GÜNDEM - 16 Aralık 2016 Cuma 10:54

6 yıl aradan sonra İsrail'e bakanlar seviyesinde ilk yazışma

A
A
A
6 yıl aradan sonra İsrail'e bakanlar seviyesinde ilk yazışma

İsrail'de 23 yılda inşaat sektörünün devlerinden biri haline gelen Türk şirketini hedef alan 45 milyon dolarlık usulsüz vergi talebine Maliye Bakanlığı el koydu. Bakanlık, 6 yıl aradan sonra İsrail'le ilk en üst seviye yazışmada bulunarak, Türk şirketinden istenen haksız vergi talebinin sonlandırılmasını istedi.

6 yıl aradan sonra İsrail'e ilk en üst seviye yazışma Maliye Bakanlığı tarafından yapıldı. Yazışmanın konusu ise İsrail'de büyük projelere imza atan bir Türk inşaat şirketinden istenen vergi oldu. Maliye Bakanlığı tarafından Türk şirketinden istenen haksız vergi talebinin İsrail tarafından sonlandırılması istendi. Mektubunda İsrail tarafının konuyu derinlemesine incelemesini isteyen Bakan Ağbal, Türk şirketinden böyle bir vergi talep edilemeyeceğini defalarca İsrail tarafına bildirdiklerinin altını çizerek, önceki yazışmaları referans gösterdi.

Konuyla ilgili açıklama yapan Türk Yılmazlar Holding'in sahibi Ahmet Reyiz Yılmaz, “Sayın Maliye Bakanımız, Türklere ayrımcılık yapılamaz dediği mektubunda şirketin zorunlu olarak 2003-2015 tarihleri arasında İsrail tarafının borçlarını ödemek üzere Türk vatandaşı çalıştırdığını ve İsrail vatandaşından alınmayan bir verginin bu süreçte doğal olarak ikili anlaşmalar çerçevesinde Türklerden de istenemeyeceğini altını özellikle çizdi” dedi.

İsrail tarafının bu yanlışı bir an önce düzeltmesi gerektiğini söyleyen Yılmaz, “Sayın Bakanımız söylenecek her şeyi söylemiştir. İsrail tarafı bu yanlışı kısa sürede düzeltecektir. Bu haksız talebin yapılamayacağını beyan eden Sayın Bakanımız, son derece kesin iki gerekçe göstermiştir. İki gerekçenin arkasında da Türk Devleti ile İsrail arasında yapılan anlaşmalar vardır. İsrail hükumetinin anlaşmaları yok sayan bu tavırlara nasıl müsaade ettiğini de henüz anlayabilmiş değiliz” şeklinde konuştu.

Yılmaz, “Daha da vahim olan bir başka konu daha var ki bunun izahı ise hiç ama hiç mümkün değildir. Şöyle ki, İsrail Maliye Bakanlığının bugün cezaları ile beraber istediği 45 milyon dolara yakın bu vergi, 2003 yılında ortaya çıkan bir yabancı işçi engelleme kanununa dayandırıldı ve geçmişe dönük ortaya çıkartıldı. Halbuki bizim elimizde tapu gibi İsrail hükumet beyanı var. Üstelik İsrail yüksek mahkeme huzurunda yapılmış bir beyan ki, 2004 yılında Türk şirketi bugün talep edilen bu vergiden İsrail hükümeti tarafından muaf tutulmuştur. Şimdi aradan geçen 12 yılda muafiyet nedeni ile istenmemiş bir vergiyi bizden cezası ile istemek tam anlamı ile trajikomik bir taleptir. İsrail hükumeti ve yeni büyükelçiler bu sıkıntıyı daha fazla hastalık haline getirmeden çözeceklerdir diye düşünüyorum. Yeni dönemde sorumsuz memurların çıkaracağı suni sorunlara müsaade edilmemelidir” ifadelerini kullandı.

Maliye Bakanı Naci Ağbal imzalı mektubun tam metni ise şöyle:
“Sayın Bakan Kahlon,
Ülkelerimiz arasındaki Çifte Vergilendirme Anlaşması (DTA) madde 23 ile ilgili olarak İsrail’de ikamet eden Türk şirketi 'Yılmazlar International Construction Ltd. Şti.’nin faaliyetleri hakkında Karşılıklı Mutabakat Prosedürü (MAP) ile ilgili yazmaktayım. Türk savunma sanayi için “m60 Tank Modernizasyon Projesi” çerçevesinde Yılmazlar International Construction Ltd. Şti. projede maruz kalınan borçları mahsup etmek üzere Türk çalışanları istihdam etmiştir. Bununla birlikte 2003 yılında İsrail’de çalışan yabancı işçileri olumsuz yönde etkileyen 'Yabancı İşçiler İstihdam Kanunu' kapsamında yüzde 15 vergi yürürlüğe girmiştir. Bakanlığımıza sunulan bir yazı ile Yılmazlar International Construction Ltd. Şti., İsrail vergi idarelerinin şirketin 2007-2013 vergi dönemleri için 80.573.780 NİS tutarında bir değerlendirme yaptıkları hakkında bizleri bilgilendirmiştir. Özellikle şunu belirtmek isterim ki şirketin çalışanlarının gelirlerinin yüzde 15’ine uygulanan adı geçen vergi, dayanağın temeli bakımından anlaşmada belirtilen gelir vergisine benzerdir. Vergi doğrudan işçilerin ücretlerinden alınmasa da vergi işçilerin ücretleri üzerinden hesaplandığından gelire uygulanan vergi ile aynı etkiye sahiptir. Diğer taraftan Yılmazlar Ltd. bir mahsup ilişkisinin yer aldığı sözleşmenin özelliğinden dolayı Türk çalışanlar dışında işçi istihdam edememektedir. Adı geçen verginin uygulanması Türk işçiler ile Türk şirketi arasında dolaylı bir ayrımcılığa neden olmakta ve dolayısı ile istihdamları üzerinde olumsuz bir etki yaratmaktadır. Bu nedenle şirket Türk Gelir İdaresine başvurmuştur. Bu bağlamda Türk işçilerine ve Türk şirketine bu ayırımcı ve lehte olmayan uygulamanın ülkelerimiz arasındaki DTA’nın 23. maddesine aykırı olduğu konusunda dikkatinizi çekmek isterim. Bu nedenle ekibinizin konuyu derinlemesine gözden geçirmesini ve sonuç ile ilgili tarafımızı bilgilendirmesini rica ederim. Anlayışınız ve işbirliğiniz için şimdiden teşekkür ederim.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Aksa Akrilik ve TOÇEV’den çocuklara sıcak bir gelecek Aksa Akrilik, toplumsal sorumluluk bilinciyle, Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı (TOÇEV) tarafından yürütülen "Eşit Fırsatlar, Sıcak Yarınlar" projesine destek veriyor. Proje kapsamında çocuklara sıcacık kazaklar ulaştırılacak. Akrilik elyaf üreticisi Aksa Akrilik, sürdürülebilirlik ve toplumsal fayda odağında yürüttüğü projelere bir yenisini daha ekledi. Sosyal sorumluluk projeleriyle toplumda fark oluşturmayı, fırsat eşitliği ve dayanışma anlayışıyla sorumluluklarını yerine getirmeyi sürdüren şirket, TOÇEV tarafından yürütülen "Eşit fırsatlar, Sıcak yarınlar" projesine destek olarak, üretim gücünü toplumsal fayda ile buluşturan örnek bir iş birliğine imza atıyor. İnovasyon gücünü sosyal faydaya dönüştüren çözüm Yapılan açıklamaya göre, kazakların üretiminde, Aksa Akrilik’in teknoloji ve inovasyon gücünü sosyal bir amaca dönüştürme vizyonunun bir yansıması olarak, cotonit ipliği kullanıldı. Şirketin Aksafil tesislerinde üretilen yüzde 100 akrilik iplik cotonit, triko ve yuvarlak örme sektörlerinde tercih ediliyor. Doğal hissi, düşük pilling (boncuklanma) direnci, uzun ömürlü kullanım özelliği ile öne çıkan ürün, yumuşak dokusu ve dayanıklılığı sayesinde sektördeki diğer ipliklerden ayrışıyor. Ayrıca yüzey düzgünlüğü, renklerin daha canlı ve kalıcı olmasını sağlıyor. Bu iş birliği kapsamında şirket, üretimdeki teknik bilgi birikimini toplum yararına sunarak, çocukların kış mevsimini daha sıcak ve konforlu geçirmesine katkı sağlıyor. TOÇEV’in eğitime erişimde, fırsat eşitliği sağlama misyonu ile hayata geçen bu anlamlı proje, çocukların hem bugününe hem yarınına sıcak bir destek sunarken, şirket de sürdürülebilirlik yaklaşımıyla topluma değer katmaya devam ediyor.
Aydın Coğrafi İşaretli Aydın Enginarı’nda yılın ilk hasadı yapıldı Aydın’da coğrafi işaret tesciline sahip Aydın Enginarı’nda yılın ilk hasadı gerçekleştirildi. Enginar üretiminde Türkiye’nin yüzde 42’lik ihtiyacına cevap veren Aydın’da, enginar sezonu açıldı. Aydın’ın enginar üssü olarak bilinen Efeler ilçesi Gölhisar Mahallesi başta olmak üzere il genelindeki enginar tarlalarında da hareketlilik başlarken, yılın ilk enginar hasadı gerçekleştirildi. Efeler ilçesinde gerçekleştirilen hasat programına Aydın İl Tarım ve Orman Müdürü Ayhan Temiz ile Efeler İlçe Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Esen katıldı. İl Müdürü Temiz, üreticileri hasat döneminde yalnız bırakmayarak çalışmaları yerinde inceledi. 2024 yılı TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde 38 bin 77 ton enginar üretimi gerçekleştirilirken, bunun 6 bin 615 tonu Aydın’da üretildi. Toplam 4 bin 292 dekar alanda yapılan üretimle Aydın, Türkiye enginar üretiminde 2’nci sırada yer aldı. Konu ile ilgili Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada "Coğrafi işaret tesciline sahip Aydın Enginarı’nda yılın ilk hasadı gerçekleştirildi. Aydın, enginar üretiminde ülke genelinde güçlü bir konuma sahiptir. Coğrafi işaretli Aydın Enginarı, ilimizin tarımsal değerleri arasında önemli bir yere sahip olup üreticilerimizin emeğiyle katma değer oluşturmaya devam etmektedir" ifadeleri yer aldı.