KÜLTÜR SANAT - 22 Eylül 2020 Salı 13:21

Bakan Ersoy: 'Türk diasporasının yeni nesillerini asimilasyondan korumalıyız'

A
A
A
Bakan Ersoy: 'Türk diasporasının yeni nesillerini asimilasyondan korumalıyız'

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Türk diasporasının yeni nesillerini asimilasyondan korumak ve anavatanla bağlarını güçlendirmek bütüncül bir strateji ile mümkündür” dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Yurt Dışındaki Türk Vatandaşlarına Yönelik Kamu Hizmetlerinin Geliştirilmesi Projesi” kapanış programına katıldı. Programa, Bakan Ersoy’un yanı sıra, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren, Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Şeref Ateş, AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Komisyonu Başkanı Zafer Sırakaya ve çok sayıda yetkili katıldı.

Burada bir konuşma yapan Bakan Ersoy, ülkelerin kamu diplomasisindeki gücünün diasporalarının etkinliğiyle de paralellik gösterdiğini belirterek, “Dolayısıyla, bulundukları ülkelerin sosyal, ekonomik ve siyasi hayatında fark oluşturabilen güçlü birer diaspora oluşturmak bir diğer hedefimiz olmalıdır. İşte burada da Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığımız yani YTB, Türkiye’nin en önemli aktörlerinden biridir” ifadelerini kullandı.
Türk diasporasının yeni nesillerini asimilasyondan korumak ve anavatanla bağlarını güçlendirmesinin bütüncül bir strateji ile mümkün olabileceğini bildiren Bakan Ersoy, “YTB’nin gerçekleştirdiği sivil toplum proje destekleri, burs, staj, gençlik, kültür ve anadil programları bunun bir parçasıdır. Aynı zamanda yurt dışındaki insanlarımızın taleplerini kurumlarımıza aktararak, mevzuat çalışmaları için koordinasyonu sağlaması da bu bütüncül stratejinin gereğidir” şeklinde konuştu.

Türk diasporasının temellerinin 1960’larda atıldığını anımsatan Bakan Ersoy, şöyle konuştu:
“1961’de Almanya ile başlayan süreç, takip eden altı yıl içinde Avusturya, Belçika, Hollanda, Fransa ve Avustralya ile yapılan iş gücü anlaşmalarıyla devam etti. Aradan geçen 60 yılda Türkler misafir işçi statüsünden çıkıp, bulundukları ülkelerin vatandaşlığını alarak toplumun asli unsurları haline geldiler. Bugün ise 6 milyonu aşan nüfuslarıyla dördüncü nesle ulaşmış; ekonomiden bilime, sanattan spora, her alanda dünya çapında değer üreten bir güce dönüşmüşlerdir. Bu insanlarımızın ihtiyaçları zaman içinde artıp nitelik değiştirirken, devletimizin onlar için sunduğu hizmetler de daha çeşitli ve kapsamlı hale gelmiştir. Özellikle son 10 yılda Türkiye’nin yakaladığı gelişme ivmesi, yurt dışındaki Türklerin hayatına da yansımıştır. Kamu diplomasisi ve farklı dış politika imkânlarının daha etkin kullanılması ile birlikte, Türk diasporasını güçlendirmek ve Türkiye ile bağlarını en üst seviyede muhafaza etmek için çeşitli önlemler art arda hayata geçirilmiştir.”

Devletin sunduğu tüm imkanların günün şartlarına göre sürekli geliştirilmekte ve çeşitlendirilmekte olduğunu söyleyen Bakan Ersoy, “Böylece, diasporamızın büyük potansiyelinin daha da artırılmasına katkı sağlanacaktır. ‘Yurt Dışındaki Vatandaşlarımıza Yönelik Kamu Hizmetlerinin Geliştirilmesi Projesi’ bu anlayışın bir sonucudur. Proje süresince son derece geniş ölçekte mevzuat derlemeleri, hizmet envanteri oluşturma çalışmaları ve vatandaşlarımızın taleplerini içeren raporlamalar gerçekleştirdik. İstişare toplantıları düzenlendi. Kamu kurumlarımız YTB’nin koordinasyonunda, 2019 yılının başından bugüne kadar 17 farklı konuda yasal ve idari iyileştirmeyi hayata geçirdiler. Boşanma kararlarının tescilinden, yabancı ehliyet süresine, çocukların vatandaşlığının korunmasından emeklilerin yarı zamanlı çalışmasına uzanan bu kapsamlı çalışma, yurt dışındaki insanlarımızın ülkemize aidiyet ve devletlerine güven duygusunu güçlü bir şekilde pekiştirmiştir” diye konuştu.

Projenin kapanış toplantısını yaptıklarını ancak hizmette son diye bir kavram olmadığını dile getiren Ersoy, şunları kaydetti:

“Önümüzdeki dönemde, proje sırasında gerçekleştirilen anketlerin ve odak görüşmelerin ortaya koyduğu 35 ayrı konu başlığında kamu kurumlarımızla mevzuat çalışmaları gerçekleştirilecek. Mavi Kartlıların nüfus kaydı sorgulama ve erişim sorunlarının giderilmesi,

Yurt dışındaki hükümlülerin vesayet altına alınması, yerinden öğretmen istihdamına yönelik düzenlemelerin yapılması, Türkiye’de ikamet eden mavi kartlıların genel sağlık sigortası primleri, diaspora gençleri ve uluslararası öğrencilere Türkiye’de staj yapma imkânı sağlanması gibi çok önemli başlıklar öne çıkıyor. İnşallah daha güçlü bir Türk diasporası için kurumlarımız arasındaki iş birliği ve dayanışma ruhunu devam ettirerek nice güzelliklere hep birlikte imza atacağız.”

Mevlüt Hasgül

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Eğitmeninden ’astroloji’ vurgusu, ’medyum’ yanılgısı Astrologların medyum olarak görüldüğünü, astroloji denince insanların aklına fal, büyü ve cadılık gibi yanlış bilginin geldiğini ifade eden astroloji eğitmeni Yüsra Öztürk, astrolojinin, M.Ö. 4000’li yıllara dayandığını söyledi. Astroloji eğitmeni Yüsra Öztürk, gökyüzü bilimi ve astroloji hakkında toplumda doğru olarak kabul edilen yanlışlar konusunda açıklamalarda bulundu. Öztürk, astrolojinin, gökteki gezegenlerin hareketleriyle, dizimleriyle, güneş sisteminin varlığı ve yokluğuyla, dereceleriyle alakalı bir bilim dalı olduğunu kaydetti. Özellikle astrologların, medyum, falcı ve cadı olarak tanımlanmasının yanlış olduğunu ifade eden Öztürk, yaşam koşullarını, hayat kalitesini ve yaşamın sürdürebilirliği için evrenle sürekli bağlantı halinde olunması için insanlara, astrolojiyi araştırma ve öğrenme önerilerinde bulundu. ’’Gezegenlerin hareketleri ile dünyadaki sarsılmalar eş zamanlı’’ Astrolojinin tarihsel gelişimine değinen astroloji eğitmeni Yüsra Öztürk, ’’Astrologlar medyum olarak görülüyor. Batıya göre doğu tarafında astroloji hiç gelişmemiş. Astroloji denince insanların aklına fal, büyü ve cadılık geliyor. Bizim yaşadığımız toplumda bizlere çok garip bir gözle bakılıyor. Batıda astroloji, bir ilim bir bilim olarak kabul edildi ama doğuda bu şekilde değil. Astroloji, haram bir şey olarak görülüyor. Aslında astroloji, Kur’an’da da geçen, fizikte de kanıtlanmış ve matematik hesapları ile ortaya çıkan bir bilim dalıdır. Astroloji, M.Ö. 4000’li yıllara dayanan, en büyük gelişimini İslamiyet sayesinde gerçekleştiren bir bilim dalıdır” dedi. Astrolojinin yıldızları inceleyen gökyüzü bilimi olduğunu belirten Öztürk, “Biz de uzman astrologlarımız gibi sürekli, depremleri, heyelanları, doğa olaylarını, insanların ruh halini ve hastalıklarını anlatıyorlar. Astroloji, yalan değildir. Astroloji, gökteki gezegenlerin hareketleriyle, dizimleriyle, güneş sisteminin varlığı ve yokluğuyla, dereceleriyle alakalı bir bilim dalıdır. Örneğin, pandemi döneminde balık burcu dolunayı etkisi altındaydı. Balık burcu astrolojide sağlık demektir. Pandemi döneminde balık burcu dolunayı komple Türkiye ve dünyanın sağlığını derinden etkiledi. Depremlerin hepsi önceden gökyüzünde biliniyor. Çünkü gezegenlerin hareketleri ile dünyadaki sarsılmalar eş zamanlı” şeklinde konuştu. ’’Evrenin hareketleri bizi etkiler’’ Astrolojinin araştırılması ve doğru bilinmesi gerektiğini vurgulayan Öztürk, “Bizim yaşam koşullarımız, hayat kalitemiz ve yaşamımızı sürdürebilmemiz için evrenle sürekli bağlantı halinde olmamız gerekmektedir. Evrenin hareketleri bizim günlük hayatımızı, duygularımız, düşüncelerimizi, ruh halimiz ve sağlığımızı çok derinden etkiler. Astrolojiyi, araştırmaktan öğrenmekten çekinmeyin. Astroloji, bir fal değildir veya medyumlarla alakalı bir şey değildir. Astroloji tamamen yıldız bilimidir, gökyüzü ile alakalıdır. İnsanlar, astrolojiyi araştırmaya, öğrenmeye daha çok meylederse doğuda da batıda da astroloji hayatımızın her alanında kolaylıklar sağlayacak bir ilimdir” diye konuştu.
İstanbul Galatasaraylı Sporcular Derneği’nin dayanışma yemeği düzenledi Galatasaraylı Sporcular Derneği, birlik ve beraberlik mesajı vermek adına dayanışma yemeği düzenledi. Şişli’de bir otelde düzenlenen organizasyona, Galatasaraylı Sporcular Derneği Başkanı Levent Nazifoğlu, Galatasaray eski başkanlarından Alp Yalman ile Burak Elmas, sarı-kırmızılı kulübün eski ikinci başkanlarından Ergun Gürsoy, Divan Kurulu eski Başkanı İrfan Aktar, mevcut Divan Kurulu Başkanı Aykutalp Derkan, Galatasaray Kadın Futbol Takımı Teknik Direktörü Metin Ülgen ve oyuncular ile davetliler katıldı. Galatasaraylı Sporcular Derneği Başkanı Levent Nazifoğlu, burada yaptığı konuşmada, “Bu gece, futbolla ilgili önümüzdeki çok önemli maçlarda bütün camianın bir arada olduğunu göstermek için yapılan bir gecedir. Galatasaray Kadın Futbol Takımı’nın da bu hafta sonu maçı var. Kazandıkları takdirde ilk kez şampiyon olacaklar ve direkt Şampiyonlar Ligi’ne katılacaklar. Takımın bu maçı kazanmasını istiyoruz" dedi. Nazifoğlu, konuşmasının ardından Galatasaray eski başkanlarından Alp Yalman ile Burak Elmas’a, sarı-kırmızılı kulübün eski ikinci başkanlarından Ergun Gürsoy’a, Divan Kurulu eski Başkanı İrfan Aktar’a, mevcut Divan Kurulu Başkanı Aykutalp Derkan’a, Galatasaray Kadın Futbol Takımı Teknik Direktörü Metin Ülgen’e ve oyunculara desteklerinden ötürü plaket takdim etti.