SAĞLIK - 15 Nisan 2023 Cumartesi 15:00

Alerjik çocuklar için 14 öneri

A
A
A
Alerjik çocuklar için 14 öneri

21. yüzyılın salgını olarak bilinin alerjik hastalıkların çocuklarda çok daha ciddi seyrettiğini ifade eden Uzm. Dr. Hale Molla Kafi, çocuklarda artan alerjik hastalıklar hakkında önerilerde bulundu.

Alerjinin çocukluk çağında sıklıkla görülen bir sorun olduğunu söyleyen Medicana Bahçelievler Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Hale Molla Kafi, ailelerin bu sorunla karşı karşıya kaldıklarında büyük panik yaşadıklarını ifade etti. Dr. Kafi, birçok şekilde belirti verebilen alerjide en sık görülen belirtileri şöyle sıraladı:

"Mukuslu, kanlı dışkı, kilo alımında sıkıntı, dermatit ve egzama, kabızlık veya ishal, burun kaşıntısı ya da tıkanıklığı, astımı olanda mutlaka alerji de görülür."
Pediatri hekimlerinin alerjik olduğundan şüphelendiği çocuklara mutlaka kan tahlili yaptığını belirten Dr. Kafi, "Hastanın kan analizinde Ige, Eozinofil gibi değerler bakılmalıdır. Özellikle küçük bebeklerde kanda alerjenlere karşı spesifik Ige analizi yapılabilir. Her yaşta yapılabilen fakat biraz daha büyük çocuklarda yapılması daha pratik olan ön kolda ya da sırt bölgesinde uygulanan deri alerji testi mutlaka uygulanmalıdır. Bu testlerde hastanın alerjik bünyesi olup olmadığına ve neye karşı alerjisi olduğuna bakılır. Kan analiziyle yapılan tetkiklerden önce herhangi bir perhiz ya da kullanılan ilaçların kesilmesi gerekmiyorken, cilt alerji testinden önce kullanılan antihistaminik içeren ilaçlar (antialerjik ilaçlar, soğuk algınlığı ilaçları) en az 5 gün öncesinden kesilmelidir. Özellikle astımı olan çocukların çoğunda alerji de saptanmaktadır. Çoğunun da ev tozu, ev tozu akarları, küf, polen, hayvan tüyü ve bitkilere karşı alerji söz konusu olabilir" dedi.

Alerjik çocuklar için 14 öneri

"Burun spreyi büyümeyi olumsuz etkilemiyor"

Alerji tedavisinin hastanın gösterdiği belirtilere göre düzenlendiğini söyleyen Dr. Kafi, "Ve belli basamaklara göre uygulanır. Cilt döküntüsü (kurdeşen, ürtiker) olan hastaya etkenler biliniyorsa diyet ve önlemler yanında antialerjik ilaçlar verilir, lokal sürülen krem ve losyonlar daha çok egzaması olan (atopik dermatit) hastalara önerilir. Bazı hastaların alerji belirtileri saman nezlesi denilen hastalık tablosuyla karşımıza çıkmaktadır. Burun kaşıntısı, tıkanıklığı, gözlerde sulanma ve kaşıntı şeklinde olabilir. Bu hastalara ağızdan alınan antialerjik ilaçların yanında göz damlaları ve burun spreyleri verilir. Burun spreylerinin büyümeyi etkilediği gibi halk arasında yaygın bir inanç mevcut, bu ilaçların içerdiği kortizol miktarı çok düşük ve burun mukozasından emilimi ihmal edilir ölçüde olduğundan vücutta genel (sistemik) bir etki oluşturmadığı bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Eğer hasta medikal tedaviye yanıt vermiyorsa alerji önlemleri yeniden gözden geçirilmeli ve gerekirse tekrar alerji testi yapmalıdır. Genelde bu tür hastalara toz ya da çiğneme tableti şeklinde alınan bir üst basamak tedaviye geçilir ve genelde riskli aylarda düzenli bir şekilde kullanılır. Ağır seyreden ve ilaç tedavilerine yanıt vermeyen hastaların çocuk alerji uzmanı uygun gördüğünde aşı tedavisine başvurulabilir. Hastanın astım bulguları mevcut ise yukarıda bahsettiğimiz tedavilerin yanında solunum yolundan alınan ilaçlar da eklenir. Bu ilaçlar inanıldığı gibi bağımlılık yapmaz, büyümeyi etkilemez, erken ergenliğe sebep olmaz, tedavilerin doktorun önerdiği şekilde ve sıklıkla kullanılması çok önemlidir" diye konuştu.

Dr. Kafi, ailelerden şunlara dikkat etmelerini istedi:

"1. Çocuğunuzun duyarlı olduğu gıdaları kesinlikle vermeyin, evde bulundurmamaya gayret edin.
2. Çocuğunuzun ev tozu ve akarlarına karşı alerjisi varsa özellikle yatak odasından kumaş eşyaların ve halıların uzaklaştırılması: akarlar yün olsun olmasın her türlü kumaş içinde yaşarlar, “Kuş tüyü ve kaz tüyü malzemeler de esas olarak akar barındırdıkları için sakıncalıdır.
3. Yatak yorgan ve yastıkların akarlara geçirgen olmayan özel kılıflarla kaplanmalıdır.
4. Yatak çarşafları en az 15 günde bir 60C’ın üzerinde yıkanmalı
5. Yatak odasından ve evden peluş oyuncakların tamamen uzaklaştırılması gereklidir.
6. Evinizde ve etrafınızda sigara içilmesine asla izin vermeyin.
7. Çocuğunuz parfüm, talk pudrası, saç spreyi ve boya gibi kuvvetli koku ve spreylere maruz kalmasın.
8. HEPA filtresi içeren elektrik süpürgeleri kullanın. Şayet olanaklar bu süpürgelerin alınmasına el vermiyor ise, süpürme işlemi esnasında akar alerjisi olan bireyin ortamda bulunmaması gereklidir.
9. Akarların ölmesini sağlayan; bazen yıkanan çamaşırlara katılması, bazen de ortam temizliği için kullanılması önerilen kimyasalların etkinliği kanıtlanmamıştır. Bu nedenle kullanılmaları önerilmez.
10. Ev tozu akarı alerjisi olan çocuğun odasının güneş gören ve çok iyi havalandırılan bir oda olması uygun olur. Odalara hava filtreleri konmasının hiçbir yararı yoktur. Çünkü akarlar ve onların alerjiye neden olan kısımları havadan daha ağırdır ve havada asılı kalmayıp yere çökerler. Bu nedenle hava filtrelerinin yararı olmaz.
11. Ülkemizde sıklıkla önerilen bir uygulama çocukların odasında buhar olmasıdır. Buhar uygulaması, akar alerjisi olan çocuklarda sakıncalıdır, fakat nem oranı çok düşük olan bölgelerde kullanılması tavsiye edilir.
12. Hayvanlara alerjiniz varsa ve evinizde hayvan bulunmasına engel olamıyorsanız hiç olmazsa yatak odanıza sokmayın ve yatak odasının kapısını sürekli kapalı tutun.
13. Küf alerjisi olanlar; küflü yüzeyleri çamaşır suyu içeren bir temizlik maddesi ile silin.
14. Polen alerjisi olanlar; polen mevsimi boyunca havalandırmayı sabahın çok erken saatlerinde ya da gece yapabilirsiniz. Alerji mevsimi başlamadan önce alerji ve astım tedavinizde herhangi bir ayarlama gerekip gerekmediği konusunda doktorunuza danışın.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Uygun konutun adresi: GBB konut Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki olan GBB Konut, uygun fiyatlı ve esnek ödeme şartlarıyla vatandaşları ev sahibi yapmaya devam ediyor. GBB Konut, şehirde konut ihtiyacına erişilebilir bir seçenek sunarken, uygun konuta ulaşmanın yolunu da somut bir projeyle vatandaşın önüne koyuyor. Konut ihtiyacını karşılamak amacıyla çalışmalarını sürdüren Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Kuzeyşehir ve Güneyşehir bölgelerinde GBB Konut aracılığıyla 2+1 ve 3+1 daire tiplerinde konut projelerini hayata geçiriyor. Bu projeler, uydu kentlerde planlı yerleşimi güçlendirirken, vatandaşlara uygun fiyatla ev sahibi olma imkanı sağlıyor. Uydu kentlerde her gelir grubuna hitap eden farklı ödeme planları Kaliteli, güvenli ve erişilebilir konutları uygun fiyatlarla sunmayı hedefleyen GBB Konut, Gazi şehrin yeni uydu kentlerinde her gelir grubuna hitap eden farklı ödeme planları oluşturuyor. Bu çerçevede uygun konuta erişmek isteyen vatandaşlar için GBB Konut, ödeme kolaylığıyla öne çıkan bir alternatif olarak dikkat çekiyor. Bu kapsamda 2’nci ve 3’üncü etaplarda ayda 10 bin TL’den başlayan taksitlerle, 4’üncü etapta ise ayda 12 bin TL’den başlayan ödeme seçenekleriyle vatandaşlar ev sahibi olabiliyor. Etaplar yapılar tamamlandıkça sürdürülüyor. Peşinat ödeyen vatandaşlar, konut teslim tarihine taksitlerini öderken; teslim sonrasında kalan tutar için GBB Konut, uygun kredi şartlarıyla sağlanması amacıyla vatandaşlara alternatifler sunuyor. Kuzeyşehir’e ulaşım için kentin en uzun viyadüklerinden biri hayata geçirildi Yeni uydu kentlerde yaşam kalitesini artırmak amacıyla Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, altyapı ve ulaşım yatırımlarını eş zamanlı olarak tamamlıyor. Bu kapsamda Kuzeyşehir ile kent merkezini birbirine bağlayan, 60 metre genişliğinde ve 10 kilometre uzunluğunda modern bir yol hizmete açıldı. Ayrıca bu yol güzergâhında 600 metre uzunluğunda, kentin en uzun viyadüklerinden biri Büyükşehir Belediyesi tarafından tamamlandı. Toplu taşıma seferleri ise kesintisiz şekilde sürdürülüyor. Bölgede sosyal ve teknik altyapı yatırımları artıyor Kuzeyşehir’de yaşayan vatandaşlar için Büyükşehir Belediyesi GASMEK merkezini hizmete açarken, modern park ve yeşil alan projelerini de tamamlıyor. Ayrıca GASKİ, 6 Şubat depremlerinin ardından yatay mimarisi ve sağlam yapılarıyla nüfus artışı yaşayan bölgenin içme suyu ihtiyacını karşılamak amacıyla mevcut kapasiteyi üç katına çıkardı. Güneyşehir, kent merkezine modern yollarla bağlanıyor Güneyşehir bölgesinde ise Onkoloji Hastanesi güzergâhından geçen 5,5 kilometrelik yeni sıcak asfalt yolun yapımı tamamlanma aşamasına geldi. Bölgenin ihtiyaçları doğrultusunda otobüs seferleri planlanarak devreye alındı, altyapı çalışmaları ise eksiksiz şekilde tamamlandı.
Gaziantep Yılmaz’dan 25 Aralık mesajı Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 104. yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımlayarak, Antep halkının tarihe altın harflerle yazılan destansı mücadelesini saygı ve minnetle andı. Başkan Yılmaz, mesajında Gaziantep’in yalnızca bir şehrin kurtuluşunu değil, aynı zamanda bir milletin onurunu, inancını ve bağımsızlık iradesini temsil ettiğini vurguladı. Antep halkının imkânsızlıklar içinde, hiçbir yerden yardım almadan gösterdiği direnişin, Kurtuluş Savaşı’nın en çarpıcı örneklerinden biri olduğunu ifade eden Yılmaz, bu mücadelenin nesilden nesle aktarılması gereken büyük bir miras olduğunu dile getirdi. Yılmaz, mesajında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Antep savunmasına verdiği önemi hatırlatarak, "Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Antep halkının bu eşsiz kahramanlığını, ‘Türküm diyen her şehir, her kasaba ve en küçük Türk köyü, Gazianteplileri kahramanlık misali olarak alabilirler’ sözleriyle tarihe not düşmüştür. Bu sözler, Gaziantep’in verdiği mücadelenin ne denli büyük ve anlamlı olduğunun en açık göstergesidir" ifadelerini kullandı. "Gazi’lik unvan değil şeref ve sorumluluğumuzdur" Antep halkının namusunu, vatanını ve bağımsızlığını her şeyin üzerinde tutarak, yokluklar içinde günlerce aç ve susuz kalmasına rağmen işgale boyun eğmediğini belirten Yılmaz, "Bu aziz şehir, 2 yıl 1 ay 28 gün süren kuşatma boyunca, kadınından çocuğuna, gencinden yaşlısına kadar topyekûn bir direniş sergilemiştir. Hiçbir yerden destek almadan, yalnızca imanıyla, azmiyle ve vatan sevgisiyle direnen Antep halkı, 6 bin 317 şehit vererek 25 Aralık 1921’de özgürlüğüne kavuşmuştur. Bu büyük mücadelenin sonunda Antep ’Gazi’ unvanıyla onurlandırılmıştır. Bu unvan yalnızca bir isim değil, ağır bedellerle kazanılmış bir şeref ve sorumluluktur. Gaziantep’in bugün sahip olduğu güçlü kimlik, geçmişte verilen bu destansı mücadelenin bir sonucudur. Bu şehrin her karış toprağında şehitlerimizin aziz hatırası vardır. Bizlere düşen görev; Gazi şehrimizin tarihine, değerlerine ve kahramanlık ruhuna sahip çıkmak, bu bilinci özellikle genç nesillerimize aktarmaktır" dedi. Tüm şehitleri rahmet, minnet ve şükranla anan Yılmaz, "Bu vesileyle başta Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere 25 Aralık kahramanlarımızı, vatan uğruna canını feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyor; Gaziantep’imizin düşman işgalinden kurtuluşunun 104. yıl dönümünü gurur ve coşkuyla kutluyorum. 25 Aralık ruhu, dün olduğu gibi bugün de yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir" ifadelerini kullandı.
Ankara Prof. Dr. Sevecan, komisyon tutanaklarının içeriğine dair sunum yaptı Prof. Dr. Murat Sevecan, komisyonun bugüne kadar yaptığı çalışmalar sonucunda elde edilen tutanakların içeriğine dair sunum yaptı. Sevecan sunumunda tutanakların içerik analizinde, hukuki ve yönetişim reformlarına yönelik vurgunun en çok demokratik hukuksal düzenleme ihtiyacı olduğunu söyledi. Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında 20. kez toplandı. Prof. Dr. Murat Sevecan, komisyonun bugüne kadar yaptığı çalışmalar sonucunda elde edilen tutanakların içeriğine dair sunum yaptı. Tutanaklarda sorunun tanımı üç temel eksende farklılaştığını dile getiren Sevecan, "Bunlar hak ve eşitlik, kimlik-inanç, güvenlik ve beka. Hak ve eşitlik odaklı çerçeve, ‘siyasi ve hukuki statü taleplerini’ olarak tanımlanırken, kimlik ve inanç odaklı çerçeve, ‘dil ve kültürel varoluş vurgusunu,’ güvenlik ve beka odaklı çerçeve, ‘devletin bekası risklerini’ öne çıkartmaktadır. Sorunun etki alanları yine en yoğun olarak iki temel kategoride toplanmaktadır. Birincisi; ekonomik ve bölgesel ekolojik maliyet. Bölgesel üretim kaynakları üzerindeki etkiler en yoğun dile getirilen boyuttur. İkincisi siyasi ve demografik tahribat; çatışma karşıtı alınan önlemlerin sosyal yapı üzerindeki etkisi" diye konuştu. "Sürece ilişkin tartışmalarda silah bırakma odaklı yaklaşım yüzde 31" Sürece ilişkin tartışmaların büyük ölçüde üç eksende yoğunlaştığını belirten Sevecan, "Sadece silah bırakma odaklı yaklaşım yüzde 31, silahsızlanmanın toplumsal boyutu yüzde 30 ve hukuki düzenleme ihtiyacı yüzde 23. Silah bırakmanın önemi konusunda en yoğun tartışma yüzde 41,20 ile siyaset cephesinde yaşanırken bu tartışma eşit oranlarda düşünce kuruluşları, sivil toplum ve mağdur gruplarda da yaşanmaktadır. Silahsızlanmanın toplumsal boyutuna en çok STK’lar yüzde 35 ile vurgu yaparken, siyasi partiler ve akademisyenler yüzde 20 ile ikinci sırayı paylaşmaktadır. Adalet arayışı ve mevzuat ihtiyacı yüzde 75 oranında dillendirilmiştir. Geçmiş adaletsizlikler ve mağduriyetlerin tanınması yüzde 21 ikinci sırada yer alırken, affa ilişkin yaklaşımlar yüzde 4 sınırlı bir yer tutmuştur" dedi. "Hukuki ve yönetişim reformlarına yönelik vurgu en çok demokratik hukuksal düzenleme ihtiyacı" Adalet arayışında beklentiler ve mevzuat ihtiyacı konusunun 56 farklı konuşmacının katılımıyla Komisyonun en yoğun gündemlerinden birini oluşturduğunu söyleyene Sevecan, "Hukuki ve yönetişim reformlarına yönelik vurgu en çok demokratik hukuksal düzenleme ihtiyacı; yüzde 31. Ve sürece ilişkin özel yasal düzenlemeler yüzde 27 etrafında yoğunlaşmıştır. Bunu anayasal gereksinimler yüzde 14 ve yerel demokrasi-kayyım uygulamaları yüzde 11 izlemektedir. Kısa vadede gereksinim duyulduğu ifade edilen İnfaz Kanunu’nun eşitlik ilkesi çerçevesinde yeniden düzenlenmesi, af düzenlemesi, hasta hükümlülerin tahliyesi, Terörle Mücadele Kanunu’nun yeniden düzenlenmesi veya yürürlükten kaldırılması, umut hakkının sağlanması ve topluma kazandırma/eve dönüş yasası öne çıkmaktadır" diye konuştu. "Sürecin uluslararası ve bölgesel boyutunun önemi hemen herkes tarafından öne çıkarılmaktadır" Ortak zemin ve mutabakat alanı hakkında bilgilendirmede bulunan Sevecan, "Bir arada yaşama iradesi altında kardeşlik, ortak acıyı umuda ve ortak gelecek hayaline dönüştürmek vurgusu tüm aktörler tarafından paylaşılmaktadır. Toplumsal rıza ve sürecin toplumca sahiplenilmesi ihtiyacında geniş bir mutabakat bulunmaktadır. Problemin çözümüne bütüncül yaklaşım konusunda belirgin bir ortaklık mevcuttur. Geçmişten ders çıkarma ve yeni bakış ve zihniyet geliştirme konusunda geniş bir uzlaşı vardır. Hukuki düzenleme ihtiyacı konusunda ‘farklılaşan parametrelere rağmen’ bir mutabakat bulunmaktadır. Sürecin uluslararası ve bölgesel boyutunun önemi hemen herkes tarafından öne çıkarılmaktadır" ifadelerini kullandı. "Sürecin nihai hedefi konusunda belirsizlik devam etmektedir" Ayrışma noktaları ve uzlaştırma gerektiren alanları ifade eden Sevecan, "Güvenlik-özgürlük dengesi konusunda aktörler arası yaklaşımlar belirgin biçimde ayrışmaktadır. Sürecin nihai hedefi konusunda belirsizlik devam etmektedir. ‘Terörün sona ermesi’, ‘Türkiye modeli’, ‘kardeşlik’, ‘normalleşme’, ‘demokratikleşme’, ‘siyasal entegrasyon’ gibi farklı hedefler ifade edilse de bunların nasıl bir bütün oluşturacağı ve somut adımlarının neler olacağı konusunda net bir mutabakat yoktur. Af, topluma entegrasyon konusuna yaklaşımda önemli ayrışmalar bulunmaktadır. Kök nedenlerin tanımı konusunda farklı çerçeveler kullanılmaktadır" dedi. Konuşmasının sonunda gözlemlenen önerileri paylaşan Sevecan " Sürecin nihai hedefine ilişkin net, anlaşılır ve ölçülebilir bir tanım yapılması, demokratikleşme adımlarının içeriği konusunda ortak bir zeminin tesis edilmesi, toplumsal güven inşasına yönelik somut adımların belirlenmesi ve ivedilikle atılması, hukuki altyapının acilen tamamlanması, katılımcılık ve şeffaflık mekanizmalarının güçlendirilmesi" olarak sıraladı.