KÜLTÜR SANAT - 09 Kasım 2021 Salı 14:37

95 yıllık orijinal ‘Nutuk’ 10 Kasım’da sergilenecek

A
A
A
95 yıllık orijinal ‘Nutuk’ 10 Kasım’da sergilenecek

Kepez Belediyesi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Osmanlıca kaleme aldığı 1927 yılına ait orijinal baskı 95 yıllık ‘Nutuk’ ile 100 yıllık Sakarya Meydan Muharebesi ve 1. İnönü Muharebesinin orijinal savaş haritasını 10 Kasım’da saat 9.05'de Cemil Meriç Kütüphanesi’nde sergiye açıyor.

Kepez Belediyesi Cemil Meriç Kütüphanesi, dünyanın en kıymetli eserini sergileyecek. 10 Kasım Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 83. yılında büyük önderin Osmanlıca kaleme aldığı 95 yıllık orijinal baskı Nutuk kitabı ve 100 yıllık Sakarya Meydan Muharebesi ve 1. İnönü Muharebesinin orijinal savaş haritası saat 9.05' de Cemil Meriç Kütüphanesi’nde sergiye açılacak. Kepez Belediyesi tarafından sergilenecek orijinal Nutuk’un ilk sayfasında “Gazi Mustafa Kemal” yazılı İslam’ın ilk yazı çeşidi olarak tanımlanan kûfi tarzda estetik bir matbu hat bulunuyor.

95 yıllık orijinal ‘Nutuk’ 10 Kasım’da sergilenecek

“Orijinal nüshalar”

Kepez Belediyesi, 100 yıllık Sakarya Meydan Muharebesi ve 1. İnönü Muharebesinin orijinal savaş haritalarını da ziyaretçilerle buluşturacak. Sakarya Muharebesi 30-31 Ağustos 1337 (1921)'de Tarafeyn Vaziyetleri, Sakarya Muharebesi 11 Aralık 1337 (1921) vaziyeti, Sakarya Muharebesi 24 ağustos 1337(1921)tarihinde tarafeyn (tarafların) vaziyetleri başlıklarıyla yer alan savaş haritalarında Türk ordusu ve Yunan kuvvetlerinin durumları gösteriliyor.

95 yıllık orijinal ‘Nutuk’ 10 Kasım’da sergilenecek

“95 yıllık Nutuk”

10 Kasım da Cumhuriyet’in en önemli eserini Cemil Meriç Kütüphanesinde sergileyeceklerini vurgulayan Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, “Vefatının yıl dönümünde 10 Kasım da Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha rahmet ve şükranla yad ediyorum. Mekanı cennet olsun. “ dedi. Kepez Belediyesi olarak, bu 10 Kasım’a farklı bir anlam getirmek istediklerini belirten Tütüncü, “Kepez, kütüphaneleriyle meşhur bir şehrimiz oldu. 16 kütüphane projesiyle Antalya’ya, Antalya’nın bilimine, kültürüne çok farklı ufuklar açıyor. Kütüphanelerimiz aynı zamanda güçlü koleksiyona sahip olmanın yanında, edebiyat tarihimize iz bırakmış eserleri de bir müze sahafiyetinde hemşehrilerimizle buluşturuyor. Bu yıl 10 Kasım da, tam 95 yaşında bir NUTUK kitabını o ilk baskısındaki haliyle hemşehrilerimiz için sergiye açıyoruz. Cemil Meriç kütüphanesi bambaşka bir heyecan yaşıyor. 10 Kasım Çarşamba günü saat 9’u 5 geçe Atatürk’ün NUTUK adlı eserinin 1927 basısı henüz harf inkılabı yapılmadan önceki haliyle, şekliyle Cemil Meriç Kütüphanesinde hemşehrilerimiz için sergiye sunulacak. Cemil Meriç Kütüphanesi’ bu 10 Kasım’ı çok daha farklı değerlendirecek ” diye konuştu.

“100 yıllık savaş haritası”

Cemil Meriç Kütüphanesi’nde sadece 95 yaşında bir Nutuk’un değil, onun yanında tam 100 yaşında bir savaş haritasının da sergileneceğini bildiren Başkan Tütüncü, “100 yıllık Sakarya Meydan Muharebesi ve 1. İnönü Muharebesinin orijinal Savaş haritalarını da yine Cemil Meriç Kütüphanesi’nde sergiye açıyoruz. Türk kültürüne milli tarihimize ait hangi değerler varsa onları bir şekilde edinip, belediyemizin envanterine kaydederek, hemşehrilerimizle paylaşmaya çalışıyoruz. 95. yaşındaki NUTUK adlı eser orijinal haliyle sergilendiğinde pek çok okurun, pek çok gencin dikkatini çekecek. Buda belediyemizin kütür sanat hizmeti olacak. Bir kez daha vefatının seneyi devriyesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle, minnetle, şükranla yad ediyorum. Ruhu şad olsun, mekanı cennet olsun”dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Ortaya çıkan arşiv Türk Çayı’nın tarihine ışık tutuyor Rize’de çayın tarihinin yıllar sonra ortaya çıkan arşivle daha da eski tarihlere dayandığı ortaya çıktı. Rize’de bilinen tarihi 1938 olan çay üretiminin tarihi, 1934 yılında bugünün Ziraat Bahçesi dönemin ise Fidanlık Merkezi’nde işe Fen Memuru olarak işe başlayan Rauf Başar’ın ortaya çıkan arşivi ile netlik kazandı. İlk yapılan çalışmalardan Rize’nin toprak analizlerine kadar her şeyin yer aldığı arşivde sadece çayın değil birçok ürünün de Fidanlık Merkezi’nde üretildiği yine bu arşiv sayesinde ortaya çıktı. Mandalina, portakal ve limon fidanlarının üretildiği Fidanlık Merkezi’nde bu fidanlar o dönemlerde halka tamamen ücretsiz dağıtılmış. Ayrıca 1 sürgünde çay müstahsillerinden 500 bin tona yakın üretimi olan çayın da ilk yılında 35 kilogram olduğu, dönemin fen memuru Rauf Başar’ın tuttuğu belgelerin ortaya çıkmasıyla kayıtlara geçti. Arşivde en dikkat çekici konu ise o dönemlerde yapılan toprak analizleri sonucunda amonyum sülfat gübrenin bölgeyi sel bölgesi yapacağına dikkat çeken Başar, gübrenin yasaklanması gerektiğini yazmış. Ancak Başar’ın bu tavsiyesi 2019 yılında hayat bulmuş. "Çaya çok emek verdi ama ismi hiç geçmiyor" Çay tarımının ilk yılında sadece 35 kilogram yaş çay elde edildiğini ortaya çıkan arşivler sayesinde öğrendiklerini ifade eden Araştırmacı-Yazar Recep Koyuncu "Çayla ilgili yazılan kitapların büyük bir kısmında 1939 yılında, çok az bir kısmında ise 1938 yılında üretildiği yazar. Bizim elimizde olan bu belgelerin ışığında çayın tarihini 1931 yılına indirmiş oluyoruz. 1931 yılından itibaren Ziraat Çay Bahçesi dediğimiz alanda çay dikim işlemleri yapılmış. Bunlardan bir günlük sayesinde haberimiz oldu. Günlük toplanan yaş yaprak miktarları yazılmış. O dönemlerde çay elle yapılıyordu. O tarihlerde elde çay yapıldığını öğrenmiş bulunuyoruz. Rauf Başar’ın arşivindeki deftere göre ilk alınan yaş çay 35 kilogram. Fidanlıktan alındığını da bu arşiv sayesinde tespit ediyoruz. Onun da fotoğrafı var. Elle yapılan bu üretimin fotoğrafı çekilmiş. O da Rauf Başar’ın arşivinde yer almış" ifadelerini kullandı. Arşivi ortaya çıkan Fen Memuru Rauf Başar’ın arşivi ortaya çıkmadan önce kendisinin çay tarımına birçok hizmet vermesine rağmen çayın literatüründe adının yer almadığını ifade eden Koyuncu "Rauf Başar aslında bir Rizeli hemşehrimiz. 1934 yılında Ziraat’ta fen memuru olarak işe başlamış. 1942 yılında verem hastalığına yakalanmış ve 1945 yılında vefat etmiş. Kısacık ömrü hayatı boyunca çay tarımına çok önemli hizmetler yaptığını görmekteyiz. Fakat bugüne kadar çayla ilgili olan literatürde maalesef adı hiç geçmemekte" dedi. Araştırmacı Yazar Koyuncu, belgeler ortaya çıkmadan önce 1937 yılında İçişleri Bakanlığı’na sunulmak üzere hazırlanan belgelerin dönemin valisi tarafından hazırlandığının zannedildiğini ifade etti. Koyuncu "1937 yılından itibaren İçişleri Bakanlığı’na sunulan Rize’nin tarımsal yapısı, orman durumu ve üretim miktarlarıyla ilgili raporları biz vali beyin yazdığını düşünüyorduk fakat bu arşiv elimize geçtikten sonra bunları Rauf Başar’ın kendisinin hazırlamış olduğunu gördük. Birer kopyalarını kendi arşivinde saklamış, birer kopyalarını da vali beye sunmuş. Çay yetiştiricilerine pratik rehber adında bir kitapçık hazırlamış. 1942 yılında yazmaya başladığı fakat hastalığı döneminde tamamlayamadığı da yine bir kitabı vardı. Bunu yayınlamak da geçen yıl arşivin eline geçmesiyle bizlere nasip oldu" şeklinde konuştu. "Sözleri dikkate alınsaydı Rize sel bölgesi olarak anılmayacaktı" Ortaya çıkan belgelerin içerisinde Rauf Başar’ın 1942 yılında Rize’nin sel bölgesi olmaması için amonyum sülfat gübrenin yasaklanması gerektiğini yazdığını ancak gübrenin 2019 yılında yasaklandığına dikkat çeken Koyuncu "Rauf Başar’ın 1942 yılında yapmış olduğu toprak analizleri de bizim bu arşivimizde var. O tarihteki analizleri sonucunda Rize topraklarında amonyum sülfat kesinlikle kullanılmaması gerektiğini, eğer kullanılırsa Rize topraklarını yumuşatacağını, Rize bölgesinde sellerin önüne geçilemeyeceğini o tarihte yazmış. Gübrenin 2019 yılında çay tarımında kullanılması kesinlikle yasaklanmış. Maalesef yaklaşık 70 yıl sonra bu dikkate alınmış. Bu sözleri dikkate alınmış, o gübrenin kullanımı yasaklanmış olsaydı bugün Rize sel bölgesi olarak anılmayacaktı" diye konuştu. "Yok etmek çok basit, biz zora talip olduk" Arşiv saklamanın, belgelerin korunmasının tarih için çok önemli olduğunu ifade eden Koyuncu sözlerini şöyle tamamladı: "Elimize ulaşan bu arşivi Rahmetli Rauf Başar’ın ağabeyinin oğlu Tanıl Başar ağabeyimiz bizlere ulaştırdı. Bizde bunları insanların hizmetine sunduk. 1934 ile 1939 yıları arasında yapılan çalışmaların fotoğrafları da bizim elimizde veri yoktu, duyumlar vardı ama belge yoktu. Bizim en çok üzerinde yaptığımız çalışma rahmetli Zihni Derin adıydı. Ama şimdi bu belgelerin içerisinde Zihni Derin’in yaptığı çalışmalar ve talimatnameler de var. Bunların hepsini biz Rauf Başar’ın arşivi sayesinde tedarik ettik."
Gaziantep Kadooğlu Yağ’a Gaziantep’in Yıldızları ödülü Kadooğlu Yağ, ihracat performansı ve uluslararası pazarlardaki istikrarlı büyümesiyle Gaziantep Sanayi Odası tarafından Gaziantep’in Yıldızları Ödül Töreni’nde ödüllendirildi. Yıl boyunca üretim gücü, kalite standartları ve sürdürülebilir ihracat yaklaşımıyla dikkat çeken Kadooğlu Yağ, bu anlamlı ödülle 2025 yılını bir başarıyla daha tamamlamanın gururunu yaşadı. Gaziantep Sanayi Odası’nın en prestijli organizasyonlarından biri olan Gaziantep’in Yıldızları, yıl boyunca çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından bir çok ödüle layık görülen Kadooğlu Yağ için ayrı bir anlam taşıyor. "Bu ödül, emeğimizin ve vizyonumuzun bir yansımasıdır" Kadooğlu Yağ Yönetim Kurulu Üyesi Azime Kadooğlu Akbulut, ödüle ilişkin değerlendirmesinde, "Gaziantep gibi üretim ve ihracat kültürü çok güçlü bir şehirde, Gaziantep Sanayi Odası tarafından böyle kıymetli bir ödüle layık görülmek bizim için büyük bir gurur kaynağı. Bu ödül, sadece ihracat rakamlarımızın değil ekip ruhumuzun, kalite anlayışımızın ve uzun vadeli vizyonumuzun da bir göstergesidir. Yılın son ödülünü almak, bu başarıyı daha da anlamlı kılıyor. Başta çalışanlarımız olmak üzere emeği geçen tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum" dedi. İhracatta istikrarlı büyüme vurgusu Kadooğlu Yağ, farklı coğrafyalara uzanan ihracat ağı, yüksek üretim kapasitesi ve güçlü tedarik zinciriyle Gaziantep’in ihracat başarısına katkı sunmaya devam ediyor. Firma, önümüzdeki dönemde de katma değerli üretim ve sürdürülebilir büyüme odağıyla uluslararası pazarlardaki etkinliğini artırmayı hedefliyor.