RAMAZAN - 13 Mayıs 2019 Pazartesi 14:42

Arı sokması orucu bozar mı! Arı sokunca oruç bozulur mu

A
A
A
Arı sokması orucu bozar mı! Arı sokunca oruç bozulur mu

Arı sokması orucu bozar mı! Arı sokunca oruç bozulur mu... vatandaşlar tarafından merak edilen soruların arasında yerini almış durumda. İşte detaylar...

Arı sokması orucu bozar mı! Arı sokunca oruç bozulur mu... Ramazan ayında merak edilen soruların arasında ve bu sorunun cevabı merak ediliyor. İşte sizler için hazırlamış olduğumuz bu rehberden konu ile ilgili detaylara ulaşabilirsiniz...

Arı sokması orucu bozar mı! Arı sokunca oruç bozulur mu

Orucu bozmayan şeyler

Sual: Orucu bozmayan şeyler nelerdir?

CEVAP

Bazıları şunlardır:

1- Oruçlu olduğunu unutarak yiyip içmek,

2- Ağzına gelen kusuntunun geri gitmesi,

3- Oksijen tüpüyle ilaçsız suni hava vermek,

4- Orucu bozmaya niyet edip de bozmamak,

5- İstemeyerek ağız dolusu kusmak,

6- İsteyerek, zorlayarak biraz kusmak,

7- Sahurda tokluk veren ilaçlar kullanmak,

8- Göze katı veya sıvı ilaç koymak, ıslak lens takmak,

9- Gıybet etmek,

10- Rüyada ihtilâm olmak,

11- Diş çukuruna ilaç koymak,

12- Çiçek, kolonya veya parfüm koklamak,

13- Morfinsiz, iğnesiz diş çektirmek,

14- Yutmadan yemeğin tadına bakmak,

15- Sakındığı hâlde toz ve dumanın boğazdan veya burundan içeri girmesi,

16- Diş çektirince gelen tükürükten az kanı yutmak,

17- Ağzını yıkadıktan sonra, kalan yaşlığı tükürükle yutmak,

18- Dişleri arasında kalan, nohuttan küçük olan şeyi yutmak,

19- Hacamat olmak, kan aldırmak, akupunktur kullanmak,

20- Kulağa su kaçması,

21- Misvak kullanmak, macunsuz diş fırçalamak, [Macunlu fırçalamakla da oruç bozulmaz fakat mekruh olur. Macun yutulursa oruç bozulur, kaza gerekir.]

22- Gusletmek, banyo yapmak,

23- İdrar yoluna pamuk koymak, [Şâfiî’de bozar.]

24- Sağlam deriye ilaç, krem sürmek, her çeşit yakı, sigara bandı, tokluk bandı koymak,

25- Yaraya imsak vaktinden önce konan sıvı ilacın, imsak vaktinden sonra emilmesi,

26- Yaradan çıkan kan, irin ve benzerlerinin tekrar içeri girmesi,

27- Arı sokması,

28- Dudaktaki yaşlığı yutmak,

29- Banyoda oluşan su buharını teneffüs etmek,

30- Ele iğne batıp, kırığının içinde kalması,

31- Kulağa pamuklu çubuk sokmak, [Şâfiî’de bozar.]

32- Kanayan yere, kanın durması için kan taşı sürmek,

33- Ağza gelen yemeği, balgamı, kusmuğu veya baştan buruna gelen akıntıyı yutmak,

34- Bel soğukluğu hastalığından dolayı akıntı gelmesi.

35- Evi haşere için ilaçlayan, ister istemez ilacı teneffüs etse, orucu bozulmuş olmaz; çünkü sakınmak zordur,

36- Kulağa sabunlu su kaçırması,

37- Ağza su alıp çalkalamak veya ağzı yıkadıktan sonra ağızda kalan yaşlığı tükürükle yutmak,

38- Hanımını öpenin orucu, mezi gelse de bozulmaz. Öperken şehvetlenip cünüp olursa bozulur. [Cünüp olma ihtimali varsa, hanımını öpmesi mekruh olur. Orucu bozacak derece çok öperse haram işlemiş olur. Çünkü orucu mazeretsiz bozmak haramdır. Ama öperek cünüp olunca kaza gerekir, kefaret gerekmez.]

39- Akupunktur kullanmak orucu bozmaz. Akupunkturun sadece iğnesi giriyor, vücudun içine bir şey zerk edilmiyor.

40- Çatlak dudağa veya eldeki yarığa, krem, tentürdiyot, kolonya veya oksijenli su sürmek. [Açık yaraya sürülen merhemin, içeri sızdığı iyi bilinmedikçe orucu bozmadığı, S. Ebediyye'de bildirilmektedir. İyi bilmek, zanla olmaz. Kesin bilmek gerekir. Kesin bilinmeyince bozar denilemez.]

41- İğneli epilasyon yaptırmak orucu bozmaz. İçeriye ilaç gibi bir şey girmedikçe, vücuda iğne batırmak orucu bozmaz. İğneli epilasyonda içeriye ilaç girmiyor. Sadece iğne, kıl folikülüne sokularak akım veriliyor.

42- Kaş, bıyık aldırmak, etek tıraşı olmak ve epilasyon orucu bozmaz.

43- Oruçlunun ağzına gözyaşı veya ter girerse, bir iki damla gibi azsa, orucunu bozmaz, çünkü bundan korunmak zordur. Çok olur da tuzluluğunu ağzının her yerinde duyar ve yutarsa orucu bozulur. Yutmayıp tükürürse bozmaz.

44- Kuru parmağı, ön veya arka tarafa sokmak, [Şafii’de bozar.]

KAYNAK:DİNİMİZİSLAM

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Okan Buruk: "Şampiyonlar Ligi’nde hayallerimize ulaşmak için çok önemli bir maça çıkacağız" Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Monaco maçına ilişkin, "Oyuncularıma çok güveniyorum ve onlarla birlikte Şampiyonlar Ligi hedeflerimize, hayallerimize ulaşmak için çok önemli bir maça çıkacağız" dedi. Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi’nin 6. haftasında TSİ 23.00’te Monaco ile karşılaşacak. Müsabakanın hazırlıklarını tamamlayarak Fransa’ya giden sarı-kırmızılılarda Teknik Direktör Okan Buruk, mücadelenin oynanacağı II. Louis Stadyumu’nda düzenlenen basın toplantısında soruları yanıtladı. İki takım için de çok önemli bir maç olduğunu belirterek sözlerine başlayan Buruk, "Bundan sonraki hedefleri belirleyecek çok önemli bir maça çıkıyoruz. Rakibimizin de ligde ve Avrupa’da değişken performanslarını görüyoruz. Tabii ki çok iyi bir kadroya sahipler, iyi oyunculara sahipler. Özellikle son iç saha maçlarında Paris Saint-Germain’e karşı aldıkları galibiyet tabii ki çok önemliydi. Ama biz de buraya her zamanki gibi kazanmak için geldik. Kazanmak için buradayız. Eksiklerimiz var. Zor bir dönemden geçiyoruz. Hem kadro yapısı olarak hem de maç sertliği olarak üst üste maçlar oynuyoruz. Aşağı yukarı da aynı oyuncularla oynuyoruz. Çok fazla seçeneğimizin kalmadığı bir durumdayız. O yüzden bizim için tabii ki zorlu bir fikstür ama her şey iyi gidiyor. Ligde lideriz, 3 puan öndeyiz. Trabzonspor’dan da 2 puan öndeyiz. Özellikle Şampiyonlar Ligi’nde nereye gideceğimizi bu maç çok net bir şekilde belirleyecek. O yüzden çok önemli bir maça çıkacağız. Her zaman olduğu gibi hep söylüyorum, oyuncularıma çok güveniyorum ve onlarla birlikte Şampiyonlar Ligi hedeflerimize, hayallerimize ulaşmak için çok önemli bir maça çıkacağız" ifadelerini kullandı. "Galatasaray tarihi için çok önemli bir stat" Sarı-kırmızılıların 2000 yılında bu statta kazandığı UEFA Süper Kupa’nın hatırlatılması üzerine Okan Buruk, "Evet, bu stat Galatasaray tarihi için çok önemli, çok değerli bir stat. 2000 yılında Süper Kupa finalini burada oynadık. Bu statta bir kupa kaldırdık. Bu tabii ki hem benim futbolcu olarak hatıramda hem de bütün Türk halkının hatıralarında kalmış çok önemli bir başarı. Galatasaraylıların hatıralarında kalmış çok önemli bir başarı. İnşallah yarın akşam tekrar burada çok önemli bir gece daha yaşarız.Bunun için en iyi şekilde hazırlandık" diye konuştu. "Kazanmaktan başka düşüncemiz olmayacak" Son oynadıkları Union Saint-Gilloise maçındaki eksiklere dikkat çeken Buruk, "Maç maç gidiyoruz. Her maçın ayrı bir hikayesi var tabii ki. Kötü başladık. Sonra 3 maç kazandık.Hiç beklemediğimiz bir anda çok önemli oyuncularımız, çok değerli oyuncularımız eksildi. Çok eksik bir şekilde Union Saint-Gilloise maçına çıktık. İyi bir 11’e sahibiz. Maçı kazanabilecek 11’e sahibiz ama maalesef o maçı kazanamadık. Burada da yine galibiyet için sahaya çıkacağız. Tabii ki aldığınız her puan Şampiyonlar Ligi’nde özellikle deplasmanda çok değerli, çok önemli. Ama her takım kazanmaya oynar, yani kazanmaktan başka bir düşüncemiz olmayacak" şeklinde konuştu. "Rakibimizi en iyi şekilde analiz ettik" Fransız ekibinin taktiği üzerine konuşan Buruk, sözlerine şöyle devam etti: "Monaco takımı, yeni teknik direktörü takıma katıldıktan sonra hep 3’lü oynadı ancak son Pafos maçıyla birlikte başlayarak Paris Saint-Germain maçı ve Brest maçında 4’lü savunmaya geçti. Yine bu dörtlü savunmayı bekliyorum. Paris maçına baktığımızda 10 kişiyle bile pozisyon vermeyen bir Monaco var. Çok iyi oyunculara sahipler gerçekten. Analiz etmesi tabii ki çok zor değil. Son maçlarda özellikle aynı oyuncularla oynadılar. Bir tek savunma hattında, savunma merkezinde ve orta saha merkezinde değişiklikler var. Zakaria’nın cezalı oluşu son maçta değişikliğe yol açtı. Yarın Balogun oynarsa tam kadro gibi olacak. Balogun’un olmadığı gün tabiiki biraz daha fazla değişiyor. O yüzden rakibimizi biz de en iyi şekilde analiz ettik. Artık saha içi performans, maçın gidişatı ve o maçın aksiyonları çok önem kazanıyor. Kazanmak için rakibimizin de ne kadar iyi bir takım olduğunu biliyoruz. Biz de burada taraftarımızla birlikte, çok sayıda taraftarımızın olacağına inanıyorum, elimizden geleni yapacağız." "Sakatlıklar 90 dakikalık performansımızı etkiliyor" Cok iyi oyunculara sahip olduklarını söyleyen sarı-kırmızılıların teknik patronu her zaman iyi bir 11 ile sahaya çıkmaya çalıştıklarını söyledi. Buruk, "Bazen oyuncu değişikliklerinde zorlanabiliyoruz. Son maçta da bunu yaşadık. Fenerbahçe maçında yaşadık. Çaresiz kaldığım yerler oluyor. Lemina’nın ve Arda’nın olmadığı bir durumda özellikle savunma hattında tamamen çaresizim. Galatasaray’daki bu 4. yılım, bu en zorlandığım dönemler aslında. Bazı mevkilerde değişiklik yapacak oyuncumuz yok. O yüzden bu maçın ikinci yarılarını etkiliyor. Devamlı aynı oyuncularla 4 günde bir maç oynuyoruz. Bazen dinlendirmemiz gereken oyuncuları dinlendiremiyoruz. Sakat sakat oynatıyoruz. Bu durum birçok oyuncunun performansını etkiliyor. Şimdi IsmailJakobs’u antrenmanda bugün denedik ama yüzde yüz hazır olmadığını biliyoruz. Birçok oyuncu için sakatlığının tekrarlanma riskini de göze alarak bu dönemde oynamak zorundayız. Oyuncularımızı korumam gerekiyor çünkü bazen biz onları oynatmak zorunda kalıyoruz. Tabii ki sağlıklarını çok kötü bir şekilde etkilemeyecek şekilde oynatıyoruz ama bu riskleri alıyoruz. Böylesine mecbur kaldığımız bir dönem. Geçen hafta Lemina için bunu söyledim, Yunus da aynı şekilde. Ayağında ağrılarla oyuna girdi. Jakobs bugün antrenmana çıktı. Berkan tam iyileşmemişti ama kadroya aldık. Kısa bir süre oynattık. Yine hep ağrılarla oynuyor. Bu dönemde mecburen bunu yapmak zorundayız. Bu tabii ki 90 dakikalık performansımızı etkiliyor. Her oyuncu bizim için önemli. Her oyuncunun eksikliğini hissediyoruz. Yunus’un da gerçekten eksikliğini çok hissettik. Tabii ki bir plan hazırladık. Elimizdeki mevcut oyuncularla ne yapabileceğimizi düşündük. Bugün de bununla ilgili çalışmamızı yaptık. Yarın da bunun karşılığını göreceğiz" dedi. "Yunus ve Jakobs için kararı yarın vereceğiz" Yunus Akgün’ün son durumuyla ilgili bilgi de veren Buruk, şöyle konuştu: "Son maçta Yunus 25-30 dakika oynadı. Bir sonraki maça hazırlık oldu onun için.Takımı için, takımın başarısı için, arkadaşları için gerçekten kendini zorluyor. Ağrıları olmasına rağmen yarın karar vereceğiz. Burada Ismail Jakobs’un durumu önemli. Yarın onunla ilgili de karar vereceğiz. Orta sahada da çok fazla alternatifimiz yok. Rakibimizin özellikle öndeki santrafor dışındaki 3 oyuncusu çok gezerek oynuyorlar, çok hareketliler. Orta saha oyuncuları ve savunma oyuncuları da tabii ki fiziksel olarak çok büyük bir üstünlük kuruyorlar. Özellikle bunu değerlendirip buna göre planlar yapıyoruz."
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "(Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi) Eğer gerçekten bu sistemi iyileştirmek istiyorsanız, geliştirmek istiyorsanız gelin yeni anayasayı çalışalım" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Eğer gerçekten bu sistemi iyileştirmek istiyorsanız, geliştirmek istiyorsanız gelin yeni anayasayı çalışalım. Gelin hep birlikte bu ülkenin geleceğine dair çok daha güçlü bir çerçeve oluşturalım. Biz AK Parti olarak bu konuları çalışıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi zaten yeni tasarısını hazırladı. Bu sistemi iyileştirmek, geliştirmek için partilerin, grupların bir araya gelip ortak akılla böyle ön yargılarla baştan sıkılmış yumruklarla değil açık fikirlilikle alternatifleri ortaya koyarak her birinin artısını, eksisini, analizini yaparak tartışmamız lazım" dedi. Yılmaz, 2026 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve hükümet adına konuşma yaptı. TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Yılmaz, bütçenin önemine işaret ederek, "Bütçeler vesilesiyle aslında bir ülkenin bütün politikaları tartışılıyor, dünya değerlendiriliyor, Türkiye değerlendiriliyor. Dolayısıyla bu görüşmeleri çok kıymetli bulduğumuzu ve bunlardan yürütme olarak da mutlaka istifade etmeye çalışacağımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum. Ancak şunun da altını çizmek isterim: Bütçeler, elbette bütçe hakkı nihai olarak Meclisimizindir. Nitekim, nihai olarak burada Meclisimiz kabul edecektir veya reddedecektir veya değiştirecektir ancak bütçelerin özel bir durumunun olduğunu da görmemiz lazım. Bütçeler aynı zamanda yürütmenin halka söz verdiği hususlarda icraat yapabilmelerinde temel araç niteliğindedir" ifadelerini kullandı. Yılmaz, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye için özellikle içinden geçtiğimiz dönemde son derece kıymetlidir. Tabii ki bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilemeyeceği geliştirilemeyeceği anlamına da kesinlikle gelmemektedir. Her sistem gibi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de iyileştirmeye, geliştirmeye açık bir sistemdir. Yapısında, tabiatında bu var. Çünkü birçok hususu kanun olmadan da düzenleme hakkı getirmektedir. Niye böyle bir hak vermiş Anayasa? İdare daha hızlı hareket edip kendisini yeni şartlara uyarlasın diye. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yaşanan tecrübeler ışığında, birikimler ışığında geliştirilmesi, iyileştirilmesi her zaman mümkündür. Bu noktada da müsaadenizle muhalefete bir eleştiride bulunmak istiyorum. Bir taraftan bu sistemin iyileştirilmesini siz de talep ediyorsunuz. Ama bir taraftan da bu sistemi iyileştirecek anayasal çalışmalarda biz yokuz diyorsunuz. Ben bunu bir tutarsızlık olarak görüyorum. Eğer gerçekten bu sistemi iyileştirmek istiyorsanız, geliştirmek istiyorsanız gelin yeni anayasayı çalışalım. Gelin hep birlikte bu ülkenin geleceğine dair çok daha güçlü bir çerçeve oluşturalım. Biz AK Parti olarak bu konuları çalışıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi zaten yeni tasarısını hazırladı. Bu sistemi iyileştirmek, geliştirmek için partilerin, grupların bir araya gelip ortak akılla böyle ön yargılarla baştan sıkılmış yumruklarla değil açık fikirlilikle alternatifleri ortaya koyarak her birinin artısını, eksisini, analizini yaparak tartışmamız lazım. Demokrasi dediğimiz bu. Tartışmadan doğruyu bulamayız. Konuşmadan doğruyu bulamayız. Dolayısıyla dışlayıcı yaklaşımların ben hiçbir şekilde ülkemize fayda getirmediğini vurgulamak istiyorum. Bu sistem doğru bir sistem ve iyileştirilmeye açık bir sistem." Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı bütçesine ilişkin bilgi vererek, "Cumhurbaşkanlığı bütçesinin yarıya yakını barışa hizmet anlamında yurt dışındaki askerlerimize gönderdiğimiz ödeneklerden başka kurumlara transfer ettiğimiz ödeneklerden oluşuyor. Bir taraftan da dünyanın üçüncü kütüphanesi olan millet kütüphanemize yaptığımız harcamalarda bu bütçenin içinde yer alıyor. Dolayısıyla çok masraflı bir sistem oluştu. Cumhurbaşkanlığı sistemi çok daha fazla para tüketiyor yaklaşımı da rakamlarla teyit edilmeyen doğru bir yaklaşım değil. Örtülü ödenekle ilgili de yine bir takım fikirler ortaya koyuldu. Orada da değerli arkadaşlar limit limitler kanunlarla açıkça belirlenmiştir. Binde onu gibi hatırlıyorum. Yanılıyor olabilirim. O limitin çok çok altında bir oranda örtülü ödenek harcanıyor. Hiçbir şekilde o limitler aşılmıyor. Türkiye dediğim gibi bir hukuk devleti, kuralların olduğu bir devlet ve bu kuralların içinde harcamalarımızı gerçekleştiriyoruz" şeklinde konuştu. Yılmaz vergilerle ilgili olarak, "Asıl geride olduğumuz doğrudan vergiler, doğrudan vergilerde biz Avrupa Birliği OECD oranlarına göre çok daha düşük oranda vergileri topluyoruz, bunu da değiştirmek bizim de bir politikamız, bunu Orta Vadeli Program’a da yazmış durumdayız. Doğrudan vergilerin payını artırmak istiyoruz, bu anlamda çok sayıda adım attık, kurumlar vergisi oranını 5 puan artırdık, yap-işlet-devret ve kamu-özel iş birliği için projelerde yüzde 10 artırdık kurumlar vergisini, banka ve diğer finansal kuruluşların finansal faaliyet harçlarını yüzde 50 yükselttik, çok uluslu şirketlerde minimum kurumlar vergisi yüzde 15 olacak dedik, yerli şirketlerde yüzde 10 olacak dedik, şirketlerin taşınmaz satışlarında uygulanan yüzde 50 kazanç istisnasını kaldırdık, kâr paylarındaki gelir vergisi stopajını yüzde 15’e yükselttik, daha çok sayıda eylem var ve bütün bunlarla 2024 yılında yüzde 65,8 olan dolaylı vergilerin payını 2026 yılında yüzde 61,8’e indirmeyi hedefliyoruz, daha da aşağıya elbette çekelim ama şunun da altını çizmek isterim: Bizim dolaylı vergilerimizde de sosyal adaleti gözetiyoruz, düşük gelirli grupların daha fazla tükettiği ürünlerde KDV’yi, ÖTV’yi düşük tutuyoruz veya hiç almıyoruz, yüksek gelirli grupların tüketimlerinden daha fazla ÖTV ve KDV alıyoruz, dolaylı vergilerimizde de sosyal adaleti gözeten bir yapı kuruyoruz. Türkiye’nin toplam vergi yükü yani dolaylı, dolaysız pirimler millî gelire oranla 23,5. Bu oran OECD’de yüzde 33,9; AB ülkelerinde yüzde 39,9. Hani "Herkesten vergi alıyorsunuz, çok vergi alıyorsunuz." diye bir iddia var, bu rakamlar onu desteklemiyor. Bizim millî gelire oranla topladığımız tüm vergiler -doğrudan, dolaylı, sosyal güvenlik primleri, hepsini dâhil ederek- millî gelire oranla yüzde 23,5; OECD’de bu oran yüzde 33,9; Avrupa Birliğinde yüzde 39,9. Bu oranları da görmemiz lazım" ifadelerini kullandı.
İstanbul Mert Hakan Yandaş ve Metehan Baltacı’nın da arasında bulunduğu 20 şüpheli tutuklandı Futbol dünyasında ’bahis oynama’ iddiasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında aralarında Mert Hakan Yandaş, Metehan Baltacı ve Murat Sancak’ın bulunduğu 20 şüpheli çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklandı. Aralarında Zorbay Küçük, Salih Malkoçoğlu, Samet Karabatak ve Tolga Kalender’in de bulunduğu 19 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aralarında eski Adanademirspor Başkanı Murat Sancak, futbolcular Mert Hakan Yandaş ile Metehan Balcı, spor yorumcusu Ahmet Çakar ve hakem Zorbay Küçük gibi isimlerin de bulunduğu, futbol müsabakalarında görev yapan bir kısım hakem, futbolcu ve bazı kulüp yetkililerinin karıştığı ’bahis oynama’ iddiasına yönelik yürütülen soruşturma sürüyor. 20 şüpheli tutuklandı Soruşturma kapsamında Savcılıktaki işlemlerinin tamamlanmasının ardından şüpheliler Emrah Çelik, Yunus Emre Tekoğul, Metehan Baltacı, İzzet Furkan Malak, Bartu Kaya, Murat Sancak, Orkun Özdemir, Kadir Kaan Yurdakul, Faruk Can Genç, Alessane Ndao, Mert Hakan Yandaş, Ersen Dikmen, Kerem Yusuf Sirkeci, Emircan Çiçek, Ahmet Okatan, Gürhan Sünmez, Mehmet Emin Katipoğlu, Volkan Erten, Şahin Kaya ve Ümit Kaya çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklandı. 19 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı Diğer şüpheliler Abdulsamet Burak, Cengiz Demir, Erhan Çelenk, İsmail Kalburcu, Salih Malkoçoğlu, Samet Karabatak, Tolga Kalender, Uğur Kaan Yıldız, Gamze Neli Kaya ve Zorbay Küçük ’imza atmak’ şeklinde; Ahmet Abdullah Çakmak, Eren Karadağ, Uğur Adem Gezer, Arda Türken, Muhammed Furkan Özhan, Yusuf Özdemir, Ensar Bilir, Oktay Aydin ve Yücel Gürol ’yurt dışına çıkış yasağı’ ve ’imza atmak’ şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanması şartıyla serbest bırakıldı.