EKONOMİ - 25 Ekim 2021 Pazartesi 13:04

Balık tezgahlarında lüfer bolluğu devam ediyor

A
A
A
Balık tezgahlarında lüfer bolluğu devam ediyor

Balık tezgahlarında lüfer bolluğu sürüyor. Vatandaşların en çok talep gösterdiği hamside ise fiyatlar düşmeye başladı.

Balık avı sezonun açılmasından beri tezgahlarda lüfer bolluğu yaşanıyor. Geçen sene 100 lira olan lüferin tanesi, bu sene 30 - 35 liraya kadar düştü. Tezgahlarda balık çeşitliliği de görülürken en çok talep gören hamsinin fiyatı düşmeye başladı. Karaköy balıkçılar çarşısında geçen hafta 40 liradan satılan hamsi 25 liraya düştü.

Balık tezgahlarında lüfer bolluğu devam ediyor

"Hamsinin fiyatı 25 liraya kadar düştü"

Balık fiyatlarıyla ve balığa gösterilen taleple ilgili konuşan balıkçı Samet Balyemez, “Hamsini fiyatı düşmeye başladı. Balıklarda durumlar iyi seyrediyor. Geçen hafta hamsinin fiyatı 40-50 lira arasında seyrederken, bu hafta 25 liraya kadar düştü. Lüfer balığında biraz azalma oldu ama fiyatları geçen haftayla aynı diyebiliriz. Lüferin fiyatı boyuna göre 35-40-50 lira olarak değişiyor. Geçen sene lüfer çok pahalıydı, 150 lira civarında bir fiyatı vardı. Bu sene lüfer balığında bir bereketlilik var. Şu anda hamsi, istavrit, çinekop, barbun gibi balıklar daha çok tercih ediliyor. Palamut da 40-50 liradan satılıyor. Tezgahlarımızda çeşit bolluğu devam ediyor. Buraya gelen müşteri birçok çeşit balık görüyor. Havalar biraz daha soğuduğu zaman balıklar daha da bollaşacak” dedi.

Bir diğer balıkçı Selim Albayrak da, hamsinin gelmeye başladığını belirterek, “Şu anda çok fazla lüfer çıkıyor. Geçen sene lüfer 100 lirayı geçiyordu, şu anda 30-35 liradan satılıyor. Balık yoğun geldiği zaman fiyatlar düşer. Bol çeşidimiz var. Barbun, mezgit, mercan gibi balıklarımız var. Vatandaş en çok çinekop balığını tercih ediyor” ifadelerini kullandı.

Murat Ergin - Muhammed Fırat Aksoy
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”