EĞİTİM - 18 Aralık 2021 Cumartesi 12:14

Bahçeşehir Üniversitesi’nden Bursa’da Sanayii ve Ar-Ge iş birliği

A
A
A
Bahçeşehir Üniversitesi’nden Bursa’da Sanayii ve Ar-Ge iş birliği

Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Bursa’da, birçok şirkete akademik destek verecek.

Bahçeşehir Üniversitesi (BAU), Bursa’da düzenlediği lansmanla sektör iş birliklerine hazırlanıyor. Birçok şirkete akademik destek anlamında; eğitim kampları, çalıştaylar, sertifikalar gibi çok sayıda imkan sağlayacak olan iş birliğinin ilk adımı bir otelde düzenlenen törenle atıldı. Moderatörlüğünü KALDER Yönetim Kurulu Üyesi Emin Direkçi’nin yaptığı lansman, Uludağ İhraçatçılar Birliği Başkanı Baran Çelik, BAU TTO Ofisi Direktörü Nil Girgin ve Haber Program yapımcı ve sunucusu Cem Seymen’nin katılımıyla gerçekleştirildi.

Yapılacak iş birliği kapsamında şirketlerle; lisansüstü programlar, kurumsal eğitimler, sertifika programları, paneller, workshoplar, COOP işbirlikleri, çalıştaylar, ortak eğitimler, TTO İşbirlikleri, AR-GE çalışmaları, BAUSEM eğitimleri, araştırma merkezleri, CIFAL destekleri, markalı dersler, tersine mentorluk, BAUGO, hafta sonu eğitim kampları, deneyim aktarım programı, yurtdışı mezun desteği gibi imkanlar sunulacak.

“Üniversite sanayi iş birliğini yeniden tanımlıyoruz”

Toplantının açılış konuşmasını, BAU İş Geliştirme ve Bursa Kampüs Direktörü Yasemin Şahin yaptı. Sektörün her anlamda bilgi alabileceği bir merkez gibi çalışacağını belirten Şahin, “Üniversite, sektör iş birliğini yeniden tasarladık. Bugün panelimizde dünya nereye doğru değişiyor? sorusuna birbirinden değerli konuklarımızı dinleyerek cevap arayacağız. Üniversitemizin de bu konularla ilgili gelişim ve değişim süreçlerinizde yanınızda olduğunu, desteğe ihtiyaç duyduğunuz her alanda, her türlü konuda iş birliğine hazır olduğumuzu özellikle belirtmek isterim. İletişim temelli butik hizmet ve iş birliği içeren çalışma modelimizle yanınızdayız. Üniversite, sanayi iş birliği kavramını yeniden tanımlamak ve içini değişen dünyaya adapte olacak şekilde bu doğrultuda belirlenen eylem adımlarıyla ve iş birlikleriyle doldurmak bu salondaki herkesin elinde. Birlikte geliştireceğimiz iş birlikleriyle parmakla gösterilen, değer oluşturan, ilham veren ve örnek olan çalışmalara imza atacağımıza yürekten inanıyorum” dedi.

Bahçeşehir Üniversitesi’nden Bursa’da Sanayii ve Ar-Ge iş birliği

“Dönüşüm sürekli devam ediyor”

BAU Rektörü Prof. Dr. Şirin Karadeniz de, “Özellikle pandemi süreciyle beraber yaşamımız, çalışma şeklimiz, iş yapma şeklimiz aslında bakarsanız değişmeye dönüşmeye başladı. Bu dönüşüm sürekli devam ediyor. Bu arada dijital dönüşümü konuşuyorduk biz hatırlarsanız pandemi öncesinde de bunun içerisindeydik endüstri 4.0, toplum 5.0 ile beraber. Paris Anlaşmasını imzalamamız ve aktif hale gelmesiyle beraber de ‘Yeşil dönüşüm’ sürecindeyiz. Kısacası bu süreçte ekonomik, sürdürülebilir kalkınma amaçlarını da dikkate alan ‘Yeşil dönüşüm’ ile işlerimizi yapmamız gerekiyor. Dönüşmemiz, değişmemiz gerekiyor. Üniversiteler, sektöre insan yetiştirdiğinin farkında olmayan, eskimiş müfredatlarıyla hayatta kalmaları mümkün değil. Çünkü artık diplomanın çok önemli olmadığı; yetkinliklerin, yeterliliklerin önemli olduğu bir döneme giriyoruz. Sadece diploma ile var olmak ve bir meslek edinmek üzere dört yılını hiçbir şey yapmadan geçiren bir gence aslında biz yalan söylemiş oluyoruz. Bu anlamda eğitimciler olarak bizim yapmamız gereken eğitime başkalaşım geçirterek başka bir hale dönüştürmek gerekiyor. Bu noktada Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları 54’üncü yılında, Türkiye’deki 300 okulu, Amerika’daki, İngiltere’deki, Almanya’daki üniversiteleri ile beraber aslında bu süreci çok öncesinden bilen; eğitimi başkalaştıran, dönüştüren, öncü olan bir kurum” ifadelerini kullandı.

Bahçeşehir Üniversitesi’nden Bursa’da Sanayii ve Ar-Ge iş birliği

“Üniversitelerin rolleri sadece bilgi, bilim aktarmaktan ibaret değil”

BAU Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel, kendisinin de eğitim sektöründen geldiğini ifade ederek, Bahçeşehir Üniversitesi’nin yapmak istediklerini anlattı. Yücel, “Bahçeşehir kolejinin İstanbul dışına açıldığı ilk yer Bursadır. Bursa bizi seviyor bizde Bursa’yı seviyoruz. Şu anda Bahçeşehir Üniversitesi’de Bursa genelinde 800 küsür öğrenci okuyor. Daha fazlasını da mezun ettik. Dolayısıyla artık yarı değil, bizde Bursalıyız. Evet dünya bir yere doğru gidiyor, değişiyor ve değişimini biz görüyoruz. Bilimden sanata kadar her alanda bizim dünyaya uyum sağlamamız gerekiyor. Uyum sağlayamıyorsak zaten geride kalırız. Bursa’daki üretime baktığınız zaman, Türkiye’nin ihracatının çok önemli bir kısmı Bursa’da yapılmakta ve biz üniversite olarak bu noktada Bursa’dan uzak kalamayız. Buradaki değişim ve dönüşümün öncüsü olmak istiyoruz.” dedi.

“Üniversitelerin endüstri ile iç içe olması lazım”

Üniversitelerin sektörlerle ne kadar iç içe olursa üretime faydasının da iyi yönde olacağının altını çizen Yücel, “Üniversitenin rolleri sadece öğrencisine bilgi, bilim öğretmek aktarmaktan ibaret değildir. Aynı zamanda endüstride toplumun meseleleriyle de ilgilenmektir. Onun için dünyanın gelişmiş ülkelerinde özellikle Amerika’da, müfredatlar sektörle yapılır. Yoksa ben Endüstri Mühendisi de yetiştiriyorum, elektrik elektronik mühendisi de yetiştiriyorum. Endüstri başka bir yere gitmiş bizim öğrencimiz farklı şeyler öğrenmiş, başka şeyler görmüş. Bu olmaz. Türkiye’nin 200’e yakın üniversitesi var bu üniversitelerin endüstri ile sizlerle daha fazla iç içe olması lazım. Adeta sizlerin endüstriye Terzilik yapması lazım. Sizin endüstrinizde çalıştığımız bir alan var. Üniversiteler örneğin, mühendislik fakültesinde sizin isteğinize göre iş gücü yetiştirmesi lazım. Biz de CO-OP diye bir sistem yaptık. Sonrasında eğitimlerden biri olan Mercedes adı altında bir ders başlattık. Dersi verenler, Mercedes’in üst düzey ve orta düzeyli temsilcileri, müdürü, ustası vs. Yani üniversite başka yerde sektör başka yerde olursa ve Türkiye bu sistemi kendi içinde kuramazsa yükseköğretimine yazık olur. Türkiye'nin bir an önce bunu kurması lazım. Bizimse üniversite olarak size destek olmamız lazım. Biz bazı büyük endüstri şehirlerinde bu programları yapıyoruz. O bölgenin gerek ticaret odalarıyla gerek sanayi odalarıyla, dernekleriyle” şeklinde konuştu.

Bahçeşehir Üniversitesi’nden Bursa’da Sanayii ve Ar-Ge iş birliği

Dünya Bilim ve Sanat Akademisi’ne üye olarak seçilen BAU Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türker Kılıç da kürsüde bir selamlama konuşması yaparak, bu tür zihin ortaklıklarının kurulmasının önemli olduğunu vurguladı.

Açılış konuşmalarının ardından, program düzenlenen panelle sona erdi.

Samet Doğru
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars TAB Gıda 2000’inci restoranını Kars’ta açtı Hızlı servis restoran işletmecisi TAB Gıda, Türkiye’de 2000’inci restoranını Kars’ta açarak ekonomiye katkısını ve sunduğu istihdam imkanlarını daha da güçlendirdi. Hızlı servis restoran operatörü TAB Gıda, Edirne’den Kars’a uzanan büyüme vizyonu doğrultusunda, çatısı altındaki 7 markadan, ekosistem şirketlerinden ve dijitalleşme yatırımlarından aldığı güçle yeni restoran açılışlarına devam ediyor. Şirket, Burger King markasıyla Kars’ta 2000’inci restoranını açarak Türkiye’nin her noktasını kapsayan büyüme stratejisinde önemli bir dönüm noktasına imza attı. Restoran, şirketin hizmet kalitesinin yanında oluşturacağı işgücü ve ekonomik hareketlilikle de bölgeyi destekleyecek. "Her yıl restoran portföyümüzün yüzde 10’u kadar yeni restoran açarak ülkemizin her yerinde büyümeyi sürdürüyoruz" Açılışı değerlendiren TAB Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Kurdoğlu, "Türkiye’nin lider hızlı servis restoran operatörü olarak 30 yılı aşan yolculuğumuzda kendimize her zaman yeni hedefler koyarak daima ileri gitmeyi benimsedik. Bu kapsamda, her yıl portföyümüzün yaklaşık yüzde 10’una karşılık gelen sayıda yeni restoran açmayı sürdürüyoruz. İstanbul’da tek bir restoranla başladığımız hikâyemiz, bugün Türkiye’nin dört bir yanına yayıldı. Bu yolculukta 2000’inci restoranımızı Kars’ta açmanın gururunu yaşıyoruz. Türkiye’deki mutfak tercihlerinin yüzde 85’ini kapsayan yedi markamızla güçlü bir büyüme hikâyesi yazmaya devam ediyoruz. Büyürken hem ülkemizin ekonomisine destek oluyoruz hem de restoranlarımızla daha fazla istihdam oluşturuyoruz. Büyüme başarımızda; stratejik karar alma yetkinliğimiz, operasyonel verimliliğimiz, pazar dinamiklerini ve tüketici eğilimlerini doğru okuyabilmemiz ve yüksek inovasyon kapasitemiz kadar gıda işletmeciliği konusundaki ihtiyaçlarımızı kendi bünyemizde karşılamamıza imkân tanıyan ekosistem şirketlerimizin önemli payı bulunuyor. Şirket olarak uzun vadeli bakış açımızla yatırımlarımızı istikrarlı biçimde sürdürürken paydaşlarımız için kalıcı değer üretiyoruz. Dünya çapında sevilen markaları, gıda ve hijyen standartlarından ödün vermeden Türkiye’deki tüketicilerin beklentilerine uygun yeniliklerle sunma kabiliyetimizin yanı sıra, kendi oluşturduğumuz ve yakın coğrafyalardan başlayarak yurt dışına da açtığımız markalarımız da uzun yıllardır pazarda öncü konumda olmamızın temel unsurları arasında yer alıyor. TAB Gıda’da markalarımızın dengeli yapısı, müşteri odaklı inovasyonlarımız ve dijitalleşme yatırımlarımız bizi güçlü bir şekilde ileri taşıyor. Ekosistem şirketlerimizin sağladığı benzersiz destekle, önümüzdeki dönemde de sürdürülebilir değer oluşturarak büyümeye devam edeceğiz" dedi. "Teknoloji yatırımlarımızla, Franchise sistemimizle ve operasyonel gücümüzle liderliğimiz ve sürdürülebilir büyümemiz güçlenerek devam ediyor" Şirketin teknoloji yatırımları, sürdürülebilir ve dengeli iş modeliyle büyümeye devam ettiğinin altını çizen TAB Gıda Yönetim Kurulu Başkan Vekili Korhan Kurdoğlu ise şöyle konuştu: "Şirketimizde inovasyon kapasitemizin yanında, franchise ekosistemimiz, güçlü operasyon yapımız, entegre ekosistemimiz, markalarımızın rekabet gücü ve uzun vadeli yatırım disiplinimizle bugün bir kilometre taşına daha imza attık. 2000’inci restoranımızın Kars’ta açılması, uzun vadeli büyüme modelimizin bir yansıması. Türkiye’nin her noktasında ekonomiye katkı sağlayacak, istihdam oluşturacak, teknolojik yeniliklerle hizmet sunacak ve bölgesel potansiyeli harekete geçirecek yatırımlar yapmaya devam ediyoruz. Restoranlarımız işimizin kalbinde yer alıyor ve bu bilinçle onları birer deneyim alanına dönüştüren önemli yatırımlar yapıyoruz. Yalnızca lezzetli ve kaliteli ürünler sunan noktalar olarak görmediğimiz restoranlarımızı, veriye dayalı çalışan, teknolojiden beslenen ve müşterisini yakından tanıyan modern ve dijital deneyim merkezlerine dönüştürüyoruz. Aynı zamanda franchise ağımızı güçlendiriyoruz ve markalarımızı daha fazla yatırımcıyla buluşturmayı sürdürüyoruz. Sadece restoran sayısı açısından değil; teknolojiyi etkin kullanma ve yenilikçi çözümler geliştirme konusunda da öncü bir yaklaşımı sürdürüyoruz. Hedefimiz, yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde teknoloji ve yapay zekâ kullanımında sektörün lider şirketleri arasında yer almak. Entegre tedarik zincirimiz, güvenilir ve yüksek operasyonel standartlarımız ve teknolojik ilerlemeyi merkeze alan yönetim yaklaşımımız ve bu yetkinlikleri hayata geçiren insan kaynağımız sayesinde büyüme hedeflerimizi yerine getiriyoruz. Kars’ta açılışını yaptığımız 2000’inci restoranımızla beraber, sunduğumuz fırsatları, üstün hizmet kalitemizi, markalarımızın gücünü ve istihdam olanaklarımızı ülkemizin her köşesine taşımayı sürdüreceğiz. Ülkemizdeki varlığımızı daha da genişletirken sürdürülebilir büyüme yolculuğumuzda da kararlılıkla ilerleyeceğiz." 2 bin restoran ve 22 bini aşkın çalışanla Türkiye ekonomisine destek Yapılan açıklamaya göre, bugün 2000’e ulaşan restoran sayısıyla şirket, Türkiye’nin yanı sıra Gürcistan, Kuzey Makedonya ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de restoranlar işletiyor. Franchise operasyonları dahil 22 bini aşkın çalışan istihdam eden şirket, Türkiye ekonomisine sunduğu önemli katkıları her gün artırıyor. Şirket bünyesinde, Burger King, Sbarro, Popeyes, Arby’s ve Subway gibi dünya çapında başarılı olmuş markalar ve Usta Dönerci ve Usta Pideci gibi şirketin sıfırdan oluşturduğu iki marka olmak üzere toplam 7 marka bulunuyor. Ana hissedarı TFI TAB Gıda Yatırımları’nın kurduğu birbiriyle entegre çalışan dev gıda ekosistemi sayesinde şirket, gıda tedarikini ve lojistik operasyonlarının büyük bölümünü kendi içinde karşılayarak Türkiye’den dünyaya örnek olan bir iş modeliyle çalışmaya ve büyümeye devam ediyor.
Denizli Tüp mide ameliyatı hastalara konfor ve ağrısız bir tedavi imkanı sunuyor DENİZLİ (İHA) – Denizli’de aşırı kilolarından kurtulmaları için ağrısız tüp mide ameliyatı uygulanan iki hasta, sağlıklı kilo kaybını günlük yaşamlarını daha rahat sürdürerek sağladı. Ağrısız tüp mide ameliyatları hakkında bilgi veren Öğr. Üyesi Prof. Dr. Onur Birsen, "Ağrısız tüp mide ameliyatı olarak da bilinen perigastrik blokaj yöntemiyle gerçekleştirdiğimiz sleeve gastrektomi (tüp mide) ameliyatlarında, hastalar ameliyat sonrasında çok daha kısa sürede sağlığına kavuşmakta ve belirgin şekilde daha az ağrı hissetmektedir. Perigastrik blokaj tekniği, ameliyat sırasında mide çevresindeki sinir hatlarına uygulanan bölgesel bir anestezi yöntemi olup, hastanın ameliyat sonrası ağrı kontrolünü önemli ölçüde iyileştirir. Bu sayede hastalar hem erken yürüme olabilmekte hem de normal yaşantılarına daha hızlı dönebilmektedir. Ayrıca bu yöntemin kullanılması, ameliyat sonrası narkotik ağrı kesicilere duyulan ihtiyacı azaltarak hem daha konforlu hem de daha güvenli bir iyileşme süreci sağlamaktadır. Sleeve gastrektomi zaten kapal) olarak uygulandığı için hastaların iyileşme süreci kısa olsa da, perigastrik blokaj sayesinde bu konfor bir adım daha ileri taşınmaktadır. Kısacası, uyguladığımız bu yöntemle hastalarımız ameliyat sonrası dönemi daha rahat geçirirken, hızlı ve güvenli bir şekilde sağlıklarına kavuşmaktadır. Bu yöntemi son olarak iki hastamıza başarıyla uyguladık ve her iki hastamızın da ameliyat sonrası süreci son derece rahat ve konforlu geçirdiğini gözlemledik" dedi. "Kilolarım yüzünden yaşadığım zorluklar artık geride kaldı." Ameliyat sonrası kilo vermeye başlayan hasta Erkan İpek de iyileşme sürecini şu sözlerle anlattı: "Ameliyat olmaya karar vermeden önce endokrin bölümünde uzun süre tedavime devam ettim. Bu süreçte 50 kilo verdim fakat kısa sürede geri aldım. Ardından akupunktur denedim, 35 kilo verdim ama 45 kilo geri aldım. Daha sonra diyetisyen eşliğinde diyetler yaparak 40 kilo vermeyi başardım; fakat 50 kilo geri aldım. Tüm bu denemelerden sonra artık ameliyatsız bu sorunun çözülemeyeceğini anladım ve ameliyat olmaya kesin olarak karar verdim. Kilolu olmak normal hayatımı her anlamda etkiliyordu; ayakkabılarımı bağlayamaz hale gelmiştim, nefes nefese kalıyordum ve gerçekten büyük bir eziyet çekiyordum. Kilolu olmak hem fiziksel hem de ruhsal açıdan oldukça zor ve sağlığım açısından ciddi riskler taşıyordu. Bu nedenle bu ameliyat benim için bir dönüm noktası oldu. Ameliyattan sonra toparlanma sürecim beklediğimden daha rahattı. Ağrılarım minimum seviyedeydi. Şu an kendimi daha hafif, daha enerjik ve daha umutlu hissediyorum." Ameliyat olan diğer hasta Rafet Akbaş ise "Kilo artık vücuduma zarar vermeye başlamıştı. Nefes almakta zorlanıyor, yürürken hemen yoruluyor, günlük işlerimi bile yapamaz hale geliyordum. Üstelik abimin daha önce Onur Hoca’da ameliyat olup gözlerimin önünde nasıl değiştiğine birebir şahit oldum. Kısa sürede verdiği kilolarla hem sağlığına kavuştu hem de hayatına çok daha konforlu bir şekilde devam etmeye başladı. Bu değişimi görünce, benim için de en doğru kararın ameliyat olduğuna inandım. Ameliyattan sonra şu an çok rahatım, kendimi daha özgür hissediyorum. Artık geleceğe dair umutlarım daha güçlü" ifadelerini kullandı.
Eskişehir Ankara’dan gelen "Kurbağa Adamlar" da kayıp öğretmenin arama çalışmasına katıldı Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden Koruma Şube Müdürlüğü Su Altı Grup Amirliği bünyesindeki "Kurbağa Adamlar" isimli 6 dalgıç polisinde katıldığı 43 kişilik ekip, AFAD Eskişehir İl Müdürlüğü koordinesindeki Porsuk Çayı’nın içinde ve kenarında 7 gündür kayıp olan 51 yaşındaki Türkçe öğretmenini bulmak için arama çalışmalarını sürdürüyor. Eskişehir’de 7 gün önce kaybolan Türkçe öğretmeni Tuncay Arslan’ı bulmak için son görüldüğü yer olan Porsuk Çayı’nın Gökmeydan Mahallesi kısmında yapılan aramalara bugün Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden Koruma Şube Müdürlüğü Su Altı Grup Amirliği bünyesindeki "Kurbağa Adamlar" isimli 6 dalgıç polisi de katıldı. Aramalara Eskişehir İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nden 13, Ankara Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube Müdürlüğü Su Altı Grup Amirliği bünyesindeki Kurbağa Adamlar’dan 6, Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü’nden 3, Odunpazarı Belediyesi Arama Kurtarma Ekibi’nden (OBAK) 6, Dorlion Arama Kurtarma’dan (DAK) 4, MEB Arama ve Kurtarma Birimi’nden (AKUB) 5, itfaiyeden 3, ve Sivil Arama Kurtarma Derneği’nden (SARTEM) 2 çalışan olmak üzere toplam 43 kişilik ekip Türkçe öğretmenini bulmak için çalışma yaptı. Ekiplerin kıyı taraması da sürerken, özel kıyafetli dalgıçlar Tuncay Arslan’ın balçıkla dolu su içinde aradı. Kayıp öğretmenin yakınlarının da çalışmaları yakından takip ettiği bölgede gözlendi. AFAD Eskişehir İl Müdürü Aslan Mehmet Coşkun çalışmaları sahada koordine edip yakından takip ediyor.