EKONOMİ - 26 Mayıs 2018 Cumartesi 15:06

Bakan Zeybekci’den ihracatçılara döviz kurunun sabitlendiği müjdesi

A
A
A
Bakan Zeybekci’den ihracatçılara döviz kurunun sabitlendiği müjdesi

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türk Eximbank üzerinden reeskont kredi kullanan ihracatçılara döviz kurunun sabitlendiği müjdesini vererek, "25 Mayıs ile 31 Temmuz arasında vadesiz reeskont döviz kredilerinin TL olarak ödenmesi imkanı getirildi ve kurları sabitlendi. ABD doları için 4,20, euro için 4,90, İngiliz sterlini için 5,60 olarak kurlar sabitlendi ihracatçılarımız için" dedi.

Bakan Zeybekci, seçim çalışmaları kapsamında geldiği memleketi Denizli’de partisinin il başkanlığında basın toplantısı gerçekleştirdi. Bakan Zeybekci, toplantıda ekonomiye ilişkin açıklamalarda bulunarak ihracatçılara Türk Eximbank aracılığı ile kullandıkları yabancı para cinsinden kredilerde döviz kurunun sabitlendiği müjdesini verdi. Dolar, euro ve İngiliz sterlini için kurun sabitlendiğini kaydeden Bakan Zeybekci, "Merkez Bankası’nın almış olduğu karar ile 25 Mayıs ile 31 Temmuz arasında vadesiz reeskont döviz kredilerinin (bir banka tarafından iskonto edilmiş bir borç senedinin bir merkez bankası tarafından yeniden iskonto edilmesi karşılığında verilen kredi) TL olarak ödenmesi imkanı getirildi ve kurları sabitlendi. İhracatçıların bu tarihler arasında yani kurun yukarıda olma ihtimaline karşı, aşağıda olursa tabi ki ihracatçımız kendisi için avantajlı olan kuru kullanacaktır. ABD doları için 4,20, euro için 4,90, İngiliz sterlini için 5,60 olarak kurlar sabitlendi ihracatçılarımız için. Bu kurdan almış oldukları reeskont kredileri Merkez Bankası’na daha doğrusu Türk Eximbank’a ödeyebilecekler. Bu çerçevede Türk Eximbank nezdinde TL geri ödeme imkanından yararlanması beklenen toplam reeskont kredilerin tutarı 2,6 milyar dolar. Diğer bankalarda dikkate alındığında bu toplam rakam 3,4 milyar dolar civarında bir büyüklük. İhracatçımızın bu belirlenmiş olan sabit kurdan ödenmesi imkanı getirildi" dedi. 

"Kur oynaklıklarına karşı kendilerini sağlama almış olacaklar" 

İhracatçılara bir başka müjde daha veren Bakan Zeybekci, Türk Eximbank üzerinden kullanılan yabancı para cinsinden kredilerin TL olarak değil kullandıkları para cinsi üzerinden hesaplarına geçeceğini aktardı. Uygulama ile ihracatçıların kurda yaşanan hareketlenmelere karşı kendilerini sağlama alacaklarını vurgulayan bakan Zeybekci şunları söyledi: 

"Diğer bir olumlu gelişme ihracatçılarımız için yabancı para cinsinden kredilerin yani ihracatçılarımızın Türk Eximbank vasıtası ile almış olduğu krediler önceden TL olarak hesaplarına geçiyordu. Şimdi yeni uygulamada ihracatçılarımız Türk Eximbank’dan kullandıkları kredilerde önümüzdeki günden itibaren aldıkları yabancı para cinsinden hesaplarına geçecek. Böylelikle kur oynaklıklarına karşı kendilerini sağlama almış olacaklar. Yani 1 milyon dolarlık kredi ihracatçının hesabına dolar olarak geçecek. İhracatçı bunu kendi tasarrufundan kullandıkça TL’ye dönebilir. Yani oynaklık döneminde ihracatçılarımızın mağduriyetleri, mağduriyet olacaksa eğer diye söyleyeyim bu mağduriyetleri giderilmiş olacak. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kaynaklı reeskont kredileri hariç yabancı para cinsinden tüm kredilerin döviz olarak da ihracatçılarımıza kullandırmaya başlayacağız."

"İlk etapta 500 milyon dolarlık euro cinsinden kredi kullandırılacak" 

Türk Eximbank’ın ayrıca işletme sermayesi kredilerinde de vade dönemini uzattığını ifade eden Bakan Zeybekci, "İşletme sermayesi kredilerinde vade 5 yıla kadar çıkarıldı. Bankamız ihracatçılarımızın işletme sermayesi ihtiyaçları için daha uzun vadeli kredi kullanma imkanı getirdi. Bu çerçevede euro cinsinden toplam 5 yıl vadeli bir kredi penceresi de açılmış oldu. Euro borç yüzde 3,25 üzerinden ihracatçı şirketlerin hizmetine sunulmuş oldu. 28 Mayıs itibari ile bu kullanılmaya başlanacak ilk etapta 500 milyon dolarlık euro cinsinden kredi kullandırılacak. Bu imkan dilimler halinde hizmete sunulacak, Haziran ayında da 2-3, etap kredilerinde kullandırılması sağlanacak" dedi.  

Bayram Coşkun - Gökten Ceylan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Folkart, Türkiye’nin en iyi işverenleri listesinde Great Place To Work Sertifikası sahibi işverenlerin dahil olduğu Türkiye’nin En İyi İşverenleri Listesi açıklandı. Folkart, 250-499 Çalışan Sayısı Kategorisi’nde Türkiye’nin En İyi İşverenleri arasında yer aldı. Daha önce iki kez üst üstte Ege’nin En İyi İşverenleri Listesi’nde yer alan Folkart, Harika İşyeri Ünvanı’nı son başarısı ile taçlandırdı. Saya Grup İnsan Kaynakları Direktörü Kezban Sancak, ödül nedeniyle Folkart çalışanlarına teşekkür etti. Folkart İnsan Kaynakları Müdürü Adile Kutludağ ise iki yıl üst üste Ege’nin en iyileri arasında olduktan sonra, Türkiye’nin En İyi İşverenleri Listesi’ne girerek, başarılı serüvenlerini taçlandırdıklarını söyledi. Çalışan deneyimi İşyeri kültürü ve çalışan deneyimi konusunda global otorite kabul edilen Great Place To Work, 2024 senesinin Türkiye’nin En İyi İşverenleri Listesi’ni açıkladı. Bu yıl, globalde 20 binin üzerinde organizasyonun nabzını tutan Great Place To Work, Türkiye raporu için bilgi teknolojileri, üretim, finans, perakende, ilaç ve diğer sektörlerden 600’den fazla şirketi analiz etti. Yılın En İyi İşverenleri Listesi, bu 600’ün üzerindeki şirketteki iş yeri kültürü ve çalışan deneyimini ölçümleyen Trust Index anketine dahil olan 160 bin çalışanın yanıtlarına göre oluşturuldu. Çalışan deneyiminin, tüm çalışanlar için ortak pozitif bir deneyim yaşanması anlamına gelen “ForAll” kriterlerinde, en iyi performansı gösteren şirketler listede yer buldu. Başarı taçlandı The Grand Tarabya Otel’de düzenlenen ödül törenine Saya Grup İnsan Kaynakları Direktörü Kezban Sancak Elay ve Folkart İnsan Kaynakları Müdürü Adile Kutludağ ile şirket çalışanları katıldı. Bu yıl Türkiye’nin En İyi İşverenleri Listesi, şirketlerin çalışan sayısına göre altı kategori üzerinden açıkladı. Folkart, 250-499 Çalışan Sayısı Kategorisinde Türkiye’nin En İyi İşverenleri Listesi’nde yer aldı. Daha önce iki kez üst üstte Ege’nin En İyi İşverenleri Listesi’nde yer alan Folkart, Harika İşyeri Ünvanı’nı daha da ileriye taşıdı.
İstanbul Hac kurası bekleyenler önce bu türbeyi ve camiyi ziyaret ediyor Osmanlı Cihan Devleti Dönemi’nde İslam dininde kutsal sayılan, cennetten indirildiğine inanılan ve ana parçası Kabe’de bulunan Hacer-ül Esved taşının 5 parçası İstanbul’a getirildi. Hacer-ül Esved’in Türkiye’deki en büyük parçası Kanuni Sultan Süleyman Türbesi’nde, 4 parçası ise Sokullu Mehmet Paşa Camii’nde bulunuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı İstanbul Türbeler Müzeler Müdürü Vekili Ebuzer Gümüş, "16. yüzyılda yapılan onarımlar esnasında 5 parçanın düşmesi sonucu taşlar İstanbul’a getirilmiş. Bugün Kabe’de bulunan Hacer-ül Esved orijinal ve Kabe’nin en eski parçası. Bugün ondan düşen 5 parça da onun gibi dünyada özgün olan tek Hacer-ül Esved” dedi. İslam dininde kutsal sayılan, cennetten geldiğine inanılan ve ana parçası Kabe’de yer alan Hacer-ül Esved taşının 1 parçası Fatih’teki Kanuni Sultan Süleyman Türbesi’nde, 4 parçası ise Kadırga’daki Sokullu Mehmet Paşa Camisi’nde yer alıyor. Kabe’de 16. yüzyılda gerçekleştirilen bakım ve onarım çalışmaları sırasında Hacer-ül Esved taşından düşen 5 parçayı bir harem ağası İstanbul’a getirdi. Tarih boyunca çeşitli nedenlerden dolayı parçalanan Hacer-ül Esved taşı birleştirilerek aynı haline getirilirken, kopan taşları İstanbul’a getiren harem ağası bu nedenle cezalandırıldı. Kabe’ye tekrar gönderilmesine karar verilen Hacer-ül Esved, Mimar Sinan’ın uzun uğraşları sonucunda İstanbul’da kaldı. Mimar Sinan tarafından bu taşlardan 4’ü, dönemin sadrazamı Sokullu Mehmet Paşa adına yaptırılan Sokullu Mehmet Paşa Camii’ne konuldu. Altın çerçeve ile kaplanan parçalar, caminin giriş kapısı üzerindeki mermer taşların ortasında, mihrabın üst kısmında, minbere giriş kapısının üzerinde ve minber kubbesinin altında yer alıyor. Türkiye’deki en büyük parçası ise Mimar Sinan tarafından Süleymaniye Külliyesi içindeki Kanuni Sultan Süleyman Türbesi’nin girişindeki kemerin kilit taşına yerleştirildi. “Kabe dışında sadece İstanbul’da parçaları bulunuyor" Hacer-ül Esved taşıyla ilgili bilgi veren Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı İstanbul Türbeler Müzeler Müdürü Vekili Ebuzer Gümüş, “Hacer-ül Esved, İslam alemi için önemli bir yere sahip olan bir taş. Arapça ‘kara taş’ anlamına gelmektedir. Bu adı da renginin siyaha yakın, koyu kırmızı rengi olması nedeniyle almıştır. İslam’da ‘cennetten indirildiğine’, ‘Nuh Tufanı’nda Mekke’deki Ebu Kuveys Dağı’nda saklanılan daha sonra Kabe’nin yeniden inşası sırasında Hz. İbrahim ve Hz. İsmail tarafından getirilerek, Kabe’nin güney doğu köşesine yerleştirilen bir taş. Hem şu an Kabe’nin en eski parçası olması hem de cennetten indirildiğine inanılan bu taşın İslam alemi için mukaddes bir yeri var. Bugün bu taşın, Kabe dışında sadece İstanbul’da parçaları bulunuyor. Kabe’deki özgün parçasının dışında kalan diğer özgün parçalar sadece Kadırga’daki Sokullu Mehmet Paşa Camii’nde ve Kanuni Sultan Süleyman Han Türbesi’nin girişinde bulunan kemerin kilit taşında” dedi. “16. yüzyılda yapılan onarımlar esnasında 5 parçanın düşmesi sonucu bunlar İstanbul’a getirilmiş” Hacer-ül Esved taşlarının Kabe’den, İstanbul’a getirilmesini anlatan Gümüş, “Kabe’de tarih boyunca çeşitli dönemlerde bakım-onarım çalışmaları oluyor. Bu esnada Hacer-ül Esved taşı da onarılıyor. Tabii sel, yangın, savaş gibi çeşitli nedenlerle zarar gördüğü de olmuş. Bu nedenle birkaç parçaya ayrılmış. Ancak her defasında bu parçalar birleştirilerek tekrar yerine koyulmuş. Osmanlı Dönemi’nde 16. yüzyılda yapılan onarımlar esnasında Hacer-ül Esved’den düşen 5 parça, bir harem ağası tarafından İstanbul’a getiriliyor. Bu harem ağası cezalandırılmış ve taşların Kabe’ye gönderilmesi istenmiş. Ancak Mimar Sinan’ın uzun uğraşları sonucunda bu taşlar İstanbul’da kalmış. Mimar Sinan bu taşlardan 4 tanesi Kadırga’daki Sokullu Mehmet Paşa Camii’nde, 1 tanesini de bugün bulunduğumuz Kanuni Sultan Süleyman Han Türbesi’nin girişindeki kemerin kilit taşına yerleştirmiştir. 16. yüzyılda yapılan onarımlar esnasında 5 parçanın düşmesi sonucu bunlar İstanbul’a getirilmiş. Bugün Kabe’de bulunan Hacer-ül Esved orijinal ve Kabe’nin en eski parçası. Bugün ondan düşen 5 parça da onun gibi dünyada özgün olan tek Hacer-ül Esved” ifadelerini kullandı. “Onu ziyaret edenlerin, manevi kamerasıyla çekime girdiği ve bize şahitlik edeceğine inanıyoruz” Sokullu Mehmet Paşa Camii cemaatinden Kemal Gözsüz, “Bu camide uzun yıllar görev yapmış müezzinin oğluyum. Babam şu anda hayatta değil. Babamın emekli olduktan sonra da burada toplam 52 yıl bir görevi oldu. 1 Haziran 1963 yılından beri babam burada görev yapıyordu. Yine buraya geliyoruz. Buradaki resmi kadronun dışında en kıdemlisi benim diyebilirim. Hacer-ül Esved taşı Müslümanlarca kutsal sayılan, önemli bir taş. Biz onu ziyaret edenlerin, manevi kamerasıyla çekime girdiği ve bize şahitlik edeceğine inanıyoruz. Düşüncemiz bu yönde. Peygamber Efendimiz (Sallallahü teala aleyhi ve sellem) de elini sürdüğü için ondan sonra da diğer halifeler döneminde olsun özellikle de Hz. Ömer ona daha bir ihtimam göstererek ehemmiyetini ortaya koymuştur. Hacer-ül Esved taşının Sokullu Mehmet Paşa Camii’ne gelmesinin en önemli sebebi, bu camiyi Sokullu Mehmet Paşa adına 2. Selim’in kızı İsmihan Sultan’ın yaptırmış olmasıdır. Bundan dolayıdır diye düşünüyorum. Sarayda da kalabilirdi ama Mimar Sinan tarafından buraya koyulması uygun görülmüş. Her gün Hacer-ül Esved’i görüyoruz. Her içeriye girişimizde gözümüz onlara takılıyor. Ziyaretçilerimiz geldiği zaman ona el sürme gibi bir hasletleri var ama burada Kabe’deki gibi sünnet olan vazife olmuyor. Selamlamak bir gerekmiyor. Sadece ona bakılacak ve salavat getirilecek. İnsanlar el sürmek istediği için tedbirler alındı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü bir camekan koydu” şeklinde konuştu.