EKONOMİ - 06 Ağustos 2022 Cumartesi 16:28

Antalya'da yabancılar kiralarını ödemeden gidiyor

A
A
A
Antalya'da yabancılar kiralarını ödemeden gidiyor

Turizm kenti Antalya’da Rusya-Ukrayna savaşı sonrası yabancılara fahiş fiyatlara verilen kiralık evlerde, ödeme sorunu baş gösterdi. Fazla kira ücreti verdiklerini öğrenen yabancılar ya kira vermez ya da indirim beklerken, birçok ev sahibinin mahkemelik olduğunu ifade eden Antalya Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı İsmail Çağlar, “5-6 ayın sonunda bugün yüksek fiyatlar gerilere çekildi.

Pandemi krizinin ardından konut sıkıntısı yaşanan Antalya’da, Rusya-Ukrayna savaşının ardından yaşanan göçle birlikte özellikle sahil bölgelerindeki kira bedelleri astronomik fiyatlara yükseldi. 2-3 bin olan ev kiraları 20 ile 30 bin TL arasında değişen fiyatlara ulaştı. Başta yerleşik yaşayan yabancılar, gelen yabancılara fahiş fiyatlardan ya evlerini kiraya verdi ya da aracılık yapıp başka evleri tutmalarını sağladı. Birkaç ay önce çok büyük getirisi olan bu kiralama işi son günlerde ise mağduriyet oluşturmaya başladı. Olması gerekenin 10-20 katı yüksek fiyattan ev kiraladıklarını öğrenen yabancılar, ya kirasını ödememeye başladı ya da indirim beklentisi içine girdi. Bazı yabancı kiracıların ise kira bedellerini ödemeden ya şehir değiştirdikleri ya da ülkelerine döndükleri belirtildi. Bu durum karşısında ise çok sayıda ev sahibinin konuyu mahkemeye taşıdıkları öğrenildi.

Antalya'da yabancılar kiralarını ödemeden gidiyor

"Yabancı, yabancıyı kandırdı"

Antalya Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı İsmail Çağlar İsmail Çağlar, Antalya’da son dönemlerde bir bilgi kirliliğinin yaşlandığının altını çizdi. Pandemi döneminde Antalya’da inşaatların durma noktasına gelmesine rağmen kente tüm dünyada göçlerin devam ettiğini belirten Çağlar, “Dünyada ve Türkiye’de birçok ilden kentimize göç var. Fiyatların başlıca artmasının sebebi arz ve taleptir. Ama maalesef konut yapacak yerlerin azalması, bunun yanında Rusya - Ukrayna savaşından sonra oradaki insanlar Antalya'ya geldi. Buraya yerleştiler ve zenginleri birden fazla ev satın aldı. Aldıkları evleri kendi dilinden, dininden, ırkından insanlara fahiş fiyatlara kiraya verdiler. Bunun sonucunda fiyatlar arttı. Bunu gören Türk vatandaşları da 'Benim ev neden 2 bin TL, onunki niye 30 bin TL' diye diyerek fiyatları arttırdılar” dedi.

Antalya'da yabancılar kiralarını ödemeden gidiyor

"Balon patladı"

Fiyatların arttırılmaması noktasında tüm emlakçıları ve mülk sahiplerini uyardıklarını hatırlatan Çağlar, “Ev sahiplerine 'Yanlış yapıyorsunuz, bu fiyatlar bu kadar olmaz’ dediğimiz halde fahiş fiyatlara evlerini kiraya verdiler. 5-6 ayın sonunda bu fiyatlar gerilere çekildi. Olması gereken fiyatlara geldi şu anda ve balon patladı. Kısacası şu anda adliyelerde hep kiralıklarla ilgili mahkemelerle boğuşuluyor. Alanya, Manavgat ve bazı ilçelerimizde bunlar var. Yabancıların kiralarını ödemeden gittiklerini, yabancıların ev sahiplerine, ‘Siz bizi kandırmışsınız, fiyat bu değilmiş’ dediklerini ve her yerde bir kavga, ev mahkeme dosyalarının çoğaldığını biliyoruz. Bunu biz zamanında söylemiştik. Eski rakamlarına düşmez ama 4-5-6 bin fiyatlarında evler seyreder” diye konuştu.

Fiyatların bu şekilde devam edeceğini tahmin ettiklerini ve balonun patladığının altını çizen İsmail Çağlar, uyarılarının gerçeğe dönüşmesinin üzücü olduğunu kaydetti.

Antalya'da yabancılar kiralarını ödemeden gidiyor

"Balon şişmez"

Türk vatandaşlarından önce yurt dışından gelen mülk alan ve burada yerleşik yaşayan yabancıların, vatandaşlarına fahiş fiyat uyguladığını aktaran Çağlar, “Yerleşik yaşayanlar, savaş bölgesinden gelenleri kandırdı, dolandırdı. Şimdi onlar da öğrendi kandırıldıklarını. 'Ben 6 ay ödemişim aslında bir iki senelik fiyat ödemişim, para vermiyorum’ diyor. Bu durumlar başladı. Aynı apartmanda yan yana olan dairelerin biri 3 bin TL’ye, diğeri 30 bin TL’ye kiraya verildi. Bunun bir ortası olması lazımdı. Yabancı kiracılar bunu öğrendi ve durum patladı. Bundan sonra balonun bir daha şişeceğine inanmıyorum. Normal seyrinde yıllardır gittiği gibi gideceğini tahmin ediyorum. Antalya’da fiyatlar çok da aşağı düşmeyecektir, normal seyrinde devam edecektir. Normal bir seviyede gitmesi lazım” dedi.

Antalya'da yabancılar kiralarını ödemeden gidiyor

"Olacağı belliydi"

Ev sahiplerine bu fahiş kiralar noktasında hep telkinlerde bulunduklarını hatırlatan Çağlar, “Azı bulmadan çoğu bulamazsın. Bu insanlar birden çoğa tamah edince elindekinden de oldu. Şimdi zorla insanları dışarı çıkaramıyorsunuz. Kiracıların hakları çok şu an, çıkaramayınca mağdur oluyorsunuz. Eskiden kiracıydı, şimdi ev sahipleri mağdur oldu ama kendileri istedi. Biz bu konuda uyardık. Enflasyona göre olması lazım, 3 bin TL’lik evi 30 bin TL’ye verdiler, yazıktır günahtır. Olacağı belliydi” ifadelerine yer verdi.

İsa Akar - Fırat Demir
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi’nde Türkçe şenliği düzenlendi Kastamonu Üniversitesi’nde "Dünya Dili Türkçe Günü" dolayısıyla düzenlenen şenlik renkli görüntülere sahne oldu. Kastamonu Üniversitesi’nde, "Dünya Dili Türkçe Günü" olarak kabul edilmesi sebebiyle Türkçenin kültürel mirastaki yerini ve toplumsal önemini vurgulamak amacıyla kampüs genelinde iki ayrı etkinlik gerçekleştirdi. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Kültür Sanat Uygulama ve Araştırma Merkezi (KÜSAM), Kültür Sanat Uygulama ve Araştırma Topluluğu (KÜSAT) ile Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÖMER) iş birliğiyle düzenlenen "Dünya Dili Türkçe Şenliği", Merkez Kütüphane Sezai Karakoç Salonu’nda gerçekleştirildi. Programa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selahattin Kaymakcı, TÖMER Müdürü Doç. Dr. Onur Hasdedeoğlu, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Rabia Aktaş, KÜSAM Müdürü Doç. Dr. Zeki Gürel, akademik personel ve öğrenciler katıldı. Programın açılışında konuşan KÜSAM Müdürü Doç. Dr. Zeki Gürel, Türk dilinin millet hayatındaki belirleyici rolüne vurgu yaptı. Türkçenin tarih boyunca kültürün, düşüncenin ve ortak hafızanın taşıyıcısı olduğunu ifade eden Gürel, Türk dünyasında yürütülen ortak dil ve alfabe çalışmalarının önemine dikkat çekti. TÖMER Müdürü Doç. Dr. Onur Hasdedeoğlu ise Türkçenin yalnızca bir iletişim aracı olmadığını, milletin hafızasını ve dünyayı algılama biçimini yansıtan temel unsur olduğunu belirtti. Konuşmaların ardından KÜSAT Halk Dansları Ekibi’nin sahnelenen gösteri, izleyicilerden beğeni topladı. Program kapsamında öğrenciler ve TÖMER’de eğitim gören öğrenciler tarafından şiirler okundu ve müzik performansları gerçekleştirildi. KÜSAM Müdür Yardımcısı Öğretim Görevlisi Dr. Osman Eroğlu’nun seslendirdiği eserlerle devam eden programın sonunda katkı sunan öğrenci ve akademisyenlere teşekkür belgeleri takdim edildi. Öte yandan, Dünya Dili Türkçe Topluluğu tarafından Eğitim Fakültesi ana kampüs girişine kadar uzanan yaklaşık 1 kilometrelik güzergah boyunca, yabancı kökenli kelimelerin Türkçe karşılıklarını içeren 100 adet pankart asıldı. "Dilimiz kimliğimizdir" anlayışıyla hazırlanan pankartlar, Kastamonu Üniversitesi öğrencileri ve kampüs güzergahını kullanan vatandaşlardan yoğun ilgi gördü.
Yozgat Yozgat’ta ilginç geri dönüşüm hikayesi, tabuttan ana kucağı yaptı Kullanılmış tabutlardan kanatlı hayvanlar için ana kucağı yaptı. İstanbul’dan 10 yıl önce memleketi Yozgat’ın Şefaatli ilçesine dönen Hasan Şahan, kanatlı hayvan yetiştiriciliğinde uyguladığı farklı yöntemle dikkat çekiyor. Uzun yıllar İstanbul’da yaşayan Hasan Şahan, memleketine döndükten sonra tavuk, kaz ve ördek yetiştiriciliğine başladı. Üretimde maliyetleri düşürmek için geri dönüşüme yönelen Şahan, atıl durumdaki tabutu civcivler için ‘ana kucağı’na dönüştürdü. Geliştirdiği bu sistem sayesinde düşük maliyetle civciv üretimi yapan Şahan, küçük üreticilere de önemli bir alternatif sundu. Basit malzemelerle kurulan sistemin, civcivlerin hayatta kalması açısından büyük önem taşıdığını belirten Şahan, özellikle ısı dengesinin korunmasının hayvanların gelişimi için hayati olduğunu ifade etti. Yüksek maliyetli ekipmanlar yerine geri dönüşümle oluşturulan bu yöntemle üretimin daha sürdürülebilir hale geldiğini dile getirdi. Hasan Şahan konuşmasında şunları söyledi: "Geri dönüşüm gibi düşünün. Bakın efendim bu bir tabut, atıl. Yurt dışından veya Türkiye’nin belli bir bölgesinden cenazemiz gelmiş. Bu atıl vaziyette geçmiş. Biz bunu alıp içerisine iki tane ısıtıcı ampul, bir tane de termostat takarak ana kucağı yaptık. . 1-1 buçuk aylık oluncaya kadar kaz yavrusu, ördek yavrusu ve tavuk civcivi büyütebiliyoruz. Çok basit bir sistemi var. En ucuz sistem bu. İki tane ısıtıcı ampul, bir tane 30 derece ile 100 derece arasında termostat. Bunu elektriğe takıyorsun biri ısıtıcı, biri normal aydınlatma lambası. 30 dereceyi bulduğu anda otomatikman atıyor. Hayvanların ısısı çok önemli. Yani 30 derecenin altına düşürdüğü zaman hipotermiye giriyor, ölüyor. Onu yaşatmamak için hayvana bu şekilde bir sistem kurduk. Yani 20 bin, 30 bin liraya ana kucağı almaktansa bunu kendiniz yapabilirsiniz. Çok uygun bir fiyata, iki tane ampul, 5 metre kablo, bir de termostat. Hepsi bu."
Konya Kalp ağrısı sanılıyor, reflü çıkıyor Modern yaşamın getirdiği stres, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve hareketsizlik Gastroözofageal reflü hastalığının görülme sıklığını her geçen gün artırıyor. Reflünün, mide asidi ve mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıyla ortaya çıkan, kronik seyirli bir sindirim sistemi hastalığı olduğunu belirten Medicana Sağlık Grubu Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, reflünün yalnızca yaşam kalitesini düşürmekle kalmadığını, tedavi edilmediğinde ciddi ve kalıcı sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtti. Reflü hastalığı, çoğu zaman basit bir mide yanması olarak algılansa da göğüsten boğaza, solunum yollarından yutma fonksiyonuna kadar pek çok sistemi etkileyen farklı belirtilerle kendini gösterebiliyor. Medicana Konya Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, kalp ağrısı sanılan göğüs ağrılarının önemli bir bölümünün aslında reflüden kaynaklanabileceğine dikkat çekti. Tedavi edilmeyen reflü, yemek borusu kanserine neden olabilir Reflünün temelinde, mide ile yemek borusu arasındaki alt özofagus sfinkterinin yeterince iyi çalışmaması yer alıyor. Mide asidinin, mide ile yemek borusu arasındaki kapakçığın işlev bozukluğu nedeniyle yemek borusuna kaçtığını ve koruyucu tabakası olmayan yemek borusu mukozasında hasara yol açtığını belirten Doç. Dr. Bilal Toka, şu açıklamalarda bulundu: "En sık görülen belirtiler arasında göğüste yanma, ağıza acı-ekşi tat gelmesi, mide ağrısı ve yutma güçlüğü bulunur. Ayrıca ses kısıklığı, kronik öksürük, boğazda yanma ve geceleri artan nefes darlığı da reflü ile ilişkili olabilir. Yapılan çalışmalar, kalp ağrısını düşündüren göğüs ağrısıyla acil servise başvuran hastaların yaklaşık yarısında nedenin reflü olabildiğini göstermektedir. Bu nedenle özellikle tekrarlayan göğüs ağrısı, uzun süren mide yanması ve boğaz şikayetleri olan hastaların, kalp kaynaklı bir sorun olmasa dahi reflü açısından değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır." Tedavi edilmeyen reflü hastalığının zamanla yemek borusunda iltihaplanmaya neden olabileceğini ifade eden Doç. Dr. Bilal Toka, ileri ve uzun süreli vakalarda ise ülser, kanama, yemek borusunda darlık ve buna bağlı yutma güçlüğü gelişebileceğini kaydetti. Uzun yıllar süren reflü hastalığında Barrett özofagusu gelişebileceğini belirten Doç. Dr. Toka, bu durumun yemek borusu kanseri açısından önemli bir risk faktörü olduğuna dikkat çekerek, "Reflü hastalığının tedavi edilmemesi ayrıca kronik farenjit, larenjit, diş çürükleri, sinüzit atakları ve astım benzeri solunum sorunlarına da neden olabiliyor" dedi. "Geç saatte yemek reflüyü artırıyor" Reflü tedavisinde yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının belirleyici rol oynadığını vurgulayan Doç. Dr. Bilal Toka, şu bilgileri verdi: "Aşırı kilo, sigara ve alkol kullanımı, yağlı ve baharatlı yiyecekler, çikolata, kafeinli ve gazlı içecekler şikayetleri artırabiliyor. Hazır gıdaların etkisi de yadsınamaz. Geç saatlerde yemek yemek ve tok karna uzanmak da reflüyü kolaylaştırıyor" ifadelerini kullandı. Reflü hastalığının tanısında hastanın şikayetlerinin yanı sıra endoskopi ve gerekli durumlarda PH incelemelerinin kullanıldığını belirten Doç. Dr. Bilal Toka, tedavide yaşam tarzı değişikliklerinin ve mide asidini azaltan ilaçların ön planda olduğunu ifade etti. Bazı hastalarda ise endoskopik ya da cerrahi yöntemler gerekebileceğini kaydeden Toka, "Uzun süredir devam eden reflü şikayetleri, ilaçlara yanıt alınamaması, yutma güçlüğü, kilo kaybı veya kanama bulguları olan hastaların gecikmeden sağlık kuruluşlarına başvurması gerekmektedir’’ diye konuştu.
Tokat Tokat Belediyesi’ndeki dinleme krizinde, ifadesi alınan başkan yardımcısı adli kontrolle serbest bırakıldı Tokat Belediyesi’ne ait Canikli Konağı’nda dinleme cihazı tespit edilmesi üzerine başlatılan soruşturmada ifadesi alınan Başkan Yardımcısı Melik Bingöl hakkında adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı kararı verildi. Tokat Belediyesi’nde belediyenin güvenlik birimlerince yapılan kontrollerde Canikli Konağı’nda bir dinleme cihazı tespit edilmişti. Durumun bildirilmesi üzerine Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı ve İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Müdürlüğü koordinesinde adli ve teknik inceleme başlatıldı. Soruşturma kapsamında belediye personellerinin de ifadeleri alındı. Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu’nun özel talebi üzerine göreve başlayan Bilgi İşlem Müdürlüğü’nden sorumlu Tokat Belediye Başkan Yardımcısı Melik Bingöl’ün de ifadesi alındı. Olayla ilgili gözaltına alınan dışarıdan belediyeye bilgi işlem hizmeti veren Enes Y. adliyeye sevk edilmesinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Aynı zamanda olayla bağlantısı olduğu düşünülen belediye bilgi işlem personeli Yusuf Y., de tutuklanarak cezaevine gönderildi. Başkan Yardımcısı Melik Bingöl ise ifadesinin ardından adli kontrol ve yurt dışına çıkış yasağı uygulanmasına karar verildi. Soruşturmanın çok yönlü olarak sürdüğü bildirildi.