Tüm dünyayı günden güne daha fazla etkisi altına alan e-spor rüzgârı, akademik yaşamda da karşılık buluyor. Türkiye’de ilk kez e-spor yapan öğrencilere burs imkanı sunan Bahçeşehir Üniversitesi’nde, Riot Games tarafından hayata geçirilen Şampiyonluk ve Yükselme Ligi’nde mücadele eden başarılı oyuncular bir imza günü ve ardından bir panel düzenledi. Dünyada milyonlarca takipçisi olan e-spor hakkında bilgiler veren oyuncular, bu spora nasıl başladıklarını ve yaşadıkları tecrübeleri aktardı.
Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Danışmanı ve Eğitim Yazarı Turgay Polat, "Bu çağda dünyanın en önemli alanlarından birisi olan, çocukların ilkokuldan itibaren başlayarak üniversite çağına kadar oynadığı e-spor olarak tabir ettiğimiz bu sektöre bizim üniversite olarak kayıtsız kalmamız mümkün değil. Bu alana kayıtsız kalmamak adına en önemli firmalarından biri olan Riot Games ile birlikte bir etkinliğe başladık. Bu etkinlik çerçevesinde bu işi Türkiye'de yapan çocukların hem daha doğru bir kurum şemsiyesi altında hem sistematik bir şekilde hem de eğitimleriyle birlikte bu işi yapabilecekleri bir sistem geliştirmek istedik. Sonucunda ilk e-spor burs programını başlattık. Bu kapsamda amacımız Türkiye'de e-spor ile uğraşan ekosistemi bir başlık altında toplamak, çocukların elektronik sporları daha konforlu, kontrollü ve daha hijyenik bir ortamda yapmalarını sağlamak. Çünkü oyun oynamak, veliler tarafından insanların üzerinde etkileri olan bağımlılık yapan ve saatlerce üzerinde kalabilecekleri bir alan olarak görülüyor " dedi.
Bu çerçevede öğrencilerin akademik başarılarının da önemine vurgu yapan Turgay Polat, "Burs için yapılan başvurular çerçevesinde mülakatlar gerçekleştirildi. Öğrencilerin akademik başarılarının 4 üzerinden 1.80'in altına düşmemeleri gerekmektedir. Yakın zamanda bu öğrencilerin hangi okulda ve bölümde okurlarsa okusunlar e-spor yapmalarına destek vermek amacındayız " ifadelerini kullandı.
"Gençler yabancı dilini geliştirebiliyor, farklı kültürleri tanıma şansı buluyor"
Ailelerin endişelerine değinen Polat, "Aileler çocukların asosyal olmalarından endişe duyuyor fakat çocuklar belki de bizim sokakta bulamayacağımız daha fazla insanlarla o ortamda bir araya geliyorlar. Dünyanın birçok yerindeki insanlarla bir araya gelip takımlar kurup oyunlar oynayabiliyorlar. Bu takımlar içerisinde yabancı dilini geliştirebiliyor, farklı kültürleri tanıma şansı buluyor, aynı zamanda profesyonelce hem elini hem beynini kullanabiliyor. Dolayısıyla bu bilgisayar başında geçirilen bir zaman olarak değil bir iş olarak görülmelidir. Ailelerin anlamaya çalışmasını öneriyorum. Eğitimini, uğraşlarını bir kenara bırakmadan dengeli bir şekilde yapmalarını sağlamak bizim amaçlarımızdan birisidir. Bunu da ancak kurumlarda yapabiliriz. Bir üniversitenin e-spor takımında olan öğrencinin bir taraftan kontrol altında olduğu unutulmamalıdır" diye konuştu.
"Ailem bütün maçlarıma gelip beni destekliyor"
E-spor takımı BAU SuperMassive sporcularından "Stomaged" adıyla tanınan Furkan Güngör, "Eğlence olarak başladığım bu oyunu yayınladıktan sonra bir takım bana ulaştı ve benim bu maceram başlamış oldu. Takımdan sonra başarılı olduğumu gördüm. Ailem de başarıyı gördükten sonra ilk zamanlardaki endişeleri ortadan kalktı ve şuan bütün maçlarıma gelip beni destekliyorlar" dedi.
Oyundaki ismi "Naru" olan Koray Bıçak ise, "Her gencin yaptığı gibi hobi olarak yüksek seviyede oyun oynuyordum. Takım tekliflerinden sonra bu sektöre adım atmaya başladım. İlerde kariyerimle ilgili bu sektörde edindiğim bilgi ve tecrübelerle devam edeceğim. Bu oyunu profesyonel olarak oynayanların hayatlarından büyük bir bölüm feda etmeleri gerekiyor. Ama ben buna değdiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
