SPOR - 16 Ekim 2010 Cumartesi 17:51

100 bin kişi Asya'dan Avrupa'ya koşacak

A
A
A
100 bin kişi Asya'dan Avrupa'ya koşacak

İstanbul'da her yıl uluslararası heyecan yaratan 32. Kıtalararası İstanbul Avrasya Maratonu yarın yapılacak. Koşu nedeniyle yarın 07.00 ile 14.30 saatleri arasında Boğaziçi Köprüsü trafiğe kapatılacak.

 

 

 

Her yıl binlerce kişinin katıldığı, bu yıl da 100 bin kişinin katılımıyla gerçekleşmesi beklenen organizasyon kapsamında düzenlenen, Boğaziçi Köprüsü gişelerinin 300 metre gerisinde startı verilecek maraton ve 15 kilometre koşu saat 09.00'da, gişeler önünde startı verilecek tekerlekli sandalye yarışı saat 08.45'te, Altunizade Köprüsü altında startı verilecek çipli ve çipsiz 8 kilometrelik halk koşusu ise 09.30'da başlayacak.
         

ŞAMPİYONLAR YİNE YARIŞACAK



32. Kıtalararası İstanbul Avrasya Maratonu'nu erkeklerde son 2 yıldır kazanan Etiyopyalı Kasime Adilo Roba ile bayanlarda geçen yılın birincisi Etiyopyalı Bizunesh Urgesa, bu yıl da yarışacak.        


Kenyalı Vincent Kiplaat, Etiyopyalı Girma Asefa ve Rus sporcu Sergey Rybin, maratonda iddialı isimler arasında gösteriliyor.       


Organizasyona katılacak dünya kros şampiyonu Kenyalı Emily Chebet yarı maratonda mücadele edecek.         

Maraton için 84 ülkeden 8 bin atletin kayıt yaptırdığı bildirildi.
         

TOPLAM ÖDÜL 1 MİLYON DOLAR



32. Kıtalararası İstanbul Avrasya Maratonu'nda sporculara toplamda 1 milyon dolar para ödülü dağıtılacak.        


Maratonda, genel klasmanda erkek ve bayanlarda birincilere 50 bin, ikincilere 25 bin, üçüncülere 15 bin, dördüncülere 10 bin, beşincilere 8 bin dolar ödül verilecek.        


Bu başarıları bir Türk sporcunun elde etmesi durumunda ödüller ikiye katlanacak.
         

MARATON, 15 KİLOMETRE KOŞU VE HALK KOŞUSU PARKURLARI



Maratonda startın ardından Boğaziçi Köprüsü'nü geçip Beşiktaş sapağından ayrılarak Babraros Bulvarı'ndan Beşiktaş'a inecek atletler sahil yolunu izleyerek Karaköy'e gelip, Galata Köprüsü'nü geçip Eyüp'e yönelecek.        


Feshane'den sonra dönüş yaparak Unkapanı üzerinden Yenikapı'ya yönelecek atletler, sahil yolunu takip ederek Bakırköy'e doğru gidip aynı yolu geri dönerek Gülhane Parkı'nın içinden geçip Sultanahmet'e çıkacak. Varış çizgisi, Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorlukları'nın toplantı ve spor merkezi olan ''At Meydanı''nda, Sultanahmet Camisi'nin giriş kapısı ile Mısır Dikilitaşı'nın arasında yer alacak.        


Maraton ile aynı yerde startı verilecek 15 kilometre koşuda ise sporcular, köprüyü geçtikten sonra maratoncularla aynı güzergahı kullanıp Karaköy'e gelecek. Unkapanı Köprüsü'nün altından geçerek yarışa devam edecek atletler, Kadir Has Üniversitesi'nin önünden yapılacak dönüşle, maraton güzergahından ayrılacak. Üniversitenin önünden yapılacak dönüşle Gülhane Parkı'na yönelecek atletler, parkın içinden geçip Sultanahmet'e çıkacak.       


Halk koşusunda ise vatandaşlar, Boğaziçi Köprüsü'nü geçtikten sonra Beşiktaş sapağından ayrılarak Beşiktaş'a inip sahil yolunu izleyerek FİYAPI İnönü Stadı'nın önündeki bitiş noktasına ulaşacak.        


Maraton boyunca atletler için 8'er noktada su ve sünger istasyonu bulunacak.        


Koşuyu tamamlayan ve göğüs numarasını iade eden tüm çipsiz halk koşusu katılımcılarına tişört, madalya ve katılım belgesi verilecek. Koşuya çipli katılanlar ise bitirme derecelerini öğrenebilecek.
         

ARAÇ TRAFİĞİNE DÜZENLEME



Tüm koşuların parkurlarına çıkan güzergahlarda yollar 07.00-14.30 saatleri aralığında araç trafiğine kapatılacak.        


Kabataş-Sultanahmet tramvay hattı 12.00'ye kadar kapalı olacak. Boğaziçi Köprüsü'nü kullanacak tüm sürücüler, kapatma noktalarından Fatih Sultan Mehmet Köprüsü istikametine yönlendirilecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Prof. Dr. Sevecan, komisyon tutanaklarının içeriğine dair sunum yaptı Prof. Dr. Murat Sevecan, komisyonun bugüne kadar yaptığı çalışmalar sonucunda elde edilen tutanakların içeriğine dair sunum yaptı. Sevecan sunumunda tutanakların içerik analizinde, hukuki ve yönetişim reformlarına yönelik vurgunun en çok demokratik hukuksal düzenleme ihtiyacı olduğunu söyledi. Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında 20. kez toplandı. Prof. Dr. Murat Sevecan, komisyonun bugüne kadar yaptığı çalışmalar sonucunda elde edilen tutanakların içeriğine dair sunum yaptı. Tutanaklarda sorunun tanımı üç temel eksende farklılaştığını dile getiren Sevecan, "Bunlar hak ve eşitlik, kimlik-inanç, güvenlik ve beka. Hak ve eşitlik odaklı çerçeve, ‘siyasi ve hukuki statü taleplerini’ olarak tanımlanırken, kimlik ve inanç odaklı çerçeve, ‘dil ve kültürel varoluş vurgusunu,’ güvenlik ve beka odaklı çerçeve, ‘devletin bekası risklerini’ öne çıkartmaktadır. Sorunun etki alanları yine en yoğun olarak iki temel kategoride toplanmaktadır. Birincisi; ekonomik ve bölgesel ekolojik maliyet. Bölgesel üretim kaynakları üzerindeki etkiler en yoğun dile getirilen boyuttur. İkincisi siyasi ve demografik tahribat; çatışma karşıtı alınan önlemlerin sosyal yapı üzerindeki etkisi" diye konuştu. "Sürece ilişkin tartışmalarda silah bırakma odaklı yaklaşım yüzde 31" Sürece ilişkin tartışmaların büyük ölçüde üç eksende yoğunlaştığını belirten Sevecan, "Sadece silah bırakma odaklı yaklaşım yüzde 31, silahsızlanmanın toplumsal boyutu yüzde 30 ve hukuki düzenleme ihtiyacı yüzde 23. Silah bırakmanın önemi konusunda en yoğun tartışma yüzde 41,20 ile siyaset cephesinde yaşanırken bu tartışma eşit oranlarda düşünce kuruluşları, sivil toplum ve mağdur gruplarda da yaşanmaktadır. Silahsızlanmanın toplumsal boyutuna en çok STK’lar yüzde 35 ile vurgu yaparken, siyasi partiler ve akademisyenler yüzde 20 ile ikinci sırayı paylaşmaktadır. Adalet arayışı ve mevzuat ihtiyacı yüzde 75 oranında dillendirilmiştir. Geçmiş adaletsizlikler ve mağduriyetlerin tanınması yüzde 21 ikinci sırada yer alırken, affa ilişkin yaklaşımlar yüzde 4 sınırlı bir yer tutmuştur" dedi. "Hukuki ve yönetişim reformlarına yönelik vurgu en çok demokratik hukuksal düzenleme ihtiyacı" Adalet arayışında beklentiler ve mevzuat ihtiyacı konusunun 56 farklı konuşmacının katılımıyla Komisyonun en yoğun gündemlerinden birini oluşturduğunu söyleyene Sevecan, "Hukuki ve yönetişim reformlarına yönelik vurgu en çok demokratik hukuksal düzenleme ihtiyacı; yüzde 31. Ve sürece ilişkin özel yasal düzenlemeler yüzde 27 etrafında yoğunlaşmıştır. Bunu anayasal gereksinimler yüzde 14 ve yerel demokrasi-kayyım uygulamaları yüzde 11 izlemektedir. Kısa vadede gereksinim duyulduğu ifade edilen İnfaz Kanunu’nun eşitlik ilkesi çerçevesinde yeniden düzenlenmesi, af düzenlemesi, hasta hükümlülerin tahliyesi, Terörle Mücadele Kanunu’nun yeniden düzenlenmesi veya yürürlükten kaldırılması, umut hakkının sağlanması ve topluma kazandırma/eve dönüş yasası öne çıkmaktadır" diye konuştu. "Sürecin uluslararası ve bölgesel boyutunun önemi hemen herkes tarafından öne çıkarılmaktadır" Ortak zemin ve mutabakat alanı hakkında bilgilendirmede bulunan Sevecan, "Bir arada yaşama iradesi altında kardeşlik, ortak acıyı umuda ve ortak gelecek hayaline dönüştürmek vurgusu tüm aktörler tarafından paylaşılmaktadır. Toplumsal rıza ve sürecin toplumca sahiplenilmesi ihtiyacında geniş bir mutabakat bulunmaktadır. Problemin çözümüne bütüncül yaklaşım konusunda belirgin bir ortaklık mevcuttur. Geçmişten ders çıkarma ve yeni bakış ve zihniyet geliştirme konusunda geniş bir uzlaşı vardır. Hukuki düzenleme ihtiyacı konusunda ‘farklılaşan parametrelere rağmen’ bir mutabakat bulunmaktadır. Sürecin uluslararası ve bölgesel boyutunun önemi hemen herkes tarafından öne çıkarılmaktadır" ifadelerini kullandı. "Sürecin nihai hedefi konusunda belirsizlik devam etmektedir" Ayrışma noktaları ve uzlaştırma gerektiren alanları ifade eden Sevecan, "Güvenlik-özgürlük dengesi konusunda aktörler arası yaklaşımlar belirgin biçimde ayrışmaktadır. Sürecin nihai hedefi konusunda belirsizlik devam etmektedir. ‘Terörün sona ermesi’, ‘Türkiye modeli’, ‘kardeşlik’, ‘normalleşme’, ‘demokratikleşme’, ‘siyasal entegrasyon’ gibi farklı hedefler ifade edilse de bunların nasıl bir bütün oluşturacağı ve somut adımlarının neler olacağı konusunda net bir mutabakat yoktur. Af, topluma entegrasyon konusuna yaklaşımda önemli ayrışmalar bulunmaktadır. Kök nedenlerin tanımı konusunda farklı çerçeveler kullanılmaktadır" dedi. Konuşmasının sonunda gözlemlenen önerileri paylaşan Sevecan " Sürecin nihai hedefine ilişkin net, anlaşılır ve ölçülebilir bir tanım yapılması, demokratikleşme adımlarının içeriği konusunda ortak bir zeminin tesis edilmesi, toplumsal güven inşasına yönelik somut adımların belirlenmesi ve ivedilikle atılması, hukuki altyapının acilen tamamlanması, katılımcılık ve şeffaflık mekanizmalarının güçlendirilmesi" olarak sıraladı.
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan Libya Milli Birlik Hükümeti Başbakanı Abdülhamid Dibeybe ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Libya Milli Birlik Hükümeti Başbakanı Abdülhamid Dibeybe ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini açıkladı. İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dün akşam Ankara Esenboğa Havalimanı’ndan Trablus’a uçuş sırasında arızalanarak düşen jette yer alan Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Al-Haddad ve beraberindekileri taşıyan heyetin vefat etmesi üzerine Libya Milli Birlik Hükümeti Başkanı Abdülhamid Dibeybe ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Erdoğan, yapılan görüşmede Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Al-Haddad ve beraberindekileri taşıyan uçağın düşmesi sonucu hayatlarını kaybetmelerinden duyduğu üzüntüyü ve taziye dileklerini iletti. İletişim Başkanı Duran, sosyal medya hesabından yaptığı yazılı açıklamada konuya ilişkin şu ifadelere yer verdi: "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Libya Milli Birlik Hükümeti Başbakanı Abdülhamid Dibeybe ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanımız görüşmede, Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Al-Haddad ve beraberindekileri taşıyan uçağın düşmesi sonucu hayatlarını kaybetmelerinden duyduğu üzüntü ile taziye dileklerini ifade etti."
Erzurum Dijital dünyada çocuk haklarına destek için Erzurum’da imza kampanyası Erzurum’da Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünce, "Dijital Dünyada Çocuk Hakları" temasıyla imza kampanyası kapsamında kamuoyu farkındalık ve bilgilendirme stantları açıldı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği stantta, dijital ortamda çocukların haklarının korunmasına yönelik farkındalık oluşturuldu. Erzurum’da bir alışveriş merkezinde kurulan stantta, Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi hakkında bilgilendirme yapılırken, vatandaşlar kampanyaya imza ve destek vererek çocukların dijital dünyada güvenli bir şekilde var olmasına katkı sundu. Ailelere ve ziyaretçilere güvenli internet kullanımı, çocuk mahremiyeti ve dijital riskler konusunda bilgilendirici materyaller de dağıtıldı. Stant alanını ziyaret eden Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Hasan Aykut, çocuklarla birebir ilgilenerek dijital dünyadaki hakları konusunda bilinçlendirme çalışmalarına katıldı. Çocuklara çeşitli hediyeler veren Aykut, farkındalık çalışmalarının önemine dikkat çekti. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan İl Müdürü Hasan Aykut, "Dijitalleşen dünyada çocuklarımızın haklarının korunması her zamankinden daha büyük bir önem taşıyor. Amacımız, çocuklarımızın dijital ortamlarda karşılaşabileceği risklere karşı hem onları hem de ailelerini bilinçlendirmek. Bu imza kampanyasıyla çocuk hakları konusunda toplumsal farkındalığı artırmayı ve güçlü bir kamuoyu desteği oluşturmayı hedefliyoruz" dedi. Hafta sonu da devam edecek olan kampanyaya vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği gözlemlenirken, imza kampanyasının farklı noktalarda da sürdürüleceği belirtildi.