GENEL - 25 Aralık 2008 Perşembe 14:59

"Bana gizli tanıklık teklif edildi"

A
A
A
"Bana gizli tanıklık teklif edildi"

Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında tutuklu sanıklardan gazeteci Ümit Oğuztan'ın çapraz sorgusuna devam edildi.

Ergenekon davasının devam eden duruşmasında çapraz sorgusuna devam edilen tutuklu sanıklardan Gazeteci Ümit Oğuztan, "Jitem diye bir örgüt yok. Bu masalı ortaya atıp gerçek Gladyo yapılanmasının üstünü örttüler. Sizlere yalvarıyorum, bu oyuna gelmeyin. Burada Gladyo perdeleniyor, CİA perdeleniyor" dedi.
Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında tutuklu sanıklardan gazeteci Ümit Oğuztan'ın çapraz sorgusuna devam edildi.

Çapraz sorgu sırasında Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel Ümit Oğuztan'a, "TGS'nin sahibi Turgut Büyükdağ ile nasıl tanıştınız" diye sorunca Oğuztan, "Ben kraliçe Sisi isminde bir kitap yazmıştım. O kitap müstehcen bulunduğu için mahkeme kararı ile toplatıldı. Kitapta anlattığım Seyhan Soylu beni Turgut Büyükdağ ile tanıştırdı" diye yanıt verdi.

Oğuztan'a daha sonra Seyhan Soylu nasıl tanıştığı soruldu. Oğuztan ise, "Elmadağ'da yürürken eşcinsellerin polisler tarafından dövüldüğünü gördüm. Bir insan olarak acıyıp yanlarına gittim, kartımı verdim. Daha sonra beni aradı, konuştuk. Bu konuşmamızdan sonrada "Kraliçe Sisi" isimli kitabımı yazdım. Hakan Kapgit Kraliçe Sisi olarak tanındı" dedi.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in Susurluk komisyonuna gönderdiği belgeleri sorması üzerine Oğuztan, "Gazeteci Çetin Emeç'in yanında çalıştım. Birçok şeyi ondan öğrendim. Üzerimde emeği var. Ülkemizde birçok gazeteci, yazar, aydın öldürüldü. Bu cinayetlerin birçoğu aydınlanmadı. Bir gazeteci olarak bu olaylara duyarsız kalamazdım" diye yanıt verdi.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel daha sonra, "Ergenekon örgütünü nereden öğrendiniz" şeklinde bir soru sordu. Oğuztan da, "Benim kitaplarımın basıldığı Yaprak Yayınevi'nde Erol Mütercinler'in de bir kitabı basılmıştı. Mütercinler ile burada tanıştık. Bana Ergenekon terör örgütünden söz etti. kaynağını da açıkladı. Duyduklarımı bildiğim her şeyi de ben yazdım. Ben bir gazeteciyim" diye cevap verdi.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in, Ömer Lütfi Topal, Uğur Mumcu, Eşref Bitlis'in öldürülmesine dair kimden bilgi aldığını sorması üzerine Ümit Oğuztan, "Susurluk komisyonuna verdiğim raporda tüm bildiklerimi yazdım. Keşke bunları bana sormasın. Bir Cumhuriyet Savcısı olarak bunları siz araştırıp, bulsanız. Benim elimden ancak o kadarı geldi. O bilgileri ilgili makamlara bin umutla göndermiştim. Şimdi bunun bedelini ödüyorum" dedi.

Savcı Pekgüzel daha sonra, "Gönderdiğin raporda Jitem'den bahsediyorsunuz" demesi üzerine Oğuztan, "Jitem diye bir örgüt yok. Bu masalı ortaya atıp gerçek Gladyo yapılanmasının üstünü örttüler. Sizlere yalvarıyorum, bu oyuna gelmeyin. Burada Gladyo perdeleniyor, CİA perdeleniyor" dedi.

Savcı Pekgüzel, "Tuncay Güney'in Ümit Bağbek ve Süleyman Gürleyen ile ilişkisi hakkında neler biliyorsunuz" diye sordu. Oğuztan da, "Ben TGS'de çalışırken, Ümit Bağbek İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürüydü. Aynı zamanda TGS'ninde koruma müdürüydü. Levent'teki binaya gelirdi, beni korurdu. Ama her gün gelmezdi. Genellikle hafta sonu gelirdi. Özel harekattan emekli polislerde orada koruma görevlisi olarak çalışırdı. Süleyman Gürleyen ise Turgut Büyükdağ'ın arkadaşıydı. İşlerini takip ederdi" diye konuştu.

Bunun üzerine Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, "Tuncay Güney'in beyanına göre Bağbek ve Gürleyen Veli Paşaya jeep almışlar. Aralarında bir sorun mu vardı. Neyi düzeltmek istiyorlardı" diye sorunca Oğuztan, "Bu soruyu Tuncay Güney'in Bağbek ve Gürleyen ile nasıl tanıştı diye sormak lazım. Büyükdağ, parası bittiği için dergiyi kapattığını söyledi. Daha sonra ben olmadan bunlar Strateji Dergisi'ni çıkartmaya devam etmiş. Benim yokluğumda o dönemde tanışmışlar. Aralarındaki ilişkiyi bu nedenle
bilmiyorum" şeklinde yanıt verdi.

Ümit Oğuztan bir soru üzerine de, "Turgut Büyükdağ ile Veli Küçük'ü Tuncay Güney tanıştırmış. Turgut Büyükdağ Bilecik'e giderek nezaket ziyaretinde bulunmuş. Turgut Büyükdağ aracılığı ile Yalçın Tanfer ile tanıştım. Bana Fehriye Erdal'ın Fener Rum Patrikhanesi'nde saklandığını, daha sonra yurt dışında kaçtığını söyledi. Fehriye Erdal'ın estetik yaptığını belirterek bana bir fotoğraf verdi. Büyükdağ beni tanıştırdığı için Tanfer'in güvenilir olduğunu düşünüp, haber yaptım. Ancak verdiği bilgiler asılsız
çıktı" dedi.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in, Lobi belgesi hakkında ne biliyorsun" şeklindeki sorusuna da Oğuztan, "Tuncay Güney özellikle radikal gruplara, cemaatlere ve özellikle de PKK'nın bulunduğu mekanlara çok giderdi. Koltuğunun altında sürekli kitaplar ve belgeler olurdu. Bir gün üzerinde Lobi yazan kağıtlar gördüm. Ne olduğunu sorunca da sivil toplum örgütü kurulacağını ve onun taslağı olduğunu söyledi. Ben o belgeye elimi bile sürmedim" diye yanıt verdi.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, "Mehmet Eymür'ü tanıyor musun ? Tuncay Güney, Mehmet Eymür'ü tanıyor muydu?" diye soru. Oğuztan ise, "Bir gazeteci olarak özellikle istihbaratçılardan uzak durdum. İstihbaratçıların gazetecileri nasıl kullandığını biliyoruz. Mehmet Eymür'ü tanımıyorum. Tuncay Güney'in anlatımlarından biliyorum sadece. Tuncay Güney ile yaptığımız sohbetlerde bana İranlı diplomat Muhsin Karger ile bir eşcinsel barda tanışarak dost olduklarını, MİT tarafından bu görüşmenin
bilindiğini, yapılan konuşmaları Mehmet Eymür'e aktardığını anlatıyordu. Muhsin Karger, "cellat" adı ile de bilinir. Çetin Emeç cinayetine de adı karışmıştı. Tuncay Güney eşcinsel barlara giderdi. Böyle bir gece hayatı vardı. Aşağılık kompleksi olan biri ben neler yapıyorum diye bunları anlatmış olabilir" dedi.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in, "Tuncay Güney ile Amerika'ya gitmek için aynı anda pasaport aldınız mı?" sorusuna ise Oğuztan, "Turgut Büyükdağ bizi Amerika'ya göndermek istediğini ve bir gazeteci olarak Amerika'yı görmemiz gerektiğini söylüyordu. İlk etapta Seyhan Soylu ile Serdar Kıvılcım isimli arkadaşlar gittiler. 15 gün kalıp geri geldiler. Ben o sırada gazete kuruluş aşamasında olduğu için gitmedim. Ayrıca patronuma gebe kalmak istemedim. Büyükdağ ısrarla bizi Amerika'ya göndermek istiyordu. İsmini antetli bir kağıda yaz ver dedi. o kağıda Tuncay Güney kendi adını yazdırdı. Amerikan Konsolosluğu 10 yıllık vize vermiş. Nasıl aldığını bilmiyorum, bu çok anormal bir şey. Bana da 10 yıllık vize verdiler. Ancak ben Amerika'ya hiç gitmedim" şeklinde cevap verdi.

Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, "Fadime Şahin ve Müslüm Gündüz konusunu Oğuztan'a sordu. Bu sırada tutuklu sanıklardan gazeteci Vedat Yenerer söz aldı. Yenerer, "Ben ifademde Fadime Şahin'in Oğuztan tarafından getirildiğini söylemedim" dedi. daha sonra Oğuztan, "Müslüm Gündüz, Fadime Şahin haberini ben yapmadı. Ben Ali Kalkancı haberleirni yaptım" dedi. Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın daha sonra Oğuztan'a sorular yöneltti. Taşkın, "Siz ifadenizde ikinci kez gözaltına alınmadan önce size gizli tanıklığın teklif edildiğini söylediniz. Size TCK'nın 321. maddesi hatırlatılarak, Etkin Pişmanlık Yasası'ndan yaralanmanız mı talep edildi, yoksa gizli tanıklık mı talep edildi?" diye sorunca Oğuztan'da, "Avukatım yanımdaydı. Zekeriya Öz bana bir yasadan söz etti. Bildiklerimi anlatmamı istedi" dedi.

YUSUF MELİKOĞLU - İSTANBUL

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Meclis üyesini sıkıştırıp, aracı yumrukladı… O anlar kamerada Bursa’da Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur, trafikte yol verme tartışması sonrası saldırıya uğradı. İddiaya göre yol vermediği gerekçesiyle öfkelenen şüpheli sürücü, Bodur’u takip ederek aracına saldırdı. O anlar kameraya yansırken, şüpheli çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Hamitler Mahallesi Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı üzerinde seyir halinde olan Özlem Bodur, yol verme meselesi nedeniyle tanımadığı bir sürücünün tepkisiyle karşılaştı. İddiaya göre şüpheli sürücü, bu nedenle trafikte Bodur’u sıkıştırarak sinkaflı el hareketlerinde bulundu. Sıkıştırma nedeniyle durmak zorunda kalan Bodur, bu sırada araçtan inen şahıs A.G.’nin saldırısına uğradı. Şüpheli önce aracın aynasını kırdı, ardından araca yumruk atıp olay yerinden uzaklaştı. O anlar kameraya yansırken, şüphelinin "Seninle görüşeceğiz, seni öldürürüm" şeklinde tehditlerde bulunduğu iddia edildi. Olay sonrası polis merkezine başvuran Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur, maddi zarar oluşmadığını ancak hakaret ve tehditlere maruz kaldığını belirterek şikâyetçi oldu. Yapılan araştırmada söz konusu aracın sahibinin A.G. olduğu tespit edildi. Şüpheli A.G.’nin ifadesinde suçlamaların bir kısmını kabul ettiği öğrenildi. Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda adliyeye sevk edilen şüpheli A.G., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan, olayın ardından AK Parti ve MHP’li milletvekillerinden ve Meclis üyelerinden Özlem Bodur’a destek mesajları geldi. Milletvekilleri, trafikte şiddetin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak sürecin yakından takip edileceğini ifade etti.
Aydın Bir kişinin öldüğü kaçak define olayında 1 tutuklama Aydın’ın Efeler ilçesinde iddiaya göre define aramak için kaçak kazı yaparken girdiği tünelde mahsur kalan şahıs ekiplerin saatler süren arama çalışmasının ardından ölü olarak bulunurken, tünelin dışında bekleyen diğer şahıs ise jandarmadaki işlemlerinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, sabaha karşı Kalfaköy Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, define aramak için kaçak kazı yaptıkları iddia edilen şahıslardan biri açtıkları tünele girdi. Dışarıda kalan T.Y. (44) içerideki Sezer Ayhan (32) isimli arkadaşından uzun süre haber alamayınca durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye jandarma, AFAD, UMKE, Jandarma Arama Kurtarma Ekibi (JAK) yönlendirildi. Kısa sürede bölgeye gelen ekipler tünel içerisindeki Ayhan’a ulaşmak için çalışma başlattı. Yaklaşık 20 metre uzunluğundaki tünelin uzun ve dar olması ekiplerin çalışmalarını güçleştirirken, saatler süren kurtarma çalışmalarının ardından Ayhan ölü olarak bulundu. İzmir İl Afet Müdürlüğü’nden getirilen temiz hava besleme sistemi ile mahsur kaldığı tünelden ölü olarak çıkarılan Ayhan’ın cansız bedeni hastane morguna kaldırılırken, kesin ölüm nedeni yapılacak olan otopsinin ardından belli olacak. Tutuklandı Tünel dışında kalan T.Y. isimli şahıs jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen T.Y. çıkartıldığı adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İstanbul Emre Belözoğlu: "Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var" Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, minimum 7-8 transfer yapılması gerektiğini söyledi. Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında Kasımpaşa deplasmanda oynadığı Galatasaray’a 3-0’lık skorla yenildi. Mücadelenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, "Galatasaray’a karşı yapabileceğimiz net bir şekilde detaylandırdığımız yerler vardı. Oyunu tutmak adına bence elinden geldiğince uygulamaya çalışan bir oyuncu grubum var. Oyunu 1-0 tuttuk. Galatasaray geçiş yaparken, topu kaptırdığınızda geçişe geçişte güçlü bir takım. Set hücumunda güçlü bir takım. İki tarafı da çok iyi oynayabilen bir takım. Bunun hazırlığını yapmıştık. 1-0 giderken 65-70’te hamle yaptık. Hamlenin karşılığında da biraz daha cüretkar oynamaya çalıştık. Böyle olunca da biraz daha onların daha rahat alan bulmasını vesile oldu. Hücum anlamında isteklerimizi yapamadık. Defans anlamında belli alanlarda Galatasaray’ı sıkıştırdık. Oyuncularımın isteğini, arzusunu görebiliyorum. Devreyle beraber değişmemiz gerekiyor. Kasımpaşa ilk defa sahasında maç kazanmadan devreyi bitirdi. O yüzden takımımızda değişim kaçınılmaz gibi duruyor. Hemen yarından itibaren 3 gün antrenman yapacağız. 2 Ocak’ta kampa gideceğiz. Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var. İnşallah bunu yaparız" diye konuştu. Gelmeden önce kadroyla ilgili ekibiyle değerlendirme yaptığını ifade eden Belözoğlu, "Buna rağmen en iyisini yapmak için buradayız. Kadroyu güçlendireceğimizi düşündüğümüz bir devre arası var. Bence Kasımpaşa’nın bunu yapması gerekiyor. Kerem (Demirbay) iyi bir oyuncu. İsmi geçen oyunculardan biri de o. Topu tutmada, yönlendirmede o benim istediğim oyunu ortaya çıkabilecek bu tarz oyunculara ihtiyaç var gibi görünüyor. Ceyhun Bey’le görüştük, başkanlarımızla görüştük. Takımın güçlenmesi adına bir şeyler yapabileceğimizi düşünüyorum. 17 maçın minimum 8-9 galibiyet çıkarabilecek bir takım inşa edeceğiz. Şikayet edecek durumda değilim. Şikayet etmemeliyim bu kadroya geldiysem. Bugün planlarımızın bazıları tuttu, bazıları tutmadı. Karşımıza güçlü bir takım vardı" şeklinde konuştu. "Elimde peynir, domates varken, kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli" Elindeki kadroyla iyi işler çıkarmaya çalıştığını vurgulayan Emre Belözoğlu, "Elindeki malzemeyle en iyi lezzeti çıkarabilecek oyunu yapmak durumundayım. Elimde peynir, domates varken, ben sadece peynirli domatesli en güzel pizzayı yapmalıyım. Kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli. Bu işin gerçeği budur. Teknik adamlar bir şeyleri konuşurken biraz daha gerçekçi yaklaşmalılar. Ben burada elimdeki mevcutla bile en iyi neyi yapabilirim, bunun derdindeyim. Ofansif anlamda kesinlikle değişmemiz gereken, gelişmemiz gereken yerler var" ifadelerini kullandı. Her çalıştırdığı takımın kendisine tecrübe olduğunu aktaran Belözoğlu, "Elimizdeki güce göre en lezzetlisini yapmak zorundasınız. Ankaragücü’yle yaşadığımız süreç tamamen bence hakemlerin organize ettiği bir süreçti. Antalyaspor, geçen sene bence yine ligin en sıkıntılı kadrolarından bir tanesiydi ama bence iyi iş çıkardık. Lige çok iyi başladık. 4 maçta 9 puan aldık. Camia mutsuz, 4 maçın 4’ünü de kazanmamız gerekiyor diyorlardı. Ben o yüzden bıraktım. Çünkü bazen ülkede gerçeklerle karşılaşmak istemeyen bir grupla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Gerçekçi bakacağız. Bunları tecrübe olarak görüyoruz. Teknik adamlık kariyerimde iyi de gitse kötü de gitse hedeflerimden vazgeçmeden yoluma devam edeceğim. Bu bir tecrübe. Hep böyle bakarım" diyerek sözlerini tamamladı.