SAĞLIK - 24 Temmuz 2014 Perşembe 15:24

Bezelye yaşlanmayla savaşıyor

A
A
A
Bezelye yaşlanmayla savaşıyor

İlkbahar ve yazın taze taze tüketebileceğimiz bezelyenin faydaları saymakla bitmiyor.

Bezelye aynı zamanda yaşlanma karşıtı bir sebzedir. Diyetisyen Şebnem Kandıralı konu ile ilgili bilgiler verdi.Yağsız , düşük kalorili bir karbonhidrat, lif ve C vitamini kaynağıdır. ½ bardak pişmiş bezelye sadece 36 kalori olup, 6 gram karbonhidrat, 2.4 gram lif ve 40 mg C vitamini ( günlük ihtiyacın yarısını karşılar) içerir. Kolesterol içermez ve iyi bir bitkisel protein kaynağıdır. ¾ bardak bezelye ¼ bardak badem veya 1 yemek kaşığı fıstık ezmesinden daha fazla protein içerir. Hem lif hem protein içermesinden ötürü kan şekerinin dengelenmesine yardımcıdır. Yüksek lif ve protein vücutta şekerlerin emilimini yavaşlatır.Bütün karbonhidratlar doğal şeker ve nişasta içerir. Karbonhidratlar beyaz şeker ve kimyasal içermedikten sonra endişelenecek bir sorun teşkil etmezler.

Bezelye gibi yüksek lif içeren bakliyat tüketmek, sağlıklı vücut ağırlığının sağlanmasına, kalp hastalığı ve Tip 2 diyabet riskinin azalmasına yardımcı olur. Bezelye iyi bir çözünür lif kaynağıdır, daha uzun süre tok kalmanızı sağlar, bağırsak faaliyetlerini düzenler ve kötü kolesterolün ( LDL) azaltılmasına yardımcı olur.Aynı zamanda bir B grubu vitamini olan folatı içerir, hücre DNA sının yapım ve onarımında rol oynar. Folatın ruh sağlığı üzerinde de olumlu etkileri vardır. Yapılan bir çalışmada düşük folat alımının melankolik, depresif belirtilerin artışı ile ilişkili olduğu bulunmuştur.

Yüksek oranda kumestrol adlı sağlığı koruyucu bir polifenol içerir. Yapılan bir çalışmada mide kanserinin önlenmesi için bu polifenolün günde 2 mg kadar alınmasının yeterli olduğu saptanmıştır. Bir bardak bezelye de ise en az 10 mg kumestrol bulunur. Bir başka çalışmada da polifenollerden zengin bir diyet tüketiminin mide kanserine yakalanma riskini \% 50 oranında azalttığı belirtilmiştir.

Yüksek oranda antioksidan ( flavonoidlerden kateşin ve epikateşin, karotenoidlerden alfa ve beta karoten, fenolik asitlerden ferulik ve kafeik asit, polifenollerden kumestrol ) içermesinden ötürü yaşlanma karşıtıdır , güçlü bağışıklık sistemine yardımcıdır ve yüksek enerji sağlar.Anti inflamatuar ( iltihap karşıtı ) özelliklerinden ötürü Alzheimer hastalığı, artirit, bronşit, osteoporoz ve kırışıklıkların önlenmesinde rol oynar.Niasin içeriği ile trigliseridlerin ve VLDL’nin ( düşük yoğunluklu lipoprotein ) üretimini azaltır bu sayede kötü kolesterolün ( LDL ) oluşumu azalıp iyi kolesterol (HDL) artışını destekler, trigliserid seviyelerinin düşmesine yardımcı olur.Bir bardak bezelye günlük K vitamini ihtiyacınızın \%44’ünü karşılar. K vitamini kalsiyumun kemiklerde korunmasına yardımcı olur, osteoporozun önlenmesi için elzemdir. Aynı zamanda K vitamini kanamayı önlemek için kanın pıhtılaşması için gereklidir. Diğer K vitamini içeren kaynaklar karnabahar, kurubakliyatlar, ıspanak, brokoli ve lahana gibi yeşil yapraklı sebzelerdir.Bezelye pürin adı verilen bir madde içerir, böbrek bozuklukları veya gut olan kişilerin tüketmesi sakıncalıdır. 

ERZURUM 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çankırı Turistik Tuz Ekspresi yolcuları Çankırı’ya hayran kaldı Çankırı’da 1934 yılındaki Tenezzüh Treni’nin 90 yıl sonraki devamı niteliğinde olarak başlatılan “Turistik Tuz Ekspresi” ile Çankırı’yı ziyaret eden günübirlik turistler, şehre hayran kaldı. Çankırı Valisi Mustafa Fırat Taşolar, turistik tuz ekspresine yönelik gösterilen yoğun talebin kendilerini çok memnun ettiğini söyledi. Çankırı’da 1934 yılında başlatılan ve 4 yıl sefer düzenledikten sonra kaldırılan “Tenezzüh (Gezinti) Treni” seferleri, Çankırı Valiliği koordinasyonunda Çankırı Belediyesi, TCDD, Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA), Çankırı İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Çankırı Konfederasyonu ve TÜRSAB Orta Anadolu Bölge Temsil Kuruluna bağlı seyahat acentelerinin iş birliğiyle “Turistik Tuz Ekspresi” olarak 90 yılın ardından yeniden başlatıldı. Çankırı Milletvekili Muhammed Emin Akbaşoğlu’nun işaretiyle Ankara Garı’ndan saat 07.50’de hareket eden ilk “Turistik Tuz Ekspresi”, 3 saatlik bir yolculuğun ardından Çankırı’ya ulaştı. “Turistik Tuz Ekspresi” yolcuları, "kaya tuzunun başkenti" olarak nitelendirilen Çankırı’da, büyüleyici yer altı tuz şehrini ziyaret etti. 250 yolcunun bulunduğu trende seyahat edenler, dünyanın en büyük tuz mağarası olması özelliğini taşıyan ve yerin 150 metre altında bulunan, Türkiye’nin endüstriyel mirasları arasındaki yer altı tuz şehrini gezdi. Yer altı tuz şehrine hayran kalan turistik tren ekspresi yolcuları, daha sonra Çankırı’nın önemli tarihi eserleri arasında yer alan tıbbın ve eczacılığın sembollerinin doğduğu mekan olan Taş Mescit ve Çankırı Mevlevihanesi, Buğday Pazarı Medresesi, Çivitçioğlu Medresesi, Sultan Süleyman Camii (Ulu Cami) ile tarihi Çankırı sokaklarında zamanda tarihi bir yolculuk yapma fırsatı buldu. Şehrin ilgi çekici mekanlarından olan Ferit Akalın Radyo ve İletişim Müzesinde iletişim tarihini keşfeden ziyaretçiler, 8 milyon yıllık fosillere ev sahipliği yapan Çankırı Müzesini ve imece kültürünün sergilendiği Tarihi Çamaşırhane Müzesini de gezdi. Çankırı’nın coğrafi işaretli geleneksel lezzetlerini de deneyimleme imkanı bulan ziyaretçiler, Yöresel Mutfak ve Kültür Evi’nde Çankırı Valisi Mustafa Fırat Taşolar ile bir araya geldi. Vali Taşolur ile bir süre sohbet eden ziyaretçiler, Çankırı gezisini tamamladıktan sonra Çankırı Tren Garı’ndan saat 19.40’da Ankara’ya dönüş yapmak üzere hareket etti. İlk seferinde yoğun talep gören Turistik Tuz Ekspresi, Ankara-Çankırı-Ankara güzergahında 25 Mayıs, 1 Haziran ve 8 Haziran tarihlerinde günübirlik olarak ziyaret gerçekleştirebilecek. "İkinci tren seferinde de yüzde 80 doluluğa ulaşmış bulunuyoruz” Düzenlenen turdan duyduğu memnuniyeti dile getiren Çankırı Valisi Mustafa Fırat Taşolar, “Turistik Tuz Ekspresinin yolcularını ağırlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Herkes adına bu projenin hayata geçirilmesinden dolayı teşekkür ediyorum. Ben, 12 yıl Ankara’da yaşamış birisi olarak hep günübirlik Safranbolu’ya, Beypazarı’na ve Amasya’ya geçerek kendi adıma bunu turist olarak yaşamıştım. Bundan sonra Çankırı’nın, Ankaralıların iç turizmi olarak günübirlik ziyaret edebilecekleri bir merkez olabileceğini gördükten sonra bu anlamda hep beraber çalışmalara başladık. Bugün de bunun ilk meyvesini topluyoruz. İnşallah bundan sonrası için özellikle Ankara’da yaşayan misafirlerimiz için Çankırı’nın güzel bir turizm merkezi olmasını ümit ediyoruz” dedi. "İlk trenimiz tamamen doldu, ikinci trenimizde yüzde 80 doluluğa ulaştı" Çankırı Valiliği olarak Ankara’dan Çankırı’ya 4 sefer yapılması üzerine turistik tuz treni seferi planladıklarını belirten Vali Taşolar, “Bu seferler birer hafta ara ile Cumartesi günleri olacak. İlk trenimiz tamamen doldu, ikinci trenimizde yüzde 80 doluluğa ulaştı. Diğer tren seferlerinde de doluluk oranına ulaşacağımıza inanıyorum. Seferlerin duyurulmasında da basının bizlere desteği oldu. Ümit ediyoruz ki Çankırı, iç turizm anlamında hak ettiği yerlere gelecektir” diye konuştu. “Hititlerden günümüze kadar gelen yer altı tuz mağarasının turizme açılmasından mutluluk duydum” Ankara’dan Çankırı’yı gezmek için gelen Şirin Doğan ise, “Turistik trenle geldik. Çankırı’nın tarihi ve turistik yerlerinin tanıtılması için iyi bir fırsat olmuş. Aslında geç kalınmış bir proje. İnşallah bundan sonrası için Çankırı’nın gelişmesine ivme kazandıracaktır. Şehir de çok güzel, çok beğendim, tuz mağarasını da çok beğendim. Hititlerden bu yana bir mağaranın turizme açılmasını destekliyorum. Tuz mağarasının ambiyansı çok güzel, verilen bilgiler oldukça faydalı, hem sağlık hem kültür turizmi açısından oldukça verimli buldum” şeklinde konuştu. Ziyaretçilerden Ahmet Mahmut Şen de, “Bu bir gezinti treniydi. Ankara’dan Çankırı’ya 90 yıl sonra aynı tren ile yolculuk yaparak Çankırı’yı keşfetmek güzeldi. Çankırı’nın güzelliklerini tüm Türkiye’ye tanıtmamız gerekiyor. Öncelikle en yakınımızdaki başkent Ankara’ya tanıtmamız lazım. Ben bu kadar büyük ve devasa bir tuz mağarası olduğunu tahmin etmiyordum. Devasa kamyonların buradan geçebileceğini gördüm. Hititler döneminden itibaren kullanılan bir tuz mağarası olduğundan bahsettiler. Şu anda yerin 150 metre altındayız. Dünyanın en büyük tuz mağarasının içerisinde bulunuyoruz. Heyecanlanmamak elde değil gerçekten” şeklinde konuştu.