuz VIP hattımızla herhangi bir talebi anında çözüme kavuşturuyoruz. Burada muhtarlarımızın numaraları sisteme kayıtlı. Aradıklarında hemen oluşturmuş olduğumuz bu VIP hat sayesinde iletişimimizi daha hızlı bir şekilde sürdürme imkanı elde ediyoruz. Zaten muhtarlarımız ile sürekli diyalog halindeyiz. Büyük bir özveriyle her türlü çalışmaya destek olan muhtarlarımıza bu vesileyle de tekrar teşekkür ediyorum." dedi. Akbaş" Ayrıca sorumluluk alanımızdaki başka kurumların altyapı çalışmaları esnasında enerji hatları açığa çıkabiliyor. Can ve mal güvenliği tehdit edebilecek bu gibi durumlara müdahale edebilmemiz için anında bilgilendirilmemiz gerekiyor. İşte muhtarlarımız ile kurduğumuz bu hat sayesinde yalnızca enerji sorunları değil bu gibi sorunlara da anında müdahale etme imkanımız oluyor." dedi. Gerçekleşen toplantıda mahalle muhtarları söz alarak sorun, talep ve önerilerini dile getirdi. Çözüm odaklı gerçekleşen toplantıda; altyapı çalışmalarından enerji arzına kadar birçok konuda muhtarların istekleri, önerileri dinlenildi.
Devlet korumasındaki çocuklar “Filistin’deki Çocuklar İçin Çiz” etkinliğine katıldı
06 Ekim 2024 Pazar - 09:42 Devlet korumasındaki çocuklar “Filistin’deki Çocuklar İçin Çiz” etkinliğine katıldı Erzurum Aile ve Sosyal Hizmetler (ASH) İl Müdürlüğünden hizmet alan devlet korumasındaki çocuklar Gazze’deki hayalleri yok edilen çocukların sesini duyurmak için "Filistinli Çocuklar İçin Çiz" etkinliğine katıldı. Yakutiye Kent Meydanında düzenlenen etkinliğe Erzurum ASH İl Müdürlüğüne bağlı kuruluşlarda koruma ve bakım altında kalan 80 çocuk katıldı. 81 ilde eş zamanlı olarak Yetimler Vakfı tarafından düzenlenen etkinlikte, yere serilen metrelerce uzunluğundaki rulo kağıtlara çocuklar ve Katılımcılar başta Gazze’deki çocuklar olmak üzere tüm Gazze halkına destek veren, İsrail’i protesto içeren resimler çizdi. Korunma altındaki çocuklar Gazze’deki çocuklar için hissettiklerini metrelerce uzunluktaki resimlere yansıttılar. ASH İl Müdürü Hasan Aykut, din, dil, ırk, fark etmeksizin çocuklar İçin daha adil bir dünya için böylesine anlamlı bir etkinliğe korunma altındaki çocuklarla birlikte katıldıklarını ifade etti. Devlet korumasındaki çocukların Gazze’de yaşanan soykırıma ilişkin hassas ve duyarlı olduğunu belirten Aykut, “Savaş bir insanlık suçudur. Çocukların yeri savaş alanları değil oyun parklarıdır. Onların mermilerin altında değil, sağlıklı, huzurlu ortamlarda bulunması gerekir. Bizde bu anlamlı etkinliğe katılarak çocuklarımızın bu alandaki farkındalıklarının artmasına katkı sağlamaya çalıştık. Çok farklı çizimler ortaya çıktı sanatla çocukların dünyasını ortaya çıkararak, çocuklarımız “savaşa ve zulme hayır” mesajı verdi” dedi.