SPOR - 28 Haziran 2020 Pazar 14:12

Aytaç Kara: "Galatasaray’dan teklif almadım"

A
A
A
Aytaç Kara: "Galatasaray’dan teklif almadım"

Kasımpaşalı futbolcu Aytaç Kara, Galatasaray’ın kendisine resmi transfer teklifi yaptığı iddialarını yalanladı. Aytaç, Avrupa'da oynama hayali olduğunu ifade etti.

Kasımpaşa’nın başarılı orta saha oyuncusu Aytaç Kara, İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda buundu. 27 yaşındaki futbolcu, Süper Lig’in 29. haftasında yarın oynayacakları Gençlerbirliği maçı ile ilgili olarak, “Takımımızın havası şu anda iyi durumda. Bütün herkesin çalışması, motivasyonu en üst düzeyde. Bizim için belki de sezonun finali olan Gençlerbirliği maçına çıkacağız. Bunun bilincindeyiz. Bu maçtan da 3 puanla ayrılmak için her şeyi yapacağız. Çalışmalarımız da buna göre devam ediyor. Umarım istediğimiz sonucu orada alabiliriz” şeklinde konuştu.

"Fenerbahçe’ye karşı galibiyet aldığımız için çok mutluyum"

Kasımpaşa’nın 7 senelik aranın ardından Süper Lig’in 28. haftasında Fenerbahçe’ye karşı aldığı 2-0’lık galibiyeti değerlendiren Aytaç Kara, 3 puan aldıkları için çok mutlu olduğunu dile getirerek, "Fenerbahçe’ye karşı Kasımpaşa’nın uzun zamandır galibiyeti yoktu. Böyle bir galibiyet aldığımız için ve ben de bu ekipte olduğum için çok mutluyum. Sonuçta Fenerbahçe ne kadar kötü bir sezon geçirirse geçirsin Türkiye’nin en önemli kulüplerinden. Bizim için kolay bir maç olmadı. Tabii ki her maç üstüne koyarak devam etmemiz gerektiğini biliyoruz ama bu maç da aynı şekilde hem mücadele hem de oyun olarak üstüne koymamız gereken bir maçtı. Ben ve tüm takım arkadaşlarım bunu sahada gösterdi. Çok güzel bir galibiyet aldığımızı düşünüyorum. Bu galibiyetler takıma ekstra bir motivasyon katıyor. Bu maç da bizim için böyle oldu. Güzel bir maç geçti” ifadelerini kullandı.

Aytaç Kara:

"Fuat hocanın ikili diyalogları çok iyi"

Lacivert-beyazlı takımın teknik direktörü Fuat Çapa’nın tüm oyuncularla diyaloglarının çok etkili olduğunun altını çizen 27 yaşındaki oyuncu, şu ifadelere yer verdi:

“Kemal hocamız da olsun Tayfur hocamız olsun çok önemli hocalar. Kariyer olarak da önemli isimler. Onların şanssızlıkları, takımımızın tam olarak oturmaması, tam olarak birbirini tanıyamamasıydı. Böyle sıkıntılar gerçekleşti. Fuat Hoca da öyle bir döneme denk geldi çünkü ikinci yarı gerçekten aramıza çok oyuncu katıldı ve gidenler oldu. Fuat Hoca'nın olmasıyla takımımız daha çabuk kaynaştı. Çünkü hocamızın ikili diyalogları çok iyi. Hocamız bunu en kısa sürede gerçekleştirdi. Takımda adaptasyon konusunda bütün oyunculara teker teker yardımcı oldu. Bu bir takım için çok önemli. Hepimiz için artı bir durum oldu."

"Bu sezon kariyerimin en önemli sezonu"

Kasımpaşa’da forma giydiği 29 maçta gösterdiği 8 gol, 2 asistlik performans ile kariyerindeki en etkili sezonunu geçiren Aytaç, performansının üzerine koyarak devam etmek istediğini vurgulayarak, "Aslında benim hedefim her maç üstüne koyarak devam etmek. Tabi her maç üstüne koyduğum sürece her sene de bu böyle devam ediyor. Geçen sene de 6 golüm vardı. Ama golden önce takımıma katkı sağlayıp daha yararlı oynamam gerekiyor çünkü gol benim öncelikli görevim değil. Ama ne kadar takımıma skor olarak katkı verirsem benim için o kadar iyi. Oynadığım takımlarda da buna yardımcı olmaya çalışıyordum. Bu sezon kariyerimin takımıma katkı sağladığım en önemli sezonu. Tabi takımıma böyle katkı sağlamak benim için çok önemli. İlk olarak takımım sonra ekstra benim için güzel bir şey. Bunlar için çalışıyorum. Her zaman ekstra çalışıyorum. Çalışmayı bırakmıyorum. İnşallah böyle de devam ederim. Takımımız kazanır, ben kazanırım” ifadelerini kullandı.

"Avrupa’da oynama hayalim var"

Lacivert-beyazlı oyuncu, hedefleri arasında Avrupa’da forma giymek olduğunu açıklayarak, “Kendi hedefim olarak Avrupa’da oynama hayalim var. Çok çok iyi çalışırsam bu hayal değil. Bunu başarabileceğime eminim. Her şey çalışmaktan, performansının üstüne koymaktan geçiyor. Bunları yapabilirsem hedeflerim arasında o var” değerlendirmesini yaptı.

"8 numara oynamayı daha çok seviyorum"

Sahada iki yönlü oyun tarzını daha çok sevdiğini belirten Aytaç Kara, “Saha içinde verilen görev neresi olursa olsun oynamaya çalışıyoruz ama kendimi en rahat hissettiğim iki yönlü oynamak. Ataklara da katılabiliyorum defansif olarak da elimden geldiğince yapmaya çalışıyorum. Ben genelde 8 tarzını daha çok seviyorum çünkü hem atağa katılmayı seviyorum hem de defans yapmayı seviyorum. En iyi mevkinin de o olduğunu düşünüyorum” açıklamasını yaptı.

Orta sahada birlikte oynadığı partnerleri Tarkan Serbest ve Trpan ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Aytaç Kara, şunları söyledi:

"Tarkan A Milli Takım futbolcusu. Kendisi çok yetenekli. Trpan da yeni yeni orta saha oynamaya başlayan bir futbolcu ama mevkiye yabancılık çekmedi diye düşünüyorum. Oynadığı maçlarda da iyi performans gösterdiğini söyleyebilirim. Tarkan da şans verildiği bütün maçlarda elinden gelenin en iyisini yapıyor.”

"Yusuf Erdoğan başımın belası"

Aytaç Kara, Trabzonspor ve Bursaspor’un ardından Kasımpaşa’da da birlikte forma giydiği takım arkadaşı Yusuf Erdoğan’ın sorulması üzerine, "(Gülerek) Yusuf Erdoğan başımın belası. 10 senedir Yusuf ile birlikteyiz. İlk başta arkadaşlığımız alt yaş milli takımlarında başladı. Gittiğimiz her yere birlikte gidiyoruz. Tabii ki anlaşmalı değil tesadüf oluyor ama Yusuf ile arkadaşlığımız ayrıdır" yanıtını verdi.

"Galatasaray’dan teklif almadım"

Başarılı futbolcu, Galatasaray’ın kendisine teklif götürdüğü iddialarıyla ilgili olarak ise, "Teklifin geldiği bir durum yok şu an için. Çalışmalarımıza devam ediyoruz. Takımımız daha tam olarak alt sıralardan kurtulmak adına rahatlamadı. Hepimiz önümüzdeki 6 maça kilitlendik. Öncelikle takımımın iyi durumda olması, takım iyi olduktan sonra da futbolcuların koyduğu performansla kariyerini belirleyeceği durumları olur. Ben kendi açımdan böyle düşünüyorum” dedi.

Bora Akyol - Mehmet Şirin Topaloğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da özel çocuklar eğitim alırken, anneleri el emeği ürünler üretiyor Bolu’da orta ve ileri düzey zihinsel engelli ile otizmli bireylerin eğitim gördüğü Emine Mehmet Baysal Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda örnek bir proje hayata geçirildi. Çocukları sınıflarda ikişer öğretmen eşliğinde özel eğitim alırken, veliler de Halk Eğitim Merkezi tarafından açılan kursta dikiş-nakış yaparak aile ekonomisine katkı sağlıyor. Seyit Mahallesi’nde faaliyet gösteren Emine Mehmet Baysal Özel Eğitim Uygulama Okulu, hem öğrencilerine sunduğu eğitim imkanları hem de velilere yönelik sosyal projeleriyle dikkati çekiyor. Orta ve ileri düzey zihinsel yetersizliği olan bireyler ile otizmli öğrencilerin eğitim gördüğü okulda, toplam 148 öğrenci bulunuyor. Özel ilgi ve birebir takip gerektiren bu eğitim modelinde, okul kadrosunda bulunan 80 öğretmen görev yapıyor ve her sınıfta aynı anda 2 öğretmen derse girerek çocuklarla birebir ilgileniyor. Aile ekonomisine katkı sağlıyorlar Öğrencilerin sabah 09.00 ile öğleden sonra 14.45 saatleri arasında süren eğitimleri boyunca, çocuklarını okula getiren velilerin bekleme sürelerini verimli geçirmeleri amacıyla okul yönetimi ve Halk Eğitim Merkezi iş birliğine gitti. Bu kapsamda okul bünyesinde velilere yönelik dikiş-nakış kursu açıldı. Çocukları dersteyken atölyeye geçen veliler, usta öğreticiler eşliğinde hem meslek öğreniyor hem de sosyalleşerek stres atıyor. Atölyede büyük bir özenle hazırlanan el emeği göz nuru ürünlerin, yaz döneminde okul yararına düzenlenecek olan hayır panayırında sergilenmesi ve satışa sunulması hedefleniyor. Öğrenciler teneffüse çıktığında ise dikiş-nakışı bırakan anneler, çocuklarıyla oyun alanlarında ilgileniyor. Ayrıca çocukları için de kıyafet dikimini yapan anneler, aile ekonomisine katkı sağlıyor. "Çocuklarımızın üstüne giydiklerini kendimiz dikiyoruz" Çocukları için de kıyafet diktiklerini söyleyen Saniye Acet, "Oğlum son sınıfta otizm öğrencisi. Sabah saat 09.00’da buraya geliyoruz. Akşam 15.00’a kadar çocuklarımızı bekliyoruz. Bu arada da kendimize özel böyle dikiş kursu açıldı. Burada da zamanımızı bu şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. Bu kurs açılmadan önce ne yapıyorduk? Aşağıda kendimize göre işte el işleri yine böyle etkinlikler kendi kendimize bir şeyler yapıyorduk ama oturuyorduk. Çocuklarımızla vakit geçiriyorduk. Burası faydalı oldu tabii ki. Biz Bizim için de çok faydalı oldu. En azından vaktimizi değerlendiriyoruz. Bir şeyleri öğreniyoruz. Mesela kendi diktiklerimizi veya çocuklarımızın üstüne giydiklerini kendimiz dikiyoruz" dedi. "Gelir sağlıyoruz" Kendilerine gelir sağladıklarını ifade eden Ebru İnceayan, "Biz de zamanımızı değerlendirmek adına bir şekilde hayatı yakalamaya çalışıyoruz. Mutluyuz. Arkadaşlarımızla elimizden geldiğince verimli olmaya çalışıyoruz. elimizdeki ürüne göre aslında şekillendiriyoruz. Ama daha çok evimizde gerekli olan işlerimizi bitiriyoruz. Hepimizin mutlaka yapması gereken bir iş oluyor. Birbirimize yardımcı oluyoruz. Gelir sağlıyoruz. Öğreniyoruz. Okulumuza bu imkanı sağladığı için teşekkür ederiz" ifadelerini kullandı.
Bolu Özel çocuklar eğitim alırken, anneleri el emeği ürünler üretiyor Bolu’da orta ve ileri düzey zihinsel engelli ile otizmli bireylerin eğitim gördüğü Emine Mehmet Baysal Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda örnek bir proje hayata geçirildi. Çocukları sınıflarda ikişer öğretmen eşliğinde özel eğitim alırken, veliler de Halk Eğitim Merkezi tarafından açılan kursta dikiş-nakış yaparak aile ekonomisine katkı sağlıyor. Seyit Mahallesi’nde faaliyet gösteren Emine Mehmet Baysal Özel Eğitim Uygulama Okulu, hem öğrencilerine sunduğu eğitim imkanları hem de velilere yönelik sosyal projeleriyle dikkati çekiyor. Orta ve ileri düzey zihinsel yetersizliği olan bireyler ile otizmli öğrencilerin eğitim gördüğü okulda, toplam 148 öğrenci bulunuyor. Özel ilgi ve birebir takip gerektiren bu eğitim modelinde, okul kadrosunda bulunan 80 öğretmen görev yapıyor ve her sınıfta aynı anda 2 öğretmen derse girerek çocuklarla birebir ilgileniyor. Aile ekonomisine katkı sağlıyorlar Öğrencilerin sabah 09.00 ile öğleden sonra 14.45 saatleri arasında süren eğitimleri boyunca, çocuklarını okula getiren velilerin bekleme sürelerini verimli geçirmeleri amacıyla okul yönetimi ve Halk Eğitim Merkezi iş birliğine gitti. Bu kapsamda okul bünyesinde velilere yönelik dikiş-nakış kursu açıldı. Çocukları dersteyken atölyeye geçen veliler, usta öğreticiler eşliğinde hem meslek öğreniyor hem de sosyalleşerek stres atıyor. Atölyede büyük bir özenle hazırlanan el emeği göz nuru ürünlerin, yaz döneminde okul yararına düzenlenecek olan hayır panayırında sergilenmesi ve satışa sunulması hedefleniyor. Öğrenciler teneffüse çıktığında ise dikiş-nakışı bırakan anneler, çocuklarıyla oyun alanlarında ilgileniyor. Ayrıca çocukları için de kıyafet dikimini yapan anneler, aile ekonomisine katkı sağlıyor. "Çocuklarımızın üstüne giydiklerini kendimiz dikiyoruz" Çocukları için de kıyafet diktiklerini söyleyen Saniye Acet, "Oğlum son sınıfta otizm öğrencisi. Sabah saat 09.00’da buraya geliyoruz. Akşam 15.00’a kadar çocuklarımızı bekliyoruz. Bu arada da kendimize özel böyle dikiş kursu açıldı. Burada da zamanımızı bu şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. Bu kurs açılmadan önce ne yapıyorduk? Aşağıda kendimize göre işte el işleri yine böyle etkinlikler kendi kendimize bir şeyler yapıyorduk ama oturuyorduk. Çocuklarımızla vakit geçiriyorduk. Burası faydalı oldu tabii ki. Biz Bizim için de çok faydalı oldu. En azından vaktimizi değerlendiriyoruz. Bir şeyleri öğreniyoruz. Mesela kendi diktiklerimizi veya çocuklarımızın üstüne giydiklerini kendimiz dikiyoruz" dedi. "Gelir sağlıyoruz" Kendilerine gelir sağladıklarını ifade eden Ebru İnceayan, "Biz de zamanımızı değerlendirmek adına bir şekilde hayatı yakalamaya çalışıyoruz. Mutluyuz. Arkadaşlarımızla elimizden geldiğince verimli olmaya çalışıyoruz. elimizdeki ürüne göre aslında şekillendiriyoruz. Ama daha çok evimizde gerekli olan işlerimizi bitiriyoruz. Hepimizin mutlaka yapması gereken bir iş oluyor. Birbirimize yardımcı oluyoruz. Gelir sağlıyoruz. Öğreniyoruz. Okulumuza bu imkanı sağladığı için teşekkür ederiz" ifadelerini kullandı.
İstanbul Trendyol Süper Lig’de ilk yarının penaltı karnesi Trendyol Süper Lig’in ilk yarısında en fazla penaltıyı 5’er kez ile Fenerbahçe, Trabzonspor ve Gaziantep FK kazandı. Bordo-mavililer, 5 penaltıyı da gole çevirerek bu alanda zirvede yer aldı. Trendyol Süper Lig’de 17 haftayla beraber ilk yarı sona erdi. Ligde geride kalan 153 maçta hakemler 40 defa penaltı kararı verdi. Söz konusu penaltıların 31’i golle sonuçlanırken 9’u ise kaçtı. Penaltıdan en çok gol bulan Trabzonspor oldu En fazla penaltı kazanan takımlar 5’er kez ile Fenerbahçe, Trabzonspor ve Gaziantep FK oldu. Fenerbahçe ve Gaziantep FK bu penaltılardan 3’ünü gole çevirip, 2’sinden yararlanamadı. Bordo-mavililer ise 5 penaltıda da topu ağlarla buluşturarak bu alanda zirvede yer aldı. Penaltı gollerinde Paul Onuachu zirvede Karadeniz ekibinin Fatih Karagümrük, Kayserispor, RAMS Başakşehir ve Konyaspor karşılaşmalarında kazandığı penaltıları Nijeryalı futbolcu Paul Onuachu, ilk yarının son haftasında oynanan Gençlerbirliği maçındaki penaltıyı ise Ernest Muçi golle sonuçlandırdı. Onuachu, 4 golle ligin beyaz noktadan en çok skor bulan futbolcusu oldu. Paul Onuachu’yu, Fenerbahçe’den Anderson Talisca ve Gaziantep FK’dan Alexandru Maxim de 3’er golle takip etti. Anderson Talisca, 2 kez penaltı kaçırdı Fenerbahçe’de ligin ilk yarısında kazanılan 5 penaltıyı da Anderson Talisca kullandı. Brezilyalı futbolcu, Antalyaspor, Fatih Karagümrük ve Konyaspor maçlarında ise meşin yuvarlağı ağlara gönderirken, Göztepe ve Alanyaspor müsabakalarında ise penaltıları golle sonuçlandıramadı. Ligde Talisca haricinde 2 penaltı kaçıran futbolcu bulunmuyor. Maxim yoksa penaltıdan gol de yok Gaziantep FK’da kazanılan 5 penaltının 3’ü gol olurken, tamamında Alexandru Maxim’in imzası yer aldı. Rumen futbolcunun kullanmadığı diğer 2 penaltı ise golle sonuçlanmadı. Antep ekibinde Çaykur Rizespor mücadelesinde Dejan Sorescu, Göztepe maçında ise Mohamed Bayo penaltıdan yararlanamadı. Galatasaray 2 penaltı kullandı Ligde liderlik koltuğunda bulunan Galatasaray, sadece ligin ilk haftasındaki Gaziantep FK deplasmanında penaltı kazandı. Bu maçta sarı-kırmızılılar lehine 2 kez penaltı verilirken her ikisini de Barış Alper Yılmaz ağlarla buluşturdu. Beşiktaş, 4 penaltıdan 2’sini gole çevirdi Beşiktaş ise 4 kez penaltı noktasına gitti. Siyah-beyazlılar; Eyüpspor, Kasımpaşa, Samsunspor ve Fatih Karagümrük karşılaşmalarında penaltı kazandı. Kartal, bu 4 penaltıdan 2’sini gole çevirdi, 2’sinden yararlanamadı. Beşiktaş’ın penaltıdan gollerini Tammy Abraham ve Cengiz Ünder kaydederken, kaçıranlar da yine aynı iki futbolcu oldu. Penaltıdan gol atamayan tek takım Göztepe Süper Lig’de 18 kulübün 17’si penaltıdan gol buldu. Beyaz noktadan gol bulamayan tek takım ise Göztepe oldu. İlk yarıda 1 kez penaltı kullanan İzmir temsilcisinde, Başakşehir ile oynadıkları maçta Juan golü bulamadı. Beyaz noktadan en çok gol yiyen Eyüpspor Geride kalan haftalarda aleyhine en çok penaltı kararı 5’er kez ile Eyüpspor ve Gaziantep FK’ye verildi. İstanbul ekibi, 5 penaltıda da meşin yuvarlağı ağlarında gördü. Gaziantep ekibi ise penaltıdan 4 gol yedi. Ligde aleyhine penaltı çalınmayan takım bulunmazken, beyaz noktadan gol yemeyen tek ekip Kasımpaşa oldu. Lacivert-beyazlılar aleyhine 10. haftada oynadıkları Beşiktaş karşılaşmasında penaltı verildi ancak Tammy Abraham bu penaltıyı gole çeviremedi.
Ankara Yaşayan Miras Okulu Ankara’da açıldı, Bakan Ersoy bu okulun yaygınlaştırılacağını duyurdu Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Yaşayan Miras Okulları’nın açılışında yaptığı konuşmada, "Yaşayan Miras Okulu’nu Ankara’da pilot olarak başlatıyor, bu modeli zamanla Türkiye’nin dört bir yanına yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz" dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığınca hayata geçirilen ‘Yaşayan Miras Okulu Projesi’ Ankara 15 Temmuz Demokrasi Müzesi’nde tanıtıldı. Somut olmayan kültürel mirasın kuşaktan kuşağa aktarılmasını hedefleyen proje, kültürel mirası yaşayarak öğrenme, üretme ve paylaşma anlayışıyla geleceğe taşımayı amaçlıyor. Açılışa Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yanı sıra UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Başkanı Prof. Dr. M. Öcal Oğuz ve çok sayıda çocuk katıldı. Bakan Ersoy tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada projenin, kültürel mirası yaşayan bir değer olarak ele alan güçlü bir yaklaşımın ürünü olduğunu belirtti. Somut olmayan kültürel mirasın bir milletin hafızasını oluşturduğunu söyleyen Ersoy, geleneksel sanatlar, zanaatlar, müzik, oyunlar ve sözlü anlatıların kimliği şekillendiren temel unsurlar olduğunu ifade etti. "Bu modeli zamanla Türkiye’nin dört bir yanına yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz" Ersoy, "Yaşayan Miras Okulu’nu Ankara’da pilot olarak başlatıyor, bu modeli zamanla Türkiye’nin dört bir yanına yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz. Çünkü biz, kültürel mirasın yalnızca korunacak bir değer değil; öğrenilecek, üretilecek ve paylaşılacak yaşayan bir miras olduğuna inanıyoruz. Bu proje neticesinde çocuklarımız ‘Yaşayan Miras Elçisi’ olacaklar. Ustalarla çıraklar arasında kuşaklar arası doğru ve sahici bir aktarım sağlanmış olacak" ifadelerini kullandı. Çalışmaların 3 aşamada ilerleyeceğini aktaran Ersoy, "Çalışmalar; farkındalık, uygulama ve paylaşım olmak üzere 3 aşamada ilerleyecek. Çocuklarımız, somut olmayan kültürel mirasın ne olduğunu etkileşimli sunumlar ve atölyelerle öğrenecekler. İkinci adım olarak; çocuklarımız ve gençlerimiz, deneyimli ustalarımızın rehberliğinde düzenlenen uygulamalı çalışmalarda usta-çırak ilişkisini doğrudan deneyimleyecekler. Üniversiteli gençlerimiz ise bu süreci belgeleyerek, dijital içerikler ve iletişim çalışmalarıyla mirasımızı çağın diliyle görünür kılacaklar" şeklinde konuştu. Projenin gönüllülük esasına dayalı olarak başlatılmasının önemine değinen Ersoy, "Somut olmayan kültürel mirasımız, kadim medeniyetlere sahip Anadolu kültürünün binlerce yıllık süzgeçten geçtikten sonra günümüze ulaştı bizler asırlara dayanan bu kültürü, yaşayan insan hazinelerimiz ve somut olmayan kültürel miras taşıyıcılarımızla, çocuklarımıza aktarmak için çaba sarf ediyoruz. Geçmişimizin hazinelerini, geleceğimizin hazinelerine aktarıyoruz. Bu nedenle Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, bu alanda atılacak her adım bizim için hayati öneme sahip" diye konuştu. "Uluslararası alanda da somut olmayan kültürel mirasımızın görünürlüğünü artırmaya devam ediyoruz" Ersoy, bugüne kadar 7 bin 38 kültürel miras taşıyıcısına ‘Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı Kartı’ verildiğini dile getiren Ersoy, Bu rakamın, kültürel birikimin ne kadar güçlü ve canlı olduğunu açıkça gösterdiğini ifade etti. Ersoy, şu ifadeleri kullandı: 2025 yılı itibarıyla, 16 yeni unsurun eklenmesiyle Somut Olmayan Kültürel Miras Türkiye Ulusal Envanteri’ne kayıtlı unsur sayımız 368’e ulaşmıştır. Yerel uygulamalara yapılan 162 yeni kayıtla birlikte toplam kayıt sayısı ise bin 707’ye yükselmiştir. Kültürel mirasımızın belirli unsurlarını icra etme ve yeniden yorumlama konusunda üstün bilgi ve beceriye sahip kişileri ise "Yaşayan İnsan Hazinesi" olarak ilan ediyoruz. 2025 yılında yapılan 10 yeni kayıtla, Yaşayan İnsan Hazinesi sayımızı 102’ye yükseltmiş bulunuyoruz. Uluslararası alanda da somut olmayan kültürel mirasımızın görünürlüğünü artırmaya devam ediyoruz." Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy konuşmaların ardından Yaşayan Miras Okulu’nun açılışını yaparak etkinlik alanlarında çocuklarla bir araya geldi.