GÜNDEM - 02 Mart 2021 Salı 14:12

29 yıldır mağaraların gizemli dünyasını araştırıyor

A
A
A
29 yıldır mağaraların gizemli dünyasını araştırıyor

Zonguldak'ta 49 yaşındaki Engin Zaman, 29 yıl önce karanlık denizlerde başladığı çalışmalarında kentin mağaralarını araştırıyor. 350 milyon yıllık geçmişiyle dikkat çeken Gökgöl Mağarası başta olmak üzere kentin Avrupa'da çok özel bir yere sahip olduğunu anlatan Zaman, keşfedilmeyi bekleyen çok sayıda mağaranın olduğunu söyledi.

Kent merkezinde mağara turizmiyle ilgilenen 49 yaşındaki Engin Zaman, Zonguldak'ın mağara anlamında Avrupa'da çok özel bir konuma sahip olduğunu ifade etti. 29 yıldır mağaraların keşfedilmesi ve turizmine yönelik araştırma ve çalışmalar yapan Zaman, aynı zamanda bilimsel çalışmalara da katkı sağlıyor. Mağara keşifleri sırasında omurgalı, omurgasız yeni canlı türlerine de rastlandı. 350 milyon yıllık geçmişiyle Gökgöl Mağarası'nın önemine dikkat çeken Zaman, "29. yıl bu yıl. Ben ilk karanlık denizlerde ilerlemeyle başladım. Bu günkü geldiğimiz noktada şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim.

Zonguldak mağara anlamında Avrupa'da çok özel bir yere sahip. Mağaralarımız özellikle bir kaç mağaramız dünya çapında çok özel yerlere sahip. Bunları görünce o gizemli dünyayı insan daha çok araştırmak istiyor. Akademisyenlerle birlikte ortak çalışmalar yürütüyoruz. Gerçekten müthiş bir potansiyel bu. Hem turizm anlamında hem de bilim açısından da çok önemli yer.

Gökgöl Mağarası çok özel bir mağaradır. Dünyada onun gibi uzunluk anlamında değil, derinlik anlamında da değil. İçerisinde yapısından kendi yapısından dolayı devoniyen ve karbonifer dediğimiz her iki döneme de 420 milyon yıl ila 350 milyon yıl arasında oluşan bir mağara. Bu anlamda müthiş bir yer. Kayaç tabakasının oluşması. İçerideki gezdiğimiz alanın oluşması daha genç 3.5-4 milyon yılı kapsar" diye konuştu.

29 yıldır mağaraların gizemli dünyasını araştırıyor

Kızılelma-Cumayanı sistemi bakanlığın listesinde

Öte yandan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünce araştırma yapılan 60 mağara arasında Zonguldak'taki Kızılelma-Cumayanı mağara sistemi de yer alıyor. 10 kilometre uzunluğuyla Türkiye'nin en uzun ikinci mağara sistemi olarak bilinen Kızılelma-Cumayanı mağarasında araştırmalar yapıldı. Diğer mağaralarla birlikte doğal yapının yanı sıra biyolojik çeşitliğe ilişkin yeni veriler elde edildi. Çalışmalara ilişkin konuşan Engin Zaman, "Geçtiğimiz yıl Çevre ve Şehircilik Bakanlığı proje yürütmüştü. Arkadaşlar geldi. Ben de yardımcı oldum onlara. Öncelikle bir kere Zonguldak'ta eksiğimiz şu. Bir çok valilerimize de ilettim. Zonguldak kamuoyuna bir kere daha söyleyeyim. Biz Zonguldak'ta ne kadar toplam mağaramız olduğunu bilmiyoruz. Benim tahminlerime göre 100-150 civarında mağaramız olması gerekiyor. Devletimizin elinde haritalandırılmış 21 mağara var. Bunların 11'i tescillenmiş. Kültür Varlığı olarak tescillenmiş. Bunların dışında benim yapmış olduğum çalışmalarda 48 mağara var. Şu anda 60-70'e yakın mağaramız çalışılmış durumda. Çalışamadığımız bir o kadar daha mağaralarımız olduğunu düşünüyorum. Bunları çalışmak sadece benim tek başıma yapacağım bir şey değil. Bu yüzden kulüp kurduk. Zonguldak Doğa Sporları Kulübü. Bu kulüpte sporcular yetiştirip hem de profesyonel mağara turizminin yapılabilmesi hem de burayı Avrupa'da hak ettiği yere getirebilmek için çalışmalar yapıyoruz" diye konuştu.

Gökgöl Mağarası mikroklima özelliği taşıyor

Türkiye’nin gezilebilir ve halka açık 875 metrelik alanı ile en uzun 10. mağarası olan Gökgöl Mağarası, mercan fosillerin yanı sıra en yaşlı yapı oluşumlarına da ev sahipliği yapıyor. Zonguldak-Ankara karayolu üzerinde bulunan Gökgöl Mağarası, Türkiye’nin önemli mağaraları arasındaki yerini koruyor. Yıl içinde sıcaklık ve nem oranının fazla değişmemesi nedeni ile mikroklima özelliğine sahip olmasıyla bilinen mağaranın girişten büyük çöküntü salonuna kadar olan bölümleri ’Fosil giriş’, ’Astım Salonu’, ’Harikalar Salonu’ gibi adlarla nitelendirildi. Gökgöl Mağarası, Zonguldak Mağaraları Ziyaretçi Merkezi (ZMZM) ile ilgi odağı olacak. Yaklaşık 6.5 milyon liralık bütçe ile çalışmalara geçen Kasım ayında başlayan çalışmalar ise tüm hızıyla sürüyor.

Mağaranın tanıtımı için Bülent Ecevit Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Bölümü akademisyenleri ve öğrencileri de opera ve yöresel türküler seslendirmiş ve mağarada çekilen klipler büyük ilgi görmüştü.

29 yıldır mağaraların gizemli dünyasını araştırıyor

Onur Altındağ - Sertaç Özdemir
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yurtta hava durumu Yurdun kuzey, iç ve doğu kesimlerinin parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın kuzeyi, İç Anadolu’nun güney ve doğusu, Doğu Akdeniz, Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Antalya’nın iç kesimlerinin sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların Orta ve Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu, Sinop, Sivas, Kahramanmaraş ve Osmaniye çevreleri ile Adana’nın kuzey kesimlerinde yerel olarak kuvvetli olması bekleniyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre, hava sıcaklığı yurt genelinde mevsim normalleri civarında seyredecek. Rüzgar, genellikle kuzeyli, güney ve doğu kesimlerde güneyli yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, kuvvetli yağış beklenen yerlerde yağış anında yer yer kuvvetli olarak esecek. Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle: Ankara: Parçalı ve çok bulutlu, sabah saatlerinde kuzey ve doğu ilçeleri sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı 21 İstanbul: Parçalı ve çok bulutlu, yerel sağanak yağışlı 16 İzmir: Az bulutlu, yer yer parçalı bulutlu 24 Adana: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı (Yağışların kuzey kesimlerinde kuvvetli olması bekleniyor) 28 Antalya: Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinde iç kesimleri yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 26 Samsun: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak gök gürültülü sağanak yağışlı (Yağışların yerel olarak kuvvetli olması bekleniyor) 17 Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak gök gürültülü sağanak yağışlı (Yağışların yerel olarak kuvvetli olması bekleniyor) 17 Erzurum: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı (Yağışların yerel olarak kuvvetli olması bekleniyor) 16 Diyarbakır: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak gök gürültülü sağanak yağışlı (Yağışların yerel olarak kuvvetli olması bekleniyor) 23
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”