GÜNDEM - 29 Eylül 2017 Cuma 10:56

Arıcılar arılarını kışa hazırlamaya başladı

A
A
A
Arıcılar arılarını kışa hazırlamaya başladı

Eskişehir’de arıcılık yapan baba ve oğul, arılarının kış mevsiminde ölmemeleri, sağlıklı beslenebilmeleri ve rahat edebilmeleri için kış hazırlıklarına başladı.

Arıcılıkla uğraşan üreticiler soğuk havalarda kovanlarına çekilip çok az sıklıkla kovandan çıkan arılarının ölmemeleri ve sağlıklı bir şekilde yeni sezona ulaşabilmeleri için gereken hazırlıkları yapmaya başladı. Bu vesile ile yaz mevsiminin yavaş yavaş son bulması ve sonbaharın ardından kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte Eskişehir’in Sakintepe Mahallesi’nde arıcılık ile uğraşan baba ve oğul, arılarını kış mevsimine hazırlıyor.

Arıcılığı babası Yusuf Çengel’in yanında küçük yaşlarda öğrendiğini belirten Faruk Çengel, arıları kış mevsimine sokarken genç arıyla sokmaya dikkat ettiklerini söyledi ve yaptıkları hazırlıklardan bahsetti. Çengel, “Yaz aylarında arılarımız çalıştığı müddetçe ömürleri kısa olur. Takribi 40-45 gün ömürleri vardır. Kış aylarında ise arılarımız çalışmadığı için ömürleri uzun olur. Bu da kış boyunca 4 ile 6 ay arasında değişir. Buna istinaden yaptığımız çalışmalarda arılarımızı kışa sokarken genç arıyla sokmaya dikkat ederiz. Yaptığımız işlemlerden bazıları bire bir oranında dediğimiz şeker şerbeti vermektir.

Bu şerbeti az az ve sık aralıklarla verdiğimizde arılarımıza düzenli bir besin kaynağı olduğu için, yavru atımına devam etmektedir. Onun haricinde yaptığımız işlemlerden bazılarında ise arılarımızı köpükler vasıtası ile içerideki kovanı daraltmadır. Bunu da şöyle açıklayabiliriz. Bir ailede 4 odalı bir evi düşünürsek ısıtma giderlerini kısmak amaçlı 1-2 odasının kapatılması gibi düşünebiliriz. İşlemi yaparken kalın ve densi yüksek köpükler kullanırız. Arılarımız kemirmesin diye. Bir de giriş delikleri dediğimiz ön tarafta bulunan 20 santimetre uzunluğundaki deliklerimizi kısaltırız. Bunu da kış aylarında 1 çerçeveye 1 santimetre olarak düşünürüz. Arılarımızın ömrü çalıştığı müddetçe 45 gündür. Ömürleri tükenip nüfus azalımına gittiklerinde katlardan düşürürüz” ifadelerini kullandı.

“Rutubet arının en büyük düşmanıdır”

Üreticilerin arılarına kış bakımlarını yaparken rutubet konusunda dikkat etmeleri gerektiğini söyleyen arı işletmesi sahibi Faruk Çengel, “Kovanların uçuş deliklerine yaptığımız daraltmaları bez ya da beze benzer bir maddeden yapılmasın ki içerisine veya önüne yağan yağmuru içeriye alıp, kovanlarda rutubeti sağlamasınlar. Rutubet arının en büyük düşmanıdır kış aylarında” dedi.

“İşlemlerin en önemlisi varova ile mücadeledir”

Arıların kovanlarında yapılan hazırlıklardan en önemlisinin varova diye bir canlı ile olduğunu vurgulayan Çengel, “Son baharda yaptığımız işlemlerin en önemlisi varova dediğimiz zararlı ile mücadeledir. Genel anlamda varova 8 bacaklı olup, eklem bacaklara giriyor ve bu arının kanını emiyor. İlaçlamasında da şunu söyleyebiliriz. Çeşitli ilaçlar var. Asitler var. Yağlı şerit dediğimiz bizim kullandığımız bir ürün var. Bunların en uzun süreli kullanılanı yağlı şeritlerdir ve 45 günlük bir kullanımı vardır. En etkili gördüğümüz şuan bizim bölgemizde bu ilaçtır” diye konuştu.

“Rutubetten korktuğumuzdan ötürü çuval biraz daha rahat oluyor”

Kovanların üst kısımlarının örtülmesinde bez yerine çuval kullanılmasının rutubet konusunda daha etkin olacağını söyleyen Çengel, “Bizler bölgemiz itibari üzerine çuval koyuyoruz. Bu bez de olabilir. Ancak şuna dikkat edilmesi gerekiyor ki çuval biraz daha rahat oluyor. Dışarıya sarktığı kısımlardan içeriye su çekmez. Yine rutubetten korktuğumuzdan ötürü. Bez kullanılması çok daha iyidir. Ancak çok dikkat edilip kovan kapaklarından dışarıya taşmamasını tavsiye ederiz. Yağmur suyu, kar suyu herhangi bir şeyi içeriye çekmemesi adına” şeklinde konuştu.

“Kışa girdiğimizi düşündüğümüz anda şerbetimizi koyulaştırırız”

Arıları sonbahar ve kış mevsimlerinde nasıl beslendiklerini anlatan arıcı Faruk Çengel, “Sonbahar beslemesinde öncelikli olarak sıvı besinle başlarız. Bu besin bildiğimiz şeker ve sudan ibarettir. Dilersek içerisine vitamin takviyeleri koyabiliriz. Bunları neye bağlı olarak dersek de ana arının genç yavru yumurta atmasını istediğimizden dolayı. Yumurta eksikliğini gördüğümüzde K vitamini takviyesi yapabiliriz. Sonbahar döneminde havalar iyice soğuyana kadar yada soğuyacağını hissettiğimiz ana kadar bire bir yavru arttırmak amaçlı verdiğimiz şuruba devam ederiz. Soğumaya başlayacağını artık daha da kışa girdiğimizi düşündüğümüz anda şerbetimizi koyulaştırırız. İkiye bir oranında yani 2 şeker 1 sudan koyu şuruplar hazırlarız ve bununla da arılarımıza stok yaptırırız” dedi.

“En büyük yanlışımızdır”

Son olarak arıcıların yaptığı en büyük yanlışın soğuk dönemlerde arılara kek vermek olduğunu belirten Faruk Çengel, “Kek olayında da şunu söylemek gerekir. En önemli nokta. Kışın soğuk dönemlerde kek verilir. Aslında bu en büyük yanlışımızdır. Arıcılar olarak sonbaharda havalar soğumadan önce stok yaptırmalı ve kışın kek vermememiz gerekir. Arı bir kilogram keki tüketebilmesi için 6 kilogram su ihtiyacı duyar. Haliyle kışın su ihtimali doğduğunda dışarıya çıkmak isteyecektir. Dışarıya çıktığında da soğukta felç geçirerek ölümler başlar. Yani işçi arılarımızın kaybı olur. Bunu yapmamak adına beslememizi sonbaharda tamamlamamız gerekir. Onun haricinde beslemeyi tamamladıktan sonra herkesin kendi bulunduğu şehir itibari ile bölge konumu itibari ile mevsimine göre havaların ilk ısınmaya başladığında, hava sıcaklığı 14 derecenin üzerine çıktığında ilk beslememize yeniden başlarız. Bu ilkbahar dönemi içindir. Yani erken ilkbaharda arının uyanması adı altında” ifadelerini kullandı.

Çağatay Gür
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya, Türkiye’de kaplıca tatili için gidilebilecek 10 şehrinden birisi Termal zengini Kütahya’nın, Türkiye’de kaplıca tatili için gidilebilecek 10 şehrinden birisi olduğu belirtildi. Kütahya’nın termal bölgesi Ilıca’da faaliyet gösteren Harlek Termal Otel’in Genel Müdürü Mehmet Emin Ustaoğlu, termal tatilin mevsiminin olmadığını ifade etti. Ustaoğlu, "Bilindiği gibi, Türkiye’de 10 tane termal bölge var. Bu termal bölgelerinde Kütahya ayağı mevcut. Kütahya’da bu 10 termal bölgeden biri. Bunların birinci sırada, en eski, en köklü olanı Ilıca Kaplıcaları. Bunların yüz akı olma yolunda ilerlemekle devam ediyor. Şimdi ilkbaharla birlikte sezonumuzu açtık. Sezonumuzu açtık diyoruz ama bu dil alışkanlığı oldu. Biz de 12 ay sezon var biliyorsunuz. Biz misafirlerimize tüm cilt hastalıkları, romatizma, sporcu hastalıkları özellikle menisküs yırtıklarının tedavisi konusunda yardımcı oluyoruz. 43 derecelik termal suyumuzun şifası her şeyden önce böyle. Ormanın içerisindeyiz, doğa ile iç içeyiz. İşletmemiz 36 dönüm bir çam ormanı içerisinde bulunuyor. Sezona hızlı bir giriş yaptık, misafirlerimiz otelimizden memnun ayrılıyorlar. Otelimizden, suyumuzdan çok memnunlar. Termal ayağında Kütahyamızın yüz akı olmaya devam edeceğiz inşallah, bu yolda ilerliyoruz" diye konuştu. Ustaoğlu, Ilıca’daki termal suyun romatizmal hastalıklar başta olmak üzere sporcu yaralanmaları ile iç ve dış menüsküs yırtıklarına şifa olduğunu sözlerine ekledi.
Hatay Hataylı tır şoförü aşkını 2 bin 216 km uzaklıktaki Ukrayna’da buldu Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşayan tır şoförü Fevzi Kalkan, aradığı aşkı 2 bin 216 km ötedeki Ukraynalı Anastasia Kvasha’nda buldu. İlk görüşte aşık olan çift, depremin vurduğu Hatay’da dünya evine girdi. Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşayan ve tır şoförü olan 29 yaşındaki Fevzi Kalkan, aşkını mesleği icabı sıklıkla gittiği ülke sınırları dışında buldu. Tır şoförü Kalkan, 2021 yılında Ukrayna’da tanıştığı 30 yaşındaki Anastasia Kvasha’ya ilk görüşte aşık oldu. Ukrayna’nın Odessa kentinde terzilik yapan Kvasha’da gönlünü Hataylı Kalkan’a kaptırdı. Aşkın sınır tanımadığına inanan Kalkan ve Ukraynalı Kvasha, 2 bin 216 km mesafeyi hiçe sayarak gönül ilişkisi yaşamaya başladı. Ailelerinde tanıştığı ilişkide çift, evlenme kararı aldı. Ukraynalı gelini ailesinden istemek için Ukrayna’ya giden Kalkan ailesi, tercüman ve resimler sayesinde kız isteme merasimini gerçekleştirdi. Türkiye ve Hatay’ı çok seven Anastasia, Müslüman oldu ve Hatay’a yerleşme kararı aldı. Ukraynalı gelin Kvasha ve Hataylı tır şoförü Kalkan, Antakya ilçesinde bulunan konteyner evlendirme dairesinde evlenerek resmi olarak hayatlarını birleştirdiler. “Kız isteme merasiminde tercüman sayesinde anlaştık” Aradığı aşkı 2 bin 216 kilometrede bulan Fevzi Kalkan, “Ukrayna’ya gitmiştim, gezmek için şehrin merkezine gittim. Alışveriş yapmak için markete gittim. Markette eşimi Anastasia gördüm. Aylar yıllar geçti. Aileler tanıştı. Biz de evlilik yoluna girdik. Kız isteme merasiminde tercüman sayesinde anlaştık. Kendi geleneklerimizi anlattım. Ben uzun zamandır orada çalıştığım için onların geleneklerini biliyorum” dedi. “Türkiye ve Hatay çok güzel evlendikten sonra da burada kalmak istiyorum ve burada yaşamak istiyorum” Ukraynalı gelin Anastasia Kvasha, Hatay’ın ve Türkiye’nin çok güzel olduğunu söyleyerek “Türkiye ve Hatay çok güzel evlendikten sonra da burada kalmak istiyorum ve burada yaşamak istiyorum. Onu markette gördüğümde etkilendim” şeklinde konuştu. Bir çok ülkeden Hatay’a gelen damat ve gelin adaylarının nikahlarını kıydığını belirten nikah memuru Niyazi Yalçın, “Biz Antakya’da olduğumuz için burası çok milleti barındıran bir kent. Farklı inşaları gördüğümüzde daha mutlu oluyoruz. Ben yabancı evliliklerine tamamen açığım ve daha çok olmasını isterim. Şuana kadar; Ukrayna, Rusya, Hırvatistan, Sırbistan, Almanya, Macaristan, Azerbaycan, Fas, Mısır ve birçok ülkeden bireylerin nikahlarını kıydım” ifadelerini kullandı.