ASAYİŞ - 24 Ekim 2014 Cuma 16:16

Balyozlu ve silahlı soyguncuları işte böyle kovaladı

A
A
A
Balyozlu ve silahlı soyguncuları işte böyle kovaladı

Bursa'da silahlı ve kar maskeli 3 soyguncu cuma saati bir kuyumcu dükkanınını balyozla soymak istedi.

Kepenkleri kilitli olan dükkanda nöbet tutan kuyumcu ise soyguncuları 4 el ateş ederek kovaladı. O anlar ise güvenlik kamerasına yansıdı. Kuyumcu Özgür Işık (25), "Silahı gösterdim ama balyozla kırmaya devam ettiler. Allah korusun beni bile öldürebilirlerdi. Ben öleceğime, annem ağlayacağına onun annesi ağlasın" dedi.

Alınan bilgiye göre, olay 13.10 sularında merkez Yıldırım ilçesi Şirinevler Mahallesi Pazar Caddesi’nde İsmet Işık’a ait kuyumcu dükkanında meydana geldi. İşyeri kapalı olduğu sırada gelen maskeli ve silahlı üç kişiden iki kişi inşaat makasıyla kepengin kilidini kesti. Diğer silahlı kişi dükkan önünde nöbetçi kalırken iki maskeli soyguncu, ellerindeki balyozla camı kırmaya başladı.

Ağabeyi Yunus Işık’ın Cuma namazına gitmesi sebebiyle dükkan içerisinde nöbetçi kalan Özgür Işık (25), soygunculara silahını gösterdi. Işık’ın tabanca göstermesine aldırış etmeyen soyguncular balyozla camı kırmaya devam edince genç adam tabancayla dört el ateş etti. Bunun üzerine soyguncular ara sokağa giderek bindikleri plakasız otomobille olay yerinden uzaklaştı.

ÖLÜMDEN DÖNDÜ
Kısa sürede olay yerine gelen ekipler, çevrede geniş güvenlik önlemi aldı. Soyguncuların kaçtığı beyaz renkli otomobilin yakalanması için operasyon başlatıldı. Yaşadıklarını soğukkanlı bir şekilde anlatan Özgür Işık, ölümden döndüğünü ifade ederek,

"Cuma vaktinde ağabeyim kepenkleri kapatıp namaza gitti. Ben de dükkandaydım. Aniden maskeli üç kişi. Tabancayı gösterdim, ‘gidin’ dedim, gitmediler. Bana silahı doğrultunca ben de ona dört el ateş ettim. Balyozla cama vurdular. İçeride olduğumu biliyorlardı. Silahları vardı, ben de silahı gösterince iş değişti, kaçtı. Bu insanlar yakalandığında içeriye girdiğimde çıkmayacak, helal lokma peşinde koşan insanları böyle mağdur etmeyeceklerdi. Canlarından olacaklardı, Allah muhafaza.

Beni de öldürebilirlerdi, o tepkiyle ne yapabilirim. Ben öleceğime, annem ağlayacağına, onun annesi ağlasın. Silahı doğrulttu, bilemezdim elinde kaç silah olup olmadığını. Kepenkleri kapatıp içeride nöbetçi kaldım. Silahla ateş edince sokak arasına kaçtılar. Silahı da doğrulttum ama köşedeki maskeli açıyı alamadı, alsaydı sıkabilirdi. Silahı göstermeme rağmen 3-4 el balyozla camı kırdı. Büyük ihtimal yaralı vardır, ayaklarını sıktım. İlk geldiğinde fırsat bulamadım, ellerinde silah olduğu için ancak silaha davranabildim."diye konuştu.

Dükkan sahibi İsmet Işık ise “Çocuklardan biri Cuma namazına gitmiş, diğeri de içeride beklerken aniden kepenkleri kaldırıp camı kaldırmışlar, çocuk da bunlara kurşun atmış. Kaçmış gitmişler. Silahı da çocuğumun üzerine doğrultmuş” diye konuştu.

Olay anında Cuma namazına gittiğini belirten ağabey Yunus Işık ise “Cuma namazındaydım gelmişler kaçmışlar, kardeşim de bir şey yok, onlarda bir şey var mı bilmiyoruz. Kardeşim korunmak amacıyla ateş etmiş. Maskeli üç kişi gelmiş. Cuma vaktinde imam hutbedeyken telefonum çaldı, baktım; kardeşim arıyor, biliyor camide olduğumu cevap verdim, ‘Abi, koş’ deyince hemen geldim." dedi.

OLAY GÜVENLİK KAMERALARINA YANSIDI
Olay yerine gelen Gasp Bürosu ekipleri güvenlik kamerası görüntülerini analiz etti. Saniye saniye kameraya yansıyan görüntülerde, olay yerine gelen maskeli üç kişiden ikisi balyozla cam kırarken diğer silahlı soyguncu dükkan önünde nöbet tutuyor. Kuyumcu Özgür Işık’ın soyguncuları uyarması da kameralara yansıdı.

Uyarıya rağmen dükkandan ayrılmayan soygunculara doğru Özgür Işık’ın tabancayla ateş etmesi de görüntülere yansıdı. Olayla ilgili soruşturma başlatılırken; kuyumcudan çalınan bir şey olmadığı belirlendi.

OSMAN AKIN
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon "Neden olmasın" dedi, 45 yaşında üniversite hayaline kavuştu Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde eğitim gören 45 yaşındaki Gönül İnan, yıllar boyunca içinde büyüttüğü üniversite hayalini ertelemesine rağmen vazgeçmedi. 3 çocuk annesi İnan, 45 yaşında girdiği sınavı kazanarak üniversite sıralarındaki yerini aldı. Trabzon’da yaşayan 3 çocuk annesi 45 yaşındaki Gönül İnan, bir arkadaşının "Neden olmasın" sözüyle cesaret buldu. Bu teşvikle üniversite sınavına girmeye karar veren İnan, zorlu hazırlık sürecini ev ve çocuk sorumluluklarıyla birlikte yürüttü. "Kadın isterse her yaşta başarır" sözünü yaşayarak gösteren Gönül İnan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazandı. Birinci sınıfta eğitime başlayan Gönül İnan, genç arkadaşlarıyla aynı sırayı paylaşmaya başladı. Derslere olan ilgisi, disiplini ve kararlılığı takdir toplayan İnan, yarım kalan hayalini tamamlayarak pek çok kadına umut oldu. Yıllarca çocuklarının okul heyecanını yaşayan Gönül İnan, şimdi kendi sınav stresini, ders telaşını ve başarı sevincini yaşıyor. "Çocuklarım çok büyük destekçim oldu" Çocuklarından birinin Ankara’da psikoloji, diğerinin Samsun’da makine mühendisliği en küçük çocuğunun ise ilkokulda eğitimine devam ettiğini belirten Gönül İnan, "Televizyonda yaşı büyük hanımların bir girişimde bulundukları gördüğüm zaman hayranlık duyuyordum. Tekrar üniversite sınavlarına girmeme vesile olan aslında arkadaşım Gülcan. Deneyelim bence yapabiliriz dedi. Bende çok ümitle olmayarak deneyelim dedim. Sonuçlar açıklandığında kazandığımı gördüm. Asıl hedefim aslında Almanca öğretmenliğiydi. Almanya geçmişim olduğu için bir şeyler başarırım diye düşündüm. Maalesef Trabzon’da Almanca öğretmenliğine dair bir bölüm olmadığı için İngilizce’yi tercih ettim. Bir baktım ki sıradayım. Nasip oldu şu anda İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyorum. Çocuklarım çok büyük destekçim oldu. Kızım Ankara’da psikoloji okuyor, oğlum Samsun’da makine mühendisliği okuyor. Onlarla istişare ediyorum. Aslında onlar biraz benim velim gibi oldular. Kayıt işlerini hep kızım yaptı. Normalde veliler çocuklarını kaydeder bizde ters oldu. Artık üniversite hayatından bahsediyoruz. Vizyonu açık gençlerle tanışmak benim için çok güzel bir duygu. Hep çok saygılılar. Güzel anlaşıyoruz, ben hepsini ayrı ayrı seviyorum. Çocuklarım uzakta olduğu için hepsini evladım yerine koydum. Onların da beni sevdiğini görüyorum" dedi. "Her sabah okula gelirken mutlu oluyorum" Sınıf arkadaşlarının motive edici cümleler kurduğunu kaydeden İnan, "İlk sınıfa girdiğim an biraz sessizdim analiz ettim ama sonra günler geçtikçe baktım gençlerde benim için ‘Bu yaştan sonra nereden geldi’ şeklinde bakmadılar. Bir ara ümitsizliğe kapıldım; ’Acaba yapabilecek miyim?’ ’Her şeyi unuttum tekrar baştan hatırlayamıyorum’ gibi baktım motive edici cümleler kurdular. ’Olur mu abla devam et iyi gidiyorsun’ şeklinde bu bana çok iyi geldi. Benim de çocuklarım uzakta olduğu için empati yapıyorum. Bir anne olarak düşünüyorum. Her zaman bir sıkıntınız olduğunda beni arayabilirsiniz diyorum. Öğrenmenin ve eğitimin yaşı yoktur. Hiçbir zaman geç değil. Ev hanımlarına sesleniyorum tabii ki evi toparlamak düzeltmek güzel şey ama her gün aynı iş aynı hiç kimse madalya takmıyor. Bu işler bitmiyor, kendi kültürünüzü geliştirin. Mutlu olduğunuz şeyleri yapın. Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır derler en azından çabalıyorum. Henüz bir plan yapmadım ama tercümanlık veya öğretmenlik yapabilirim. Her sabah okula gelirken mutlu oluyorum. Benim için bu bile yeterli" şeklinde konuştu. "İyi ki benim annem" Gönül İnan’ın Ankara’da Psikoloji eğitimi gören kızı Cemre İnan ise "Çok gururlu ve mutluyum. İyi ki benim annem. Başaracağını biliyordum. Güveniyordum o yüzden şaşırmadım. Her zaman yanında bulunacağım. Sınıf arkadaşları ile diyaloglarına şahit oldum. Bu beni çok mutlu etti. Hepsi çok değerli ve kıymetli insanlar. İyi ki annemin yanındalar. Aynı sınıfta annemle eğitim görseydik eğlenceli olabilirdi" diye konuştu. "Yaşının büyük olması onu bizden hiçbir şekilde ayırmıyor" Gönül İnan’ın sınıf arkadaşı Arda Akgün de, "Bu kadar genç öğrencinin arasında bizim iki katımız yaşa sahip bir öğrencinin olması elbette alışagelmiş bir durum değil. Hepimiz bu duruma şaşırmıştık ancak Gönül ablanın bize olan tutumu, bize yaptığı ablalık görevi gerçekten bizim için çok değerli. Kendisi tüm sınıf tarafından sevilen çok önemli bir insan. Kendisini çok seviyoruz. Derslerde de çok aktif. Buraya bir öğrenci bilincinde gelmiş. Yaşının büyük olması onu bizden hiçbir şekilde ayırmıyor. Öğrenme hırsı bizimki gibi kendisini çok taktir ediyorum" ifadelerini kullandı.
Samsun Dünya halıları bu koleksiyonda Samsun’da görev yapan bir öğretmen, 25 farklı ülkeden topladığı 150 duvar halısından oluşan koleksiyonuyla dikkat çekiyor. Müzik öğretmeni olarak görev yapan Seçkin Esen (55), şimdiye kadar edindiği kazanımını farklı bir amaç uğrunda kullanıyor. Dünyanın birçok kıtasına giderek kültürel değeri olan duvar halılarını toplayan Esen, 25 farklı ülkeden onlarca halı satın aldı. Halıları koleksiyon hâline getiren Seçkin Esen, yurt içi ve yurt dışından topladığı 150 halıdan 40’ına hikâye yazarak proje oluşturdu. Geçen yıl 120 halısını Mersin’de sergileyen Esen, koleksiyonuna dünyadan birçok halı daha ekledi. Esen ayrıca göz bebeği olarak gördüğü halıların satılık olmadığını ancak sürekli olarak koleksiyonunu genişlettiğini sözlerine ekledi. Müzik Öğretmeni Seçkin Esen, "Koleksiyonumuzu imkânlar dâhilinde genişletmeye çalıştık. Yine yurt dışından bulduk, yurt içinden bulduk, yurt dışından gelenleri bulduk ve koleksiyonumuz genişledi. 25 tane daha koleksiyonumuza halı kattık. 150’ye yakın halımız var. Çok değerli duvar halılarımız mevcut. Bu halıları ülkemize yakışan bir şekilde sergiye çıkaracağız. Koleksiyonu gelecek kuşaklara aktarılacak bir miras olarak değerlendiriyoruz. Yani bir araba olsa, ev olsa, tarla olsa değer verebiliriz. Bizim için ülkemizde böyle bir çeşitliliğin olması, böyle bir koleksiyonun olması her şeyden daha değerli" dedi. "Japonya’dan Almanya’ya, Çin’den İspanya’ya birçok ülkenin halısı bu koleksiyonda" Doğudan başlayarak birçok kıtadan o yöreye ait duvar halılarını topladığını dile getiren Esen, "Halı koleksiyonuna doğudan başladık biz. Öncelikle Türk cumhuriyetlerinden, Çin’den, Japonya’dan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan oralardan duvar halıları aldık. Daha sonra İran, Irak kısmından aldık. Savaştan önce gittiğimizde Ukrayna’dan aldık. İtalya’dan var, İspanya’dan var, Hindistan’dan var, Almanya’dan var. Yaklaşık 25 ülkeden halı topladık. Koleksiyondaki halılarda değişik güzellikte ve ender olan halılar var. Türkmenistan’dan ipek dokuma halılar ender halılardır. Bizi bilenler çeşitli ülkelerden önce halının fotoğrafını atıyor. Kriterlerimize uyuyor mu, ender mi bunlara bakıp sonra da gidip alıyoruz" diye konuştu. "Koleksiyondaki tüm halılar benim göz bebeğim" Tüm halılarını göz bebeği olarak gördüğünü de sözlerine ekleyen Esen, "Tüm halılar benim göz bebeğim. Oğlum da tüm bu eserlere, mirasıma sahip çıkacak" dedi. Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nda lisans, İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nde de yüksek lisans yapan Seçkin Esen, en büyük hobisinin duvar halılarını izlemek olduğunu sözlerine ekledi.