ASAYİŞ - 17 Mart 2019 Pazar 14:10

65 yaşındaki kadına damadından yarım milyonluk ‘ilamsız icra takibi’ oyunu

A
A
A
65 yaşındaki kadına damadından yarım milyonluk ‘ilamsız icra takibi’ oyunu

Denizli’de yaşayan 65 yaşındaki kadın, damadı tarafından ‘ilamsız icra takibi’ ile yaklaşık 500 bin TL dolandırılmak istendiğini iddia ederek damadı, damadının kardeşi, kızı ve postacı hakkında dava açtı. Yaşlı kadın, itiraz süresinin geciktirilmesi için mahalle postacısının da işin için olduğunu öne sürüp, postacının borca itiraz süresinin geçmesi için tebligatı zamanında ulaştırmadığını söyledi.

Edinilen bilgilere göre, olay Pamukkale ilçesi Karşıyaka Mahallesi’nde yaklaşık 1,5 ay önce meydana geldi. İddialara göre, Hanife Kuzu'ya (65) kızının dini nikahlı olarak yaşadığı eşi E.M., Denizli 1. İcra Dairesinde 353 bin TL ana para olmak üzere masraflar ile birlikte toplamda 489 bin TL’lik dava açıp, ardından ‘ilamsız takiplerde ödeme emri’ gönderdi. Ancak borç tebligatı posta dağıtım görevlisi tarafından evde olmadığı ve muhtara bırakıldığı gerekçesiyle yaşlı kadına ulaştırılmadı. Evrak Kuzu’ya geç ulaştırıldığı için bir hafta itiraz süresi geçince yaşlı kadın borcu kabullenmiş oldu.

Gerçek ise yaşlı kadın yine evde olmadığı bir gün oğlu Özhan Kuzu ve gelini Hatice Kuzu evlerinde kahvaltı yaparken kapıya gelen postacının 489 bin TL’lik ödeme emrini vermesiyle ortaya çıktı. Evrakı alınca adliyenin yolunu tutan Kuzu ailesi, adliyede ikinci bir şok daha yaşadı. Adliyedeki görevliler, yasal mevzuat çerçevesinde ilk gelen tebligata bir hafta içerisinde itiraz edilmediği için ikinci gelen tebligatta yer alan 498 bin TL’lik borcu ödemek zorunda olduklarını belirttiler. Kuzu ailesi, ayrıca bu dönemde itiraz edilmediği için Hanife Kuzu’nun üzerine kayıtlı ev, arsa ve araç gibi gayrimenkullere de haciz konulduğunu öğrendi.

"Kimseye alacağım da yok, vereceğim de"

Hatice Kuzu ve oğlu Özhan Kuzu, yaşadıklarını İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı. Hatice Kuzu, tebligat ellerine ulaştığı zaman büyük bir şok yaşadıklarını ve soluğu direkt olarak adliyede, sonrasında ise mahalle muhtarının yanında aldıklarını söyledi. İlk tebligatın ellerine geç ulaşmasında posta dağıtım görevlisinin suçu olduğunu ve onun da bu olayın içinde olduğundan şüphelendiklerinden kendisi hakkında suç duyurusunda bulunduklarını kaydeden Kuzu, şunları söyledi:

“Benim kimseye bir borcum ya da alacağım yokken beni ilamsız takipten icraya koydular. Kızımın imam nikahlı yaşadığı eşi, kardeşi, beraber hepsi birleşip beni icraya koydular 500 bin TL. Benim bu kişilere hiçbir borcum yok, bu kişiler ile aramda alışveriş yok. Ben evde yoktum, çocuklarım beni aradı, ‘Sen bir kağıda imza attın mı? Sana icra gelmiş’ dediler. Ben bir yere imza falan atmadığımı söyledim. Kimseye de borcum yok dedim. Savcılığa suç duyurunda bulundum ve dava açtım.”

“Kahvaltı sofrasında 498 bin TL tutarında annemin hacze verildiğini gördük”

Özhan Kuzu ise yarım milyonluk icra ödeme emri ile sabah kahvaltısı yaparken karşılaştıklarını dile getirdi. Kuzu, “Eşimle birlikte evimizde kahvaltı yaparken postacı tarafından bir evrak getirildi. Evrakı alıp baktığımızda 498 bin TL tutarında annemin hacze verildiğini gördük. Evrakı alıp, kahvaltıyı da bırakıp direkt adliyenin yolunun tuttuk. Araştırmalarımız neticesinde ablamın imam nikahlı yaşadığı eşi tarafından annem hiçbir şekilde imza atmadan haciz uygulanma aşamasına geçmiş. Olayın tebligatı hiçbir şekilde bize iletilmedi. Bu tebligatın iletilmemesi sonucunda 7 gün itiraz süresi geçildiği için karşı taraf yasal hükümlere göre alacaklı olmuş” dedi.

Olay muhtar evrak kayıt defterini incelediğinde ortaya çıktı

Evrakı postacının imzaladığını ancak kendilerine ya da muhtara teslim etmediğini öne süren Kuzu, evrakı ayrıca muhtar adına onun mührü ve imzası ile postacının imzaladığını iddia etti. Kuzu, “Evrak Mahalle Muhtarı Mustafa Gülmez’e teslim edildi olarak gözükmüş. Muhtarın da hazırda imzaları bulunuyormuş, ıslak imzaları ve her gelen evraka imza atmadıkları için posta memurları da evrak bıraktıklarından direkt mührü alıp basıyorlarmış. Bu da muhtar tarafından alındığını gösteriyormuş. Muhtar ile görüştüğümüzde ‘Size böyle bir evrak geldi mi?’ diye sorduk, muhtar ise ‘Hayır böyle bir evrağınız yok' dedi. Kendisi postacıyı telefonla aradı, 'Nasıl imzalamış görünüyorum' dedi. Muhtar da aldığı evrakları günlük olarak deftere kaydediyormuş. Ama defterine baktığında Hanife Kuzu adına bir evrakın olmadığını gördü ancak muhtarın imzası ile de adliyeye sevk edilmiş bir belge var. Postacı imzalamış ama teslim etmemiş” diye konuştu.

“Sonuçta postacı bunu yani evrakı çantasında unutmuş”

Özhan Kuzu, muhtar Gülmez’in kendilerine evrakın geç ellerine ulaştırıldığına dair bir evrak verdiğini ve bunun da hakim tarafından kabul edilince icra işlemini durdurabildiklerini aktararak şunları söyledi:

“Muhtar postacı ile görüştüğünün ertesi günü muhtarımız bizi yanına çağırdı, biz de gittik bekledik. Sonuçta cüzi bir rakam değil, 498 bin TL’lik bir borç. Posta memuru sonra elinde bir evrakla çıktı geldi. Ama bizim icraya verilmiş tebligatımız 7 gün içinde değil, 11 gün sonra teslim edilmiş oldu ve bundan dolayı 7 günü geçtiği için bizim itiraz konusunda yasal haklarımız yok oldu görünüyor. Ama muhtarımız ben bu evrakı bugün aldığım için ve kamera, ses kaydım var, sonuçta postacı bunu çantasında unutmuş dedi ve ben evrakı bu günden aldığım için size yazılı bir kağıt veririm, onu adliyeye sunarsınız dedi. Biz de kağıdı alıp adliyenin yolunu tuttuk ve 2. İcra Tetkik Mahkemesine başvurduk. Hakim bey belgeyi kabul edip, itiraz yolunuz açık diyerek davayı durdurdu. Postacı A.G. hakkında hem Denizli Posta İşleme ve Dağıtım Merkez Müdürlüğü hem de savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Diğer şahıslar hakkında da dolandırıcılık yapmak suçundan başvuru yapıldı.”

İcra işlemleri mahkeme kararı ile durduruldu

Yaşanan olayın ardından Hanife Kuzu, damadı E.M., damadın kardeşi E.M., kızı Ş.K. ve posta dağıtım görevlisi A.G. hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu üzerine savcılık tarafından başlatılan soruşturmanın ise sürdüğü bildirildi.

Öte yandan, Hanife Kuzu’nun itirazını kabul eden Denizli 2. İcra Hukuk Mahkemesi verdiği kararla 1. İcra Müdürlüğünde devam eden icra işlemlerini durdurdu.  

Gökten Ceylan


 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Feriştah Hanım’ın boğa sevgisi görenleri şaşırtıyor Türkiye’de turizmin öncü şehirlerinden biri olan Muğla, turizm beldeleri kadar Yörükleri ve pehlivan boğaları ile ilgi çekmeye başladı. Daha önceki yıllarda daha çok erkekler tarafından beslenip büyütülen pehlivan boğalar son yıllarda kadınların da uğraşı haline geldi. Muğla’nın merkez İlçesi Menteşe’nin Gülağzı Mahallesi’nde boğalara olan düşkünlüğü ile bilinen 40 yaşındaki Feriştah Korkmaz, Karadeniz Bölgesi’nde gerçekleştirilen Kafkasör Boğa güreşlerinde güreşini beğendiği bir boğayı yaklaşık 1 milyon TL para verip Muğla’ya getirerek kendi ahırına bağladı. Yeni yerine alışan Rasko Adlı boğa Muğla’ya uyum sağladıktan sonra bu sezon güreşleri için çalışmalarına başlayacak. Muğla’da doğup büyüyen ve çocukluğundan bu yana bir erkek mesleği olarak görülen çobanlık ve kasaplığa merakı olan 40 yaşındaki Feriştah Korkmaz’ın boğa güreşlerine olan merakı görenleri şaşırtıyor. Kasaplık ve çobanlık mesleğinden kazandığını pehlivan boğalara harcayan Korkmaz, ülke genelinde gerçekleştirilen tüm boğa güreşlerini bizzat takip edip Türkiye’deki başarılı boğaları tek tek tanıyor. Boğa güreşlerinin Kırkpınarı olarak bilinen Artvin’deki Kafkasör Güreşlerini yakından takip eden Feriştah Korkmaz, geçtiğimiz yıl kendi grubunda önemli başarılar elde eden ve geleceğin baş boğası olarak gördüğü Rasko Adlı boğayı satın alarak Artvin’den özel araçla Muğla’ya getirdi. Yaklaşık 2 gün süren yolculuğun ardından Muğla’daki yeni evine gelen Rasko Adlı boğasını gözü gibi bakan Feriştah Korkmaz, hayatın tüm yorgunluğunu boğalarala giderdiğini belirterek bir çok kadının yanına bile yaklaşmaya korktuğu her biri yarım tondan ağır boğalarla sarmaş dolaş yaşıyor. Aynı zamanda üniversite mezunu olan ancak hayatını hayvancılık ve kasaplık yaparak kazandığını belirten Feriştah Korkmaz, 7 yıldan bu yana boğa güreşlerini takip edip pehlivan boğa yetiştirdiğini söyledi. Pehlivan boğa yetiştirdikten sonra kısa sürede çok sayıda kupa ve madalya sahibi olduğunu geleceği parlak boğaları keşfedip yetiştirmeye başladığını kaydeden Feriştah Korkmaz, "Boğalarıma kendi çocuklarım gibi bakıyorum. Bu boğamızın adı Rasko. 2023 Kafkasör Büyük Orta Yıldızlar Şampiyonu olan bu boğamız, 650 kilogram ile Ege’de boy gösterecek" dedi. Üniversite mezunu olduğunu ancak kasaplık ve boğa yetiştiriciliği yaptığını belirten Feriştah Korkmaz "Boğalarım benim için çok değerli. Güreşmek boğaların genlerinde var ve boğalar kendi içgüdüleri ile güreşiyor. Boğalara evlatlarımız gibi bakıyoruz ve asla acı çektirmiyoruz. Rasko, 6 yaşında ve 12-13 yaşına kadar arenalarda pehlivanlık yapacak" dedi. Boğacılığın sosyal ve kültürel yönleri de olduğunu belirten Korkmaz "Bu işe girmekten çok mutluyum çünkü inanılmaz derecede geniş bir çevre edindik. Aydın’dan Artvin’e kadar birçok dostumuz oldu. Boğacılığın en güzel yanı, barış ve dostluk ortamı oluşturması" diye konuştu.
İstanbul Erdal Alkış: “Türk futbolunu daha yükseklere taşıyacak bir lider olmaya adayım” Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Adayı Erdal Alkış, başkanlık sürecinde adil, tarafsız, şeffaflık odaklı bir yönetim anlayışı benimseyeceğini belirterek, “Futbolun derin tutkusuyla, sporun değerlerine olan bağlılığımla ve güçlü bir ekip ruhuyla Türk futbolunu daha yükseklere taşıyacak bir lider olmaya adayım” dedi. Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığına adaylığını açıklayan Erdal Alkış, ’Futbol Adalet Olursa Güzel’ mottosuyla bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda hedeflerini ve vizyonunu açıklayan Erdal Alkış, “Bizleri destekleyen ve Türk futbolunun içinde olduğu şartlardan rahatsızlık duyan tüm dostlarımızla birlikte yeni dönemin kapılarını aralamak için hazırız. Kısa süre önce Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığına adaylığımızı açıklamıştık. Bugün Türk futbolu vizyon sunumuyla sizlerle projelerimizi ve hedeflerimizi paylaşmak için toplandık. Futbolun derin tutkusuyla, sporun değerlerine olan bağlılığımla ve güçlü bir ekip ruhuyla Türk futbolunu daha yükseklere taşıyacak bir lider olmaya adayım” diye konuştu. “Başkanlık vizyonumuz adalet, eşitlik ve şeffaflık üzerine kuruludur” Futbolun tüm paydaşlarını kucaklayarak, kulüpler, futbolcular, teknik ekip ve taraftarlar arasında uyum ve iş birliğini güçlendirmeyi hedeflediklerini söyleyen Alkış, “Türk futbolunu daha güçlü, daha adil ve daha başarılı bir geleceğe taşımak için buradayız. Başkanlık vizyonumuz adalet, eşitlik, şeffaflık ve sürdürülebilir gelişim üzerine kuruludur. Sporun temel ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalarak Türk futbolunu daha ileriye taşımak için bir dizi öncelikler belirledik. Genç yeteneklerin keşfi ve geliştirilmesi, futbol altyapısının güçlendirilmesi, kadın ve ampute futbolunun desteklenmesi bunlardan bazılarıdır. Bu adımlarla futbolun her seviyede kalitesini artırmayı ve daha geniş kitlelere ulaştırılmasını sağlamayı hedeflemekteyiz. Ancak bu hedeflere ulaşabilmek için güçlü bir finansal temele ihtiyacımız var. Bu nedenle finansal sürdürülebilirliği sağlamak ve projelerimizi hayata geçirebilmek için kapsamlı bir finansman planı hazırladık. Bu plan Türk futbolunun gelişimine katkıda bulunacak, altyapı yatırımlarını güçlendirecek ve kulüplerin ekonomik sıkıntılarını hafifletecek adımları içermektedir” ifadelerini kullandı. “Türk futbolunu dünya sahnesinde parlayan bir yıldız haline getireceğiz” TFF Başkan Adayı Alkış, Türk futbolunu uluslararası platformlarda daha güçlü bir konuma taşımak için çalışacaklarını vurgulayarak, “Birlikte Türk futbolunu dünya sahnesinde parlayan bir yıldız haline getireceğiz. Bu noktada başta siz değerli basın mensuplarının ve spor camiasının desteğiyle Türk futbolunu hak ettiği yere taşıyacağımıza yürekten inanıyor, futbolun tutkusuyla yanıp tutuşan herkesi futbolumuzun güzel geleceğini birlikte inşa etmeye davet ediyorum. El ele verelim ve Türkiye’nin futbol potansiyelini en üst seviyeye çıkaralım. Bu yolda azim ve kararlılıkla çalışarak, yeni zaferler ve başarılarla dolu bir geleceği birlikte oluşturalım, hep birlikte Türk futbolunda yeni bir dönemi başlatalım” dedi. “Ülkemizdeki futbol takımlarını borçtan kurtaracak finansman projemiz var” Türk futbolunun geleceği için önemli adımlar atmayı hedeflediklerini, bu doğrultuda ihtiyaçları çok iyi bildiklerini ifade eden Erdal Alkış, “Ülkemizdeki futbol takımlarını borçtan kurtaracak finansman projemiz var. Bu kapsamda 2 milyar dolarlık finansman için gerekli ön anlaşmaları sağlamış bulunuyoruz, fon hazır bekliyor. Ayrıca yayın gelirlerini de artıracak projelerimiz var. Bu doğrultuda mevcuttaki yayın gelirini de artıracağız ve bu gelirler futbol kulüplerimize akacak. Tüm bunlara ek olarak seçildiğimiz ilk sene iddaa gelirini de 500 milyon Dolar bandına çıkaracağız. Her hafta bir maçı VR üzerinden yayınlayarak yılda 25-30 milyon Dolar’a yakın kaynak oluşturmayı planlıyoruz. Dijital ve teknolojik projelerimiz üzerinden gelir sağlamak için uzun zamandır sürdürdüğümüz çalışmaları da tamamladık. Özellikle halka açık kulüplerimiz ve diğer kulüplerin de halka açılmaları konusunda her türlü desteği de kulüplerimize vereceğiz. Bu projelerle, kulüplerin ekonomik sıkıntılarını hafifletmeyi ve futbolun genel ekonomik sağlığını sürdürülebilir kılmayı planlıyoruz” şeklinde konuştu. “Türkiye’nin her köşesinde yeni futbol okulları açacağız” Türk futbolunu çağın gerektirdiği şekilde hak ettiği gibi yöneteceklerini aktaran Başkan Adayı Alkış, “Türkiye’nin her köşesinde yeni futbol okulları açacağız ve bu projemizle tüm yeteneklerimize dokunacağız. 200 semt futbol okulunun 20’si akademi mahiyetinde olacak ve 20 yeni Altınordu kazandıracağız. Bu akademilerin büyük bir çoğunluğu Doğu’da yapılacaktır. Diyarbakır’da 2 akademi, Van, Erzurum, Kahramanmaraş-Gaziantep, Mersin, Sivas, Ordu gibi yerler başta olmak üzere tüm Anadolu’ya yaygınlaştırılacaktır. Tüm Yatırımlarımızı 2 yıl içerisinde tamamlayarak her yıl onlarca Ardayı ülke ve dünya futboluna kazandıracağız” cümlelerini kullandı. “VAR odasında eski futbolculara da yer vermeyi düşünüyoruz” Erdal Alkış, Türkiye’de hakemlerin gelişimi noktasında yatırım yapmayı planladıklarını dile getirerek, “Türk futbolunda hakemlerin önemini çok iyi biliyoruz. Son yıllarda futboldan daha fazla hakemler konuşulur oldu. Biz, hakemlerimizin gelişimi için de projeler hazırladık. Hem bireysel, hem de profesyonel açıdan onlara katkı sağlayacak programlar hazırlayacağız. Ayrıca VAR sisteminde de değişiklikler yapmayı planlıyoruz. Örneğin VAR odasında (sistemini kurmak kaydıyla) eski futbolculara da yer vermeyi de düşünüyoruz. Bizim tek hedefimiz, güven, adalet ve şeffaflığı tesis ederek futbolumuzu en üst seviyeye çıkarmaktır” dedi. Kadın futbolunun desteklenmesi ve geliştirilmesi noktasında da projeleri olduğunun altını çizen Alkış, “Kadın futbolu dünya geneline baktığımızda başka bir seviyeye doğru ilerliyor. Bizim de bu noktada dünyayı yakalayacak projelerimiz var. Önümüzdeki yıllarda Türkiye’de kadın futbolunun ulaştığı seviyeyi hep birlikte göreceğiz” diye konuştu. Başkan Adayı Erdal Alkış, engelli futbolunu destekleyerek sporun erişilebilirliğini artırmak istediklerini de belirterek, “Engelli kardeşlerimizin futbolun her alanında daha fazla olmaları için çalışıyoruz. Gerçekleştireceğimiz yatırımlarla bu alanda da dünyanın 1 numarası olmak için çalışacağız” açıklamasını yaptı.
Antalya Antalya’da ’Müzeler Günü’nde ziyaretçi birincisi Olympos Antik Kenti oldu Dünya kültür mirasının korunması ve müzeciliğin tanıtılması amacıyla Uluslararası Müzeler Konseyi (ICOM) tarafından tüm dünyada 18 Mayıs tarihinde kutlanan “Müzeler Günü”nde, Antalya’da ki müze ve ören yerlerini ve Burdur’daki Sagalossos Antik Kenti’ni toplam 11 bin 15 kişi ziyaret etti. Olympos Antik Kenti günlük bin 439 kişi ziyaretçi sayısıyla en çok ziyaret edilen müze oldu. Her yıl dünya genelinde çeşitli etkinliklerle müzeciliğin önemi anlatılan Uluslararası Müzeler Günü, Türkiye’de 1982 yılından itibaren kutlanıyor. Her yıl farklı bir ana temaya odaklanılan Müzeler Günü’nün 2024 yılı teması, “Müzelerde Eğitim ve Araştırma” olarak belirlendi. Tema, “Halkların yaşayan hafızası" olarak müzelerin önemine dikkat çekmeyi ve farkındalık oluşturmayı amaçlıyor. Türkiye’de bir hafta süreyle kutlanan Müzeler Günü, Antalya’da 16 Mayıs tarihinde Antalya Devlet Opera ve Balesi’nin Antalya Müzesi’nde verdiği konserle başladı. Müzeler Günü’nde Antalya’da yaşayan vatandaşlar, yerli ve yabancı turistler müze ve ören yerlerini, aileleriyle birlikte ziyaret etti. Antalya Arkeoloji Müzesi’nde ise İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Necmi Karul, Antalya Müzesi’nde “Taş Tepeler Büyük Dönüşümün Coğrafyası” başlıklı “Yeni Bir Toplum Düzeninin İnşasında Göbeklitepe ve Karahantepe’nin Yeri” sunumunu gerçekleştirdi. “Avrupa Konseyi Özel Ödülü”ne layık görülen Antalya Arkeoloji Müzesi’ne gelen ziyaretçiler, Konyaaltı Sahili manzaralı müze bahçesinin tadını çıkarmayı da ihmal etmedi. Tavus kuşlarının bulunduğu bahçede lahitler arasında oturan vatandaşlar, doğal ortamın tadını çıkardı. En çok Olympos Antik Kenti’ne Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden alınan verilere göre; müzeler gününde, Patara Antik Kenti’ni 764 kişi, Myra Antik Kenti’nin 613 kişi, Aziz (St.) Nikolaos Anıt Müzesi’nin 697 kişi, Olympos Antik Kenti’ni bin 439 kişi, Phaselis Antik Kenti’ni bin 307 kişi, Antalya Müzesi’ni bin 82 kişi, Perge Antik Kenti’ni 691 kişi, Aspendos Örenyeri’ni bin 356 kişi, Side Antik Kenti’ni bin 138 kişi, Alanya Kalesi’ni 844 kişi, Karain Mağarası’nı 130 kişi ve Burdur’da bulunan Sagalassos Antik Kenti’ni 954 kişi ziyaret etti. Toplam 11 bin 15 kişinin ziyaret ettiği müze ve ören yerlerine çocukların ilgisi yoğun oldu. Ailelerin anlatımı eşliğinde müze ve örenyerlerindeki eserleri inceleyen çocuklar, tarihle buluşmanın mutluluğunu yaşadı. Müzekart konusu akıllarda soru oluşturdu Ayrıca müze ve örenyerlerine gelen vatandaşlar, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından geçtiğimiz Mart ayında oluşturulan Müze ve Örenyerlerine Girişlerde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönerge ile indirimli müzekartlarla aynı müzeye bir yılda sadece iki kez girebileceklerini öğrenince şaşkınlık yaşadı. Bilet gişesine müzekartın gösterilmesinin ardından ekranda yazan “Geçiş hakkınızdan ilkini kullanıyorsunuz, geriye bu müze için 1 giriş hakkınız kalmıştır” uyarısı, kafaları karıştırdı. Müzelere dikkat çekmeye yönelik yapılan etkinlikler, 28 Mayıs’ta Antalya Müzesi Anfi Tiyatrosu’nda saat 20.00’de düzenlenecek konser ile sona erecek.