GÜNDEM - 20 Şubat 2023 Pazartesi 16:37

Anadolu Aydınlar Ocağı, 'deprem felaketi' ile 'Kur’an-ı Kerim’in yakılması' konularını görüştü

A
A
A
Anadolu Aydınlar Ocağı, 'deprem felaketi' ile 'Kur’an-ı Kerim’in yakılması' konularını görüştü

Anadolu Aydınlar Ocağı, deprem felaketi ile Kur’an-ı Kerim'e yönelik saldırıları görüştü.

Anadolu Aydınlar Ocağı, 19 Şubat Pazar günü yapılan toplantıda son günlerin iki önemli konusunu açık oturum şeklinde görüştü. Anadolu Aydınlar Ocağı Genel Başkanı. Prof. Dr. İbrahim Öztek, Anadolu Aydınlar Ocağı İlim Kurulu Başkanı. Prof. Dr. Yümni Sezen, Anadolu Aydınlar Ocağı Yönetim Kurulu Üyesi İlyas Tekin, Anadolu Aydınlar Ocağı İkinci Başkanı Hicabi Meral konuşmacı olarak; son deprem felaketi ile İsveç, Hollanda ve Danimarka’da yakılan ve yırtılan Kur’an-ı Kerim konularında açıklamalarda bulundular ve sonra her iki konuyu da tartışmaya açtılar.

Din sosyoloğu Prof. Dr. Yümni Sezen, sözlerine, ‘Allah zalim değildir’ diyerek başladı ve ortak bildiri bu ayetle şekillendi. Depremle ilgili görüşmeler sonunda ortak karar olarak, aşağıdaki konular önemsendi:

1 - Allah zalim değildir. Allah kullarına asla zulmetmez. Bu kendi ellerinizle yaptıklarınızın sonucudur (Al-i İmran suresi 182. Ayet). Kendi ellerimizle yaptıklarımızı sorgulamalıyız.

2 - Onca yıkımlar arasında camı kırılmayan binanın yapıcısı; fazladan bir şey yapmadım, sadece kurallara uydum diyor. O zaman kurallar çiğnenmeyecek.

3 - Sağlam olmayan binalarda oturma izni verilmemelidir.

4 - Zemin, mühendis, mimar, yapı denetim, proje, müteahhit, malzeme, belediye ve devlet yöneticisi sağlam olmalıdır.

5 - Tüm okullar, hastaneler, kışlalar, ATM’ler ve benzeri toplu yaşam alanları süratle kontrol edilerek, riskli olanlar boşaltılarak, yenileri yapılmalıdır.

6 - Başta İstanbul olmak üzere deprem bölgelerindeki tüm konutlar iki yıl içinde yenilenmelidir.

7 - Deprem, sel ve benzeri tabiat olaylar felaket değildir. Eğer tedbirini almazsan o zaman bunlar felakete dönüşür. O nedenle hepsinin önlemi vardır ve alınmalıdır.

Anadolu Aydınlar Ocağı, 'deprem felaketi' ile 'Kur’an-ı Kerim’in yakılması' konularını görüştü

8 - Deprem bölgelerini ağır sanayi alanlarına çevrilmemelidir.

9 - İlkokullara deprem ve tabii felaketler dersi ve kursları konulmalı, önlemleri öğretilmeli ve öğrencileri birer deprem arama kurtarma ekibi gibi yetiştirilmelidir.

10 - Geçmiş depremlerden ders alarak, hatalar tekrarlanmamalıdır.

11 - Yer bilimci ve Jeolog gibi bilim adamlarının uyarılarına kulak verilmelidir.

12 - Japonya’nın depreme karşı teknik uygulamaları öğrenilerek, aynısı yapılmalıdır.

Kur’an yakma olayı

Danimarkalı ırkçı bir parti lideri olan Rasmus Paludan, önce Stokholm’de Türk Büyükelçiliği önünde, daha sonra da Danimarka’da Konenhag’da cami önünde Kur’an-ı Kerim yakmıştı. Yine 24 Ocak günü Hollanda’da Lahey’de benzer bir olay yaşanmış, ırkçı Pegida hareketi Lideri Edwin Wagensveld, Hollanda parlamentosu önünde Kur’an yırttı.

Prof. Dr. İbrahim Öztek, konuşmasında, “Bu hareket ilkelliktir. Tarihte çok tanrılı din mensupları birbirlerine din üzerinden saldırmışlardır. Yine ilkel düşüncelerle haçlı seferleri ile Avrupalıların birbirleri ile yaptıkları mezhep savaşları yaşanmıştır. 661 yılında Sıffın savaşında Muaviye ordusu Kur’an sayfalarını yırtarak, mızraklarının ucuna takıp Hz. Ali’nin ordusuna saldırmışlardır.

Amerika’da bazı sözde din adamları Müslümanlığı, şeytanın dini olarak kabullenmiş ve 11 Eylül gününü Kur’an’ı yakma günü ilan etmişlerdir.

1988 yılında Hintli Salman Rüşdi, Kur’an ve Hazreti Muhammed’e şeytan ayetleri üzerinden saldırmıştır. Türkler, Müslümanlığı kabul ettikten sonra Müslümanlığın koruyucusu ve yücelticisi olmuşlardır. Batılılara göre Müslüman demek Türk demektir. Bu nedenle batılı Müslüman düşmanları, Türkiye’ye saldırmaktadır. Bizler dinimiz ve amentü gereği tüm dinlere, onların peygamberlerine ve kutsal kitaplarına saygılıyız. Diğer din mensuplarından da aynı saygıyı beklemek hakkımızdır. NATO’ya girmeye çalışan bazı kuzey Avrupa ülkelerinde Kur’an’ın yakılması, bu ülkelerin NATO’ya girmelerinin Türkiye tarafından engellenmesine neden olacaktır.

Bu olaylar siyasidir. NATO ve dolayısıyla ABD’nin, Avrupa’da nüfus artışını engellemek içindir. NATO’nun yayılması, her şeyden önce Rusya’nın ve Almanya’nın aleyhinedir. Bu durumda Türkiye’nin tavrı önemlidir. Kur’an’ın yakılmasına karşılık Türkiye’nin gösterdiği reaksiyonlar karşısında bu hainler biraz daha azgınlaşmaktadır. Onun için en iyisi bu provakatif eylemler görmezden gelinmeli, pirim yapmaları engellenmelidir. Öte yandan siyaseten yapılması gerekenleri tabi ki Türk devleti yapacaktır. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; Müslümanlığın hoşgörüsü ve sevgisi diğer dinlerin mensuplarında mevcut değildir. Amentümüz bir diyenler Müslüman düşmanlığından vazgeçmeli ve bizim gösterdiğimiz saygıyı onlar da bize göstermelidir” dedi.

Daha sonra İlyas Tekin tarafından depremde hayatını kaybeden vatandaşlar için Kur’an okundu, dualar edildi.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Türkiye’nin sanatsal oteline yoğun ilgi Muğla’nın Bodrum ilçesindeki MGallery The Bodrum Hotel’de birbirinden ünlü sanatçının yüzlerce eseri yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı oldu. Yalıkavak Mahallesi’nde bulunan MGallery The Bodrum Hotel, mimarisinin yanı sıra içerisinde bulundurduğu ünlü sanatçıların yüzlerce eseriyle de sanatseverin, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı oldu. Otelin girişinden itibaren başlayan eserleri görenler tam not veriyor. Deniz, kum ve güneşin yanına sanat eserlerini de ekleyen ünlü iş adamı Murat Delibalta, özenerek seçtiği eserlere her gün yenisini eklemeye devam ediyor. Oteli paha biçilemeyen sanat eserleriyle süsleyen Delibalta, sanatsever kişiliğiyle de dikkat çekiyor. Bodrum’a yeni bir soluk getiren ve ilçenin en lüks otellerinden biri olan MGallery The Bodrum Hotel Yalıkavak, farklı tarzıyla görenleri kendine hayran bırakıyor. Ünlü iş adamı Murat Delibalta tarafından seçilen birbirinden ünlü sanatçıların eserleri dikkat çekiyor. Bodrum’un en önemli destinasyonlarından biri olan Yalıkavak’ta bulunan otelin kumsalına kadar her köşesinde paha biçilemez sanat eserleri bulunuyor. Kendi koleksiyonunu da oteline taşıyan sanatsever Delibalta’nın heykelleri otele gelen misafirler tarafından da büyük ilgi görüyor. Sanatsever iş adamı MGallery The Bodrum Hotel Yönetim Kurulu Başkanı Murat Delibalta, otelde bulunan eserlerin otele değer kattığını ifade ederek, "Otelimize bu eserler değer katıyor. Yerli ve yabancı misafirlerimiz çok keyif alıyor. Ben de bunu gördükçe daha da keyifleniyorum. Otelimize daha fazla sanat eseri kazandırmak için çaba sarf ediyorum. Ülkemizin değerli sanatçıları ve farklı ülkelerdeki değerli sanatçılar tarafından yağlıboya tabloları, heykeltıraşlar ve bazı ikonlar otelimize kazandırdım. Bu koleksiyonlar önümüzdeki yıllarda da genişleyerek devam edecek. Sahile, deniz kenarlarına bile heykeller koyduk. Gelen misafirler buradaki heykelleri görüyor inceliyor ve daha sonra bizler teşekkürlerini sunuyorlar böyle bir otel kazandırdığımız için" dedi.
Karabük Cumhurbaşkanlığı YİK üyesi Şahin: "(Özel’e) Normalleşmenin devamına leke sürecek sözlerden kaçınmak gerekir" Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Mehmet Ali Şahin, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yaptığı açıklamaya ilişkin, "Normalleşmenin devamına leke sürecek böylesi sözlerden kaçınmak gerekir" dedi. Memleketi Karabük’te, Vali Mustafa Yavuz başkanlığında il protokol bayramlaşması ve ardından AK Parti Karabük İl Başkanlığı’nın bayramlaşma programlarına katılan Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Mehmet Ali Şahin, kurban kesmek gibi, aradaki dargınlıkları ve kırgınlıkları da kesmek gerektiğini vurgulayarak, siyasette yaşanan normalleşmeye dikkat çekti. Şahin, "Daha önceki bayramlardan önce böyle bir normalleşme pek görmemiştik. Ana muhalefet partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanımızı ziyaret etti, o da mukabil olarak iadeyi ziyarette bulundu. Güzel bir şey. Bayram öncesi siyasette daha önce görmediğimiz bu karşılıklı yumuşama, vatandaşa, siyasi parti tabanlarına da yansıdı. Dolayısıyla bayramlar beklemiş olduğumuz o güzelliği birlikte yakalamamıza sebep oldu. Cumhurbaşkanımız bu karşılıklı ziyaretlerden sonra bir değerlendirmede bulunarak ’Kelebeğin ömrü kadar olmamalıdır, bu siyasetteki yumuşamalar ve normalleşmeler. Uzun sürmeli’ demişti. Gerçekten bu karşılıklı ziyaretler ve normalleşmeler uzun süreli olmalı ki, ülkemizde siyaset gerçekten normal bir zeminde yapılsın. Sayın Özel, Cumhurbaşkanımızın iadeyi ziyaretinden sonra İstanbul’a gitti ve İBB Başkanı yanında açıklama yaptı. Burada dedi ki, ’(Devlet Bahçeli’ye hitaben) Siz suç ortağınıza bizi doğrultuyorsunuz.’ Kim suç ortağı AK Parti. Yani AK Parti’yi suç işlemiş bir örgüt olarak tanımladı. Özgür beyi yakinen tanırım, biraz uzun konuşur ve güzel de konuşur. Ama siyasette uzun konuşmak her zaman iyi netice vermeyebilir. Öz ve sözünün amacına ulaştıktan sonra orada bırakacaksınız. Daha sonra partimizin sözcüsü Ömer Çelik, ’Sayın Genel Başkan siz bir süre önce AK Parti’yi ziyaret ettiniz. Bir suç örgütünü mü ziyaret ettiniz? Recep Tayyip Erdoğan beyi siz kendi makamınızda kabul ettiniz. Bir suç örgütünün genel başkanını mı acaba kabul ettiniz’ diyerek bir soru sordu. İşte bu sorunun altında kalmamak için bu normalleşmenin devamına leke sürecek böylesi sözlerden de kaçınmak gerekir" ifadelerini kullandı. "Gazze’de insanın yanı sıra hayvan soykırımı da var" "Tüm İslam alemi barış ve huzur içinde Kurban Bayramını yaşamadan yaşadığımız her Kurban Bayramı bizim için eksiktir" diyen Şahin, "Bombalar altında bayramı yaşamayan Müslüman ülkeler var. Bir vakıf Gazze’de kurban kesmek için program yaptı. Biz de o vakfa bağışta bulunduk. Mesaj attılar ve ’Gazze’de kurban bulamıyoruz kesecek’ demişler. Bu katil ve soykırımcı İsrail Gazze’de sadece insanlara soykırım uygulamıyor, hayvanlara da soykırım uyguluyor. Bu bakımdan böylesine zor şart altında bir dünyada yaşıyoruz. Bundan kurtulmanın yolu, bizim İslam alemi ve Müslümanlar olarak kenetlenmemiz lazım. Aramızdaki ufak tefek sorunları bir kenara bırakmamız lazım ve kendi meselelerimize yoğunlaşmamız lazım" şeklinde konuştu.