GÜNDEM - 28 Temmuz 2015 Salı 15:14

3. köprü manzaralı plaj keyfi

A
A
A
3. köprü manzaralı plaj keyfi

İstanbul’da artan sıcak havadan bunalan vatandaşlar hafta ortası olmasına karşın boğazda denize atlayarak serinledi.

 3. Köprü manzaralı Rumeli Feneri'nde bulunan Altın Kum Plajı'nda renkli görüntüler oluştu.
Yurt genelinde sıcak havalar etkisini arttırmaya devam ederken, İstanbul’da hava sıcaklığının 39 dereceye yaklaşması, vatandaşları bunalttı. Yakıcı havanın etkili olduğu kentte, sahil kıyısına gelenler Yavuz Sultan Selim Köprüsü manzaralı sahillerde denize girdi.

Hafta ortası olmasına rağmen boğazdaki sahillerin dolu olduğu görülürken, bazı vatandaşlar, henüz inşaat aşamasındaki Yavuz Sultan Selim Köprüsü manzaralı denize girerek serinlemeye çalıştı.
İstanbul’a yerleşen Suriyeli vatandaşların da boğazın serin sularında yüzdükleri görüldü. Tehlikeye karşı can kurtaran ekiplerinin sık sık uyarı yaptığı plajların, önümüzdeki günlerde daha da yoğun olması bekleniyor.

Sıcak havalarda Yavuz Sultan Köprüsü manzaralı boğazda serinlemeyi tercih eden Serkan Kılıç adlı vatandaş, “Köprü manzaralı plaj burada yüzmek herkese nasip olmaz. Mutluyuz. Köprümüz de yapılıyor. Havaların sıcak olması plajların kalabalık olmasında etken. Hafta sonu daha çok kalabalık olur” şeklinde açıklama yaptı.
Adem Çakır adlı bir başka vatandaş ise “Burası çok keyifli. Zaten burası boğazın en temiz yeri. Burada olmaktan keyif alıyoruz. Ortam çok güzel” dedi.

Ailece plaja yüzmeye gelen Aysun Çınar adlı kadın da, manzaraya dikkat çekerek, “Buraya her zaman geliyoruz. Yazları uğruyoruz. Manzarası çok güzel” diye konuştu.
Yurt genelinde kendini gösteren hava sıcaklarının, önümüzde günlerde İstanbul’da etkisini daha artırması bekleniyor. 

SADIK KAHRAMAN 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Depremlerde camilerin yıkılmasına yol açan minare yıkımlarının çözümü fiber Depremlerde camilerin yıkılmasına yol açan minare yıkımlarının çözümü fiber. Bu yıl 15.’si düzenlenen dünyanın ilk uluslararası Cami Yapı Ekipmanları fuarı dün kapılarını ziyaretçilerine açtı. Yerli ve yabancı çok sayıda katılımcının yer aldığı fuar da en çok ilgiyi ise depremde minare yıkılmalarının önüne geçecek olan çelik konstrüksiyon ve fiber kaplamalı minare görüyor. Türkiye’de yaşanan 6 Şubat depremlerinin ardından 11 ilde birçok cami yıkıldı veya hasar aldı. Bunların birçoğunda minarelerin yıkılması ve camilere hasar vermesi sonucunda gerçekleşti. Ortalama 30 metre yüksekliğinde yapılan betonarme minarelerin ağırlığı takriben 150 ton civarında oluyor. Bu da yıkıldığı esnada hem camilere hem de yakının da bulunan ev ve insanlara zarar veriyor. Konu üzerine araştırma yapan bir firma minare yapımında artık çelik konstrüksiyon üzerine fiberglass kaplama tekniğini kullanıyor. Hem bu şekilde minarelerin muhtemel bir deprem anında yıkılmasının önüne geçiliyor hem de minare ağırlığını 150 tondan 8 tona indiriyor. Konuyla ilgili açıklama yapan firmanın yetkilisi Salih Karadağ, “Biz yaklaşık 20 yıldır betonarme minare yapmaktayız. Son 2 yıldır beton görünümlü fiberglas sistemine geçtik. Depreme daha dayanıklı içinde ki çelik konstrüksiyonun dışında ki görseline varıncaya kadar bu sistemde devam etmekteyiz. Bu sistemin depreme dayanıklı olduğunu belirledik. Betonarme minare ve fiber minare arasında ki en büyük fark ikisi arasında ki ağırlık farkıdır. 30 metre yüksekliğinde bir minarenin ortalama ağırlığı 150 ton civarındayken fiber minare de bu ağırlık 8 ton civarında. Deprem de betonarme minarelerin yıkılmasıyla birlikte camiler yıkıldı veya bu minarelerin üzerlerine düşmesi sonucu insanlarımız da hayatını kaybetmişti. Fiber minaremiz de ise bu olay ortadan kalkmış oluyor. Minarelerimiz çelik olduğu için depremde yıkılmaz en kötü senaryoda üzerine bir şey dahi düşse yıkılmak yerine demiri eğilir. Aynı minare betonarme olarak yıkıldığında 150 ton ile yerde şiddetinde bir deprem etkisi oluştururken bunun kendi ağırlığı 8 ton olduğu için bir sıkıntı oluşturmayacak” açıklamasında bulundu. Hat sanatını ecdadımızın bıraktığı yerden devam ediyor Fuar’da ayrıca hat sanatı noktasında da sergilenen ürünler özellikle yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Hat sanatının camilerin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu belirten Müslüm Korkutata, “Hat sanatı camilerimizin vazgeçilmez unsuru ecdadımızın bıraktığı yerden bunu geliştirmeye devam ediyoruz. Bu kulvarda çok iyi sanatkarlar yetiştirdi ülkemiz. Hem ülke için de hem de ülke dışında bu konuda çok iddialı durumdayız. Medeniyet eski dönemler de camilerin mabetlerin ekseninde gelişiyordu. Osmanlı İslam’ın uzun süre sancaklığını yaptı bayrağını taşıdı. Camilerimiz bu işin sembolü halindeydi. Günümüzde de camilerimiz aynı fonksiyonda roller üstlenmiş durumda” dedi.