Başbakan'ın açıklamaları:
"Aynaya bakın"
AK Parti'nin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Başbakan Erdoğan, 'Sakallı, bıyıklı adamı katiyyen işe almam' diyen işadamı Rahmi Koç'u sert bir dille eleştirdi.
Siyasetin tabiatı gereği zor, mesuliyetli ve meşakkatli bir iş olduğunu belirten Erdoğan, siyaset kurumuna hariçten bakıp elini taşın altına koyma mesuliyeti üstlenmeyenlerin genellikle siyaseti kolay sanan tutum içinde olduğunu kaydetti.
Zaman zaman herhangi bir yerde bir güzellik olsa 'Keşke bundan siyasetçiler de nasibini alsa' denildiğine işaret eden Erdoğan, "Geçmişten bugüne bu hep böyle oldu. Ama ülkemizde bundan nasibini alamayan, kendi meslektaşlarını hiç göremezler ya da kendi meslektaşlarının Türkiye'yi nereden nereye getirdiğini hiç görmezler. Onlara aslında bir aynaya bakın da kendinizi bir görün demek gerekiyor. Çünkü ülkemizin hiçbir zaman olumlu yanını değil de hep kendilerini bardağın boş tarafını görmekle görevli telakki ederler. Böylece gölgeler altında bir yaşam sürmeye devam ederiz. Siyaset, size muhalefet edenlerin de, toplumun tümünün hukukunu güvenceye altına almayı gerektirir" diye konuştu.
AK Parti'nin başarısının tesadüf olmadığının altını çizen Erdoğan, özellikle AK Parti gibi iktidardayken oyunu arttırarak yeniden iktidara gelmenin ciddi başarının ürünü olduğunu kaydetti. 22 Temmuz akşamı AK Parti Genel Merkezi balkonundan yaptığı konuşmaya yönelik 'Konuşma sadece orada kaldı, maalesef ondan sonra buna uyulmadı' gibi bir argüman ortaya çıkarıldığını ve bunun kasıtlı yapıldığını söyleyen Erdoğan, o akşam yaptığı konuşmayı bir milat kabul ederek yapmadığını kaydetti.
O güne kadar yaptıkları icraatları o akşam dile getirdiklerini ve tekrarladıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, bundan sonra da aynı şekilde sürece devam ettiklerini bildirdi.
Rahmi Koç'a tepki
"Bizler hiçbir zaman bu ülkede ayrımcılığın tarafı olmadık" diyen Başbakan Erdoğan, isim vermeden 'Sakallı, bıyıklı adamı katiyyen işe almam' diyen işadamı Rahmi Koç'u hedef aldı. Koç'un açıklamalarına sert tepki gösteren Erdoğan, şunları söyledi: "Ben işyerime sakallı ve bıyıklı olanı asla almam diyenlerden yana olmadık. Bugün dünyanın neresinde böyle ilkel anlayış var? Kendi insanları arasında böyle bir ayrımcılığı yapmanın sosyolojik tanımı olabilir.
Bu insanlar düşünebiliyor musunuz bu ülkede birçok şeyin konuşulduğu zaman güya kendilerine saygı duyulduğunu zannediyorlar. İşte bu ülkede bu insanların primi yok, bu böyle bilinsin. Karşılığı yoktur. Bunlar ancak kendi lobilerinde kalırlar. Güya bu insanlar asla benim vatandaşlarım arasında kendilerine o arzu ettikleri sevgiyi, saygıyı bulamazlar. Eğer bunu ben söylüyorsam ve burada eğer bana taraf deniyorsa, evet ben bu anlamda tarafım. Niye? Çünkü benim vatandaşlarımın arasında böyle bir ayrımı yapma hakkına kimse sahip olmamalıdır. Çünkü bu milletin evlatlarının eli öpülür."
"Gölgelerden medet umanlar var"
AK Parti olarak birlik siyaseti yürüttüklerini ve bu kuşatıcı siyaset sayesinde milletin yüreğini AK Parti'ye açtığını belirten Erdoğan, "Birlik noktalarını öne çıkararak milletimizle yürümeyi tercih ettik. Problemleri çözen bir siyaset izledik.
Hakkaniyet ölçülerini çiğneyen eleştiriler, karşılaştığımız zorluklar ve engellemeler istikametimizi asla değiştirmedi. Hiçbir hadise, hiçbir olumsuzluk, ülkemizin bütünlüğünden, milletin yüksek menfaatlerini takip etmekten bir adım geri bırakmadı.
Hiçbir zaman ülkemizin elini zayıflatan bir politik tutum içinde olmadık. Bütün milli menfaatlerimizin sadakatle takipçisi olduk. İhtilafların değil birliğin, husumetin değil daima kardeşliğin sesini yükselttik ülkemizde. Meşru demokratik siyaseti gölgelemeye çalışanlar, gölgelerden, korkuluklardan medet umanlar, Türkiye'nin dünyaya kaos fotoğrafı vermek isteyenler, ülkemizin medeni dünyadan tecrit edilmesini savunanlar, devletin toplumla kavgalı olmasını isteyenler geçmişte olmuştur. Ama unutmayın yarın da olabilir.
Biz şartlar ne olursa olsun hizmet yolculuğumuzu aynı azim ve kararlılıkla sürdüreceğiz" diye konuştu.
Kapatma davası
Başbakan Erdoğan, son dönemde yaşananların Türkiye'nin yaşadığı büyük dönüşümün, değişimin ve gelişimin sancıları olduğunu belirterek, AK Parti hakkındaki kapatma davasına ilişkin şu mesajları verdi:
"Yurt dışından Türkiye'ye bakanlar yanlış bir kanaate sahip olmasın, ne oluyor acaba kaygısına kapılmasın.
Türkiye'de demokratik sistem kurum ve kurallarıyla çalışmakta, her şey hukuk kuralları içinde işlemektedir. Türkiye iç dinamikleriyle bu sancılı süreçleri atlatacak tecrübeye ve birikime sahiptir. Kimsenin endişesi, kaygısı olmasın.
AK Parti iktidarı Türkiye'nin gelişim sürecini sürdürmek, demokratikleşme adımlarını hız kesmeden devam ettirme iradesine sahiptir. Güven ve istikrarı tesis etmek için yoğun emek sarf eden AK Parti, güven ve istikrarı korumak için de sorumlu bir gayretin içindedir.
Bizim için asıl olan milletle birlikte yürüdüğümüz ana yoldan sapmamaktadır. Gelişen olaylar karşısında tavrımızın değişmediğini görenler yine Türkiye'nin yollarında koştuğumuzu görenler, yine şehir şehir yollar, fabrikalar açtığımızı görenler, yine ülkemizin tezlerini dünyaya anlattığımızı, hızımızı kesmediğimizi görenler gelişen olaylar karşısındaki stratejimizi soruyorlar. Söylüyorum. Bizim temel stratejimiz, ülkemizi kalkındırmak, milletimizi sahili selamete ulaştırmaktır.
Türkiye'nin kazanmasından, milletimizin kazanmasından, vatanımızın her karışının bir diğerine göre farklı olmadığı günü görmekten başka hiçbir emelimiz yoktur. Hiçbir zaman benlik meselesi yapmadık. Hiçbir zaman dar politik mülahazalarla hareket etmedik.
Hiçbir zaman ülkemizi sıkıntıya düşürecek hesaplar içinde olmadık. Nasıl bugüne kadar sağduyuyla hareket ettiysek bundan sonra da bu vakur duruşumuzu bozmayacağız. Bu ülkeyi seven herkesin son derece dikkatli ve hassas davranması, toplumsal sağduyunun özenle korunması gereken bir dönemden geçiyoruz.
Türkiye'nin istikrarını kazandığı her alanda büyük bir atılım hayata geçirdiği bir dönemde yaşadığımız olaylar milletimiz için elbette sıkıntılıdır. Her milletin tarihinde sonu düzlüğe ve ferahlığa çıkan böyle sancılı dönemler vardır. Burada önemli olan her insanımızın sağduyulu davranması, bütün yaşananları aklıselim içerisinde değerlendirmesi gerekir. Burada duygusallık olamaz.
Burada duygusallıkla saldırılar olamaz. Burada bu sürecin aklıselimle takibi gerekir. Bu sadece vatandaşlarımıza değil, yetki ve sorumluluk sahibi her insanımızdan beklentimizdir. Türkiye bir hukuk devletidir. Demokratik bir ülkedir. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Hukukun üstünlüğü olmazsa olmazımızdır.
Burada demokrasiye bağlı kalınarak bu zorluklar aşılacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Partimiz hakkında açılan kapatma davasının başından bu yana hukuka saygı noktasında gösterdiğimiz dikkat ve hassasiyet herkese örnek olmalıdır. Partimize yönelik suçlamalara güçlü itirazlarımız olduğu bir gerçektir.
AK Parti isminin bu davaya konu olan suçlamalarla birlikte anılmasını bile büyük haksızlık olarak görüyoruz. Ama hukukun bize tanıdığı cevap hakkını yine hukuki sınırlar içinde, hukukun gösterdiği istikamette kullanmaktan da asla sapmadık, sapmayacağız."
Başbakan Erdoğan, konuşmasını "Cumhuriyetimizin 100. yılına hazırlanan Türkiye Cumhuriyeti tek bir adım inşallah geri atmayacaktır. Durmadan, dinlenmeden Türkiye'yi gelecek ideallerine taşıyacağız" sözleriyle tamamladı.
DEVLET ARIK-ANKARA








