POLİTİKA - 02 Şubat 2018 Cuma 14:33

Başbakan Yıldırım: 'Hepsinin canına okuyacağız'

A
A
A
Başbakan Yıldırım: 'Hepsinin canına okuyacağız'

Başbakan Binali Yıldırım, Zeytin Dalı Harekatı’na ilişkin, "Hepsinin de canına okuyacağız, tertemiz edeceğiz. Böylece sadece ülkemizin, vatandaşımızın can ve mal emniyetini sağlamış olmayacağız, Afrin’de yaşayan Arap, Kürt, Türkmen kardeşlerimizi de bu beladan kurtaracağız" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, Ankara-Niğde otoyolu temel atma töreninde konuştu. Bugün Ankara ve Türkiye’ye yakışan bir proje, yatırım ve hizmet için beraber olunduğunu belirten Yıldırım, "Bugün Ankara için Niğde ve arada bulunan Nevşehir, Aksaray, Kırşehir ve hatta Konya için tarihi bir gün. Edirne’den Ankara’ya, Ankara’dan Niğde’ye ve oradan Adana’ya, Gaziantep’e, Şanlıurfa’ya ve güzergah üzerinde bulunan diğer iller de var, bütün bu iller için büyük bir hayali gerçeğe dönüştürme adına son bir hamle yapıyoruz. Edirne’den otoyola giren bir vatandaşımız bu yol bittiğinde Şanlıurfa’ya kadar hiç araba sollamadan otoyolla gidecek, rahat konforlu bir seyahat edecek. Bu büyük eser hayırlı uğurlu olsun ve böylece 2 bin kilometrekarelik bir otoyolun eksik kalan 332 kilometrelik bölümünü de Ankara-Niğde arasında bitirmiş oluyoruz" ifadelerini kullandı.

Bu yolun hikayesinin çok hazin olduğunu, 2000-2001 krizinden önce yolun yapımının ihale edildiğini, 8-10 firmanın başladığını ifade eden Başbakan Yıldırım, "Ama Türkiye krizle yerle bir olunca proje de rafa kalkmış. Tıpkı yarım kalan havaalanları, yollar gibi. Ama 2002’de bu aziz millet ne dedi, ’tek başına, iş başına, yakın ışıkları Türkiye aydınlansın’ dediniz. Türkiye, bu kutlu yürüyüşüne o günlerden itibaren başladı. Geldiğimiz bu noktada önemli bir mesafe katettik. Türkiye’yi batıdan doğuya, kuzeyden güneye bölünmüş yollarla donattık. Yolları böldük, hayatları birleştirdik. Yolları böldük, milleti birleştirdik. Yolları böldük, gönülleri birleştirdik. Yolları böleriz ama Türkiye’yi böldürtmeyiz. Bunu herkes böyle bilsin" şeklinde konuştu.

"Bu proje 4 milyar lira" diyen Yıldırım, "Eski parayla 4 katrilyon. Bir proje sadece 4 milyar. Eskiden bırakın milyarları, milyonları bile Türkiye bulamazdı. Bugün Türkiye’nin nereden nereye gelindiğini görmek için bile bu projeye baksak yetiyor. 4 milyar lira yatırımı Türkiye’nin barajlarda, alt yapı yatırımlarında büyük eserleri olmuş ERG İnşaat tek başına yapıyor. Nasıl yapıyor? Bu yolu yapacak, bitirecek, işletecek. Yapım dahil yaklaşık 12 sene, 11 küsur. 12 sene yapımı da çıkarsak 3 yıl diyelim, 9 sene bu yol işletilecek. 9 sene sonunda devletin eline geçecek. Güzel iş değil mi? Para harcamıyorsunuz. 9 yıl işletmeye veriyorsunuz, sonra da 332 kilometre yolu tekrar alıyorsunuz" açıklamasında bulundu.

Başbakan Yıldırım, yolun yapımının 3 yıl olarak planlandığını belirterek, "Daha kısa sürede bitebilir mi? 2020 çok geç Vural Bey. 2019 sonunda bitirecek miyiz? Sözü aldık. 2019 sonunda Ankara-Niğde otoyolu bitecek ve hizmete girecek. Buradan aslında onun da karı var. 3 yılda bitirirse işletme süresi 9 yıla düşüyor. 2 yılda bitirirse 10 yıla çıkıyor. Dolayısıyla herkes kazanıyor. Müteahhit, Ankara, Nevşehir, Konya, Aksaray, Antep’e, Mersin’e kadar seyahat eden herkes bu işten kazanıyor. Bu yol bittiğinde Ankara’dan Niğde’ye gidiş yarı yarıya azalacak. 4 saatten 2 saate düşecek. Ankara-Niğde, ver elini iki saatte oradasınız. Eğer Ankara’da oturuyorsanız, sabah Niğde’ye kahvaltıya bile gidebilirsiniz. Bir yılda zaman kazanmaktan, az yakıt yakmaktan dolayı da yaklaşık 200 milyon tasarruf var. Yollarda ömrünüz geçmeyecek. Daha az mazot yakacak, benzin yakacak ve böylece 200 milyon da yılda cebimize kalacak. Ayrıca bu yol sadece Ankara, Niğde’ye hizmet etmiyor. Dolayısıyla bu şehirlerimizde yaşayan vatandaşlarımız da yoldan istifade ediyor. Yolun ana uzunluğu 277 kilometre. Tabii her çıkışta bağlantı var, 55 kilometre de bağlantıları tutuyor. Yol üzerinde 5 tane viyadük var, köprü de diyebilirsiniz. 28 köprü, 114 alt geçit, 386 tane menfez, 5 dinlenme tesisi, 2 bakım onarım şantiyesi. Bütün bu tesisler yol üzerinde olacak" açıklamasında bulundu.

Yolun sadece vatandaşların ulaşımını kolaylaştırmayacağına, aynı zamanda illerin ticaretinin artmasına da fayda sağlayacağına dikkati çeken Yıldırım, yolun özellikleri hakkında vatandaşlara bilgi verdi. Türkiye’nin büyük ve güçlü bir ülke olduğunu kaydeden Başbakan Yıldırım, memleketin ihtiyaçlarının bilindiğini ve bu ihtiyaçları giderecek çözümleri de geliştirdiklerini ifade etti. İçeride ve dışarıda terörle amansız bir mücadele yapıldığını anlatan Yıldırım, "Terör örgütlerini bölgeden çıkarmak ve def etmek için daha önce Fırat Kalkanı Operasyonu’nu yaptık. Ve şimdi orada huzur, güvenlik var. Suriyeliler döndü oraya yerleşti. 160 bin çocuk eğitime başladı. Zulüm, göç sona erdi. Şimdi aynı şekilde Afrin’de de PKK, KCK, PYD, YPG, DEAŞ bilimum terör örgütlerini yok etmek, sığınaklarını, barınaklarını, silahlarını başlarına yıkmak için kahraman askerlerimiz iş başında. Allah onların yardımcısı olsun. Afrin’e biz niye gittik? Bugün itibarıyla bu operasyonun ne kadar haklı, gerekli olduğunu bütün dünya bilsin. Şu ana kadar 82 tane roket atıldı bu alçaklar tarafından Afrin’den Hatay’a, Reyhanlı’ya 12 günde. Bu roketler sebebiyle 5 vatandaşımız hayatını kaybetti, 100’den fazla yaralanan vatandaşımız var. Peki, bu durumda ne yapacağız biz? Elimizi kolumuzu bağlayıp bu alçakların masum insanlara roket, bomba göndermesini mi bekleyeceğiz. Tünellerini, mevzilerini, her şeylerini başlarına yıktık. Hepsinin de canına okuyacağız, tertemiz edeceğiz. Böylece sadece ülkemizin, vatandaşımızın can ve mal emniyetini sağlamış olmayacağız. Aynı zamanda Afrin’de yaşayan yarım milyonu bulan Arap, Kürt, Türkmen kardeşlerimizi de bu beladan kurtaracağız. Bunlara zulüm yapıyorlar, çocuklarını küçük yaşta alıp terörist yapıyorlar, kadınlarına işkence ediyorlar. Bunlar insanlıktan nasibini almamış alçak bir güruh. Hem yurt içinde hem yurt dışında bunları yok edinceye kadar mücadeleye devam. Amacımız, milletimizin huzurunu, güvenliğini sağlamak" ifadelerini kullandı.

BAŞBAKAN YILDIRIM’DAN GÖLBAŞILILARA MÜJDE

"Gölbaşı’nda yaşayan hemşehrilerime müjdem var" diyen Yıldırım, "Ankara-Konya yolunun Gölbaşı kısmını yolun altına alıyoruz. Büyük bir proje. Hayırlı uğurlu olsun. Böylece artık orada trafik kazaları falan da olmayacak. 200 trilyondan fazla. İmzaladık, kararını verdik" şeklinde konuştu.

Törene, eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Ankara Valisi Ercan Topaca, AK Parti Ankara Milletvekilleri Murat Alparslan ve Ahmet Gündoğdu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna, Gölbaşı Belediye Başkanı Fatih Duruay ve Niğde Belediye Başkanı Rifat Özkan da katıldı. Yıldırım, karayolu çalışanlarının kadro istemesi üzerine konuyla Ulaştırma Bakanı Arslan’ın ilgileneceğini söyledi.

Enise Vural - Yağmur Yıldız - Cem Geçim
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 13’üncü Çalışma Meclisi’nin kapanış toplantısı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapıldı "Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla düzenlenen 13. Çalışma Meclisi’nin kapanış toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu’nda yapıldı. "Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla düzenlenen 13’üncü Çalışma Meclisi, 29-30 Nisan tarihlerinde gerçekleşti. 4 oturumda düzenlenen Çalışma Meclisi’nde “Çalışma Hayatında İnsana Yakışır İş, Yeşil ve Dijital Dönüşümün İşgücü Piyasasına Etkileri ve Adil Geçiş, Sendikal Örgütlenmede Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Toplu Pazarlık Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Yolları” başlıkları ele alındı. İki gün boyunca devam eden programda, işçi, kamu görevlileri ve işveren sendika konfederasyonlarının başkanları, oda ve borsa birliklerinin başkanları, sivil toplum kuruluşlularının başkanları ile akademisyenlerin katılımıyla çalışma hayatına ilişkin istişarelerde ve çözüm önerilerinde bulunuldu. İkinci gününde de devam eden program, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle düzenlenen yemekle sona erdi. Burada konuşma yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, çalışma hayatında; sosyal diyalog mekanizmalarının etkin bir biçimde işletilmesinin Bakanlık açısından çok önemli ve faydalı gördüklerine vurgu yaparak, “Geçtiğimiz yıl içerisinde çalışma hayatında katılımcı sosyal diyalog anlayışının en önemli temsil mekanizmalarından olan; Üçlü Danışma Kurulu’nu, Kamu Personeli Danışma Kurulu’nu ve Ortak Paylaşım Platformu’nu gerçekleştirdik. Çalışma Meclisi ise bu platformlar arasında, en kapsamlı ve en kritik öneme sahip istişare mekanizmalarından biridir. Bu çerçevede; ilgili bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, işçi, işveren, ve kamu görevlileri sendikaları/konfederasyonları, akademisyenler, iş dünyası, uluslararası ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan geniş katılımlı yapısı ile; Çalışma Meclisi toplantılarımızı, sosyal diyalogun hayata geçirilmesi vizyonuyla gerçekleştirmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. “İşçi, işveren ve kamu ilişkilerinin düzenlenmesi noktasında; ortak çözüm önerilerinin geliştirilmesi, çalışma meclislerinin en önemli hedefleridir” Işıkhan, Türkiye Yüzyılı’nın ilk Çalışma Meclisi olan bu seneki programın ‘Türkiye Yüzyılı’nda Çalışma Hayatı: Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği’ temasıyla gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarına dikkati çekerek, “İşçi, işveren ve kamu ilişkilerinin düzenlenmesi noktasında; ortak işbirliği alanının oluşturulması, mevcut durum hakkındaki değerlendirmelerin yapılması, sorunların karşılıklı olarak, tartışılarak, ortak çözüm önerilerinin geliştirilmesi, Çalışma Meclislerinin en önemli hedefleridir. Dün ve bugün gerçekleştirilen toplantı ve panellerimiz ile çalışma hayatına dair güncel konular yanında, geleceğe dair fırsatlar ve zorluklarla ilgili istişarelerde bulunduk. İki gün boyunca gerçekleştirilen panelde; çalışma hayatının geleceği, insana yakışır iş, ikiz dönüşüm ve adil geçiş konuları yanında; sendikal örgütlenmede ve toplu pazarlık süreçlerinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerini kapsamlı olarak ele aldık” diye konuştu. “Temel hedefimiz, refahtan herkesin pay alabildiği, insanı merkeze alarak büyüyen bir Türkiye’dir” Bakanlıkların, sosyal tarafların, sivil toplum kuruluşlarının ve uluslararası kuruluşların temsilcileri ile akademisyenlerin katkıları doğrultusunda etkin ve verimli bir Çalışma Meclisi toplantısını gerçekleştirdiklerini aktaran Bakan Işıkhan, şu ifadelere yer verdi: “Temel hedefimiz, sadece üreterek büyüyen ve istihdamı arttıran bir Türkiye değil; aynı zamanda; ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ temel değeriyle; refahtan herkesin pay alabildiği, hakkın ve adaletin korunduğu, insanı merkeze alarak büyüyen bir Türkiye’dir. Bu noktada; Çalışma Meclisi gibi çözüm odaklı platformlar; çalışma hayatının hem yapısal hem de fonksiyonel sorunlarının çözüme kavuşturulabilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu meclisin çıktıları, özellikle; kayıt dışı istihdam ve kayıt dışı ücret, çalışma koşulları, iş sağlığı ve güvenliği gibi çalışma hayatının öncelikli sorun alanlarının kalıcı olarak çözüme kavuşturulması için bizlere, geleceğe ait önemli fırsatlar sunacaktır.” “Emeğe ve onun müdafaasına verdiğimiz değerin en net kanıtı yarın kutlayacağımız 1 Mayıs Emek Ve Dayanışma Günü’dür” Işıkhan, Türkiye’nin 21 yılda sosyal güvenlikten sendikal örgütlenmeye kadar çalışma hayatını ilgilendiren her alanda çok büyük mesafeler kat edildiğini belirterek, “Geçmişte; hak ettiği ilgiyi göremeyen sendikacılık ile işçi, memur ve işveren ilişkilerini düzenleyen sosyal diyalog mekanizmaları son 21 yılda etkin bir şekilde işletilmiştir. Özellikle; örgütlü emek mücadelesinin kendine en rahat yaşam alanı bulduğu dönem, hükümetlerimiz, dönemidir. Çünkü; emek ve alın teri bizim hem maddi hem de manevi dünyamızda derin karşılıkları olan kavramlardır. Emeğe ve onun müdafaasına verdiğimiz değerin en net kanıtı yarın kutlayacağımız 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’dür. Daha önce kanlı olaylarla anılan ve toplumda büyük endişelere yol açan 1 Mayıs; Başbakanlığı döneminde; Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 2009 yılında resmi tatil ilan edilmiştir. 1 Mayıs resmi tatil yapıldıktan sonra hem kutlamalar tüm Türkiye’ye yayılmış; hem de toplumun tüm kesimlerince kutlanmaya başlanmıştır” dedi. Işıkhan, Türkiye’nin her yerinde 1 Mayıs’ın barışçıl gösterilerle, anlamına uygun olarak kutlandığını söyleyerek, “Daha önce belli başlı marjinal gruplar tarafından sahip çıkılan 1 Mayıs; günümüz itibariyle tüm emekçilerimize bir bayram olarak teslim edilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; işçimizin, memurumuzun ve tüm emekçilerimizin hakkının korunması, her zaman öncelikli meselemiz olmaya devam edecektir” değerlendirmesinde bulundu. Programda Jandarma Genel Komutanlığı’nda temizlik işçisi olarak çalışan evli ve iki çocuk sahibi Saadet Tom da bir konuşma yaptı. Tom, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlayarak, “Bugün burada, 2018 yılında taşeron işçi olarak çalışırken kadroya geçirilmiş bir kardeşiniz olarak bulunuyorum. Hepiniz çok iyi biliyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanımız bizlere kadro verdi. Emekçiler olarak istediğimiz hastanelere gidemediğimiz günlerden, SSK hastanelerinde ilaç kuyruklarında beklemekten bugün istediğimiz hastanelerde muayene olacak bir sosyal güvenlik sistemine sayenizde sahip olduk. Çocuklarının ve ailesinin geleceği adına büyük kaygılar içerisinde evine helal lokma götürebilmenin telaşı içerisinde olan biz emekçiler olarak sizlere teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.