GÜNDEM - 09 Aralık 2019 Pazartesi 09:15

25 yıldır ahşaba şekil veriyor: Binin üzerindeki eseri garajında sergiliyor

A
A
A
25 yıldır ahşaba şekil veriyor: Binin üzerindeki eseri garajında sergiliyor

Kırıkkale’de 25 yıldır ahşaba şekil veren Emir usta, evinin bahçesindeki 15 metrekarelik atölyede ahşaptan yaptığı binin üzerindeki hediyelik eşya ve organik oyuncakları garajında sergiliyor.

Tesadüfen başladığı ahşap oymacılığında kendini geliştiren Kültür ve Turizm Bakanlığı belgeli sanatçı 67 yaşındaki Emir Ali Elitok, Kırıkkale’de Sanayi Mahallesi'ndeki evinin bahçesinde bulunan 15 metrekare alandaki atölyede 25 yıldır ahşaba şekil veriyor. Eski kereste, çam ve gürgen gibi ahşapları el emeği göz nuru ile işleyerek binin üzerinde yaptığı ev ve dekoratif hediyelik eşya ile organik oyuncakları garajında sergiliyor. 2 metre uzunluğunda 37 kilogram ağırlığın da yaptığı tespih ziyaretçiler tarafından ilgi görüyor.
Mini atölyedeki makinelerde işlediği ahşaplardan; masa, tespih, organik ve hareketli oyuncak, tarihi eser maketleri, kılıç, kalkan, baston, heykel, sandık ve bunlara benzer birçok muhtelif eşya yapıyor.
İstanbul, Ankara, Kırşehir gibi illerde de sergi açtığını dile getiren Elitok, çocukları çok sevdiğini ve plastik oyuncaklardan uzak durması için yaptığı organik oyuncakları ekonomik olarak sattığını söyledi.

"Tarihi eserlerin maketlerini yaptım"

Türkiye genelinde 40’ın üzerinde sergi açtığını ifade eden Elitok, şöyle konuştu:
“Bir gün Ankara’ya gezmeye gitmiştim. Ankara’da arkadaşımın galerisinde bir kağnı gördüm. O kağnının resmini çizdim atölyemde de bir şey yoktu. Atölyem de yoktu daha doğrusu. Bir törpüm vardı keser-testere ile o kağnıyı yaptım kışın arabamın garajında. Bu işe de öyle başlamış oldum, halende çalışıyorum. Türkiye genelinde 40’ın üzerinde sergi açtım. Ben ilk önce tarım aletleriyle bu işe başladım. Kırıkkale’de bulunan tarihi eserlerin maketlerini yaptım. Sonra Türkiye’de bulunan tarihi eserleri örneğin; Anıtkabir’in maketi, Mevlana Camisi maketi gibi Kırıkkale’de bulunan tarihi eserlerin hepsinin maketlerini yaptım."

"Maketler herkesin dikkatini çekiyor"

Binin üzerinde figürler yaptığını belirten Elitok, çocukları çok sevdiğim için ahşaptan organik ve boyasız oyuncaklar yaptığını söyledi. Atölyesine birçok ziyaretçinin geldiğini dile getiren Elitok, “Okullardan geliyorlar. Bazı bürokrat kesimi geliyor. Öğretmenler geliyor, bu işe heves eden arkadaşlar ‘nasıl yapıyor’ diye merak eden arkadaşlar geliyorlar soruyorlar. Bilgi alıyorlar. En çok dikkat çeken şeyler benim hareketli parçalarım var. Mesela düve sürdürüyorum. Demirci dövdürüyorum bunlar hareketli parçalarım. Eskiden öküzle düve sürdürürlerdi işte onu canlandırıyorum. Kızlara bulgur çektiriyorum. Çıkrıkla yünü ip haline getirirlerdi onu hareketli olarak yapıyorum. En çok dikkat çekenler onlar. Birde maketler herkesin dikkatini çekiyor" dedi.

"En çok fırınlanmış gürgen kullanıyorum

Elitok, "En çok kullandığım malzeme hurda ahşap. Bazısı önemli oluyor gürgenden yapıyorum. Fırınlanmış gürgenden yapıyorum. Çamdan yapıyorum. Ihlamurdan yaptığımız işler var. Yapacağımız işin durumuna göre malzeme kullanıyoruz. En çok fırınlanmış gürgen kullanıyorum” diye konuştu.

"Çok istiyorum çırak yetiştirmeyi"

Çırak yetiştirmek için Kırıkkale Valiliği tarafından kurs açılmasını talep eden Elitok, “Çok istiyorum çırak yetiştirmeyi ama öyle bir ilgi yok yani esasında valilik tarafından bir kurs açılsa da öyle bir şey ihtiyaç varsa yardımcı oluruz. Biz para pulda istemiyoruz” şeklinde konuştu.

Hasan Ay
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.