GÜNDEM - 22 Nisan 2020 Çarşamba 09:14

Ahmet Mücahid Ören Yazdı: Yarım Asrı Bitirirken

A
A
A
Ahmet Mücahid Ören Yazdı: Yarım Asrı Bitirirken

İhlas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Mücahid Ören, Türkiye gazetesinin 50. yılına özel olarak kaleme aldığı yazıda "1970’te mütevazı imkânlarla yayın hayatına başlayan Türkiye gazetesi, 50 yıl boyunca istikrarlı ve kaliteli bir yayıncılık anlayışı ile Türk halkına başarıyla hizmet verdi" ifadelerini kullandı.

Başarılarla bir yaş daha büyümenin mutluluğunu yaşıyoruz…

Gazeteniz Türkiye, müstesna konumuyla ve değişmeyen sahibi ve yayın çizgisiyle medya sektörünün en istikrarlı yayın organıdır. Gazetemiz, ülkemizin büyük sıkıntılarla karşı karşıya kaldığı en zor zamanlarda bile itidalli yayın politikasıyla, topluma itimat telkin eden bir moral kaynağı oldu. 

Son yıllarda bu durumun en çarpıcı örneklerini peş peşe yaşadık. Evet, Türkiye gazetesi sorumlu yayıncılık anlayışı ile toplumsal barışa daima büyük katkıda bulunuyor.

22 Nisan 1970’te, mütevazı ekonomik imkânlarla yayın hayatına başlayan Türkiye gazetesi, medya sektöründeki zorlu rekabet şartlarına rağmen 50 yıl boyunca istikrarlı ve kaliteli bir yayıncılık anlayışı ile Türk halkına başarıyla hizmet verdi.

Adını güzel ülkemizin isminden alan, 50 yıllık tarihi boyunca bu milleti incitecek tek satır yazmamış olan bu gazetenin sloganı, okuyucusunun ona verdiği en değerli paye:

“Huzur Veren Gazete”

Çünkü bu gazete hiç tahrik, kavga ve kışkırtıcı haber peşinde koşmadı.

Prensibi net:
Büyüklerin küçüklere rahatça uzatabileceği bir gazete olmak…

Türkiye’de gazeteler ne yazık ki “muhalif olma” ya da “kavga ederek” prim yapma peşinde…

Huzur ve sükûnet arayan insanımız, medyanın oluşturduğu yüksek tansiyon sebebiyle her geçen gün gazetelerden uzaklaşıyor.

Gelişmiş ülkelerde iki kişiye bir gazete düşerken nüfusu 80 milyonu geçen ülkemizde toplam gazete tirajı dört milyonu bulmuyor. Yani 20 kişiye bir gazete zor düşüyor.

Biz bu gerçeğin farkında olarak insanımıza istediği şeyi sunuyoruz; doğru haber, sağduyu ve huzur.

Şunu önemle belirtelim ki, Türkiye gazetesi 50 yıl boyunca âdeta bir okul gibi, sayısız bilimsel ve kültürel yayın hizmetleri sundu. Gençlerimizin iyi yetişmesi için, gazetemizin verdiği seçkin kitap, dergi ve ansiklopedi ciltleri, bugün ülkenin dört bir tarafında evlerin kitaplığını doldurmaktadır. Büyük âlim ve rehber insanların hayatını doğru biçimde anlatan kasetler, bambaşka bir eğitim kaynağı oldu. Türkiye gazetesinin yayınladığı kitap, ansiklopediler, dergi ve yöresel ekler, başlı başına bir kütüphane teşkil edecek çaptadır. 

Türkiye Çocuk dergisi ile büyüyen çocuklar, günümüzde yetişkin ve nitelikli, donanımlı insanlar olarak, bu ülkenin her yerinde ve her alanında çok önemli hizmetler vermekte...

Türkiye Gazetesi Takvimi, her sene milyonlarca vatandaşımızın duvarında, masasında; dakik bir rehber misali, zamanını programlamaktadır.

Türkiye gazetesinin doğması, büyümesi ve bugünlere gelmesinde en fazla emeği ve hizmeti geçmiş olan müessesemizin kurucusu, merhum Dr. Enver Ören’i bu vesile ile bir kere daha rahmetle ve şükranla yâd ediyoruz. 

Yarınlarımıza dönük olarak Türk toplumuna daha iyi hizmetler vermek için, Enver Ağabey’imizin çizdiği istikamette yürümeye devam edeceğimize söz veriyoruz. 

Hep beraber nice yıllara…                                     

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Hiranur’un ölümüne neden olan 3 sanık ilk kez hakim karşısına çıktı Mersin’de 16 yaşındaki Hiranur Nilgün Aygar’ın hayatını kaybettiği olayla ilgili tutuklu sanıklar ilk kez hakim karşısına çıktı. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve Mersin 5’inci Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede; sanık Hüseyin Arda Şark’ın (19) ‘çocuğa karşı kasten öldürme’ ve ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçlarından, M.Z. (27) ile Nazmi Ç.’nin (20) ise ‘suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçlarından cezalandırılması talep edildi. İlk duruşma görüldü Davanın ilk duruşması Mersin 5’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklar, bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Hiranur’un anne ve babası ile taraf avukatları ise duruşma salonunda hazır bulundu. Savunma yapan tutuklu sanık Hüseyin Arda Şark, olay günü arkadaşlarıyla birlikte asker eğlencesine gittiklerini belirterek, "Eğlencede havaya ateş etmek için silahı yanıma aldım. Daha sonra silahı bir arkadaşım aldı. Şarjörü kontrol ettiğimde boştu. Düğün sonrası bir büfeye gittik, alkol aldık. Daha sonra dışarıda sigara içtiğim sırada silahı Hiranur’a uzattım. Şakalaşıyorduk. ‘Sıkayım mı’ dedi. ‘Silahla şaka olmaz’ diyerek geri almak istedim. O sırada silah ateş aldı. İçinde mermi olmadığını sanıyorduk. Panikledim, korktum. Hiranur’u dere kenarına bıraktım, eve gittim. Sonra ağabeyime anlattım ve tekrar giderek Hiranur’u alıp hastaneye götürdük" dedi. ‘Suç delillerini yok etme’ suçlamasıyla yargılanan tutuklu sanıklardan M.Z. ise savunmasında, "Delilleri karartmadık. Olay sırasında Hiranur arka koltuktaydı, Hüseyin araç dışındaydı. Hüseyin, ‘Sıkayım mı’ diye sordu, Hiranur da gülerek ‘Sık’ dedi. Silah bir anda ateş aldı. Hiranur’u hastaneye götürmesini söyledik ancak Hüseyin’i ikna edemedik. Daha sonra tekrar gidip Hiranur’u alarak hastaneye götürdük" diye konuştu. Tutuklu sanık Nazmi Ç. de üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek, suç delillerini yok etme suçunu işlemediklerini savundu. Aile sanıklardan şikayetçi oldu Hiranur’un annesi Gülten Tan, sanık Hüseyin Arda Şark ile kızının yaklaşık 2 aylık bir birlikteliği olduğunu ifade ederek, "Kızıma bu kişiden uzak durmasını söylemiştim. Kızımı hayattan kopardılar. Bu bir şaka ya da kaza değil, bu olay cinayettir" dedi. Baba Murat Aygar da sanıklardan şikayetçi olduğunu belirterek, "Benim kızımın hayatı kimsenin şaka konusu olamaz. Türk adaletine güveniyorum" ifadelerini kullandı. Mahkeme heyeti, tanıkların ve avukatların beyanlarının ardından eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi. Olay 1 Eylül tarihinde meydana gelen olayda, merkez Toroslar ilçesi Akbelen Mahallesi’nde, 16 yaşındaki Hiranur Nilgün Aygar, park halindeki otomobilde tabanca ile vurularak hayatını kaybederken, polis, Hiranur’un erkek arkadaşı Hüseyin Arda Şark (19), M.Z. (27) ile Nazmi Ç.’yi gözaltına almış, 3 şüpheli de sevk edildikleri mahkemece tutuklanmıştı.