ASAYİŞ - 04 Aralık 2016 Pazar 13:53

110 yaşındaki Şükriye nine tarihe meydan okuyor

A
A
A
110 yaşındaki Şükriye nine tarihe meydan okuyor

Bursa’nın İnegöl ilçesine bağlı Hocaköy mahallesinde ikamet eden 110 yaşındaki Şükriye Bayram, adeta tarihe meydan okuyor.

 1906 yılında Sultan Abdulhamit Han'ın yönettiği Osmanlı İmparatorluğu Döneminde dünyaya gözlerini açan Şükriye Bayram 110 yılık hayatı boyunca 3 Osmanlı Padişahı ile Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan itibaren 12 Cumhurbaşkanı ve 38 Başbakan görmenin gururunu yaşıyor.

1.Dünya, 2.Dünya, Balkan Savaşları ile Kurtuluş savaşına tanıklık eden Şükriye Nine kendisini ziyarete gelip "Devlet Burada" diyen protokole "Devlet Benim" diye cevap verince tebessüme neden oldu.
Hocaköy İçme Suyu Barajının Temel atma töreni için Hocaköy mahallesine giden Kaymakam Ali Akça, 110 yaşında yaşayan bir kadının olduğunu öğrenince beraberindeki Belediye Başkanı Alinur Aktaş, AK Parti İlçe Başkanı Adem Demirel, Jandarma Komutanı Binbaşı Uğur Baş ve Emniyet Müdürü Şükrü Kaplan ile birlikte ziyaret etti.

Protokol üyelerini karşısında gören Şükriye Bayram, “Allah’a çok şükür. Sizleri hep birada görmek bana mutluluk verdi” diyerek kurtuluş savaşı anılarından anlattı. Kurtuluş savaşı sırasında 15 yaşlarında olduğunu aktaran Bayram, “Savaş sırasında annem beni korumak için kendisi siper etmiş, beni kurtarmış. Atatürk’ü de gördüm. Atatürk öldüğünde 30 yaşının üstündeydim. Bu günleri gördüm Allahıma şükürler olsun. Allah sizleri bana yolladı. Sizleri gördüm hamd olsun. Ne mutlu bana” dedi.

"Devlet benim"
Kaymakam Ali Akça ise, “Teyzemin maşallahı var. Allah sağlıklı ömürler versin. Yaşlı teyzelerimizin duaları olduğu sürece Allah bu ülkeye ve millete inşallah zeval vermeyecektir. Sizlerin dualarıyla ayakta duruyoruz” dedi. Veda sırasında Başkan Aktaş’ın devlet burada demesine karşılık, 110 yaşındaki Şükriye Bayram’ın, “devlet benim” yanıtı tebessüm ettirdi. 

Salih Bakıcı
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”