SPOR - 18 Temmuz 2023 Salı 22:55 | Son Güncelleme : 18 Temmuz 2023 Salı 23:15

2023-2024 sezonunda derbi haftaları belli oldu

A
A
A
2023-2024 sezonunda derbi haftaları belli oldu

Trendyol Süper Lig 2023-2024 sezonunun fikstür çekimi gerçekleşti. 11 Ağustos’ta başlayacak ligde bu sezon 20 takım mücadele edecek.

Trendyol Süper Lig 2023-2024 sezonunun fikstür çekimi, TFF Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde gerçekleşti. Fikstür çekimine TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, TFF Yönetim Kurulu Üyeleri, kulüp başkanları, kulüp temsilcileri ve sanat camiasından isimler katıldı. Ceren Gündoğdu’nun sahne aldığı gecede komedyen Hasan Tahsinoğlu da katılımcılara eğlenceli anlar yaşattı. Fikstür çekiminde ünlü isimlerden; Alişan, Seren Uzun, Bülent Serttaş, Birol Namoğlu, Gökhan Tepe, Sefo, Tahsin Hasoğlu ve Ömür Gedik yer aldı. Süper Lig, 5 Ağustos 2022 tarihinde oynanacak olan ilk hafta maçlarıyla başlayacak ve 28 Mayıs 2023 tarihinde son bulacak.

Bu sezon ligin ilk yarısı 18 hafta, ikinci yarısı ise 20 hafta olarak tamamlanacak. Ligin ilk yarısı 18. hafta sonunda tamamlanırken, ilk hafta 11-12-13-14 Ağustos’ta oynanacak maçlarla başlayacak. 23-24-25 Aralık’ta oynanacak maçlarla ligin ilk bölümü tamamlanacak. 5-6-7 Ocak’taki maçlarla ligin ikinci yarısı başlarken, 19 Mayıs’ta sezon tamamlanacak. Takvim yoğunluğu nedeniyle 17. ve 22. hafta mücadeleleri hafta içi oynanacak. Ayrıca 31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimler nedeniyle 31. hafta müsabakaları 2-3-4 Nisan tarihlerinde yapılacak.

Büyükekşi: “Süper Lig’in kurumsal kimliğini yeniden inşaa edeceğiz”

Kura çekimleri öncesinde açıklamalarda bulunan Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Bildiğiniz üzere Trendyol ile yaptığımız tarihi sponsorluk anlaşmasıyla liglerimizin yeni adı Trendyol Süper Lig ve Trendyol 1. lig oldu. Böylece, Avrupa liglerinde İngiltere ve İspanya’dan sonra en büyük 3. isim sponsorluğu anlaşmasını imzaladık. Türk futbol tarihinin rekorunu kırdık. Geçtiğimiz sezon son haftalara kadar şampiyonluk yarışı devam etti. Bu büyük rekabet, ligimizin değerini arttırdı ve futbola yatırımı daha cazip hale getirdi. Yeni isim sponsorluğumuz ile birlikte, daha kaliteli, rekabetin ve heyecanın daha üst düzeyde olduğu bir sezon yaşayacağımıza inanıyorum. Her zaman ısrarla altını çizdiğim bir şey var o da; Türk futbolunun marka değerini arttırmak. Yükselen sponsorluk gelirlerimiz ve yeni yayın ihalesinde hedeflediğimiz artış çok önemli. Ancak tüm paydaşlar olarak, futbolun güzel ve eğlenceli taraflarını öne çıkarmamız da gerekiyor. Federasyon olarak bizim görevimiz, Türk futbolunun; marka değerini yükseltmek. Yapısal sorunlarını çözmek ve kulüplerimize yeni gelir kaynakları oluşturmak. Süper Lig’e ve tüm liglerimize değer katacak yeni projeler üretmek. Tüm bu alanlarda çalışmalarımızı, ailemizden aldığımız güçle büyük bir kararlılıkla sürdüreceğimizin bir kez daha altını çizmek isterim. Değerli konuklar, ligimiz şu an dünyanın en değerli 10 ligi arasında yer alıyor ve 100’den fazla ülkede yayınlanıyor. Ancak biz bunu yeterli görmüyoruz. Fikstür düzeni ve profesyonel liglerimizin marka değerini artırmak için, UEFA Şampiyonlar Ligi, Alman ve Belçika lig yapılarını yeniden düzenlemiş hypercube firmasıyla anlaştık. Önümüzdeki 6 ay süresince futbolcular, antrenörler, kulüpler, basın mensupları, yayıncılar ve futbol ailesinin tüm paydaşlarıyla görüşmeler yapacağız. Süper Lig, 1. Lig, 2. ve 3. Lig ve Türkiye Kupası’nda oynanacak format ve fikstür yapısını oluşturacağız. Diğer taraftan, ligimizi, dünyanın önde gelen ligleri arasında hak ettiği yerde konumlandırmak için hem marka değeri hem de ticari gelirlerini artırmaya yönelik yeni bir projeyi hayata geçirdik. Şampiyonlar ligi markasını oluşturan ekibin danışmanlığı ile çalışmalarımıza başladık. Süper lig Kulüpler Birliği Vakfı ve yayıncı kuruluşumuzla ilk toplantılarımızı yaptık. Paydaşlarımızla birlikte ortak bir akılla Süper Lig’in kurumsal kimliğini yeniden inşaa edeceğiz. Yeni sponsorluk modelleri oluşturarak ligimizde yer alan kulüplerimizin gelirlerini artıracağız" diye konuştu.

"Cumhuriyetimizin 100. yılına yaraşır yeni bir hikaye yazmaya ihtiyacımız var"

Türkiye'nin önde gelen müzisyenlerine ligin marka değerini arttırmak için özel bir marş hazırlattıklarını aktaran Büyükekşi, "Ligimizin heyecanını, coşkusunu ve gururunu hissettiren marşımızı bu akşam ara ara dinleme fırsatı buldunuz. Son halini yakında sizlerle paylaşacağız. Federasyon, takımlar, taraftarlar hep birlikte el ele verip, Cumhuriyetimizin 100. yılına yaraşır yeni bir hikaye yazmaya ihtiyacımız var. Bugün herkesi kucaklayan ve gururlandıran büyük bir yürüyüşe hep birlikte çıkıyoruz. Amacımız hepimizi futbol ile birleştiren yepyeni kahramanlık hikâyeleri yazmak. Amacımız Türkiye’yi harekete geçirmek. Futbolumuzu ve ligimizi daha ileriye taşımak için ailemizin tüm üyelerinin bu vizyonla omuz omuza çalışması gerekiyor. Yeni sezonda bu hedefe ulaşmak için herkesin üzerine düşen sorumluluğun bilinciyle hareket edeceğine inanıyorum. Bu sezon geçmişten ders alarak bazı şeyleri daha farklı yapmak zorundayız. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar bekleme hatasına düşmememiz gerekiyor. Hep birlikte, tribünlerin dolduğu, daha çok kadın ve çocuk futbolseverlerin maça geldiği, futbol güzelliklerinin, kalitesinin konuşulduğu bir futbol iklimi oluşturmak zorundayız. Türkiye futbol federasyonu olarak eşit, şeffaf, adil, tarafsız yönetim anlayışı ile tüm kurullarımızla birlikte Türk futboluna güveni hep birlikte inşaa edeceğiz. Sizlerin de bildiği gibi, deprem felaketi nedeniyle ligden çekilmek zorunda kalan Hatayspor ve Gaziantep Futbol Kulübü’müzün de yeniden katılımıyla 20 takımımızın mücadele edeceği bir sezon geçireceğiz” şeklinde konuştu.

Ali Koç: “TFF’nin adil bir standart yakalaması lazım"

Kura çekimi öncesi açıklamalarda bulunan Kulüpler Birliği ve Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, “Değişik bir fikstür çekimindeyiz. 6 senedir başkanlık yapıyorum farklı bir ortam olmuş. Bizler için önemli bir dönem. Hayırlı uğurlu olsun. Yeni sponsorlara aramıza hoş geldin diyorum. Bazıları ligimiz değersiz olduğunu düşünürken, özel sektörden ismin sponsor olması güzel oldu. Kulüpler adına teşekkür ediyorum. Çok sorunumuz var. Çok sorununuz var. Dertlerimiz var ama 3 konuyla özetlemek istersek. Finansal sorunlarımız var. Adil rekabet ortamının sağlanması ve TFF’nin adil bir standart yakalaması lazım. Çıkabilecek durumda değil. Bıçak kemiğe dayandı deldi geçti. Yüzleşmek sorunu çözmek için önemli. 7-8 senelik dönemde belimizi bükmüş durumda. Kur, bizleri daha çok ilgilendiriyor. Gelirlerimizin yüzde 80’ni TL, giderlerimizin yüzde 70’i dolar. Giderlerimiz geçen seneye göre 2 kat arttı. Bu durum tek başına kulüplerin içinden çıkılmaz hale gelmiştir. 2016’da 500 milyon dolarlık ihale yaptık. Şuan 100 milyona kadar düştü. TFF’nin payını çıkardığımız zaman 86 - 87 milyona kadar iniyor. TL’ye dönülmesi, federasyonun anlamsız indirimlerinin kabul etmesini anlaşmış değiliz. Bence yakıncı kuruluş haklı. Doğruyu yapıyorlar ve çıkarlarını koruyorlar. Sorun sizden önceki federasyon yönetiminde. Ben artık yayıncı kuruluşa öfkeli değilim. Akıllı tüccar olarak haklarını korumaya biliyor. Anadolu takımlarının gelirlerinin 80’i 90‘ı yayın geliri” ifadelerine yer verildi.

Çağlayan Çetin: “Biz de bu ailenin bir parçası olarak görüyoruz”

Bu sezon ligin isim hakkını alan Trendyol firmasını CEO’su Çağlayan Çetin ise düşüncelerini aktararak, “Kabul ederseniz artık biz de bu harika ailenin bir parçası olarak görüyoruz kendimizi. Hepinize sonsuz teşekkür ederiz. Ülkemizin spor alanında gösterdiği gelişimi heyecanla izliyoruz. Birbirinden yetenekli ve kaliteli futbolculardan, harika bir teknik ve idari kadrodan oluşan A Milli Futbol Takımımız Almanya 2024 yolunu yarıladı. Onlara sonsuz güveniyoruz. Biz de ilk yurtdışı ofisimizi Almanya’da açtık. Daha ilk yılımızda en hızlı büyüyen ve en popüler moda markası olduk.; inanıyoruz ki milli takımız da Almanya’daki şampiyonada çok başarılı olacak. Pazar gecesi de Amerika’da dünyanın bir numarası olan kadın voleybol takımımıza coşkuyla sevindik. Dün akşam Akif Başkan ve kaptanımız Eda’yı tebrik ederken çok duygulu anlar yaşadık. Ülkenin çocuklarıyla, gençleriyle gurur duyması için, bu ülkenin sporda bir marka olması için yapılacak ne varsa yanlarındayız” ifadelerini kullandı.

11-12-13-14 Ağustos’ta oynanacak ilk hafta maçları şu şekilde:

Kayserispor - Galatasaray
Pendikspor - Hatayspor
Kasımpaşa - MKE Ankaragücü
Alanyaspor - Başakşehir
Adana Demirspor - Çaykur Rizespor
Fatih Karagümrük - Beşiktaş
Trabzonspor - Antalyaspor
Fenerbahçe - Gaziantep FK
Sivasspor - Samsunspor
Konyaspor - İstanbulspor

Derbi maçlarının programı şöyle:
2. hafta: Galatasaray - Trabzonspor
5. hafta: Trabzonspor - Beşiktaş
9. hafta: Galatasaray - Beşiktaş
11. hafta: Fenerbahçe- Trabzonspor
15. hafta: Beşiktaş - Fenerbahçe
18. hafta: Fenerbahçe Galatasaray

Enes Gümüş - Yunus Emre Öztaş - Samet Yalçın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’den İspanya’ya uzanan ‘eğitim’ köprüsü İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ), uluslararası alandaki iş birliklerine bir yenisini daha ekleyerek İspanya merkezli Cervantes Enstitüsü ile protokol imzaladı. Öğrencilere yeni eğitim fırsatlarının sunulması, iki ülkenin kültürünü yansıtacak ortak sanatsal ve akademik etkinliklerin düzenlenmesi hedefiyle yapılan anlaşmaya, İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu ve İstanbul Cervantes Enstitüsü Müdürü Fernando Martinez Vara de Rey imza attı. Protokol kapsamında, akademisyenlerin ve öğrencilerin kişisel gelişimlerini hızlandırmak amacıyla stratejik çalışmalar yapılarak yol haritası belirlenecek. İspanya’daki üniversitelerle iş birliği ve diyaloğun artırılması için girişimlerde bulunulacak. İspanyolca dil sınavlarında (DELE) alınacak sertifikaları artırmaya yönelik ortak çalışmalar gerçekleştirilecek. Bilimin yanı sıra kültürel anlamda da karşılıklı olarak sergi, panel ve söyleşi gibi etkinlikler düzenlenerek Türk ve İspanyol kültürünün daha geniş kesimlere ulaşması hedeflenecek. İmza törenine geniş katılım İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen protokol imza törenine; İspanya Ankara Büyükelçisi Cristina Latorre Sancho, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İEÜ Mütevelli Heyet Üyesi Emre Kızılgüneşler, İspanya Ankara Büyükelçiliği Eğitim Programları Direktörü D. Gilberto Terente Fernndez, İspanya İzmir Fahri Konsolosu Muharrem Hilmi Kayhan, İEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Efe Biresselioğlu, Uluslararası İlişkiler Ofisi Müdürü Hülya İncekara, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdür Yardımcı Özge Coşkun Aysal, Uluslararası İlişkiler Temsilcisi Mehmet Şenbağcı, İspanyol Dili Koordinatörü Dilek Amet ve İspanyolca öğretim görevlileri de katıldı. "Akademik üretim artacak" Törende konuşan İEÜ Rektörü Prof. Dr. Abacıoğlu, üniversite olarak öğrencileri ve akademisyenleri küresel dünyanın dinamiklerine en iyi şekilde hazırlamak için çalıştıklarını söyleyerek, "Dünyaca saygın kültür ve dil kurumlarından biri olan Cervantes Enstitüsü ile imzaladığımız iş birliği protokolü, üniversitemizin uluslararasılaşma vizyonu açısından son derece değerli ve stratejik bir adım. Bu protokol sayesinde öğrencilerimize sadece yeni bir yabancı dil öğrenme fırsatı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda farklı kültürleri tanıma, uluslararası akademik ve kültürel ağlara dahil olma imkânı da sağlıyoruz. Akademisyenlerimiz açısından da bu iş birliği, İspanya’daki üniversiteler ve akademik çevrelerle daha güçlü ilişkiler kurma, ortak projeler geliştirme açısından önemli fırsatlar sunacak" diye konuştu. "Çok kültürlü bakış açısı kazanacaklar" Prof. Dr. Abacıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Üniversiteler, aynı zamanda kültürler arasında köprü kuran kurumlardır. Cervantes Enstitüsü ile birlikte hayata geçireceğimiz sergi, panel ve söyleşi gibi kültürel etkinlikler sayesinde öğrencilerimizin çok kültürlü bir bakış açısı kazanmasına katkıda bulunacağız. Öğrencilerimizi dünyaya açan, onları uluslararası düzeyde rekabetçi ve donanımlı bireyler haline getiren iş birliklerini artırarak sürdüreceğiz. Cervantes Enstitüsü ile başlattığımız bu değerli ortaklığın, üniversitemiz için uzun vadeli ve kalıcı kazanımlar sağlayacağına yürekten inanıyorum." "İzmir, özel bir yere sahip" İstanbul Cervantes Enstitüsü Müdürü Fernando Martinez Vara de Rey, İEÜ ile imzalanan protokolden büyük mutluluk duyduklarını ifade ederek, bu güçlü akademik ve kültürel bağın kendileri için çok kıymetli olduğunu söyledi. Vara de Rey, "İzmir; zengin tarihi, kültürel çeşitliliği ve dinamik genç nüfusuyla her zaman özel bir yere sahip. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin vizyonu ve uluslararasılaşmaya verdiği önem, bu iş birliğini daha da anlamlı hale getiriyor. Bu anlaşma sayesinde Türk ve İspanyol kültürlerini, gençler aracılığıyla birbirine daha da yakınlaştıracağımıza inanıyorum. Öğrencilerin dil öğrenimi, kültürel etkileşimi ve uluslararası deneyim kazanmaları için etkili adımlar atacağız. Bu protokolün uzun soluklu ve verimli olmasını; her iki ülke için de güzel sonuçlar doğurmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.
Kocaeli 7 kişinin can verdiği olayda kan donduran kaçış planı Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde 7 kişinin hayatını kaybettiği parfüm fabrikası yangınına ilişkin hazırlanan iddianamede, şüphelilerin kaçırılmasına yönelik planlara yer verildi. Şüpheli Ali Osman A.’nın firma sahiplerini saklayan kişiye, "Canlarını sıkmasınlar, rahat olsunlar. Onları çok sağlam şekilde karşıya geçireceğiz. Maddi imkanımız ve gücümüz var. En kötü ihtimalle avukatları devreye sokacağız, suçu babaları üstlenecek. Onlara bir şey olmayacak. Bu konuşmalarımı yeğenlerime ilet" dediği iddia edildi. Olay, 8 Kasım’da Dilovası Mimar Sinan Mahallesi’ndeki Ravive Kozmetik isimli iş yerinde meydana geldi. Patlamanın ardından çıkan yangında Hanım Gülek (65), Esma Dikan (65), Şengül Yılmaz (55), Tuncay Yıldız (48), Tuğba Taşdemir (18), Nisa Taşdemir (17) ve Cansu Esatoğlu (16) yaşamını yitirdi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 11 şüpheliden şirket sahibi Kurtuluş Oransal, şirket yetkilileri İsmail Oransal, Altay Ali Oransal, Aleyna Oransal ve Gökberk Güngör, "Olası kastla öldürme" suçlamasıyla, Ali Osman A. ve Onay Y., "Suçluyu kayırma" suçlamasıyla tutuklandı. Şüphelilerden H.E., G.B., Ö.A. ve Güven Demirbaş, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturma sürecinde tutuklanan firma sahibi Kurtuluş Oransal ise cezaevinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Olayın ardından ihmali olduğu değerlendirilen SGK ve İŞKUR yetkilileri açığa alındı. Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 91 sayfalık iddianamede, İsmail Oransal, Altay Ali Oransal, Aleyna Oransal ve Gökberk Güngör hakkında "Olası kastla öldürme" suçundan 7’şer kez müebbet, "Nitelikli mala zarar verme" suçundan ise 3’er kez 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası istendi. 8 sanığın "Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar, 4 sanığın "Suçluyu kayırma" suçundan 5’er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, ayrıca Ümit Ç., Ünal A., Muhammet D., Seyfullah Ç., Güven D., Caner Özgür Y., Özcan Y., Özkan Y. hakkında "Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma", Ali Osman A., Onay Y., Ömer A. ve Abdurrahman B’ın ise "Suçluyu kayırma" yönünden haklarında dava açılması istendi. "Sigortası olmayanları denetimde eve gönderdiler" İddianamede ifadesi yer alan işçilerden Keriman Miskin, 4 yıldır çalıştığı iş yerinde hiçbir eğitim almadığını ve koruyucu kıyafet verilmediğini belirterek, "İşletmede resmi bir sorumlu yoktu. Sigorta denetimine sadece bir kez gelindi. Bu denetimde de iş yeri sahibi Kurtuluş Oransal, yalnızca sigortası olanların kalmasını söyleyerek, benim gibi sigortası olmayan tüm çalışanları evine gönderdi. Maaşlarımız elden veriliyordu" dedi. Yaralı kurtulan işçi Ayten Aras, patlama anında ölen Nisa Taşdemir ve Esma Dikan’ın krem dolumu yaptıklarını söyledi. Aras, "Bize koruyucu elbise verilmedi, evden geldiğimiz kıyafetlerle çalışıyorduk. Kurtuluş Oransal 4 yıldır sigorta vaadinde bulundu ama yapmadı. Günlük 800 TL yevmiye ile çalışıyorduk" ifadelerini kullandı. Olay günü tesiste bulunan 16 yaşındaki Z.H. ise "Olay günü ikinci katta, iş yerinin ortasında bulunan tankerde parfüm karışımı yapılıyordu. Kimyevi maddeleri karıştıran bir alet vardı. Biz parfüm kutusu kapatırken bir anda patlama yaşandı" diye konuştu. Acılı aileler: "Cenazeleri DNA testiyle teşhis edebildik" Yangında çocuklarını ve eşlerini kaybeden ailelerin ifadeleri ise yürekleri dağladı. 17 yaşındaki kızı Nisa’yı kaybeden baba Vedat Taşdemir, "Kızım paketleme personeli olarak girdi ancak imalat işinde de çalıştırıldığını öğrendim. İmalat yapıldığını bilseydim kızımı asla göndermezdim. Kızımın vefat ettiğini, oğlumdan alınan DNA örnekleri sonucu öğrenebildik" dedi. Eşini kaybeden Aytekin Gikan, yangın söndürüldükten sonra içeride cesetler olduğunu öğrendiğini, hastaneleri aradığını ancak eşini bulamadığını, vefat ettiğini sonradan anladığını belirtti. Hanım Gülek’in eşi Metin Gülek ve Cansu Esatoğlu’nun babası İbrahim Esatoğlu da yakınlarının cansız bedenlerini ancak İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda yapılan DNA eşleşmeleri neticesinde teşhis edebildiklerini ifade etti. "İlkokul öğrencilerini bile çalıştırdıklarını biliyorduk" Tanık İ.A., mahalleli olarak iş yerinden yayılan kimyasal koku nedeniyle şikayetçi olduklarını belirterek, "Yaşı küçük çocukları, paraya ihtiyacı olan kadınları sigortasız çalıştırıyorlardı. İlkokul öğrencilerini bile çalıştırdıklarını biliyorduk. Gerekli kurumlara şikayet edilmesine rağmen nasıl üretim yaptıklarını anlamadık" şeklinde ifade verdi. "Kurtuluş Oransal bana, ’Yangından haberim var, yoldayım’ dedi" İş yeri çalışanı H.E. ise ifadesinde, olayın ardından Kurtuluş Oransal’ı arayıp yangını bildirdiğini, kendisinin nerede olduğunu sorduğunu ve acilen gelmesi gerektiğini söylediğini ifade etti. Bunun üzerine Oransal’ın "haberim var" dediğini, yolda olduğunu söylediğini, konuşma bittikten 5-10 dakika kadar sonra Kurtuluş Oransal’ın kendisini arayarak içeride kimsenin kalıp kalmadığını sorduğunu, tam sayıyı bilmediğini ancak içeride kalan en az üç kişi olduğunu söylediğini kaydetti. "2025 yılının ağustos ve eylül aylarında kuruma sadece 8 personelin çalıştığı bildirildi" Mali müşavir M.Ç. de, firmanın kuruluş ve işleyiş sürecine dair bilgiler verdi. M.Ç., Ravive Kozmetik’in resmi sahiplerinin İsmail ve Altan Ali Oransal olduğunu, baba Kurtuluş Oransal’ın ise kağıt üzerinde yetkisi bulunmadığını söyledi. Kurtuluş Oransal’ı 2010 yılında Düzce’de çalıştığı fabrikadan "usta makinacı" olarak tanıdığını belirten M.Ç., Dilovası’ndaki tesiste çalışan işçilerin sigorta işlemlerinin gayriresmi yöntemlerle iletildiğini anlattı. Tanık M.Ç., "İşçilerin kimlik numaralarını İsmail Oransal WhatsApp veya mail yoluyla gönderiyordu. Sigorta girişlerini bu bilgilere göre yapıyordum. 2025 yılının ağustos ve eylül aylarında kuruma sadece 8 personelin çalıştığı bildirildi" dedi. Fabrikanın Dilovası’nda faaliyete geçtiği günden bu yana iş sağlığı ve güvenliği hizmeti almadığını belirten M.Ç., "Normal şartlarda işverenin anlaştığı İSG firmasına düzenli ödeme yapması gerekir ancak bana bu firmadan herhangi bir hizmet faturası gelmedi. Fabrikanın açıldığı ve üretime başladığı tarihten itibaren iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili herhangi bir bildiri veya fatura tarafıma ulaşmadı" ifadelerini kullandı. "Çocuklarım, babalarını kendilerini uzak tutmak için bu iş yerini açtı" Kurtuluş Oransal’ın eski eşi A.A. ise şirketin kuruluş amacına dair iddialarda bulundu. Kurtuluş Oransal’ın borçlu ve sorumsuz bir yapısı olduğunu öne süren A.A., çocuklarının babalarını kendilerinden uzak tutmak ve "sokakta kalmaması" için bu iş yerini açtıklarını anlattı. Çocukları İsmail ve Altay’ın bu şirketin işleri ile hiç uğraşmadıklarını ve takip etmediklerini aktardı. A.A., patlamanın meydana geldiği iş yerine alınacak personeli Kurtuluş Oransal’ın kendisinin seçtiğini, iş yerinde üretilen ürünler ile yine Kurtuluş Oransal’ın ilgilendiğini, Kurtuluş Oransal’ın daha önce kozmetik sektöründe çalıştığı için burada bir çevre edindiğini ve kendisine pazar oluşturduğunu, iş yerinin tamamen Kurtuluş Oransal’ın kontrolü altında iş yapıldığını beyan etti. "Laptobu bana getirir misin? Ben birkaç gün bu işlerle uğraşacağım, avukatlarla ilgileneceğim" İddianamede ifadesine yer verilen LYKKE Kozmetik ortaklarından şüpheli Gökberk Güngör de olay günü yaşananları ve İsmail Oransal’ın bilgisayarını aldırmasını anlattı. Aleyna Oransal’ın şirkette yüzde 50 ortaklığı bulunduğunu belirten Güngör, olay günü Aleyna’nın kendisini aradığını belirterek, gayet sakin bir ses tonuyla ’Fabrikada yangın çıkmış’ diyerek görüşmeyi sonlandırdığını söyledi. Bu görüşmeden yaklaşık yarım saat sonra İsmail Oransal’ın kendisini arayarak, "İş yerimdeki laptobu bana getirir misin? Ben birkaç gün bu işlerle uğraşacağım, avukatlarla ilgileneceğim. Sen benim odada, masanın üstünde bulunan laptobu alıp evime getir" dediğini aktardı. Güngör, bu talep üzerine laptobu alarak Oransal’a teslim ettiğini kaydetti. "Suçu babaları üstlenecek, onları yurt dışına kaçıracağız" İddianamenin en çarpıcı bölümlerinden birini ise şüphelilerin kaçış planına dair detaylar oluşturdu. Şüpheli Onay Y. ifadesinde, Ali Osman A’nın kendisini arayarak, "Olanları duydun mu? Benim yeğenler bir olaya karışmışlar" dediğini ve onları misafir edip edemeyeceğini sorduğunu belirtti. Bu görüşme üzerine Ömer A. isimli kişiyi arayarak 1 haftalık ev ayarlamasını istediğini anlatan Y., daha sonra Tekirdağ’da İsmail Oransal, Altay Ali Oransal ve Abdurrahman Bayat ile buluştuğunu söyledi. Eve girdikten sonra televizyonda "Kocaeli’de patlama" başlıklı haberleri gördüğünü ifade eden Y., bunun üzerine Ali Osman A’yı görüntülü aradığını kaydetti. Y., Ali Osman A’nın görüşme sırasında kendisine şunları söylediğini iddia etti: "Canlarını sıkmasınlar, rahat olsunlar. Onları çok sağlam bir şekilde karşıya geçireceğiz. Maddi imkanımız ve gücümüz var. En kötü ihtimalle biz avukatları devreye sokacağız, suçu babaları üstlenecek. Onlara bir şey olmayacak. Bu konuşmalarımı yeğenlerime ilet."
İstanbul 51Talk, gençleri Birleşmiş Milletler’in iklim sahnesine taşıyacağını duyurdu Çevrimiçi İngilizce öğrenme platformu 51Talk, Birleşmiş Milletler’e bağlı bir gençlik konuşma girişiminde yer aldığını duyurdu. Çocuklar için çevrimiçi bire bir İngilizce öğrenme platformu olan 51Talk, uluslararası topluluğundan genç öğrencilerin 15-21 Kasım 2025 tarihleri arasında Brezilya’nın Belém şehrinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP30) sırasında BM’ye bağlı bir gençlik konuşma girişiminde yer aldığını duyurdu. Yapılan açıklamaya göre; 2023 yılında başlatılan ve üçüncü yılına giren girişim, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye, Tayland ve Vietnam’dan çocukların iklim ve çevrenin korunmasına ilişkin bakış açılarını İngilizce olarak paylaşmaları için fırsatlar oluşturuyor. Katılımcılar, BM düzeyinde uluslararası bir sahnede yapılan konuşmalarla yerel gözlemlerini küresel bir sohbete taşıyarak iklim sorunlarının dünyanın dört bir yanındaki genç nesiller tarafından nasıl deneyimlendiğini ve ele alındığını vurguladı. 51Talk CEO’su Jack Huang, "Her çocuğun dünyayla konuşma fırsatını hak ettiğine inanıyoruz. Çocuklara doğru araçlar ve rehberlik sağlandığında, düşünceli fikirler ifade edebilir ve küresel meselelerle anlamlı bir şekilde ilgilenebilirler. Öğrencilerimizi Birleşmiş Milletler iklim sahnesinde konuşurken görmek, eğitimin neleri ortaya çıkarabileceğinin güçlü bir hatırlatıcısıdır" dedi. Türkiye’den, aile desteğiyle küçük yaşta İngilizce öğrenmeye başlayan on iki yaşındaki Osman Batu, COP30’a hazırlanırken özgüven ve akıcılık konusunda gözle görülür bir ilerleme kaydetti. Üç dakikalık bir video göndererek ve konuşma becerilerinin, dilbilgisinin, telaffuzunun ve özgüveninin değerlendirildiği İstanbul’daki ulusal bir yarışmada yarışarak çok aşamalı bir seçim sürecinden geçerek birinciliği ve Birleşmiş Milletler’de Türkiye’yi temsil etme fırsatını kazandı. Osman, COP30’da Türkiye’deki orman yangınlarından büyükannesinin bahçesindeki kelebeklerin yok olmasına kadar tanık olduğu iklim değişikliğinin etkilerinden bahsetti.