GÜNDEM - 16 Eylül 2020 Çarşamba 18:19

Bakan Koca: 'Bilim dünyası yılın sonuna kadar aşının bulunacağına hemfikirdir'

A
A
A
Bakan Koca: 'Bilim dünyası yılın sonuna kadar aşının bulunacağına hemfikirdir'

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ”Sağlık Bakanlığının izniyle Çin Sinovac aşısının Türkiye'deki ilk uygulamasına Hacettepe Üniversitesinde 3 gönüllü sağlık çalışanında başlandı” dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı sonrası düzenlenen basın toplantısında konuştu. Bakan Koca, Bilim Kurulu toplantısının ana gündeminin salgının dünyadaki ve Türkiye'deki seyri, vaka artışının sebepleri, vaka sayılarının arttığı illerde alınacak önlemler, hastane kapasitelerinin ve aşı çalışmalarının ele alındığını bildirdi. Bakan Koca, konuşmasında ilk hastadan sonra 7 bin 185 kişinin hayatını kaybettiğini belirtirken, şu ifadelere yer verdi:

Bakan Koca: 'Bilim dünyası yılın sonuna kadar aşının bulunacağına hemfikirdir'

“Bugün ağır hasta sayışımız bin 300’ün üzerinde toplam vaka sayısı yüzbinlerle ifade buluyor. Bugün biz ve dünya virüs saldırısı karşısında baştakinden daha zor bir dönemdeyiz. Bu daha zor ve umutların gerçekleşmeye yakın olduğu bir dönemdir. DSÖ verilerine göre Dünya genelinde korona virüs konulan kişi sayısı 29 milyon 500 bini geçti. Hayatını kaybeden insan sayısı ise 1 milyona yaklaştı. Salgında İngiltere 40 bin 637, İtalya 35 bin 624, Fransa 30 bin 950, İspanya 29 bin 848, Belçika 9 bin 927, Almanya 9 bin 437 kayıp verdi. Vefat sayımız Türkiye’nin kıyaslanabileceği Almanya gibi ülkelere dikkat alındığında tedavi bir başarı gösterdiğimizi ortaya koymaktadır. Türkiye’nin 6 ay dünyanın ise 31 Aralık yaklaşık 9 aydır süren salgın mücadelesinde toplumların duyguları benzerlikleri gösteriyor. Toplumlar sadece salgının sadece kendi başlarına geldiklerine inanıyor. İnsanlar yaşananlara karşı bıkkınlık hayatın yavaşlayışına karşı öfke duyuyor. Korona virüs salgını sonu yaklaşan bir salgındır. Bunun heyecan verici açıklamasını birazdan yapacağım.“

Filyasyon ekipleri hakkında bilgiler veren Koca, “Türkiye Covid-19 şüphesi olan telefon edip hastaneden randevu istediğinde doktordan ‘nefesin kesilmeden konuşabildiğine göre tedaviye ihtiyacın yok’ diyen bir ülke olmadık. Bazı ülkelerde bu olayların olmasına el birliğiyle izin vermeyeceğiz. Salgının bu yana pozitif konmuş her hastamız gerekli sağlık hizmetini muntazam şekilde almıştır. Pozitif tanı konmuş her kişinin temaslı taraması yapılmıştır. Yapılmaya devam edilmektedir. Virüsün iz sürücüleri olan filyasyon ekiplerimizin sayısı 6 binden 11 bin 238 çıkmıştır. Filyasyon ekipleri yaptıkları taramayla kaldığınız riski azaltmakta karantina ve tedavinin önünü açmaktadır.

Salgına verdiğimiz savaşta görevli bu öncü birliklerin dünyada örneği olmadığını yabancı televizyon yaptığı programlardan biliyorsunuz. Filyasyon ekiplerimizle bildiğimiz hastalardan bilmediğimiz hastalara ulaşıyoruz. Sadece durumu ilerlemiş hastalarla ilgilenen ülkeler filyasyona gerek duymamaktadır. Virüsün izi sürülmediği içinde o ülkelerde salgının gerçek boyutuyla görünmemektedir. Aşı bulanana kadar hastalık bir anlamda kendi seyrine bırakılmıştır” diye konuştu.

Bakan Koca: 'Bilim dünyası yılın sonuna kadar aşının bulunacağına hemfikirdir'

“İlk döneme kıyasla sağlık çalışanlarımızın yükü 4-5 kat artmış durumda”

Her gün ortalama 100 bin test yapıldığını aktaran Koca, “Artan yeni hasta ve ağır hasta sayısı bugüne kadar kimsenin tedavi almasına mani olmamıştır. İlk döneme kıyasla sağlık çalışanlarımızın yükü 4-5 kat artmış durumda. Kendinizi bir sağlık çalışanın yerine koyun. Onların cephede sizin için göğüs göğüse kişiler olduğunu bilin. Bu mücadelede onlara verebileceğiniz destek kendinizi virüsten korunmanızdır. Bu desteği vermek için elinizden geleni verin” ifadelerine yer verdi.

İki aydır bulaşma hızının artığını ifade eden Bakan Koca, “Her ne kadar tespit edilen vakaların tüm temaslarına ulaşmaya çalışsak da virüs taşıyan herkesin tespiti ve taşıyanların izole edilmeleri söz konusu olmamaktadır. Tüm taşıyıcıları bilmek mümkün olmadığı için herkese taşıyıcı gözüyle bakmak tedbirin mantığıdır. Böyle yaparsanız büyümekte olan sorunu çözmemize yardımcı olursunuz. Kesin olan sizin yardımınız olmadan bu sorununun üstesinden gelinemeyeceğidir” dedi.

“HES uygulamasının indirilmediği cep telefonu kalmamalıdır”

HES hizmetinden vatandaşların yararlanmasını isteyen Koca, “HES uygulamasının indirilmediği cep telefonu kalmamalıdır. Ücretsiz indireceğiniz bu uygulama tüm taşıyıcıları temasları hastaları içerecek şekilde size bölgesel risk harikalarını sunuyor. Girip çıkacağınız veriler risk değerlendirmesi yapıyor. HES uygulaması sizin risk rehberinizdir. Kullanımı ise basit bir telefon işlemi gibi kolaydır. HES salgın yönetiminde bizim içinde büyük bir işleve sahip. Karantina koşullarına uyulup uyulmadığını bu uygulamayla denetliyoruz. Bugüne kadar izolasyon da olması gerektiği halde dışarı çıkmaya teşebbüs eden yaklaşık 140 bin kişi bu sistemle engellenmiştir. Sorumsuzluk göstererek toplumda risk oluşturan kişilere karşı bir diğer önlem akıllı bileklik uygulamaları olacaktır. Taşıyıcı ve temaslıların bu dönemde özellikle toplum salığı açısından izolasyonu zorunlu kılmıştır. Kendisi hasta olmayan taşıyıcılardan virüs başkalarına bulaştığında bazen ağır sonuçlar karşı karşılaşıyoruz. Kişi kendisini düşünmese bile başkasını düşünmeye vicdanen ahlaken mecburdur. Tedbir bir sağlık kuralı ve ahlak kuralıdır” diye konuştu.

“Salgının toplumu zayıf düşürmesine izin vermeyelim”

Salgınını toplumu zayıf düşürmemesine izin vermemelerinin gerekliliğini aktaran Koca, “Dün itibarıyla 7 bin 186 ulaşan kayıp sayımız 1327 olan ağır hasta hepimiz için uyarıcı olmalıdır. Her taşıyıcı her hasta ve sonuç olarak her vaka vefatlarda olduğu gibi gücümüzden moralimizden yaşama heyecanımızdan bir şeyler ekşitiyor. Salgının toplumu zayıf düşürmesine izin vermeyelim. Hiç kimse hasta olursam sağlık çalışanlarımız tedavimi nasıl olsa yapar kolaycılığına düşmemelidir. Bu bir hak ihlalidir. Tedavilerimiz yapan sağlık personelimizin ailelerine yanlarına gittiklerinde yorgunluktan vakitleri kalmadığını unutmayalım. Sağlık çalışanlarımızın en büyük motivasyonu hasta sayılarının azaldığını görmektir” açıklamasında bulundu.

Bakan Koca, hastane yükünün arttığı bu dönemlerde sağlık yatırımların öne çekildiği Diyarbakır, Konya, Van, Gaziantep, Adıyaman, Şanlıurfa, Batman gibi şehirlerde yatak sayılarını arttığının bilgisini verdi.

Bakan Koca: 'Bilim dünyası yılın sonuna kadar aşının bulunacağına hemfikirdir'

“ Zamanımız daha çok kapalı mekanlardan geçeceği için grip hastalığının yayılmasını hapşırma ve öksürmelerle kolaylaştıracak”

Tedbirlere uyulmazsa hastalığın grip gibi yayılacağını aktaran Koca şu ifadeleri kullandı:

“Kısıt günleri bize kalkan oldu. Normalleşme sürecinde bir bocalamak yaşadık ve bunu aştık. Fakat görünen o bayramlar düğünler bayram havasında yaşanan olaylar taziyeler salgın sınavında başarısızlığa yol açan sınavlar oldu. Şimdi bu gibi fırsatları yakaladığı bu günler geride kalıyor. Fakat sonbahara girerken tüm dünyayı tehdit edecek bir riske yaklaşıyoruz. Grip vakaları salgın acısında çok sakıncalıdır. Zamanımız daha çok kapalı mekanlardan geçeceği için grip hastalığının yayılmasını hapşırma ve öksürmelerle kolaylaştıracak. Bildiğiniz gibi grip ve korona virüs aynı şekilde bulaşmaktadır. Tedbirlere uygulamasak hastalık grip gibi yayılabilir.”

“Sağlık Bakanlığının izniyle Çin Sinovac aşısının Türkiye'deki ilk uygulamasına başlandı”

Sağlık Bakanlığının izniyle Çin Sinovac aşısının Türkiye’deki ilk uygulamasını 3 gönüllü sağlık çalışanında başladığını duyuran Koca, “Tarih sonu gelmemiş bir kaydetmemiştir. Bilimsel gelişmeler salgının sonunun yakın olduğunu gösteriyor. İnsan aklı korona virüs karşısındaki galibiyetini yakın zamanda ilan edebilecek. Korona virüs karşısındaki galibiyetini yakın zamanda ilan edilebilecektir. Aşı konusunda dünya kamuoyuna yansıyan bilgiler umut veren belki de çare bildiren bilgilerdir. Bilim dünyası yılın sonuna kadar sonuç alınacağı konusunda hemfikirdir diyebiliriz. Şuanda hazırlık çalışmaları Faz-3 çalışması olan 9 aşı var. Türkiye olarak bizde kendi aşı çalışmamızı sürdürürken en erken uygulama için tedarik teşebbüslerimizi başlattık. Sağlık Bakanlığının izniyle Çin Sinovac aşısının Türkiye'deki ilk uygulamasına Hacettepe Üniversitesinde 3 gönüllü sağlık çalışanında başlandı” dedi.

Mehmet Kalay - Utku Şimşek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’de hırsızlar, girdikleri evin sahibini bıçaklayarak öldürdü İzmir’in Konak ilçesinde, hırsızlık amacıyla girdikleri evde 81 yaşındaki adamı göğsünden bıçaklayarak öldüren 5 şüpheli şahıs polis ekiplerince yakalandı. Olay, dün gece saat 22.30 sıralarında Lale Mahallesi 3582 Sokak üzerinde bulunan bir apartman dairesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 2 şüpheli şahıs apartmana arka bahçe kısmından giriş yaparak Erdinç Kavut’un (81) bulunduğu daireye girdi. Yatak odasında şüphelilerle karşı karşıya gelen Kavut, hırsızlar tarafından göğsünden bıçaklandı. Olay sırasında evde bulunan Kavut’un eşinin sesini duyan çevre sakinleri durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerince yapılan kontrollerde, ağır yaralanan Erdinç Kavut’un olay yerinde hayatını kaybettiği belirlendi. Kavut’un cenazesi, olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmasının ardından otopsi işlemleri için Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Polis ekiplerince yürütülen incelemelerde, hırsızlık amacıyla eve giren şüphelilerin olay sonrası ikametten bazı gıda ürünlerini alarak kaçtıkları, dışarıda araç içerisinde bekleyen diğer şüpheliyle birlikte olay yerinden uzaklaştıkları tespit edildi. Cinayet Büro Amirliği ekiplerince yürütülen çalışma sonucunda, olaya karıştığı belirlenen A.M.S., H.E., R.T., H.A. ve H.A. isimli 5 şüpheli kıskıvrak yakalanarak gözaltına alındı. Olayla ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor.
Gaziantep TÜRGEV’in "İyilik Halini Artır, Gençliği Güçlendir" projesi tamamlandı Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın destekleriyle Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) tarafından hayata geçirilen "İyilik Halini Artır, Gençliği Güçlendir" projesi kapanış programıyla tamamlandı. Gençlik ve Spor Bakanlığı destekleriyle, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) koordinatörlüğünde hayata geçirilen, 6 Şubat 2023 depremlerinin ardından gençlerin yaşadığı derin psikososyal etkileri hafifletmeyi ve toplumsal dayanıklılığı artırmayı hedefleyen "İyilik Halini Artır, Gençliği Güçlendir" projesi, 10 ay süren kapsamlı faaliyetlerin ardından kapanış programı ile tamamlandı. Afetten etkilenen 14-29 yaş arası gençlerin psikososyal iyi oluş hallerini güçlendirmeyi amaçlayan proje kapsamında psikososyal destek eğitimleri, bireysel rehberlik hizmetleri, sanatsal ve sağaltım etkinlikleri ile sosyal faaliyetler gerçekleştirildi. Proje süresince doğrudan 813, dolaylı olarak bin 320 gence ulaşıldı. Psikososyal destek eğitimleri kapsamında 4 ana başlık altında, 18 farklı grupta toplam 144 oturum düzenlendi. "Temel hedefimiz, geçici müdahalelerin ötesine geçerek kalıcı bir iyileşme sağlamak" Programda konuşan TÜRGEV Genel Müdürü Selim Gençal, programın hedeflerini açıklayarak, "Depremin ardından gençlerin fiziki şartlarıyla birlikte hayata tutunma duyguları da derinden etkilenmiştir. Bu süreçte gençlerin desteklenmesinin toplumsal iyileşme açısından temel bir ihtiyaç olduğu görülmüştür. Hayata geçirilen bu proje, gençlerin yaşadıkları travmayı sağlıklı biçimde anlamlandırabilmelerini ve geleceğe dair umutlarını yeniden inşa edebilmelerini desteklemek amacı taşımaktadır. Temel hedefimiz, geçici müdahalelerin ötesine geçerek kalıcı bir iyileşme sürecine eşlik etmektir" dedi. "Farklı illerde de uygulanabilecek bir gençlik destek modeli ortaya çıktı" Gerçekleştirilen proje ile afet sonrası dönemlerde farklı illerde de uygulanabilecek bir gençlik destek modeli ortaya çıktığını söyleyen Gençal, "TURGEV olarak bu süreçte ’ne yapıldı’dan ziyade, sahada neyin değiştiğine odaklandık. Kuruluşundan bu yana gençliği merkeze alan bir vakıf olarak, çalışmayı masa başında değil, doğrudan sahada ve gençlerle birlikte şekillendirdik. On ay boyunca uygulanan süreci yakından takip ettik, elde edilen sonuçları şeffaf biçimde değerlendirdik. Bu çalışmanın sonunda, afet sonrası dönemlerde farklı illerde de uygulanabilecek bir gençlik destek modeli ortaya çıktı" ifadelerini kullandı. Sahada karşılaşılan tablo ile ilgili konuşan Gençal, "Gaziantep’te gençlerin yüksek bir dayanıklılık potansiyeline sahip olduğu gözlemlenmiştir. Uygun destek sağlandığında bu potansiyelin kısa sürede karşılık bulduğu sahada net biçimde ortaya çıkmıştır. Çalışmalara katılan gençlerin kendilerini ifade etme, sosyal hayata yeniden katılma ve geleceğe dair umut kurma becerilerinde belirgin bir güçlenme kaydedilmiştir" ifadelerine yer verdi. "500 gence doğrudan, yaklaşık bin gence ise dolaylı olarak ulaşılmıştır" Gaziantep’te yürütülen çalışmalar kapsamında 500 gence doğrudan, yaklaşık bin gence dolaylı olarak ulaşıldığını söyleyen Gençal, "Sahadaki değişim açık ve gözlemlenebilir düzeyde ortaya çıkmıştır. Sürecin başında içine kapanık olan birçok gencin zamanla iletişime geçmeye ve paylaşımda bulunmaya başladığı gözlemlenmiştir. Gaziantep’te yürütülen çalışmalar kapsamında 500 gence doğrudan, yaklaşık 1000 gence dolaylı olarak ulaşılmıştır. Sosyal katılımın arttığı, özgüven duygusunun güçlendiği sahada net biçimde kaydedilmiştir. En güçlü gösterge ise gençlerin "yeniden yapabilirim" duygusunu yeniden kazanmaları olmuştur" şeklinde konuştu. "İyilik Halini Arttır, Gençliği Güçlendir projemizi kapanış programı ile taçlandırdık" Gençlik ve Spor Bakanlığı Proje Koordinatörü Sevda Aktaş, düzenlenen programda emeği geçen herkese teşekkür ederek, "Gençlerin psikolojik dayanıklılığını güçlendirmeyi, iyilik hallerini desteklemeyi ve sosyal hayata daha güçlü katılımlarını teşvik etmeyi amaçlayan. bakanlığımız destekleriyle Türkiye Gençlik ve Eğitimi Hizmet Vakfı tarafından yürütülen İyilik Halini Arttır, Gençliği Güçlendir projemiz yıl boyunca devam eden çalışmaların ardından kapanış programı ile taçlandırılacaktır. İyilik haline arttı. eden çalışan Projede emeği olan Türkiye Gençlik ve Eğitimi Hizmet Vakfı yöneticilerine, tüm proje eğitimi, proje ekibine ve siz değerli katılımcılara, ayrıca proje koordinatörü Elif Hanım’a, bakanlığım ve şahsım adına ayrı ayrı teşekkür ederim" şeklinde konuştu. "Bu çalışmaların deprem bölgesinde ciddi ve önemli anlamda etkileri var" Bu çalışmaların deprem bölgesinde ciddi ve önemli anlamda etkileri olduğunu aktaran TÜRGEV Eğitim Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Semanur Yavan Batçı, "Gençlik ve Spor Bakanlığımızın İyilik Halini Artır Gençliği Güçlendir Projesi ile afetten etkilenen gençlerimizin 14-29 yaş arası gençlerimize psikososyal destek sunmak için aslında bir araya gelmiştik. Bu çalışmaların deprem bölgesinde ciddi ve önemli anlamda etkileri olduğunu hepimiz biliyoruz. Saha araştırmaları ve ihtiyaç analizleri kapsamında ise saha gözlemlerini yerel kamu, kurum ve kuruluşların milli eğitimle birlikte yaptığımız iş birlikleriyle okullarımızda yaptığımız rehberlik servislerinden aldığımız verilerle birlikte çalışmalarımızı hazırladık.. Elde edilen veriler sonucu psikososyal destek çalışmalarımızın, konu başlıklarımızın, içeriklerimizin, hedef kitlelerimizin ihtiyaçlarını uygun şekilde şekillendirdik. Projede doğrudan 500 öğrenciye ulaşmak ve onların hayatlarında bir iz bırakmak gibi hedefimiz vardı. 500 öğrenci, 813 öğrenciyle birlikte tamamlandı. Dolaylı olarak bin öğrenciye ulaşmak istediğimiz genç sayımızı bin 320 öğrenciyle tamamladık" diye konuştu.
Kayseri Vatandaşı dolandıran 30 kişi tutuklandı Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince 2025 yılında yapılan çalışmalarda; vatandaşları dolandırdığı tespit edilen 366 şüpheliye işlem yapılırken 30 şüpheli tutuklandı. Edinilen bilgiye göre Asayiş Şube Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliği görevlilerince; 2025 yılı içerisinde meydana gelen Dolandırıcılık- Nitelikli Dolandırıcılık ve Güveni Kötüye Kullanma olayları ile ilgili olarak yıl boyunca yapılan çalışmalar neticesinde; kendilerini polis, savcı, asker vb. kamu görevlisi olarak tanıtarak vatandaşları korku ve paniğe sevk edip hesaplarına para gönderimi sağlayan, alım-satım sitelerinde sahte ilanlar oluşturarak vatandaşları dolandıran, yedek parça satışı yaptığını iddia ederek vatandaşlardan para talep edip karşılığında ürün göndermeyen toplam 366 şüpheliye adli işlem yapıldı. Bu şüphelilerden 30’u; çıkarıldıkları adli mercilerce tutuklanarak cezaevine teslim edildi. ’Güveni Kötüye Kullanma’ suçuna konu şüpheliler ise yakalanarak bahse konu 8 adet araç ruhsat sahiplerine teslim edildi. Yapılan çalışmalarda toplam 16 milyon 500 bin TL paranın dolandırıcıların hesaplarına bloke koyularak hesaplarına aktarması engellenerek vatandaşların mağduriyeti önlendi. Öte yandan il genelinde, vatandaşların yoğun olarak bulunduğu yerlerde yapılan bilgilendirme faaliyetleri kapsamında yaklaşık 25 bin kişi, dolandırıcılık konularında bilgilendirildi.
İzmir Dünya genelinde her üç dakikada, bir kadına yeni meme kanseri tanısı Prof. Dr. Merve Gürsoy Bulut, ülkemizde her yıl yaklaşık 20 bin kadının meme kanseri tanısı aldığını söyledi. Hastaların önemli bir bölümünün premenopozal (menopoz döneminden yaklaşık 2 ila 6 yıl önceki dönem) dönemde tanı aldığını belirten Prof. Dr. Bulut, "Bu da genç kadınlarımızın tarama ve muayeneleri ihmal etmemesi gerektiğini gösteriyor" dedi. Acıbadem Kent Hastanesi Meme Radyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Merve Gürsoy Bulut, meme kanserinin kadınlar arasında en sık görülen kanser türü olduğunu vurgulayarak çarpıcı uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Bulut, dünya genelinde her 3 dakikada bir kadına yeni meme kanseri tanısı koyulduğunu, her 11 dakikada bir kadının ise bu hastalık nedeniyle hayatını kaybettiğini vurguladı. Bulut, bu tabloyu değiştirecek tek şeyin "erken tanı" olduğunu kaydetti. "Risk faktörlerini bilin, gecikmeyin" Prof. Dr. Bulut, meme kanserine yol açan risk faktörlerinin çok çeşitli olduğunu, bu faktörlerinin bilinmesinin erken tanı için önemine dikkat çekti. Risk faktörlerini, "Cinsiyet ve yaş, ailede meme kanseri öyküsü, doğurganlık özellikleri, sosyoekonomik durum, fazla kilolu olmak, sigara ve alkol kullanımı" olarak sıralayan Bulut "Risk faktörü olmayan kadınlar da meme kanseri olabilir. Bu nedenle tarama herkese gerekiyor" diye konuştu. Türkiye’de genç meme kanseri oranı daha yüksek Türkiye’de yılda yaklaşık 20 bin kadına meme kanseri tanısı konduğunu hatırlatan Prof. Dr. Bulut, Türkiye’de genç yaşta görülen meme kanseri oranlarının Avrupa ve ABD’ye göre daha yüksek olduğuna işaret etti. Dünya genelinde hastaların büyük bölümünün menopoz sonrası dönemde tanı aldığını, ülkemizde ise meme kanserlerinin önemli oranının premenopozal dönemde görüldüğünü vurguladı. Bulut genç kadınların tarama ve muayenelerini ihmal etmemeleri gerektiğini kaydetti. Erken tanı ölüm oranını yüzde 40 azaltıyor Öte yandan, meme radyolojisi uzmanı Prof. Dr. Bulut, meme kanserine bağlı ölümlerin mamaografi sayesinde yüzde 40’a kadar azaltılabildiğini bildirdi. Prof. Dr. Bulut, "Erken tanı sayesinde süt kanallarını aşmayan (in situ kanser) ya da 2 cm’den küçük, ele gelmeyen tümörleri yakalayabiliyoruz. Bu hem yaşam süresini uzatıyor hem de tedavi başarısını artırıyor" açıklamasında bulundu. 40 yaşından sonra her kadının yılda bir kere mamografi çektirmesi gerektiğini hatırlatan Bulut, bu konuda kadınların bilinçli olması ve ihmalkar davranmaması gerektiğini ifade etti. Mamografinin düşük doz radyasyon içerdiğini ve sanıldığı gibi ağrılı bir işlem olmadığını belirten Prof. Dr. Bulut, kadınların tarama programlarına katılmasını istedi. Bulut, "Her 8 kadından biri yaşamı boyunca meme kanserine yakalanıyor. Ayda bir kendi kendine muayene, yılda bir doktor kontrolü ve 40 yaşından sonra düzenli mamografi bunları ihmal etmeyin. Erken teşhis hayat kurtarır" dedi.