DÜNYA - 20 Eylül 2023 Çarşamba 21:58 | Son Güncelleme : 20 Eylül 2023 Çarşamba 23:46

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev: "Ermenistan devletinin dün ve bugün gösterdiği tutum umut verici”

A
A
A

Azerbaycan'ın Karabağ’daki terörle mücadele operasyonunun başarıyla tamamlanmasının ardından ulusa seslenen Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, "Ermenistan devletinin dün ve bugün gösterdiği tutum umut verici. Azerbaycan ve Ermenistan'ın kendi aralarındaki sorunları çözeceği ve barış anlaşması imzalayacağı günlerin çok uzakta olmadığı umut ediyorum" dedi.

Azerbaycan’ın Karabağ’daki Ermeni silahlı güçlerine karşı başlattığı terörle mücadele operasyonun başarıyla tamamlanması sonrası Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ulusa seslendi. İkinci Karabağ Savaşı’ndan sonra 300’den fazla Azerbaycan vatandaşının mayın kurbanı olduğunu belirten Aliyev, “Dünkü terör eylemi de bu olaylardan biriydi. Laçın sınır kontrol noktası kurulana kadar, İkinci Karabağ Savaşı’ndan sonra Ermenistan'dan Azerbaycan'ın Karabağ bölgesine yasa dışı olarak mayınlar getirilmiş ve farklı yerlere döşenmiştir. Bir süre önce Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri tarafından tespit edilen mayınlar, Rus barış gücü ve Türk-Rus Ortak Gözlem Merkezi temsilcilerine gösterilerek ciddi önlemler alınması istenmiştir. Bu mayınlar, 2021 Ermenistan üretimi mayınlar. Bu mayınların İkinci Karabağ Savaşı’ndan sonra Azerbaycan'a karşı terör eylemleri gerçekleştirmek amacıyla bilinçli olarak getirildiğini bir kez daha göstermiştir” ifadelerini kullandı.

“Ordumuzun profesyonelliği, bu görevi onurlu bir şekilde yerine getirmemize olanak sağladı”

Karabağ bölgesinde yaşayan Ermeni nüfusa operasyonlar sonucunda zarar verilmemesi talimatını verdiğini ifade eden Aliyev, “Sivil halkın korunması yönünde bir kez daha kesin talimat verdim. Bunu yüksek hassasiyetli silahlar kullanarak başardık, aynı zamanda silahlı kuvvetlerimizin profesyonelliği sayesinde siviller kendilerini tamamen güvende hissettiler. Ayrıca sivil altyapıya hiçbir zarar verilmemesi, sadece askeri altyapının imha edilmesi yönünde talimat verildi. Ordumuzun profesyonelliği, teknik kapasitesi bu görevi onurlu bir şekilde yerine getirmemize olanak sağladı” dedi.

“Askerlerimiz yüksek profesyonellik ve yüksek manevi değerler sergiledi”

Karabağ’daki operasyonun başlatılması ve başarıyla tamamlanması sonucu Azerbaycan’ın egemenliğini yeniden sağladığını belirten Aliyev, “Azerbaycan askeri, subayı hem yüksek profesyonellik hem de yüksek manevi değerler sergiledi. Kısa vadeli yerel nitelikli operasyonlar sonucu düşmanın silah ve teçhizatlarının büyük bir kısmı imha edildi. Operasyonlarla gerekli dersler verildi. Azerbaycan topraklarında Ermenistan ordusuna ait yasa dışı olarak 100'den fazla tank ve zırhlı araçlar konuşlandırıldı. Radyo-elektronik ekipmanlar, 200’den fazla topçu bataryası ve en modern uçaksavar teçhizatları yerleştirilmiş. Ermenistan, 10 Kasım 2020 tarihli üçlü bildiriye aykırı olarak üç yıl içinde silahlı kuvvetlerini, askeri personelini ve teçhizatını topraklarımızdan çekmemiştir” diye konuştu.

“Şehitlerimizin hatırası kalplerimizde sonsuza kadar yaşayacaktır”

Operasyonlar sırasında Azerbaycan ordusunun şehitler verdiğini belirten Aliyev, “Operasyonlar sırasında şehitlerimiz oldu. Allah tüm şehitlerimize rahmet eylesin. Yaralı asker ve subaylarımız oldu. Allah onlara şifa versin. Anavatan davası için, adalet davası için, Azerbaycan'ın egemenliği için canlarını feda ettiler. Şehitlerimizin aziz hatırası sonsuza kadar kalbimizde yaşayacaktır” ifadelerini kullandı.

“Karşı taraf ateşkese tam olarak uymadı”

Bu sabah Karabağ’daki yasadışı Ermeni güçlerin Azerbaycan’ın şartlarını kabul ettiği söyleyen Aliyev, “Ayrıca birkaç aydır temsilcilerimizle görüşmeyi reddeden Karabağ'da yaşayan Ermeni nüfuzun temsilcileri de bahsettiğimiz yerde Yevlah şehrinde bizimle görüşmeye hazır. Benim cevabım, Azerbaycan'ın her zaman olduğu gibi sözüne sadık olduğu yönündeydi. Dostlarımız ve düşmanlarımız bunu biliyor. Sözümüz imzamız kadar değerlidir ve şartlarımız kabul edilirse askeri operasyonlarımız durduracağımızı söylemiştik ve bugün saat 13.00'de ateşkes ilan edilmiştir. Ne yazık ki karşı taraf ateşkese tam olarak uymadı. Ateşkes ilan edildikten sonra bile mevzilerimiz ateş altında kaldı. Ancak prensipte koşullarımız tamamen kabul edildi” dedi.

“Sözde bayraklarını katlayıp cebine koyması gerektiğini söylüyorduk”

Yasadışı Ermeni silahlı birliklerinin silahlarını teslim etmeye başladıklarını belirten Aliyev, “Karabağ, Azerbaycan toprağıdır ve bunu bütün dünya biliyor. Yasadışı Ermeni silahlı birliklerinin çıkarılma süreci başladı. İkinci Karabağ Savaşı’nın hemen ardından, Ermeni silahlı kuvvetlerinin Azerbaycan topraklarında kalmasının yasa dışı olduğunu ve durdurulması gerektiğini söylemiştik. Bu konudaki haklı kaygılarımızı dile getirerek, Ermeni liderliğine, onların yurtdışındaki patronlarına ve diğer taraflara defalarca çağrıda bulunduk. Kaçak cunta rejiminin topraklarımızı terk etmesi, sözde bayraklarını katlayıp cebine koyması gerektiğini söylüyorduk. Bu bizim egemenlik hakkımızdır” dedi.

“Bölgemize yeni bir dönemin gelmesi kaçınılmazdır”

Karabağ’daki sivil halkın ve sivil altyapının zarar görmemesi için operasyonların yüksek profesyonellik ve hassasiyetle gerçekleştirildiğini ifade eden Aliyev, “Ancak düşman mevzileri, silahları ve teçhizatı imha edildi. Bölgemize yeni bir dönemin gelmesi kaçınılmazdır. Çünkü cani cunta rejiminin teslim olmasından sonra Karabağ'da yaşayanlar Ermeni nüfusu da artık rahat nefes alabilecek. Karabağ'da yaşayan Ermeni nüfusunun yakında daha iyiye doğru bir değişim göreceğinden eminim. Çünkü niyetimiz, barışa, karşılıklı anlayışa ve karşılıklı saygıya dayalı bir yaşamı birlikte inşa etmektir. Bizim Ermeni halkıyla hiçbir sorunumuz yok, hiçbir düşmanlığımız yok. Karabağ’da yaşayan Ermeniler de bizim vatandaşlarımızdır” diye konuştu.

“Azerbaycan'da hiçbir zaman dini ve milli ayrımcılık olmamıştır”

Azerbaycan’ın özgür bir toplum olduğunu söyleyen Aliyev, “Azerbaycan çok etnikli, çok mezhepli bir devlettir. Azerbaycan'da hiçbir zaman dini ve milli ayrımcılık olmamıştır ve olmayacaktır, İkinci Karabağ Savaşı bunu bir kez daha göstermiştir. Tüm ulusların temsilcileri, tüm etnik grupların temsilcileri, tüm mezheplerin temsilcileri tek yumrukta birleşti. Azerbaycan için, onur için, vatan için. Bu nedenle Karabağ'da yaşayan Ermeni halkını buna davet ediyoruz” şeklinde konuştu.

“Ermenistan devletinin dün ve bugün gösterdiği tutum umut verici”

Ermeni halkını araç olarak kullanan bölge dışındaki güçlere emellerinden vazgeçme çağrısında bulunan Aliyev, "Ermenistan devletinin dün ve bugün gösterdiği tutumun umut verici. Azerbaycan ve Ermenistan'ın kendi aralarındaki sorunları çözeceği ve barış anlaşması imzalayacağı günlerin çok uzakta olmadığı umut ediyorum. Bizi küçümseyenler, başarımızı hazmedemeyenler ‘demir yumruğun’ burada olduğunu asla unutmasınlar. Kimse bizimle dikte ve ültimatom diliyle konuşamaz. Bunu kimse unutmasın. Karabağ'ın Azerbaycan'ın olduğunu unutmayın” ifadelerini kullandı.

Kamil Nadirli

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Palandöken: “Tüm sektörler sermayenin elinde” Enflasyonla mücadelenin en önemli ayağı olan esnaf ve sanatkarların haksız rekabet karşısında dayanacak gücü kalmadığını hatırlatan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Ülkede haksız rekabet çok ciddi boyuta ulaştı. Tüm sektörler sermayenin elinde. Maalesef perakende yasası bir türlü çıkmıyor. Çıkmayınca da haksız rekabetle birlikte fiyatları regüle edecek mahalle esnafı neredeyse yok noktasına geldi. Artan nüfusa karşı esnaf sayısında büyük bir artış yok. Sokakta kasap, manav kalmadı. Karşılıklı fiyatların ucuzlamasını sağlayacak bir sistem gerekiyor. Öncelikle zincirlerin haftada 1 gün tatil ve açma kapama saati belli olmalı. Bunun içinde perakende yasası şart. Yasanın olmaması, Hakkari’de, İstanbul’da, Ankara’da veya Bursa’da da aynı fiyatları dayatmaya yol açıyor. Oysa esnaf ve sanatkarlarımız enflasyonla mücadelenin en önemli ayağıdır. Anayasanın 173. maddesinde olduğu gibi esnaf ve sanatkar korunmalı. Meclis tatile girmek üzere bundan sonraki süreçte açılır açılmaz perakende yasası tartışılacak ilk madde olmalı” dedi. “Esnafı tezgahtar, çiftçiyi işçi konumuna getirdiler” Haksız rekabet yüzünden esnafın tezgahtar çiftçinin ise işçi konumuna geçtiğini söyleyen Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Türkiye’de, gelişmiş ülkelerden örneği alınanla hiç uyuşmayan bir haksız rekabet var. Tüm sektörler sermayenin elinde. Tüm sektörlerdeki ürünleri sattıkları yetmiyormuş gibi ülkenin her yerindeki ürünlerin fiyatını tek tuşla belirleyebiliyorlar. Esnafı bitirdiler, tezgahtar yaptılar. Çiftçiyi de kendilerine işçi yaptılar. Fideyi veriyor, ürettiriyor. Ondan sonra ürünü toplayıp kendi mağazalarına gönderiyor. Fiyatı da kendisi belirliyor. Bir tarafta işsizler ordusu varken diğer tarafta da iştigal edecek, kendi kendine iş yeri müteşebbis olacak insan yok. Artık her şey sermayenin elinde. Ben yaparım, ithal ederim diyor. Bireysel işletme kalmadığı müddetçe etin fiyatının düşmesini kimse beklemesin” şeklinde konuştu. “Haksız rekabetin önüne geçilmeli” Her şeyi bol olan ülkemizde fiyatları düşürememe sıkıntısı olduğunu dile getiren Palandöken, “Küçük esnafımız enflasyonla mücadelenin olmazsa olmaz ayağıdır. Her şeyi bol olan bir ülkede fiyatları düşürememenin sıkıntısı var. Sorunun çözümü belli. Perakende Yasası acilen esnafın ihtiyaçları doğrultusunda güncellenmeli. Devletimizin enflasyonla mücadele ederken aldığı tedbirlerin işe yarayabilmesi için önce esnaf ve sanatkarların korunması şart. Küçük işletmeler ayakta kalmalı ki vatandaş fiyatları mukayese edip gerçek indirimin farkına varsın” diye konuştu.
Bursa Özgür Ozel: “Küfeyi benim sırtıma ver. Ben taşırım” Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Bursa’nın Mudanya ilçesinde vatandaşlara hitap etti. Sırtına küfe alan Özel, “Tayyip Bey, bırak küfeyi benim sırtıma ver. Ben emekliyi aslan gibi taşırım” dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bursa’nın Mudanya ilçesinde vatandaşlara otobüs üzerinden seslendi. İki gencin protesto amaçlı küfe getirdiğini gören Özel, gençleri yanına çağırdı. Burada eleştirilerini sürdüren Özel, “Geçen gün Tayyip Bey’i dinliyorum. Ben demişim ‘emekliye 12 bin 500 yetmez, 17 bin 500 ver.’ ‘Asgari ücrete zam yok’ demiş, asgari ücreti zam yapalım demişim. 17 bin lira çay parası çay parası olmaz, 25 bin taban fiyat olsun dedim. 9 bin 200’e buğday satılmaz, 15 bin olsun dedim. Tarlalarda 2 liraya domates kaldı, kavunun karpuzun bostanda kalması olmaz demişim, diyor ki ‘Özgür Bey’in sırtında küfe yok, emekliye zam istiyor.’ ‘2 bin 500 lira zam 33 milyar tuttu’ diyor. ‘Benim sırtımda küfe var’ diyor. Gençler bunu duymuş, küfeyi getirmişler. Tayyip Bey’e dedim ki, ‘Doğru, senin sırtında küfe var. Bu milletten oy istedin, onlar da aldı küfeyi sırtına koydu. Tayyip Bey diyor ki, ‘Emekliler bana ağır geliyor, taşıyamam. Asgari ücretli ağır gelir taşıyamam. Rizeli hemşerime çay parası veremem ağır geliyor’ diyor. Ama bir bakıyorsunuz yandaş müteahhitte sıra gelince dikeliveriyor. 660 milyar lirayı buluyor. Ben diyorum ki, ‘Tayyip Bey, bırak küfeyi ver benim sırtıma. Ben emekliyi aslan gibi taşırım. Asgari ücretliyi taşırız. Biz bu milleti taşırız. Eğer taşıyamıyorsan, bırak küfeyi. Sen bu milletin sırtına yüksün. Emekliler değil, asgari ücretliler değil, esnaf, çiftçi değil. Bu küfeye ne yük koyarsan koy, biz taşırız. Taşıyamayanlar bırakacak, taşıyanlar gelecek. Getir sandığı küfeyi biz taşıyalım. Emeklileri biz ayağa kaldıracağız” dedi. Özel, seçimlerin galibiyetle sonuçlanması durumunda kutlamalarda bu iki gencin de olacağının sözünü verdi.
Konya Konjonktivit tedavi edilmezse gözde ömür boyu izler bırakabiliyor Uzmanlar, gözlerde biraz kızarıklık sonrasında ise çapaklanma, göz kapaklarında şişme ve kızarıklığın şiddetinin gittikçe artmasıyla karşımıza çıkan kırmızı göz hastalığı olarak bilinen konjonktivitte, belirtileri görülen kişilerin göz doktoruna gitmesi konusunda uyarıyor. Konjonktivit, gözün beyaz ve şeffaf bölümünü ve göz kapaklarının içini kapsayan tabakanın (konjonktivanın) iltihaplanması olarak tanımlanıyor. Normalde saydam olan konjonktiva, iltihap oluştuğunda pembe ya da kırmızı renk alıyor. Konjonktivitin temas yoluyla bulaştığını ifade eden Medicana Konya Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Hasta olan kişi elini gözüne dokunduktan sonra başka bir yere dokunduğunda siz de aynı yere temas ettiğinizde ve gözünüzle temasta bulunursanız maalesef bizlere de bulaşıyor" dedi. "Göz yüzeyinde izler bırakıp görme azlığına, bulanıklığına neden olabilen önemli bir virüstür" Adenoviral konjonktivitlerin, adenovirüs denilen bir virüs nedeniyle ortaya çıktığını belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Hastalarımızda genellikle ilk günlerde gözlerde biraz kızarıklık sonrasında ise çapaklanma, göz kapaklarında şişme ve kızarıklığın şiddetinin gittikçe artmasıyla karşımıza çıkar. Özellikle pandemi döneminden sonra adenovirüslerdeki salgınlar daha da artmaya başladı. Daha çok toplu yaşam alanları, çocuklarımızın gittiği kreşler gibi alanlarda daha sık görülüyor. Çünkü bu enfeksiyonda en önemli etken aslında dışarıdan bulaş. Havadan bir bulaş olmuyor. Genellikle temasta bulaş olur. Hasta olan birey elini gözüne dokunduğu zaman başka bir yere dokunduğunda siz de aynı yere temas ettiğinizde ve gözünüzle temasta bulunursanız maalesef bizlere de bulaşıyor. Bu virüs aslında uzunca sürebilen, tamamıyla geçmesi bazen bir ayı bulabiliyor, bazen göz yüzeyinde izler bırakıp görme azlığına, bulanıklığına neden olabilen önemli bir virüstür. O yüzden evde herhangi birinde gözünde bir kızarıklık başladı, birkaç gün içinde şiddetlenerek arttı, göz kapaklarında şişlik oldu, aşırı bir kızarıklık oldu mutlaka bir an önce bir hekime başvurmak lazım. Hekim muayenesinde eğer adenovirüs tanısı koyduysa hemen uygun ilaçlarla tedaviye başlıyor" diye konuştu. "Bu virüste erken tedaviyle beraber hemen ilk zamanlarda başarılı bir sonuç alıyoruz" Evde dikkat edilmesi gereken birtakım durumlar olduğunu belirten Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Elimizi her gözümüze dokundurduğumuzda mutlaka sabunlu suyla beraber yıkamamız gerekiyor. Ortak havlu kullanımını ortadan kaldırmalıyız. Bu tarz şeyler evde salgınlar halinde görülmesine neden oluyor. Genellikle gördüğümüz tablolar ailede bir sağlık çalışanı ya da çocuklarımız kreşe gittikten sonra diğer aile bireylerine bulaşla ortaya çıkıyor. Bu virüste erken tedaviyle beraber hemen ilk zamanlarda başarılı bir sonuç alıyoruz. Fakat hastalarımız bize geç zamanda gelirse ya da kişilerin bağışıklık sistemine bağlı göz yüzeyinde kalıcı izler oluşturursa, bu kalıcı izler göz yüzeyinde ömür boyu bile kalıcı olabilen izler bırakabilmekte. Bu da hastaların gözünde astigmata, görme bulanıklıklarına neden olabilmektedir. O yüzden böyle bir durumdan şüpheleniyorsak en kısa zamanda mutlaka bir göz hekimine başvurmalıyız" şeklinde konuştu.