SPOR - 01 Mart 2017 Çarşamba 12:27

Beşiktaş Başkanı Fikret Orman: 'Üçüncü yıldızı göğsümüze takacağız'

A
A
A
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman: 'Üçüncü yıldızı göğsümüze takacağız'

Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, "Oynadığı seyir zevki yüksek futbolla herkesin takdirini ve beğenisini kazanan ekibimiz, eminim şampiyonluk ipini bu sezon da göğüsleyecek ve üçüncü yıldızı göğsümüze takacağız" dedi.

Bu sezonki iyi gidişin mimarı olarak gösterilen Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, Beşiktaş Dergisi’ne açıklamalarda bulundu. Üçüncü yıldızı takacaklarından emin olduğunu söyleyen Orman, "Şampiyon unvanıyla sezona başlayan Beşiktaş Futbol Takımımız, Şeref’iyle oynayıp Hakkı’yla kazanarak zirvedeki yerini koruyor. Oynadığı seyir zevki yüksek futbolla herkesin takdirini ve beğenisini kazanan ekibimiz, eminim şampiyonluk ipini bu sezon da göğüsleyecek ve üçüncü yıldızı göğsümüze takacağız" şeklinde konuştu.

"Seba’ların, Yeten’lerin terbiyesiyle yönetmeye devam edeceğiz"

Orman, her türlü çatışmanın ve kavganın kulübe ve kendilerine yakışmayacağının altını çizerek, “Ligdeki ezeli rakiplerinden açık ara çok daha iyi durumda olan, sizlerin de desteğiyle her daim dolu tribünlere oynayan, her biri kendisini Beşiktaş Ailesi’nin bir parçası gibi hisseden futbolcularımızla ilgili elbette arada sırada çeşitli spekülasyonlar yapılıyor. Kim ne derse desin, kavga etmek, çatışma içinde yer almak bize yakışmaz. Biz Beşiktaş’ız ve bizi sadece Beşiktaş ilgilendiriyor. Kimse ailemizin huzurunu bozamayacaktır. Biz, Hakkı Yeten’lerden, Süleyman Seba’lardan aldığımız terbiyeyle, Beşiktaş’ı yönetmeye devam edeceğiz. Zaten giden her futbolcumuzun, tekrar Beşiktaş Ailesi’ne dönmek istemesinin en önemli nedeni de camiamızdaki bu örnek birlik ve bütünlüktür” ifadelerini kullandı.

"İstanbul’un parçası haline geldi"

Vodafone Arena’nın yalnızca bir stadyum olmadığını vurgulayan Fikret Orman, “Vodafone Arena, henüz bir yaşını doldurmadan, hem eşsiz mimarisi hem de teknik özellikleriyle çevreye uyum sağlayıp, İstanbul’un dokusunun bir parçası haline geldi. Sadece bir stadyum olarak değil, aynı zamanda bir eğlence merkezi, konser arenası, yaşam alanı, moda merkezi ile İstanbul’a hizmet eden çok amaçlı bir şehir kompleksi, bir cazibe merkezi oldu. Son olarak Beşiktaş JK Müzesi, Vodafone Arena’daki yeni yerinde sizlerin ziyaretine açıldı. Burası, sadece Beşiktaş’ın kupalarının sergilendiği bir alan değil, Siyah Beyazlı renklerin şanlı tarihine ve Türk sporunun pek çok unutulmaz anına tanıklık edebileceğiniz bir deneyim merkezi. Ayrıca yüzde yüz engelli ve çocuk dostu. Böylece Türkiye sporunda yine bir ilke imza atmanın gururunu yaşadık. Sadece Beşiktaşlılar’a değil, tüm Türkiye’ye hayırlı uğurlu olsun. Bu müzenin ortaya çıkmasında emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Tüm Beşiktaşlılar’ı çocuklarıyla ya da torunlarıyla müzemizi ziyaret edip, Beşiktaş tarihine yakından bakmaya davet ediyorum” diye konuştu.

Orman, Vodafone ile üç yıl uzatılan forma göğüs sponsorluk anlaşması hakkında da açıklama yaparak şu ifadelere yer verdi: "Beşiktaş JK olarak, markamızın değerini yükselten ve kulübümüzün gelirlerini artıran iş birliklerimize devam ediyoruz. Dört yıl önce 150 milyon doları aşan değeriyle Türk spor tarihinin en büyük sponsorluk anlaşmasına imza atmıştık. Vodafone Türkiye ile üç yıl önce başlayan forma göğüs sponsorluğunu 10 milyon dolar bedelle iki yıl daha uzatmaya karar verdik. Böylece, Beşiktaş JK Futbol Takımı ana sponsoru olmaya devam ederken, forma göğüs sponsorluğunun toplam değeri 5 yıl için 25 milyon dolara ulaştı. Birlikte Türkiye’de ve dünyada çok daha önemli başarılara imza atacağımıza inanıyor, gösterdikleri iş birliği ve duydukları güvenden dolayı Vodafone ailesine teşekkür ediyorum."

Fikret Orman açıklamasını sonunda Beşiktaş taraftarını kutlayarak, "Kulübümüzün kuruluş yıldönümü vesilesiyle Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün başkanı olarak, bugünlere gelmemizde emek vermiş tüm değerli büyüklerimizi minnetle, şükranla anıyor; tüm Beşiktaşlılar’ı en içten dileklerimle kutluyorum" dedi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 13’üncü Çalışma Meclisi’nin kapanış toplantısı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapıldı "Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla düzenlenen 13. Çalışma Meclisi’nin kapanış toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu’nda yapıldı. "Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla düzenlenen 13’üncü Çalışma Meclisi, 29-30 Nisan tarihlerinde gerçekleşti. 4 oturumda düzenlenen Çalışma Meclisi’nde “Çalışma Hayatında İnsana Yakışır İş, Yeşil ve Dijital Dönüşümün İşgücü Piyasasına Etkileri ve Adil Geçiş, Sendikal Örgütlenmede Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Toplu Pazarlık Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Yolları” başlıkları ele alındı. İki gün boyunca devam eden programda, işçi, kamu görevlileri ve işveren sendika konfederasyonlarının başkanları, oda ve borsa birliklerinin başkanları, sivil toplum kuruluşlularının başkanları ile akademisyenlerin katılımıyla çalışma hayatına ilişkin istişarelerde ve çözüm önerilerinde bulunuldu. İkinci gününde de devam eden program, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle düzenlenen yemekle sona erdi. Burada konuşma yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, çalışma hayatında; sosyal diyalog mekanizmalarının etkin bir biçimde işletilmesinin Bakanlık açısından çok önemli ve faydalı gördüklerine vurgu yaparak, “Geçtiğimiz yıl içerisinde çalışma hayatında katılımcı sosyal diyalog anlayışının en önemli temsil mekanizmalarından olan; Üçlü Danışma Kurulu’nu, Kamu Personeli Danışma Kurulu’nu ve Ortak Paylaşım Platformu’nu gerçekleştirdik. Çalışma Meclisi ise bu platformlar arasında, en kapsamlı ve en kritik öneme sahip istişare mekanizmalarından biridir. Bu çerçevede; ilgili bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, işçi, işveren, ve kamu görevlileri sendikaları/konfederasyonları, akademisyenler, iş dünyası, uluslararası ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan geniş katılımlı yapısı ile; Çalışma Meclisi toplantılarımızı, sosyal diyalogun hayata geçirilmesi vizyonuyla gerçekleştirmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. “İşçi, işveren ve kamu ilişkilerinin düzenlenmesi noktasında; ortak çözüm önerilerinin geliştirilmesi, çalışma meclislerinin en önemli hedefleridir” Işıkhan, Türkiye Yüzyılı’nın ilk Çalışma Meclisi olan bu seneki programın ‘Türkiye Yüzyılı’nda Çalışma Hayatı: Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği’ temasıyla gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarına dikkati çekerek, “İşçi, işveren ve kamu ilişkilerinin düzenlenmesi noktasında; ortak işbirliği alanının oluşturulması, mevcut durum hakkındaki değerlendirmelerin yapılması, sorunların karşılıklı olarak, tartışılarak, ortak çözüm önerilerinin geliştirilmesi, Çalışma Meclislerinin en önemli hedefleridir. Dün ve bugün gerçekleştirilen toplantı ve panellerimiz ile çalışma hayatına dair güncel konular yanında, geleceğe dair fırsatlar ve zorluklarla ilgili istişarelerde bulunduk. İki gün boyunca gerçekleştirilen panelde; çalışma hayatının geleceği, insana yakışır iş, ikiz dönüşüm ve adil geçiş konuları yanında; sendikal örgütlenmede ve toplu pazarlık süreçlerinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerini kapsamlı olarak ele aldık” diye konuştu. “Temel hedefimiz, refahtan herkesin pay alabildiği, insanı merkeze alarak büyüyen bir Türkiye’dir” Bakanlıkların, sosyal tarafların, sivil toplum kuruluşlarının ve uluslararası kuruluşların temsilcileri ile akademisyenlerin katkıları doğrultusunda etkin ve verimli bir Çalışma Meclisi toplantısını gerçekleştirdiklerini aktaran Bakan Işıkhan, şu ifadelere yer verdi: “Temel hedefimiz, sadece üreterek büyüyen ve istihdamı arttıran bir Türkiye değil; aynı zamanda; ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ temel değeriyle; refahtan herkesin pay alabildiği, hakkın ve adaletin korunduğu, insanı merkeze alarak büyüyen bir Türkiye’dir. Bu noktada; Çalışma Meclisi gibi çözüm odaklı platformlar; çalışma hayatının hem yapısal hem de fonksiyonel sorunlarının çözüme kavuşturulabilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu meclisin çıktıları, özellikle; kayıt dışı istihdam ve kayıt dışı ücret, çalışma koşulları, iş sağlığı ve güvenliği gibi çalışma hayatının öncelikli sorun alanlarının kalıcı olarak çözüme kavuşturulması için bizlere, geleceğe ait önemli fırsatlar sunacaktır.” “Emeğe ve onun müdafaasına verdiğimiz değerin en net kanıtı yarın kutlayacağımız 1 Mayıs Emek Ve Dayanışma Günü’dür” Işıkhan, Türkiye’nin 21 yılda sosyal güvenlikten sendikal örgütlenmeye kadar çalışma hayatını ilgilendiren her alanda çok büyük mesafeler kat edildiğini belirterek, “Geçmişte; hak ettiği ilgiyi göremeyen sendikacılık ile işçi, memur ve işveren ilişkilerini düzenleyen sosyal diyalog mekanizmaları son 21 yılda etkin bir şekilde işletilmiştir. Özellikle; örgütlü emek mücadelesinin kendine en rahat yaşam alanı bulduğu dönem, hükümetlerimiz, dönemidir. Çünkü; emek ve alın teri bizim hem maddi hem de manevi dünyamızda derin karşılıkları olan kavramlardır. Emeğe ve onun müdafaasına verdiğimiz değerin en net kanıtı yarın kutlayacağımız 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’dür. Daha önce kanlı olaylarla anılan ve toplumda büyük endişelere yol açan 1 Mayıs; Başbakanlığı döneminde; Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 2009 yılında resmi tatil ilan edilmiştir. 1 Mayıs resmi tatil yapıldıktan sonra hem kutlamalar tüm Türkiye’ye yayılmış; hem de toplumun tüm kesimlerince kutlanmaya başlanmıştır” dedi. Işıkhan, Türkiye’nin her yerinde 1 Mayıs’ın barışçıl gösterilerle, anlamına uygun olarak kutlandığını söyleyerek, “Daha önce belli başlı marjinal gruplar tarafından sahip çıkılan 1 Mayıs; günümüz itibariyle tüm emekçilerimize bir bayram olarak teslim edilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; işçimizin, memurumuzun ve tüm emekçilerimizin hakkının korunması, her zaman öncelikli meselemiz olmaya devam edecektir” değerlendirmesinde bulundu. Programda Jandarma Genel Komutanlığı’nda temizlik işçisi olarak çalışan evli ve iki çocuk sahibi Saadet Tom da bir konuşma yaptı. Tom, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlayarak, “Bugün burada, 2018 yılında taşeron işçi olarak çalışırken kadroya geçirilmiş bir kardeşiniz olarak bulunuyorum. Hepiniz çok iyi biliyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanımız bizlere kadro verdi. Emekçiler olarak istediğimiz hastanelere gidemediğimiz günlerden, SSK hastanelerinde ilaç kuyruklarında beklemekten bugün istediğimiz hastanelerde muayene olacak bir sosyal güvenlik sistemine sayenizde sahip olduk. Çocuklarının ve ailesinin geleceği adına büyük kaygılar içerisinde evine helal lokma götürebilmenin telaşı içerisinde olan biz emekçiler olarak sizlere teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.