GÜNDEM - 18 Ocak 2021 Pazartesi 11:40

Bakan Varank Çukurova’daki dev yatırımları inceledi

A
A
A
Bakan Varank Çukurova’daki dev yatırımları inceledi

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Ceyhan, Mersin ve Hatay bölgesi, cari açık verdiğimiz alanlarda Türkiye’ye önemli kazanımlar, yatırımlar getirecek bölgeler olacak” dedi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’nin enerji ve petrokimya gibi cari açık verdiği alanlarda önemli yatırımların yapıldığı Çukurova Bölgesindeki stratejik tesisleri ziyaret etti. Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi, EMBA Elektrik Üretim A.Ş.’nin Adana Özel Endüstri Bölgesi ve Ceyhan Organize Sanayi Bölgesi’nde incelemelerde bulunan Bakan Varank, Akkuyu’da ilk reaktörün 2023 sonunda devreye alınacağını, Türkiye’nin ilk polipropilen tesisinin temelini bu sene atmayı hedeflediklerini kaydederek Türkiye’nin en büyük elektrik santrallerinden birini inşa eden EMBA’nın da sene sonuna kadar üretime geçmeyi planladığını açıkladı.

Bakan Varank Çukurova’daki dev yatırımları inceledi

Varank, Çukurova programının ilk durağı olan Adana'da, Vali Süleyman Elban ile Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi, EMBA Elektrik Üretim AŞ Adana Özel Endüstri Bölgesi ile Ceyhan Organize Sanayi Bölgesi'nde incelemelerde bulundu.

Ziyaretinde, Ceyhan Endüstri Bölgesi’nin ilk endüstriyel üretim projesi olan Ceyhan Polipropilen Üretim Tesisinin alt yapı çalışmalarına ilişkin Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erman Ilıcak'tan bilgi alan Varank, daha sonra EMBA Elektrik Üretim AŞ'nin Adana Özel Endüstri Bölgesi'ndeki incelemesinde şirketin Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Mete Bülgün'den termik elektrik santrali yatırımıyla ilgili gelinen son aşamaları öğrendi.
Varank, ikinci durağı Mersin’in Gülnar ilçesinde Vali Ali İhsan Su ile birlikte yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santralindeki (NGS) çalışmaları inceledi. Varank’a Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir de eşlik etti.

Bakan Varank, ziyaretlerinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
"Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nin inşaatını ziyaret ediyoruz. Burası Türkiye’nin 60 yıllık hayali. Kamuoyu çok bilmiyor ama bu alanın lisansı aslında 1976’da verilmiş, bugüne kadar burada nükleer santral yapılamamış. O da bizim iktidarımıza, Sayın Cumhurbaşkanımıza nasip oldu. Burası 10 kilometrekarelik bir alan. Şu anda 4800 MW güce sahip 4 reaktörden oluşan Türkiye’nin ilk nükleer santralinin inşaatı devam ediyor. Arkadaşlarımızla süreç nasıl ilerliyor, bir toplantı ile değerlendirdik. Bu santralin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nı ilgilendiren önemli noktaları var. Bunların başında yerlileşme konusu geliyor. Burada sadece bir santral inşa edilmesini arzu etmiyoruz, santralle birlikte Türk sanayisi neler kazanabilir, yerli tedarikçiler nasıl geliştirilebilir, yerli katma değeri nasıl artırabiliriz? Bunlarla ilgili sıkı bir çalışma yapıyoruz.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Fatih Dönmez’in olağanüstü bir hassasiyeti var. Acaba buradaki kabiliyetleri kazanacak yerli tedarikçileri Rosatom başka projelerde değerlendirebilir mi? Bu firmalarımız hem buraya tedarikçi olup hem dünyaya mal satabilir mi? İş gücünün eğitimi ile nasıl kendi iş gücümüzü nükleer konusunda ileri noktalara götürebiliriz? Bunların değerlendirmelerini yaptık. Nükleer enerji çok önemli ve hassas. Eğer dünyanın ilk 10 ekonomisi olma hedefini gözetiyorsanız mutlaka nükleer enerjiye ihtiyacınız var. Bundan daha da önemlisi nükleer teknolojilerin sanayinin alt alanlarıyla gerçekleştirdiği etkileşim çok değerli. Burada kazandığınız kabiliyetler sizin sanayinize çağ atlatabilir. Çığır açıcı teknolojilerde gelişmek istiyorsanız nükleer teknolojilerde kabiliyet kazanmanız gerekiyor."

Bakan Varank Çukurova’daki dev yatırımları inceledi

2023 sonunda ilk reaktörün devreye alınacağını ve burada elektrik üretilmeye başlanacağını bildiren Bakan Varank, "Türkiye’nin yeni nükleer santral projeleri de var. Buralarda kendi kabiliyetlerimizi ve teknolojilerimizi devreye alabilmemiz için bu ilk nükleer santral projesi bize önemli kazanımlar sağlıyor. Bunları da değerlendirerek Türkiye’yi nükleer teknolojilerde de üreten bir ülke haline getirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Buradan önce Adana’da önemli ziyaretler gerçekleştirdik. Ceyhan, Türkiye’nin enerji ve petrokimya açısından önemli bir bölgesi. Daha önce ilan ettiğimiz Ceyhan Petrokimya Endüstri Bölgesi’ne ziyaret gerçekleştirdik. Bir firmamız orada Türkiye’nin ilk polipropilen tesisinin inşaatına başlayacak. Pandemiden dolayı biraz gecikme var. Türkiye’nin ilk polipropilen tesisinin temelini bu sene içerisinde atmak istiyoruz. Firmamıza biraz baskı da yaptık. Pandemi koşullarında uluslararası iş birliklerini sürdürmek zor olabiliyor. Ceyhan Endüstri Bölgesi’nin etrafından özellikle petrokimya sanayisine dönük yeni organize sanayi bölgeleri ilan ettik. Önümüzdeki dönemde ilan edeceğimiz alanlar var. Ceyhan OSB’yi ziyaret ettik, çalışmalar hakkında bilgi aldık" dedi.

En büyük elektrik santrali

Türkiye’nin en büyük elektrik santrallerinden birisi EMBA tarafından inşa edildiğini kaydeden Varank konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Burası, Çin Hükümeti’nin aslında Türkiye’deki ilk ve en büyük doğrudan yatırımı. 1320 MW’lık bir santral inşaatı var. Onun da denetlemelerini yaptık. O da bu sene sonuna kadar üretime geçmek istiyor.
Ceyhan, Mersin ve Hatay bölgesi, cari açık verdiğimiz alanlarda Türkiye’ye önemli kazanımlar, yatırımlar getirecek bölgeler olacak. Petrokimya alanında Türkiye, 15 milyar dolara yakın cari açık veriyor. Sadece polipropilende Türkiye’nin cari açığı, 1,5-2 milyar doları buluyor. Biz özellikle bu devasa yatırımların bu dönemde önünü açtık. Şimdi artık temellerin atılma zamanı geliyor. Biz de projeleri sıkı şekilde takip ediyoruz."
Varank'a programlarında Adana Valisi Elban ve Mersin Valisi Su'nun yanı sıra AK Parti Adana Milletvekili Tamer Dağlı, AK Parti Adana İl Başkanı Mehmet Ay, AK Parti Mersin İl Başkanı Cesim Ercik, Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, Adana Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sütçü ve Çukurova Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Savaş Ülger de eşlik etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 13’üncü Çalışma Meclisi’nin kapanış toplantısı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapıldı "Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla düzenlenen 13. Çalışma Meclisi’nin kapanış toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu’nda yapıldı. "Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla düzenlenen 13’üncü Çalışma Meclisi, 29-30 Nisan tarihlerinde gerçekleşti. 4 oturumda düzenlenen Çalışma Meclisi’nde “Çalışma Hayatında İnsana Yakışır İş, Yeşil ve Dijital Dönüşümün İşgücü Piyasasına Etkileri ve Adil Geçiş, Sendikal Örgütlenmede Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Toplu Pazarlık Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Yolları” başlıkları ele alındı. İki gün boyunca devam eden programda, işçi, kamu görevlileri ve işveren sendika konfederasyonlarının başkanları, oda ve borsa birliklerinin başkanları, sivil toplum kuruluşlularının başkanları ile akademisyenlerin katılımıyla çalışma hayatına ilişkin istişarelerde ve çözüm önerilerinde bulunuldu. İkinci gününde de devam eden program, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle düzenlenen yemekle sona erdi. Burada konuşma yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, çalışma hayatında; sosyal diyalog mekanizmalarının etkin bir biçimde işletilmesinin Bakanlık açısından çok önemli ve faydalı gördüklerine vurgu yaparak, “Geçtiğimiz yıl içerisinde çalışma hayatında katılımcı sosyal diyalog anlayışının en önemli temsil mekanizmalarından olan; Üçlü Danışma Kurulu’nu, Kamu Personeli Danışma Kurulu’nu ve Ortak Paylaşım Platformu’nu gerçekleştirdik. Çalışma Meclisi ise bu platformlar arasında, en kapsamlı ve en kritik öneme sahip istişare mekanizmalarından biridir. Bu çerçevede; ilgili bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, işçi, işveren, ve kamu görevlileri sendikaları/konfederasyonları, akademisyenler, iş dünyası, uluslararası ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan geniş katılımlı yapısı ile; Çalışma Meclisi toplantılarımızı, sosyal diyalogun hayata geçirilmesi vizyonuyla gerçekleştirmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. “İşçi, işveren ve kamu ilişkilerinin düzenlenmesi noktasında; ortak çözüm önerilerinin geliştirilmesi, çalışma meclislerinin en önemli hedefleridir” Işıkhan, Türkiye Yüzyılı’nın ilk Çalışma Meclisi olan bu seneki programın ‘Türkiye Yüzyılı’nda Çalışma Hayatı: Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği’ temasıyla gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarına dikkati çekerek, “İşçi, işveren ve kamu ilişkilerinin düzenlenmesi noktasında; ortak işbirliği alanının oluşturulması, mevcut durum hakkındaki değerlendirmelerin yapılması, sorunların karşılıklı olarak, tartışılarak, ortak çözüm önerilerinin geliştirilmesi, Çalışma Meclislerinin en önemli hedefleridir. Dün ve bugün gerçekleştirilen toplantı ve panellerimiz ile çalışma hayatına dair güncel konular yanında, geleceğe dair fırsatlar ve zorluklarla ilgili istişarelerde bulunduk. İki gün boyunca gerçekleştirilen panelde; çalışma hayatının geleceği, insana yakışır iş, ikiz dönüşüm ve adil geçiş konuları yanında; sendikal örgütlenmede ve toplu pazarlık süreçlerinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerini kapsamlı olarak ele aldık” diye konuştu. “Temel hedefimiz, refahtan herkesin pay alabildiği, insanı merkeze alarak büyüyen bir Türkiye’dir” Bakanlıkların, sosyal tarafların, sivil toplum kuruluşlarının ve uluslararası kuruluşların temsilcileri ile akademisyenlerin katkıları doğrultusunda etkin ve verimli bir Çalışma Meclisi toplantısını gerçekleştirdiklerini aktaran Bakan Işıkhan, şu ifadelere yer verdi: “Temel hedefimiz, sadece üreterek büyüyen ve istihdamı arttıran bir Türkiye değil; aynı zamanda; ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ temel değeriyle; refahtan herkesin pay alabildiği, hakkın ve adaletin korunduğu, insanı merkeze alarak büyüyen bir Türkiye’dir. Bu noktada; Çalışma Meclisi gibi çözüm odaklı platformlar; çalışma hayatının hem yapısal hem de fonksiyonel sorunlarının çözüme kavuşturulabilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu meclisin çıktıları, özellikle; kayıt dışı istihdam ve kayıt dışı ücret, çalışma koşulları, iş sağlığı ve güvenliği gibi çalışma hayatının öncelikli sorun alanlarının kalıcı olarak çözüme kavuşturulması için bizlere, geleceğe ait önemli fırsatlar sunacaktır.” “Emeğe ve onun müdafaasına verdiğimiz değerin en net kanıtı yarın kutlayacağımız 1 Mayıs Emek Ve Dayanışma Günü’dür” Işıkhan, Türkiye’nin 21 yılda sosyal güvenlikten sendikal örgütlenmeye kadar çalışma hayatını ilgilendiren her alanda çok büyük mesafeler kat edildiğini belirterek, “Geçmişte; hak ettiği ilgiyi göremeyen sendikacılık ile işçi, memur ve işveren ilişkilerini düzenleyen sosyal diyalog mekanizmaları son 21 yılda etkin bir şekilde işletilmiştir. Özellikle; örgütlü emek mücadelesinin kendine en rahat yaşam alanı bulduğu dönem, hükümetlerimiz, dönemidir. Çünkü; emek ve alın teri bizim hem maddi hem de manevi dünyamızda derin karşılıkları olan kavramlardır. Emeğe ve onun müdafaasına verdiğimiz değerin en net kanıtı yarın kutlayacağımız 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’dür. Daha önce kanlı olaylarla anılan ve toplumda büyük endişelere yol açan 1 Mayıs; Başbakanlığı döneminde; Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 2009 yılında resmi tatil ilan edilmiştir. 1 Mayıs resmi tatil yapıldıktan sonra hem kutlamalar tüm Türkiye’ye yayılmış; hem de toplumun tüm kesimlerince kutlanmaya başlanmıştır” dedi. Işıkhan, Türkiye’nin her yerinde 1 Mayıs’ın barışçıl gösterilerle, anlamına uygun olarak kutlandığını söyleyerek, “Daha önce belli başlı marjinal gruplar tarafından sahip çıkılan 1 Mayıs; günümüz itibariyle tüm emekçilerimize bir bayram olarak teslim edilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; işçimizin, memurumuzun ve tüm emekçilerimizin hakkının korunması, her zaman öncelikli meselemiz olmaya devam edecektir” değerlendirmesinde bulundu. Programda Jandarma Genel Komutanlığı’nda temizlik işçisi olarak çalışan evli ve iki çocuk sahibi Saadet Tom da bir konuşma yaptı. Tom, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlayarak, “Bugün burada, 2018 yılında taşeron işçi olarak çalışırken kadroya geçirilmiş bir kardeşiniz olarak bulunuyorum. Hepiniz çok iyi biliyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanımız bizlere kadro verdi. Emekçiler olarak istediğimiz hastanelere gidemediğimiz günlerden, SSK hastanelerinde ilaç kuyruklarında beklemekten bugün istediğimiz hastanelerde muayene olacak bir sosyal güvenlik sistemine sayenizde sahip olduk. Çocuklarının ve ailesinin geleceği adına büyük kaygılar içerisinde evine helal lokma götürebilmenin telaşı içerisinde olan biz emekçiler olarak sizlere teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Bursa Ormanlık alanda gezintiye çıkan 3 genç mahsur kaldı, ekipler seferber oldu Bursa’nın Orhangazi ilçesinde dağlık arazide gezintiye çıkan ve dere kenarında mahsur kalan 3 genç, ekiplerin yaklaşık 3 saatlik çalışmasıyla kurtarıldı. Olay, Orhangazi’ye bağlı Sölöz mahallesi ile Bayırköy yolu üzerinde dağlık bir bölgenin içinde yer alan vadide meydana geldi. Alınan bilgilere göre, motosikletler ile Sölöz köyüne gelen Beyzanur A., Ali K., Ahmet Arda Ş. isimli 3 genç, yanlarına hiçbir koruyucu ve güvenlik malzemesi almadan yaya olarak ormanlık alanda gezintiye çıktı. Geldikleri yerden yaklaşık 1 kilometre uzaklaşan ve orman içindeki vadide yollarını kaybeden 3 genç, 112’den yardım istedi. Gençlerin bulunduğu bölgeye ihbar üzerine ilk olarak Orhangazi İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri sonrasında ise çok sayıda AFAD, JAK ve itfaiye personeli sevk edildi. Sölöz Mahallesi ile Bayırköy Mahallesi arasındaki yol üzerinden başlatılan çalışmayla ekipler yaklaşık 500 metre mesafeden aşağı indi. Yoğun akan bir derenin karşı tarafından yerleri tespit edilen 3 genç, ilk olarak derenin karşı tarafına alındı ve sonrasında ekiplerinde yardımı ile yukarı çıkarıldı. 3 saatlik bir çalışma ile mahsur kaldıkları yerden alınan ve sağlık durumları iyi olduğu öğrenilen gençler daha sonra yol üzerinde hazır bekletilen sağlık ekipleri tarafından tedbir amacıyla Orhangazi Devlet Hastanesine kaldırıldı.