GÜNDEM - 16 Temmuz 2019 Salı 14:14

Bakan Kurum: 'Bizim milletimiz öyle bir millettir ki şehit edilebilir, gazi olabilir, fakat esaret altına alınamaz'

A
A
A
Bakan Kurum: 'Bizim milletimiz öyle bir millettir ki şehit edilebilir, gazi olabilir, fakat esaret altına alınamaz'

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Ülkemizin bütün meydanları iradesine sahip çıktı, bir an bile tereddüt etmeden darbecilerle mücadele etti ve hain darbeyi 8 saat içinde bastırdı. Bizim milletimiz öyle bir millettir ki şehit edilebilir, gazi olabilir, fakat esaret altına alınamaz” dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü münasebetiyle bakanlık tarafından düzenlenen “Yol, Yolcu, Yolculuk” programına katıldı. İstiklal Marşı'nın okunması ve saygı duruşunda bulunulmasının ardından Kur’an-ı Kerim tilavetinin gerçekleştiği programın açılış konuşmasını Bakan Kurum yaptı.

Şehitlere Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına sabır, gazilere ve gazi yakınlarına ise şükranlarını sunarak konuşmasına başlayan Kurum, bundan üç yıl önce 15 Temmuz gecesi, ihanetin, husumetin ve düşmanlığın görüldüğünü belirterek, yine aynı gece bir milletin cesaretini, ferasetini ve eşsiz kahramanlığının da görüldüğünü kaydetti.

Tarihe bakıldığında Türk milletine karşı gayri meşru müdahalelerin olduğunu söyleyen Bakan Kurum, “İlk defa, bu denli sistematik, adeta ilmek ilmek işlenmiş bir ihanet senaryosu ve şebekesiyle karşılaşmış olduk. Her ne kadar havadan ve karadan organize bir şekilde milletimize bombalar yağdırmış olsalar da; zelil oldular, rezil oldular ve kendi sonlarını hazırladılar” diye konuştu.

Bakan Kurum, 15 Temmuz gecesi bir televizyon kanalında FETÖ tarafından yayınlanan “Türk milleti silahı görünce, dipçiği görünce saklanacak yer arar. Ey millet sakın sokağa çıkmayın” ibaresini hatırlatarak, FETÖ mensuplarının Türk milletinin vatan sevdasını, devlet aşkını ve istiklal ruhunu unuttuklarını ifade etti.
İstiklal Harbi’nde olduğu gibi darbe girişimi gecesinde de tepede uçaklar uçurulduğunu, insanların üzerine zırhlı araçlar sürüldüğünü ve mermiler yağdırıldığını vurgulayan Kurum, “Minarelerden yükselen selalarla birlikte, genci yaşlısı, kadını erkeği ve çocuklarıyla elinde bayrağı göğsünde imanıyla 81 milyon bir oldu, tarihimizde olduğu gibi kendisini yok etmeye çalışanlara gerekli cevabı verdi. O gece herkes tek yürek oldu. Ülkemizin bütün meydanları iradesine sahip çıktı, bir an bile tereddüt etmeden darbecilerle mücadele etti ve hain darbeyi 8 saat içinde bastırdı. Bizim milletimiz öyle bir millettir ki şehit edilebilir, gazi olabilir, fakat esaret altına alınamaz” şeklinde konuştu.

Tük milletinin 15 Temmuz gecesi gösterdiği üstün başarılara dikkat çeken Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, o gece sadece insanların değil, düzenlenen saldırılarda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, Özel Harekât Daire Başkanlığının ve Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün de gazi olduğunu belirtti.

Şehitleri unutmadıklarını ve unutmayacaklarının altını çizen Kurum, o gece kadınların ve gençlerin de bir destan yazdığını söyleyerek, "Milletimiz engin feraseti ve dik duruşuyla 40 yıllık ihanet planını bir gecede bertaraf etti, tarumar etti. Bugün özgürsek ve geleceğe çok daha emin adımlarla yürüyebiliyorsak bunu kahramanlarımıza, şehitlerimize ve gazilerimize borçluyuz” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Kurum, 15 Temmuz sonrasında da FETÖ’nün ekonomi, siyaset ve ticaret başta olmak üzere hemen hemen her alanda Türk Devleti ve Türk milletini sıkıştırmak için yoğun bir gayretin içine düştüklerini belirterek, “Fakat biz şuna inanıyoruz ki 15 Temmuz gecesi 16 Temmuz sabahına dönerken Türkiye Cumhuriyeti de daha güçlü, daha müreffeh bir Türkiye olma yoluna girmiş bulunuyordu. Bugünden geleceğe baktığımızda birliğe, beraberliğe ve kardeşliğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız var” diye konuştu.
Güçlü bir Türkiye tesis etmek için canla başla çalışacaklarını vurgulayan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, "2023, 2053 ve 2071 hedeflerimizi birlik ve beraberlik içinde, el ele vererek gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı.

15 Temmuz şehit aileleri ve gazilerinin katıldığı programda, yine 15 Temmuz gecesi şehit olan Ahmet ve Mehmet Oruç kardeşlerin babası Ali Oruç, yazdığı şiiri seslendirdi. Program sonunda Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Bakan Yardımcıları, şehit aileleri ve gaziler ile hatıra fotoğrafı çektirdi.
Öte yandan Bakan Kurum, bakanlıkta açılan 15 Temmuz konulu sergiyi de gezerek sergi hakkında bilgi aldı.

Neşra Durmaz - Nurullah Geylani 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Uzmanından duruş bozukluğunu önlemek için 8 kural Günümüzde iyi bir duruşa sahip olmanın kolay olmadığını ifade eden Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü Doç. Dr. Ömer Bozduman, “Duruş bozukluğu geliştiği zaman sırt ağrısı, omurga rahatsızlıkları, kamburluk, eklem sorunları gibi durumlar ortaya çıkar. Bu şikayetlerin göz ardı edilmemesi, duruş bozukluğunun kifoz, skolyoz gibi daha büyük hastalıklara yol açmadan tedavi edilmesi büyük önem taşımaktadır” dedi. Duruş yani postür, ayakta dururken veya otururken vücudun aldığı pozisyondur. Omurga, baş, omuzlar ve kalçaların hizalanması duruşu oluşturur. Kusursuz bir vücut olmadığı gibi, mükemmel bir duruş da yoktur. Duruş bozukluğu yerçekiminin vücut üzerindeki günlük etkileriyle ortaya çıkabilir. Aynı zamanda bir yaralanma, hastalık veya genetik nedenlerden dolayı da gelişebilir. Bunlar ekseriyetle kontrol edilemeyen sorunlardır. Duruş bozukluğu geliştiği zaman sırt ağrısı, omurga rahatsızlıkları, kamburluk, eklem sorunları gibi durumlar ortaya çıkar. Bu şikayetlerin göz ardı edilmemesi, duruş bozukluğunun kifoz, skolyoz gibi daha büyük hastalıklara yol açmadan tedavi edilmesi büyük önem taşımaktadır. Memorial Antalya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Ömer Bozduman duruş bozukluğu hakkında dikkat edilmesi gerekenleri anlattı. “Doğru postür kas ve kemiklerin dengede olmasıdır” İyi duruşun kas gruplarının, eklemlerin ve bağların üzerlerindeki stresi azaltan, vücudu esnek tutan, yorgunluğun gelişmesini önleyen ve dengeyi korumaya yardımcı olacak şekilde hizalanan nötr bir omurga anlamına geldiğini ifade eden Doç. Dr. Ömer Bozduman, “En uygun veya etkili duruş türü omurganın, başın ve uzuvların aynı hizada olmasıdır. “Dik durmak” deyimiyle kastedilen budur. Fiziksel olarak doğru omurga hizalaması, kasların ve kemiklerin dengede olmasıdır. Doğru duruş vücudu kas veya eklemlerde dejenerasyona neden olabilecek yaralanmalara veya streslere karşı korur. Yer çekimi kuvvetine karşı dik durmayı sağlayarak vücudun daha verimli çalışmasına yardımcı olur” dedi. Çağın hastalığı ’postür bozukluğu’ Günümüzde iyi bir duruşa sahip olmanın kolay olmadığını ifade eden Doç. Dr. Ömer Bozduman, “Dijital dünyanın gelişmesi, masa başı işlerin ve günlük stresin artması ile duruş bozukluğu sıkça görülmektedir. Duruş/postür bozukluğu kişinin görünümünü, özgüvenini ve günlük yaşam kalitesini son derece etkileyen bir durumdur. Ayrıca omurganın yanlış hizalanmasından kaynaklanan sırt ağrısı, omurga fonksiyon bozukluğu, eklem dejenerasyonu postür bozukluğunda sıkça karşılaşılan şikayetlerdir. Ayrıca nefes almada güçlük, baş ağrısı, denge bozukluğu da duruş bozukluğundan kaynaklanabilir. Duruş yani postür bozukluğu fark edildiğinde, duruşu iyileştirmeye yönelik düzenli egzersiz ve esneme yapmak, ergonomik mobilyalar kullanmak ve vücudun verdiği sinyallere dikkat etmek önemlidir” ifadelerine yer verdi. Doç. Dr. Ömer Bozduman, duruş bozukluğundan kaynaklanan rahatsızlıkları şöyle açıkladı: “Kifoz (kamburluk), hiper lordoz (içe eğilmesi), boyun düzleşmesi, skolyoz, ileri kafa duruşu. Duruşu düzeltmenin ilk adımı; ayakta durmayı, oturmayı veya uzanmayı etkileyen günlük alışkanlıkların farkına varmaktır. Başka bir üslupla, günlük yaşamda ne yapıldığı gözden geçirilmeli ve sorunun hangi durumlardan kaynaklandığı tespit edilmelidir. Bazen şikayetlerin giderilmesi çok basit önlemlerle olabilir.” Doç. Dr. Ömer Bozduman duruş bozukluğunu önlemek için ise şu uyarılarda bulundu: “Masa başı çalışıyorsanız bilgisayarınızı göz hizanıza taşıyan aparatlar kullanın. Sandalyenizi ve oturma şeklinizi değiştirin. Cep telefonunuza bakarken, başınızı eğmek yerine telefonu gözünüzün hizasına kaldırın. Yatağınızın uygun olup olmadığını kontrol edin, gerekirse omurga sağlığınıza uygun yeni bir yatak alın. Yüksek topuklu ayakkabılar yerine düz ayakkabılar, dolgu topuklu ayakkabılar veya daha destekleyici diğer ayakkabıları tercih edin. Fizik tedavi doktorundan destek alın. Yürürken duruşunuzun doğru olduğundan emin olun, kendinizi kontrol etme mekanizmasını oluşturun. Pilates, yoga gibi postür için faydalı olan sporları yapmayı tercih edin. Gözle görülür şekildeyse bir uzmana başvurun. Duruş bozukluğu rahatsız edici veya gözle görülür derecede ise soruna neyin sebep olduğunu belirlemek için zaman geçmeden ortopedi ve travmatoloji uzmanına başvurulmalıdır. Osteoporoz veya artrit gibi tedavi edilebilecek altta yatan herhangi bir durum olup olmadığı kontrol edilir. Eğer altta yatan önemli bir rahatsızlık yoksa, uzman doktor düzgün durmaya veya oturmaya yardımcı olacak kas gruplarını güçlendirmek için esneme ve postür egzersizleri önerir. Hatta gerekli durumlarda Doktor kontrolünde duruş bozukluğunun giderilmesi için korse, fizik tedavi aparatları gibi yardımcı ekipmanlardan da faydalanılır.”
Bursa BTÜ’de ‘Finans ve Ekonomide Sürdürülebilirlik’ ele alındı Bursa Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde 2. Uluslararası Finans Ekonomi ve Sürdürülebilir Politikalar Kongresi (ICOFESP) gerçekleştirildi. “Döngüsel Ekonomi ve Dijitalleşme, Sürdürülebilir Gelecek” ana temasıyla yapılan kongreye, 14 farklı ülkeden akademisyen katıldı. Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ), Kırklareli Üniversitesi ve Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) ortaklığında düzenlenen ‘2. Uluslararası Finans Ekonomi ve Sürdürülebilir Politikalar Kongresi’nin açılışı, BTÜ Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salon’da yapıldı. 24-27 Nisan tarihleri arasında yüzyüze ve çevrimiçi gerçekleştirilen kongrede finans ve ekonomi alanında; dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm yönetimi, girişimcilik ve inovasyon, iklim değişikliği, sürdürülebilir şehirler, yapay zekâ, endüstri 4.0, toplum 5.0 gibi konular ele alındı. 150’ye yakın akademisyen kongrede, ekonomik anlamda sürdürülebilir gelecek adına fikirlerini sunarak, sorunların çözümüne yardımcı oldu. Kongrenin açılış konuşmasını yapan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, “Yenilikçi üniversite vizyonumuza uygun olarak; üniversitemiz çatısı altında Bursa’mızın, bölgemizin ve ülkemizin problemlerinin çözümüne yönelik kongrelere ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi. BTÜ dönüşmede de öncü BTÜ olarak; bilgi üretmekle birlikte, bilgiyi yayma, toplumla paylaşma ve uygulamaya dönüştürme sorumluluğuna büyük önem verdiklerini kaydeden Rektör Çağlar, “Düzenlediğimiz kongrelerle, sadece akademik camiaya değil, aynı zamanda iş dünyasına, kamu kurumlarına ve tüm topluma ışık tutacak değerli bilgiler sunuyoruz. Günümüz dünyasında, ekonomik, teknolojik ve çevresel değişimler çok büyük bir hızla yaşanıyor. Üniversiteler olarak, iş dünyası ve toplumun bu değişimlere uygun dönüşümünü sağlayacak yöntemler geliştirmek ve tedbirler almak durumundayız. Kongremiz, sadece akademik alanda değil, aynı zamanda küresel düzeydeki değişim ve dönüşümleri anlamak ve yönlendirmek açısından da önemli bir misyon üstlenmektedir” diye konuştu. 16 partner üniversite 150’ye yakın akademisyen Kırklareli Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ünal Çağlar, kongrenin günümüz sorunlarının çözümü noktasında önemli çıktılara ev sahipliği yapacağına inandığını söyledi. Gürsu Kaymakamı Naif Yavuz ise BTÜ’nün her kesimin yararına olacak pek çok etkinliğe ev sahipliği yaptığını ifade etti. Kongre hakkında bilgi veren Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Rengin Ak, “İlkini 2023 yılında Üsküp’te gerçekleştirdiğimiz kongremizin ikincisini BTÜ ev sahipliğinde düzenliyoruz. Bu yıl ‘Döngüsel Ekonomi ve Dijitalleşme Sürdürülebilir Gelecek’ ana temasıyla düzenlediğimiz kongremize, yerli ve yabancı 16 partner üniversite, 14 farklı ülkeden 150’ye yakın yoğun bir akademisyen katılımı söz konusu. Kongrede amacımız, ulusal ve küresel boyuttaki güncel ekonomik gelişmelerin değerlendirilmesidir. Bizler bilim insanları olarak yaşadığımız dünyada küresel problemlere dikkat çekip, buna çözüm üretmeye odaklandık” ifadelerini kullandı. “Kongrenin Bursa’da gerçekleştirilmesi anlamlı” BTÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Zeki Ünal, “Sürdürülemez hale gelen dünyanın sorunlarına, bu kongrede güzel öneriler geleceğini düşünüyorum” dedi. SUBÜ Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sinan Esen, doğal kaynakların sınırlı olduğu bu iklimde, döngüsel ekonominin önemine dikkat çekerek, “Bu kongrenin Bursa’da, bu temayla gerçekleştirilmesinin özel bir anlamı var. Bursa bir sanayi şehri ve Türkiye’nin ihracatta rekabetçi olabilmesi için verimli ekonomiyi merkeze alması gerekiyor. Döngüsel ekonomi, Türkiye’nin ihracat gücü için önemli bir konudur. Kongrede elde edilecek sonuçların,akademisyenlere ve iş dünyasına önemli çıktılar sağlamasını ümit ediyorum” diye konuştu. Kongre Düzenleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Kaya da “BTÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi İşletme Bölümü olarak organize ettiğimiz bu etkinliğin düzenlenmesinde ciddi bir ekip işi söz konusu. Kongremizin hayırlı olmasını diliyorum” dedi.