EKONOMİ - 06 Aralık 2018 Perşembe 13:21

Allianz Emeklilerine özel program

A
A
A
Allianz Emeklilerine özel program

‘Allianz Emeklilik Dünyası’ programı başladı. Program ile müşterilerinin emekli olduktan sonra da yaşam kalitelerini artırmaya destek olmayı hedeflediklerini belirten Allianz Yaşam ve Emeklilik ile Allianz Hayat ve Emeklilik Genel Müdürü Taylan Türkölmez, “Katılımcılarımızın Bireysel Emeklilik Sistemi’nden emekli olduktan sonra da sistemde kalmalarını sağlayarak hayatlarını kolaylaştırıyoruz” dedi.

Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) emeklilik hakkı kazanan müşterilerini sistemde tutarak birikimlerine devam etmelerine olanak sağlamak amacıyla hayata geçirilen Allianz Emeklilik Dünyası programından, emeklilik hakkını elde etmeye yaklaşan ya da hali hazırda emeklilik hakkını elde etmiş Allianz müşterileri faydalanabiliyor. Yapılan şirket açıklamasına göre program ile ileri yaşlarda artan sağlık hizmetleri konusunda destek vermenin yanı sıra kişilerin emeklilik dönemi tasarruflarını artırıcı etki sağlayacak alışveriş, sağlık, seyahat gibi giderlerini azaltıcı imkanlar sunarak müşteri ihtiyaçlarını karşılamak amaçlanıyor. 

Allianz Emeklilik Dünyası kapsamında Allianz müşterilerine birikim tutarlarına göre; ‘Kolay Yaşam’, ‘Güvenli Yaşam’, ‘Rahat Yaşam’, ‘Keyifli Yaşam’, ‘Mutlu Yaşam’ olmak üzere 5 farklı pakette seçenekler sunuluyor. Paketlerde sağlıktan alışverişe, sosyal ve kültürel yaşam hizmetlerinden ulaşıma kadar birçok alanda emeklilerin hayatını kolaylaştıracak hizmetler yer alıyor. Göz sağlığı hizmetleri ile emeklilere yılda 1 defa ücretsiz göz taraması, diğer tüm tetkik ve ameliyatlarda ise yüzde 30’a varan indirim sağlanıyor. Diş sağlığı hizmetleri kapsamında yılda 1’er defa olmak üzere ücretsiz diş hekimi muayenesi, diş taşı temizliği, diş röntgen filmi avantajı sunuluyor. Emekliler diğer dental hizmetlerde ise Türk Diş Hekimleri Birliği Taban Fiyat Tarifesi indiriminden yararlanıyor. ‘Konut Asistans’ kapsamında dahili su tesisatı ve elektrik tesisatı, çilingir ve cam hizmeti ile güvenlik hizmetleri veren program ‘Check-Up’ hizmetlerini de kapsıyor. Bu kapsamda emeklilere; doktor değerlendirme, tam kan sayımı, akciğer grafisi, tam idrar tahlili, sedimentasyon, açlık kan şekeri, total kolestrol ve EKG hizmetleri sunuluyor. Allianz Emeklilik Dünyası, seyahat indirimleri hizmeti ile tarife üzerinden yüzde 20 indirimli deniz taksi, yüzde 30’a varan indirimli tekne kiralama, seyahat danışmanlık ve indirimli araç kiralama avantajı sunuyor. Allianz Emeklilik Dünyası kapsamında sunulan paketlerde ayrıca konut sigortası indirimi, 700’ü aşkın restoranda yüzde 50’ye varan indirimleri kapsayan Gastro Club üyeliği, kombi ve klima bakım hizmetlerinin yanı sıra halı yıkama ve kuru temizleme hizmetleri, araç bakım hizmetleri, ücretsiz seyahat sağlık sigortası, hobi kulüplerinde yüzde 40’a varan indirim ve yurtdışı danışmanlık gibi seçenekler de yer alıyor.

Ömrü uzayan Türk toplumunun emeklilik dönemi ihtiyaçları da artıyor
TÜİK’in Mart 2018’de açıklanan “İstatistiklerle Yaşlılar, 2017” çalışmasına göre; Türkiye’de yaşlı nüfus oranı son beş yılda yüzde 17 arttı. 65 ve daha yukarı yaş nüfusu 2013 yılında 5 milyon 891 bin iken 2017 yılında 6 milyon 895 bin kişi oldu. Nüfusun yüzde 8,5’inin 65 yaşın üstünde olduğu ülkemizde nüfusumuz yaşlanmaya devam ediyor. Türkiye’de yaklaşık iki çalışanın bir emekliyi finanse ettiği sosyal güvenlik sisteminde çalışanların emekli olduklarında mevcut maaşlarının ortalama yüzde 55’ini alabildiğine dikkat çeken Allianz Yaşam ve Emeklilik ile Allianz Hayat ve Emeklilik Genel Müdürü Taylan Türkölmez, “Emeklilik ile birlikte, insan hayatında bir yandan yeni bir dönem başlarken bir yandan da ekonomik, sosyal, kültürel ve sağlıkla ilgili ihtiyaçlarında artış görülüyor. Bu nedenle aktif olarak gelir elde edildiği çalışma hayatı süresince disiplinli bir şekilde birikim yapmak, yarınları güvence altına almak açısından son derece önemli. İşte bu noktada, tasarruf açığının kapatılmasında en önemli unsur Bireysel Emeklilik Sistemi. Allianz Türkiye olarak katılımcılarımızın sistemden emekli olduktan sonra da sistem içinde kalmalarını sağlayarak hayatlarını kolaylaştırmak amacıyla Allianz Emeklilik Dünyası programını başlattık” diye konuştu.

Tamamlayıcı emeklilik sistemlerinin önemi artıyor
Müşteri ihtiyaçlarına odaklanarak geliştirdikleri ürünlerle pazarda farklılaştıklarını belirten Taylan Türkölmez “Emekli olarak geçirilen sürenin ciddi anlamda uzamasıyla birlikte sosyal güvenlik sistemi üzerindeki artan yük, kişilerin hayat standartlarını koruyabilmeleri için bireysel tasarrufların ve tamamlayıcı emeklilik sistemlerinin önemini artırıyor. Yaşlılıkla birlikte; işin sağlık boyutunda; zihinsel ve fiziksel kayıpların yaşanması, kişinin günlük yaşam aktivitelerinde ve kişisel bakımında bağımsız hareket edememesi ve bir başkasına gereksinim duyması, yaşlılığı sıkıntılı bir döneme dönüştürüyor. Bu da, kişinin sosyo-ekonomik durumunu daha önemli kılıyor. Finansal riskler tarafında ise sağlık harcamalarının arttığı, çalışma imkanlarının ve gelirlerin azaldığı bir ortamda tasarruf bilincinin artırılması ve iyi bir emeklilik kurgusunun gerekliliği ortaya çıkıyor. Allianz Emeklilik Dünyası ile müşterilerimizin emekli olduktan sonra da yaşam standartlarını korumalarını sağlamayı amaçlıyoruz. Programdan Bireysel Emeklilik Sistemi’nde emeklilik hakkını elde etmeye en fazla 60 ayı kalanlar ile emeklilik hakkını kazanarak birikimlerine devam edenler veya emeklilik gelir planına geçiş yapan müşterilerimiz faydalanabiliyor” dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri 11. Yeşilay Bisiklet Turu 5 Mayıs Pazar günü düzenlenecek Yeşilay’ın 2011 yılından bu yana organize ettiği Geleneksel Yeşilay Bisiklet Turu’nun 11’incisi, 5 Mayıs 2024 Pazar günü ’Sağlıklı yaşamın keyfini birlikte sürelim’ sloganıyla düzenlenecek. Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Türkiye Bisiklet Federasyonu’nun iş birliğiyle Türkiye’nin tüm şehirlerinde eş zamanlı düzenlenecek Geleneksel Yeşilay Bisiklet Turu, 10 bini aşkın bisikletseveri bir araya getirerek bağımlılıkların zararlarına dikkat çekecek ve sağlıklı yaşam bilincinin artmasına katkıda bulunacak. Spor yaparak bağımlılıklarla mücadelenin önemini vurgulamak ve sporu daha geniş kitlelere yaymak için yıl boyunca bisiklet turları düzenleyen Yeşilay’ın bu yıl 11’incisini düzenleyeceği Geleneksel Yeşilay Bisiklet Turu için geri sayım başladı. Türkiye’nin en büyük bisiklet organizasyonlarından biri olan ve Ziraat Katılım, Kahve Dünyası, Bisan ve Türkiye Sigorta’nın katkılarıyla düzenlenen Geleneksel Yeşilay Bisiklet Turu’nun 11’incisi, 5 Mayıs Pazar günü yapılacak. Yeşilay şubeleri, Yeşilay Spor Kulüpleri, gönüllüler ve bisikletseverlerin katılımıyla 81 ilde eş zamanlı yapılacak etkinlik, Kayseri’de Cumhuriyet Meydanı’ndan başlayıp; Sivas Caddesi-Kızılırmak Caddesi güzergahından Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nde sona erecek. Katılımcılar ister kendi bisikletleriyle,isterlerse organizasyonumuza destek olan Kayseri Büyükşehir Belediyesi Spor AŞ. sporaskayseri.com.tr adresi üzerinden kayıt yaptırarak temin edeceği bisikletlerle de katılım sağlayabilecekler. “Sağlıklı yaşamın keyfini birlikte sürelim” sloganıyla düzenlenen tur, diğer illerde de şehrin önemli merkezlerinden geçerek Türkiye genelindeki bisikletseverleri bir araya getirecek. Kayseri Yeşilay Şube Başkanı Mehmet Çifçi, her yaştan profesyonel ve amatör bisikletseverin katılımına açık olacak etkinlikle ilgili olarak, "Sağlıklı yaşamı desteklemek için bu yıl on birincisini gerçekleştireceğimiz Yeşilay Bisiklet Turu’nda Şehrimizde hep birlikte pedal çevirerek bağımlılıklara karşı farkındalık oluşturacağız. Tüm bisikletseverleri, katılımın her yıl giderek arttığı turumuza bekliyoruz" dedi.
Kütahya Lösemiyi yendi mücadelesini ve başarı hikayesini arkadaşlarıyla paylaştı Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Domaniç Hayme Ana Meslek Yüksekokulu’nda (MYO) Sosyal Sorumluluk Projeleri dersi kapsamında lösemi farkındalığı etkinliği gerçekleştirildi. Etkinlikte lösemiyle mücadelesini ve tedavi sürecini anlatan lösemiyi yenen Elif Naz Holoğlu’nun konuşması oldukça duygulandırdı. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Domaniç Hayme Ana Meslek Yüksekokulu’nda (MYO) Sosyal Sorumluluk Projeleri dersi kapsamında düzenlenen lösemi farkındalığı etkinliğinde, daha önce lösemi hastalığına yakalanan ve tedavi olan MYO öğrencisi Elif Naz Holoğlu, lösemi ile mücadele ve tedavi süreci, ailenin desteği ve başarı hikayesini arkadaşlarıyla paylaştı. Öğr. Gör. Yasemin Durmaz’ın yürüttüğü Sosyal Sorumluluk Projeleri dersi kapsamında gerçekleştirilen etkinlikte lösemi ve onunla mücadele ve tedavi süreci konusunda sosyal güvenlik bölümü öğrencileri Esma İrem Temur, Senanur Kezban Balta, Elif Yıldız ve Ayşe Yakar tarafından öğrencilere bilgiler verildi. Daha önce lösemi hastalığına yakalanan ve tedavi olan MYO öğrencilerinden Elif Naz Holoğlu, Lösemi, tedavi süreçleri, tedavi süreçlerinde yaşadıkları, ailesinin destek ve ilgileri konusunda yaşadıklarını öğrenci arkadaşları ile paylaştı. Öğr.Gör. Yasemin Durmaz “Lösemi hastalığını tanıtmak, farkındalık oluşturarak bu hastalıkla ile mücadele yolları konusunda bilinç kazandırmak, lösemili çocukların ve ailelerinin sıkıntılarını topluma aktarmak ve toplumu bilinçlendirmek amacıyla lösemi konusunda çevremizde duyarlılık oluşturulmasına katkı sunmak istiyoruz” dedi. Lösemiyi yendi, okumayı kendi öğrendi Küçük yaşta lösemi teşhisi konulan Holoğlu, kemoterapi ve ışın tedavisi süreci ile iyileştiğini anlattı. Bu süreçte yaşadığı zorlukları ve doktorların kendisine okuyamayacağına dair söylediklerini paylaşan Holoğlu, "Ben ortaokula başladığımda okuma yazmayı kendim öğrendim. Bu süreçte çok zorlandım. Adalet lisesini kazandım. Çalışarak ve kendi çabamla. Anneannemle yaşıyorum ben, onlar dedi ki üniversiteye gerek yok. Zaten yeterince zorlandın lisede. Ama ben kendi çabamla üniversiteyi kazandım. Sonrasında da işte burada yaptığım bir çok etkinlik, çalışmalar var devam da ediyorum." dedi. Holoğlu, lösemi ile mücadelede pes etmenin ve hayallerinden vazgeçmenin asla bir çözüm olmadığını vurgulayarak, "Bu süreci çocukluğumdan beri yaşadım. Şimdi gördüğünüz gibi sağlıklıyım. Yaşadıklarımdan öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Sizlerde lütfen Lösemi ile ilgili burada öğrendiklerinizi cevrenizle paylaşarak Lösemi farkındalığı oluşturunuz, birlikte bunu oluşturalım" diyerek katılımcılara lösemi ile ilgili farkındalık çağrısı yaptı.
Ankara Bakan Bayraktar: “Türkiye, yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Bugün gelinen noktada Türkiye yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor” dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisi’nde incelemelerde bulundu. Bayraktar, depolama tesisini gezdikten sonra yetkililerden bilgi aldı. Ardından tesiste çalışan işçilerin 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı’nı kutlayan ve onlarla sohbet eden Bayraktar, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Doğal gaz boru hatlarıyla, Türkiye’nin Rusya, Azerbaycan ve İran’dan uzun yıllar doğal gaz tedariki yaptığını hatırlatan Bayraktar, 2016 yılından sonra “Milli Enerji ve Maden Politikası” kapsamında doğal gazı sıvılaştırılmış şekilde alabilmek için altyapıyı şekillendirmeye başladıklarını ifade etti. Bu hedefleri doğrultusunda Türkiye’nin yaklaşık 30 milyon metreküp günlük sıvılaştırılmış LNG alabildiğini söyleyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bugün itibarıyla 160 milyon metreküp doğal gazı sıvı halde alabilecek hale geldik. Bu bir anlamda Türkiye’deki hane halkının kışın en soğuk zamanında ihtiyacı olan gazı, sıvı olarak gemilerle tedarik edebilecek altyapıya sahip olduğumuz anlamına geliyor. Hem boru hatları hem de LNG alabilecek altyapılarımızı gerçekleştirdik.” Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Projesi’nin çok önemli olduğunun altını çizen Bayraktar, “Burada da hem kapasite artışı, ikinci faz, üçüncü fazda da Türkiye’nin doğal gaz depolama kapasitesini artırmayı ve doğal gazdaki arz güvenliğimizi daha güçlü hale getirmeyi hedefliyoruz. Doğal gazda bir başka önemli hamlemiz, yeni boru hatları, depolama tesislerimiz” dedi. “1 milyon 800 bin hanenin doğal gazını kendi doğal gazımızdan karşılar hale geldik” Sıvı olarak doğal gazı almanın ötesinde Türkiye’nin şimdi de kendi doğal gazını üretir hale geldiğini vurgulayan Bayraktar, “Bugün itibarıyla üretimimiz yaklaşık 4,6 milyon metreküp günü buldu. 1 milyon 800 bin hanenin doğal gazını kendi doğal gazımızdan karşılar hale geldik. Bunu da artırmayı hedefliyoruz. İlk etapta, önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde 10 milyon metreküpe ulaşmış olacağız” diye konuştu. Son 8 yılda yaklaşık 4,3 milyar dolar altyapı yatırımlarına kaynak ayırdıklarını ve yatırım yaptıklarını belirten Bayraktar, depolamada ve tesislerin kapasitesinin artırılmasında yatırımların yaklaşık 4.3 milyar doları bulduğunu ifade etti. “Türkiye yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor” Özellikle Tuz Gölü’nde çok büyük bir depolama potansiyelinin var olduğunu aktaran Bayraktar, “Türkiye yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor. Önümüzdeki 5 yıl içinde yani 2028 yılına geldiğimizde Türkiye kullandığı yıllık doğal gazın yüzde 20’sini depolar hale gelecek. Türkiye’nin tüm ihtiyacının yüzde 50’sini depolayabilecek altyapıya sahip olabiliriz. Bu yatırımları hedefliyoruz. Hem bu bölgede hem de diğer bölgelerde hızlı bir şekilde bu yatırımlarla Türkiye’nin arz güvenliğini tamamen sağlamış olacağız. Onun ötesinde bütün bunlar kendi üretimimiz, farklı kaynaklardan doğal gazı almamızla beraber Türkiye’yi bir doğal gaz merkezi haline getirmiş olacağız. Bu proje bizim için çok önem arz ediyor. Onun için ara ara buraya geliyoruz” şeklinde konuştu. Bakan Bayraktar basın açıklamasının ardından yetkililerle ve işçiler ile yemek yedi.