SAĞLIK - 04 Mart 2018 Pazar 05:16

B12 hangi besinlerde bulunur? B12 içeren meyve ve sebzeler

A
A
A
B12 hangi besinlerde bulunur? B12 içeren meyve ve sebzeler

B12 eksikliği birçok sıkıntılara sebep olmaktadır. Özellikle depresyona kadar götüren hastalıklara yol açan B12 vitamininin eksikliği, unutkanlık, yorgunluk gibi günlük hayatı etkileyen önemli sonuçları vardır. Peki B12 hangi besinlerde bulunur? B12 içeren meyve ve sebzeler nelerdir? Hangi yiyeceklerde B12 vitamini vardır? İşte uzmanlarımıza sorarak B12 hakkındaki bilgileri derledik...

Toplumda sık bir şekilde görülen B12 vitaminin eksikliği birçoğumuzu olumsuz etkilemektedir. B12 eksikliği sabahları yorgun kalkma, sinir fonksiyonlarının bozulmasına neden olma, uyuşukluk, isteksizlik gibi çeşitli hastalıklara sebep olmaktadır. Ayrıca B12 vitaminin yetersizlik durumu söz konusu olursa kansızlık, sarılık, iştahsızlık gibi günlük hayatı etkileyen durumlara neden olmaktadır. Ayrıca B12 vitaminin eksikliğinde işitme siniri iltihabı ve zihinsel bozukluklar ortaya çıkmaktadır. Peki B12 vitamini içeren meyve ve sebzeler nelerdir? B12 hangi besinlerde bulunur? B12 vitamininin bulunduğu yiyecekler nelerdir? İşte uzmanlarımızın cevabı...

B12 hangi besinlerde bulunur? B12 içeren meyve ve sebzeler

B12 hangi besinlerde bulunur? B12 içeren meyve ve sebzeler

Kimya Mühendisi Nigar Yıldırım, “B12 vitamini ve son dönemlerde adından sıklıkla söz ettiren ginkgo biloba bitkisi tam bir zihin dostudur” dedi. B12 vitaminini deniz, et ve süt ürünleri ile yumurta ve peynirden alınabileceğini belirten Yıldırım, “B vitamini kompleksleri ve ginkgo bitkisi bir araya gelince günlük hayatın koşturmacasına doğal destek olarak günlük alınması gereken bir gıda takviyesi konumundadır. B vitaminlerinden özellikle büyük öneme sahip B12 vitaminini deniz ürünlerinden, et ve süt ürünlerinden, yumurta ve peynirden alabiliriz. Akşamlar eve daha zinde gitmek istiyorsanız, sevdiklerinizle daha kaliteli zaman geçirmek, uyku kalitenizi arttırmak istiyorsanız, B vitamini kompleksi ve ginkgo bitkisini günlük almalısınız.Aradaki farkı düzenli kullanım sonucu,hemen fark edeceksiniz”şeklinde konuştu. 

B12 hangi besinlerde bulunur? B12 içeren meyve ve sebzeler

B12 vitamininden zengin olan besinler

Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç ise, B12 vitamininin suda eriyen bir vitamin olduğunu ve diğer adının kobalamin olduğunu anlatarak, “Besinlerin saklanması ve pişirilmesi sırasında da vitamin eksikliği görülebilir. Örneğin; ızgara ette yüksek ısı ve et suyunun damlaması ile; sütte pastörize ve kaynama işlemlerinde; balığın pişirildikten sonra suyunun dökülmesiyle B12 vitamininin etkinliği oldukça azalır…Asit, alkali ve ısıya karşı dayanıksızdır. Kaynatma süresinin uzaması ve derecesinin yükselmesi, B12 vitamininin kaybını artırır. Karaciğerin suda haşlandıktan sonra suyunun dökülmesi, balık haşlandıktan sonra suyunun dökülmesi, yine B12 vitamini kaybını artıran sebepler arasındadır. Etler ızgara yapılırken, sıcaklık ve damlayan suyla B12 vitamininin yüzde 30’u, nemli sıcaklıktaysa yüzde 10-20’sinin kaybolduğu bilinmektedir. UHT sütlerdeki kayıp yüzde 7- 10 civarında iken, yüzde 30 kadarı da kaynamayla kaybolmaktadır. Peki, tüm bu olumsuz etkilerden uzak durmak için nasıl bir beslenme planı oluşturmalıyız? B12 vitamininden zengin olan başlıca besinleri yani; et, süt, peynir, yumurta ve balığı hayatımıza sokmamız gerekiyor. Yani hayvansal besinleri… Vejetaryenler içinse süt ürünleri ve yumurtaya ağırlık vermek önerilebilir. Sonuç olarak unutkanlık, dikkat dağınıklığı, halsizlik ve ileride karşılaşılabilecek daha ciddi problemlerin engellenmesi için B12'den zengin besinlerin ihmal edilmemesi ve 6 ayda 1 mutlaka B12 düzeyinin ölçülmesi yararlı olacaktır.14 yaşından büyük olanlar için günde 2.4 mcg B12 alınmalıdır. Hamilelik döneminde 2.6 mcg ve emzirme döneminde bu miktar 2.8 mcg olmalıdır” şeklinde konuştu. 

B12 hangi besinlerde bulunur? B12 içeren meyve ve sebzeler

VİTAMİN B12 HAYVANSAL KAYNAKLI BESİNLERDEN SAĞLANIR

Vejetaryen kişiler, 65 yaş üstü kişiler, gebeler ve emziren anneler, gelişme çağındaki çocuklar, kronik hastalığı olan kişiler, yetersiz ve dengesiz beslenen herkes vitamin B12 yetersizliği yönünden risk altında olduğuna dikkat çeken Dr. Uysal, B12 yetersizliğinin tedavisiyle ilgili olarak da şunları söyledi:

“Vitamin üretimi vücutta yapılamadığı için mutlaka dışarıdan besin veya diğer şekillerde alınması gerekmektedir. Vitamin kaynakları bitkisel değildir. Hayvansal kaynaklı besinlerden sağlanmalıdır. Et, tavuk, balık, yumurta, süt, yoğurt, peynir, karaciğer, yürek ve böbrek gibi yiyecekler en iyi vitamin B12 kaynaklarındandır. Özellikle vejetaryen olanlarda vitamin B12 eksikliğine daha çok karşılaşılmaktadır. Tedaviye doktorunuz karar vermelidir. Kişinin kendisi bu kararı veremez. Kan tahlili sonucunda ölçülen B12’nin değerine bakılarak, hastanın genel tablosu ve beslenme alışkanlıkları gibi durumlar göz önüne alınarak en uygun tedaviyi doktorunuz düzenleyecektir. Yetişkin veya yaşlı fark etmez, gereksinimin olduğu her durumda besin ya da ilaç desteği ile vitamin B12 desteği yapılmalıdır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Türkiye-Cezayir KEK 12. Dönem Toplantısı’nın kapanış oturumu Ankara’da gerçekleştirildi Türkiye-Cezayir Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 12. Dönem Toplantısı’nın kapanış oturumu Ankara’da gerçekleştirildi. Toplantıda ekonomiden bilgi teknolojilerine, eğitimden sağlığa, kültürden turizme, ticaretten sosyal politikalara kadar birçok alanda iki ülke arasındaki iş birliğinin genişletilmesi konusunda anlaşmaya varıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile Cezayir Enerji ve Madenler Bakanı Mohamed Arkab, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda heyetler arası görüşmeler yaptı. Görüşmenin ardından Türkiye-Cezayir Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 12. Dönem Toplantısı’nın kapanış oturumu gerçekleştirildi. Düzenlenen kapanış oturumunda konuşan Bakan Göktaş, 2023 yılı sonunda Türkiye ve Cezayir arasında ikili ticaret hacminin 6,3 milyar dolar olarak gerçekleştiğinin altını çizerek, bu rakamın iki ülke arasındaki en yüksek seviye olduğunu kaydetti. Bakan Göktaş, gelecek dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’un hedef olarak belirlediği 10 milyar dolar ikili ticaret hacmine kolaylıkla ulaşılabileceğine inandığını ifade etti. Bakan Göktaş, her iki ülkenin de önem verdiği ‘Tercihli Ticaret Anlaşması’ müzakerelerinin başlanması yönünde alınan karardan memnuniyet duyduğunu kaydetti. “Cezayir’de bir anaokul ve bir ilkokul ile eğitim ve öğretime başlanmasını planlıyoruz” Bakan Göktaş, Cezayir’de 33 bin Türk vatandaşı, Türkiye’de ise 12 bin Cezayir vatandaşının yaşadığına dikkati çekerek, “Geçtiğimiz yıl 2 bin 196 Cezayirli öğrencinin Türkiye üniversitelerinde eğitim görmelerine destek olarak gençlerimizin kültürel etkileşimine ve geleceklerine destek olduk. Gençlerimiz ülkelerimiz arasında sevgi köprüleri kuran birer gönül elçisidir. Türkiye Maarif Vakfımızın resmi süreçleri tamamlanmasının ardından Cezayir’de de bir anaokulu ve bir ilkokul ile eğitim ve öğretime başlanmasını planlıyoruz. Eğitimde tecrübe paylaşımını ülkelerimizin geleceği açısından değerli bir yatırım olarak görüyoruz” şeklinde konuştu. Türkiye ile Cezayir arasındaki uçuşlarda sefer sayısı artırıldı Bugünkü toplantıda ekonomiden bilgi teknolojilerine, eğitimden sağlığa, kültürden turizme, ticaretten sosyal politikalara kadar birçok alanda iki ülke arasındaki iş birliğinin genişletilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını kaydeden Bakan Göktaş, “Gerçekleşen verimli görüşmelerin ülkelerimiz arasındaki ekonomik ilişkileri çok daha ileri bir noktaya taşıyacağına gönülden inanıyorum. Dün Karma Ekonomik Komisyonu vesilesiyle Sivil Havacılık Genel Müdürlüğümüz ile Cezayir Sivil Havacılık Otoritesi arasında da bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma ile iki ülke arasındaki hava ulaşımında haftalık 35 olan uçuş sefer sayısının 80 uçuşa çıkarılması ve uçuş noktalarına ilişkin kısıtlamaların kaldırılması kararı alındı. Bu anlaşma Türkiye ve Cezayir ilişkileri açısından memnuniyet verici bir gelişmedir” diye konuştu. Konuşmaların ardından iki bakan KEK toplantı tutanağını imzaladı.
Bolu Öğrencilerin düzenlediği “Tükettikçe Tükeniyoruz Başka Dünyamız Yok” paneline yoğun ilgi Bolu’da lise öğrencileri tarafından hazırlanan “Tükettikçe Tükeniyoruz Başka Dünyamız Yok” başlıklı paneli yoğun ilgi gördü. Panele katılarak öğrencilerin sunumuna katkı sunan İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi Başkanı İlhan Sağsen, “İklim değişikliği uzun dönemde yağış ve sıcaklık patenlerini bozuyor. Dolayısıyla da bu hem doğal afetlerin miktarını, hem sıklığını hem de şiddetini arttırıyor” dedi. Liselerde Bilim Uygulamaları Projesi çerçevesinde Bolu İzzet Baysal Anadolu Lisesi’nden 6 öğrenci, küresel ısınma ve iklim değişikliği ile alakalı panel düzenledi. Panel başkanlığını Sude Özkan, sunumu ise İrem Gülmez, Şevval Can, Elif Yusufoğlu, Abdullah Çilingir, Umutgün Acer yaptı. “Tükettikçe Tükeniyoruz Başka Dünyamız Yok” başlıklı panele öğrencilere katkı sunmak için Bolu Teknokent bünyesinde faaliyet gösteren İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi Başkanı İlhan Sağsen ve Prof. Dr. Fatih Aydın da katıldı. Öğrencilerin yaptığı sunumun ardından konuklar yaptıkları bilimsel araştırmaları öğrencilere aktardı. Milli Eğitim Müdürlüğü’nün toplantı salonunda gerçekleştirilen panele çok sayıda öğrenci ve öğretmen katılım sağladı. “Geniş bir kitleye erişebilme imkanı bulacağız” Öğrencilerle panele katılmaktan dolayı mutlu olduklarını ifade eden İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi Başkanı Doç. Dr. İlhan Sağsen, “İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi olarak Bolu genelinde bütün ortaokul ve liselerimize farkındalık söyleşilerinde bulunuyoruz. Burada İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzle ve İzzet Baysal Anadolu Lisesi’yle beraber iklim değişikliğiyle alakalı program gerçekleştireceğiz. Bu programın güzel yanı öğrencilerimizle beraber bir panele katılacağız. İklim değişikliğiyle alakalı onlar sunumlarını yapacak. Bizler de iklim değişikliğiyle mücadelede çözüm yolları, sıfır atık, geri dönüşüm, enerji verimliliği, enerji tasarrufu, bu konularda Bolu genelinde bir bilgilendirme yapmış olacağız. Dolayısıyla da aslında bu hem bizim yapmak istediğimiz bu farkındalık söyleşilerinden bir tanesi ama bu sefer daha geniş bir kitleye erişebilme imkanı bulacağız” diye konuştu. “Yeni ağaçların dikilmesi son derece önemli” Çevre kirliliğine karşı önlem alınmazsa 50 yıl sonra yaşamı olumsuz etkileyecek olan birçok olumsuzluğun meydana geleceğini ifade eden Doç. Dr. Sağsen, “Orman olması son derece önemli. Yani bu dünya için yağmur ormanları, bizim ormanlarımız da dahil olmak üzere Türkiye’deki ormanlar çünkü ormanlar, okyanuslarla beraber en büyük karbon yatakları. Bizim tabiri caizse akciğerlerimiz olarak hep nitelendirilir. Aslında bu emisyonları emdiği içindir, karbon yutakları olduğu için. Dolayısıyla ormanlaşmanın devam etmesi yani orman kesiminin olmaması, hatta yeni ağaçların dikilmesi son derece önemli. Önlemler alınmazsa Türkiye genelinde ve küresel olarak sadece bir ulus devletin önlem alması da yetmiyor bu süreçte. Başta su kaynakları olmak üzere yaşamı olumsuz etkileyen birçok olumsuzlukla biz karşı karşıya geleceğiz” dedi. “İklim değişikliği uzun dönemde yağış ve sıcaklık patenlerini bozuyor” Son dönemde yaşanan fırtına, sel gibi afetlerin iklim değişikliği ile doğrudan bağlantısı olduğunu dile getiren Doç. Dr. Sağsen, “İklim değişikliği uzun dönemde yağış ve sıcaklık patenlerini bozuyor. Dolayısıyla da bu hem doğal afetlerin miktarını, hem sıklığını hem de şiddetini arttırıyor. Bunları engellemek için aslında Paris İklim Antlaşması çerçevesinde devletlerin üzerine düşen bazı sorumluluklar var. Emisyonları düşürmek, üretim teknolojilerini modernleştirmek, enerji verimliliğini arttırmak, bunun dışında kullandığımız enerji tipini değiştirmek, yani konvansiyonel yakıtlar yerine, özellikle kömür kullanımı yerine yenilenebilir enerji teknolojisine yönelmek. Bu noktada en önemli bizim kaynaklarımız. Bunun dışında da ekolojiyi korumak, yani okyanusları, denizleri kirlenmekten korumak. Geçtiğimiz günlerde yine bizim üzerinde durduğumuz tek kullanımlık plastiklerden vazgeçmek. Bunların tamamı ekolojik dengeyi alt üst ediyor. O yüzden bu konu ve bireysel olarak da biraz ihtiyaç analizinizi doğru yapmak, yani üretim tüketim neyi alıyoruz, neyi almıyoruz? Bu analizi doğru yapmak bu noktada önemli” dedi.