SAĞLIK - 20 Ekim 2021 Çarşamba 10:07

Bilim Kurulu Üyesi Kayıpmaz uyardı!

A
A
A
Bilim Kurulu Üyesi Kayıpmaz uyardı!

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, gençlerin aşılarını olmaları gerektiğini belirterek, “Bilindiği üzere şu anda aktif vakalarımızın yüzde 40’ını 23 yaş altındaki gençlerimiz oluşturuyor. Gençlerimiz eğitim, iş yaşantısı, ulaşım ve sosyal yaşantı gibi faktörler dolayısıyla günlük hayat içerisinde en aktif olan grubumuz” dedi.

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, İHA muhabirine açıklamalarda bulundu. Sosyal hareketliliğin en yüksek olduğu gençlerin aşılanma oranlarının hedeflenen düzeyin oldukça gerisinde olduğunu belirten Doç. Dr. Kayıpmaz, yaklaşan kış ayları öncesinde bu grubun aşılarını tamamlamasının çok önemli olduğunu kaydetti. Kayıpmaz, “Bilindiği üzere şu anda aktif vakalarımızın yüzde 40’ını 23 yaş altındaki gençlerimiz oluşturuyor. Gençlerimiz eğitim, iş yaşantısı, ulaşım ve sosyal yaşantı gibi faktörler dolayısıyla günlük hayat içerisinde en aktif olan grubumuz. Şu anda baktığımızda üniversite çağındaki gençlerimizin, 18-25 yaş aralığındaki gençlerimizin aşılarının tamamlanma oranının yüzde 53,77 olduğunu görüyoruz.

Bu da aslında en fazla risk altında olan grubumuzdaki aşılanma oranlarının henüz istediğimiz düzeyde olmadığını gösteriyor. Bunun yanında bizim temel bireysel korunma önlemlerinden olan maskeye, mesafeye ve kalabalıklardan uzak durmaya, gençler arasında daha az riayet edildiği düşünüldüğünde bu da vaka sayılarında bir artış olarak karşımıza çıkıyor” ifadelerini kullandı.

“Bizim aşılamada hedefimiz öncelikle ağır hastalığın önlenmesi”

Aşılamada hedefin ağır hastalığın önlenmesi olduğunu ve bu hedefin aşılanan grupta bariz bir şekilde klinik tabloya da yansıdığına dikkat çeken Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Kayıpmaz, “Bizim aşılamada hedefimiz öncelikle ağır hastalığın önlenmesi. Yani biz aşılar sayesinde, bu hastalığı çok daha hafif belirtiler ile atlatabilme şansına sahibiz. Aşısı bulunmuş bir hastalıktan bahsediyoruz ve aşıyla önlenebilir bir hastalıktan bahsediyoruz. Şu anda elimizdeki en etkin korunma metodu aşılarımız. Üniversite öğrencilerimiz ve genç nüfusumuz ülkemizde önemli bir orana sahip. Durum böyle olunca onların da aşılarını sonbahar-kış mevsimi öncesinde geciktirmeden tamamlamalarını öneriyoruz. Çünkü bilindiği üzere insanlar kış aylarında ve soğuk havalarda daha çok kapalı mekanlarda vakit geçiriyor. Açık mekanlardaki maskesiz bulunabilme, kişiler arası fiziki mesafenin daha da açılma ihtimali kış aylarında azalıyor. Kötü havalandırılmış kapalı ortamlar kalabalıklarla da birleşince virüs yayılmak için fırsatı buluyor. İşte bizim buna mahal vermeden, havalar daha fazla soğumadan önce, gecikmeksizin gidip, özellikle de gençlerimizin, aşılarımızı tamamlamasını tavsiye ediyoruz” şeklinde konuştu.

“Şu anda iki doz aşısını Biontech ile tamamlamış kişilerin üçüncü doz ihtiyacı ülkemiz açısından bulunmuyor”

Üçüncü doz aşı uygulamasında artık Turkovac’ın da kullanılabildiğini hatırlatan Kayıpmaz, şunları kaydetti:
“Şu anda iki doz aşısını Biontech ile tamamlamış kişilerin üçüncü doz ihtiyacı ülkemiz açısından bulunmuyor. Bununla ilgili etkililik verileri de Sağlık Bakanlığı tarafından izlenmeye devam ediyor. Bunun dışında iki doz inaktif aşı yani Sinovac ile aşılanmış, ikinci dozdan sonra 3 aydan fazla zaman geçmiş kişilerin mutlaka üçüncü hatırlatma dozlarını olmalarını öneriyoruz. Hatırlatma dozu mRNA aşısı Biontech veya inaktif aşı Sinovac’la yapılabilir. Şimdi bir de üçüncü ihtimal ortaya çıktı. Şu anda yürütülen Faz-3 A açık etiketli çalışma kapsamında bu iki dozu olmuş kişiler, 3 ay geçtikten sonra üçüncü dozu Sinovac veya Turkovac ile olabilecekleri bir çalışmaya gönüllü olarak katılabilirler. Bununla ilgili de Sağlık Bakanlığının ilgili sitelerinden başvurularını yaparlarsa çalışmaya katılıp Turkovac’ın Sinovac’a karşı etkinliğini karşılaştırmaya da katkı sunabilirler.”

“Sosyal hareketlilik en fazla genç-erişkin yaş grubumuzda”

Genç yaş grubunun aşılanma oranlarının istenen seviyeye ulaşmaması durumunda yayılım hızının yavaşlamayacağına dikkat çeken Kayıpmaz, “Sosyal hareketlilik en fazla genç-erişkin yaş grubumuzda. Bu gençlerimiz toplu ve kapalı alanlarda bulunabiliyorlar, buna çok dikkat etmeliler. Özellikle uzun süre kapalı mekanlarda vakit geçiriliyorsa maskelerin burunlardan inmemesi lazım. Özellikle de önümüzdeki kış mevsiminde dikkatli olmaya önem gösterilmeli. Tabis ki bir başka durum daha var: Gençlerimiz birlikte yaşadığı, aynı evde bulunduğu daha ileri yaşta yer alan veya altta yatan bir kronik hastalığı olan kişilere de bu virüsü bulaştırma riskiyle de karşı karşıyalar. Aşılarını olarak hem kendilerini koruyacaklar hem de etraflarında yer alan sevdiklerine bu hastalığı bulaştırma riskini de en az seviyeye indirmiş olacaklar” açıklamasında bulundu.

“İnsanların temel tedbirleri de ihmal etmesi ile diğer solunum yolu enfeksiyonlarını da görür olduk”

Son zamanlarda özellikle maske kullanımının gevşemesi ile birlikte diğer solunum yolu enfeksiyonlarının da sıklıkla görülmeye başlandığını belirten Kayıpmaz, “Geçen yıl bireysel tedbirlerimiz olan maske, mesafe ve hijyene hat safhada uyum ile sadece SARS CoV-2’nin neden olduğu Covid-19 enfeksiyonundan değil, diğer solunum yolu enfeksiyonlarına yol açan mikroorganizmalardan da korunmuştuk. Bu arada insanların o temel tedbirleri de ihmal etmesi ile diğer solunum yolu enfeksiyonlarını da görür olduk. Şu an Sağlık Bakanlığı’nın yapmış olduğu sürveyans çalışmalarında, insan korona virüsü OC43 veya insan korona virüsü 229E gibi, Rinovirüs gibi diğer solunum yolu enfeksiyonu etkenlerinin de soğuk algınlığı ve grip benzeri tablolar oluşturabildiğini görüyoruz. Tabis ki bu tablolardan Covid-19’u ayırabilmenin tek yolu da PCR testi” dedi.

Utku Şimşek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Seralarda sıcak havada zorlu hasat Mersin’de havaların ısınmasıyla zor şartlar altında biber hasadı yapan tarım işçileri, sıcak havayla da mücadele ediyor. Akdeniz ilçesine bağlı Adanalıoğlu beldesindeki seralarda biber hasadı zor şartlar altında sürüyor. Havaların ısınmasıyla şartları daha da ağırlaşan işçiler, günün 8 saatini seralarda geçirmek zorunda kalıyor. Son günlerde hava sıcaklığı mevsim normallerinin üzerinde seyrederken, oluşan nemle birlikte seralar adeta ’hamam gibi’ olmaya başladı. Sabah erken saatlerden itibaren hasada başlayan işçiler, sıcak hava ve nem altında saat 14.00’e kadar özveriyle biber toplama işini sürdürüyorlar. Sıcaklık ve nemin dayanılmaz hale geldiği durumlarda ise sera sahipleri naylon örtülerin bazı bölümlerini açarak, seranın içini serinletmeye çalışıyor. İşçiler sıcak havadan şikayetçi Yaşadıkları zorlu şartlara rağmen, üretimin devamlılığı için hasat ve budama yapan tarım işçilerinden Hafize Demircan, "Havalar bayağı sıcak oldu, çalışma şartlarımız da zorlaştı. Artık sıcak olduğu için seranın altında olmak daha da zorlaştı. Ama biz bu duruma alıştık. Saat 06.00 başlayıp 14.00’te bıraktığımız için dinleniyoruz. Ertesi gün yine aynı şekilde devam ediyor" dedi. Zehra Demircan da serada çalışmanın zaten zor olduğunu belirterek, "Kışın çalışma şartları biraz daha kolaydı. Son iki haftadır havanın ısınmasıyla birlikte çalışma şartlarımız biraz daha zorlaştı. Öğleye doğru sera bayağı bir ısınıyor" diye konuştu. Tarım işçilerinden Şadiye Bulak ise "Havalar sıcak, nasıl sıcak olmasın. Mikanın altında sabahtan akşama kadar çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. Bu arada, bölgedeki seralarda günlük yevmiyenin 530 ila 667 lira arasında değiştiği öğrenildi.
Rize Özel öğrencilerden kendilerine özel pizza Rize’de özel eğitim öğrencileri kendi pizzalarını yapıp yemenin mutluluğunu yaşadı. Rize’de bir pizzacı, Merkez Cumhuriyet Orta Okulu’nda öğrenim gören özel eğitim sınıfı öğrencilerini ağırladı. İşletmeye öğretmenleri ile gelen 12 kişilik öğrenci gurubu kendileri için özenle hazırlanan alanda pizzalarını yaptılar. İlk önce hamur açan özel çocuklar ardından pizzalarının malzemelerini ekledi. Ardından işletme çalışanlarının yardımıyla pişen pizzalar hep birlikte tüketildi. Pizza yapan 12 özel miniğin mutlulukları ise yüzlerinden okundu. Cumhuriyet Orta Okulu Özel Eğitim Öğretmeni Havvanur Avcı etkinlik ile ilgili yaptığı açıklamada “Çocuklarımız ilk defa pizza yapıyorlar. Onlar mutlu oldukça biz de çok mutlu oluyoruz. Çok eğlendik. Bugünü çok bekliyordular, çok mutlular. Onlar mutlu olunca bizde çok mutlu olduk. Her şey çok güzeldi. Bizi buraya davet ettikleri için çok teşekkür ederiz. Bizim için en önemli olan dış etkinlikler. Bizim için daha çok güzel oluyor. Bizde çocuklarımız için daha çok etkinlikler düzenleyeceğiz” dedi. Cumhuriyet Orta Okulu Özel Eğitim Öğretmeni Elif Sarı, özel öğrencelerin temel yaşam becerilerini geliştirmeleri için bu tip etkinliklerin önemli olduğunun altını çizerek “12 öğrencimizle bugün bu etkinliğimizi gerçekleştirdik. Kendi yaptıkları pizzaları yiyecekler. Hayatlarında ilk defa pizza yaptılar. Çok mutlular ve heyecanlı bir şekilde geldiler. Burada öğrencilerimizin temel yaşam becerilerini, mutfak becerilerini geliştirmeyi amaçladık. Özel eğitim öğrencilerimiz için bunlar çok önemli şeyler. Bunu hayatlarına yaymaları, özellikle temel yaşam becerilerini geliştirmeleri çok önemli. Özellikle havalar ısındığı zaman öğrencilerimizi o okul ortamından çıkararak biraz daha hayata karıştırmayı amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı. İşletme çalışanı Elif Özcan Mahmut ise işletmelerinde sadece kadınların çalıştığını hatırlatarak bu tip etkinliklerle çocukların hayatında önemli ve olumlu izler bırakmayı hedeflediklerini ifade ederek “Bizim için önemli olan çocukları gülümsetebilmek, çocukların mutlu olduğunu görebilmek. Çocuklar burada bize katılıp etkinlik yapıyorlarsa, biz gelişimlerine, o anki mutluluklarına şahit olabiliyorsak bizim için bu yeterli zaten. Burada hep kadınlar çalışıyor. Biz bir projede bir başarılı olmak istiyoruz. Özel çocuklarımız için hatta bütün çocuklar için öncü olmak istiyoruz. Sadece biz değil herkesin bu yolda yürümesini de isteriz. Bu konuda destek de istiyoruz. Diğer işletmeler neden yapmasın? Sadece biz değil. Bütün Türkiye özel çocukların yanında olabilir. Biz çocukların potansiyelini keşfetmelerini istiyoruz. Daha çok böyle kendilerini keşfetsinler. Buraya gelip bir şeyleri deneyip özgüvenlerini kazansınlar istiyoruz. İnşallah başarabilmişizdir diye düşünüyorum. Bu tip etkinlikleri daha çok yapacağız” şeklinde konuştu.
Düzce 10. Yılı etkinliklerle kutlandı Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kafkas Dilleri ve Kültürleri Bölümü Çerkez Dili ve Kültürü Anabilim Dalı tarafından düzenlenen “Çerkez Dili ve Kültürü Günleri Etkinliği 10. Yıl Kutlama Programı” gerçekleştirilen etkinliklerin ardından sona erdi. Çerkez Dili ve Kültürü Anabilim Dalı’nın Düzce Üniversitesi’nde eğitim-öğretime başlamasının 10. yılı nedeniyle düzenlenen programın ikinci ve son günü; Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kafkas Dilleri ve Kültürleri Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Fehmi Altın’ın konuşmasıyla başladı. Çerkez Dili ve Kültürü Anabilim Dalı’nın kuruluşundan bugünlere gelmesinde emeği olan herkese teşekkür eden Dr. Öğr. Üyesi Fehmi Altın, öğrencilere uluslararası geçerliliği olan kaliteli bir eğitim-öğretim niteliği kazandıracaklarını ifade etti. Düzce Üniversitesi Kafkas Dilleri ve Kültürleri Bölümü Çerkez Dili ve Kültürü Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mira Nuhovna Haçemizova, kendileri için bugünü bayram olarak nitelendirerek, Adige dilini ve kültürünü nesilden nesile aktardıklarını söyledi. Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Duygu Ekinci, Fen Edebiyat Fakültesi Kafkas Dilleri ve Kültürleri Bölümü hakkında bilgiler paylaşarak bu bölümleri bölgeye kattıkları için destek olanlara teşekkür etti. Çerkez Dili ve Edebiyatı’nın var olduğunu belirten Prof. Dr. Duygu Ekinci, bu bölümlerin 100. yıl kutlamalarının da yapılmasını temenni ederek sözlerini sonlandırdı. Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç, Düzce Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu döneminde kendisinin Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı görevindeyken Çerkez Dili ve Kültürü Anabilim Dalı’nın kurulma sürecinin başladığını söyleyerek, bir hayalin gerçekleştiğini ve büyük bir özveriyle bugünlere gelindiğini dile getirdi. Lisans programının yanı sıra yüksek lisans ve doktora programını da açtıklarına dikkat çeken Prof. Dr. İlhan Genç, halkın da büyük desteği olduğunu vurguladı. Düzce Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, dünyadaki dillerin de konuşulmadıkları, yazılmadıkları ve aktarılmadıkları zaman öldüklerini söyleyerek, Düzce Üniversitesi’nde Çerkez/Adige dilini yaşatmak, konuşulan bir dil olarak tutmak ve nesilden nesile sözlü ve yazılı dil ve kültür ürünleriyle aktarımını desteklemek üzere Çerkez Dili ve Kültürü Programının açılışının 10.yılında büyük onur duyduğunun altını çizdi. Adige Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Davud Mamiy yaptığı konuşmada, 10 yılın hızlı geçtiğini ifade ederek çok mutlu ve gururlu olduğunu dile getirdi. Yeni protokollerle daha güçlü iş birlikleri oluşturduklarını söyleyen Prof. Dr. Davud Mamiy, bu 10 yıllık tecrübenin gelecek için daha büyük imkan ve fırsat tanıyacağına işaret etti. Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir ise, Çerkez Dili ve Kültürü Anabilim Dalı’nın Düzce’de olmasının çok önemli olduğuna dikkat çekti. Dillerin ölmemesi için Düzce Üniversitesi’nin bu girişiminin çok isabetli olduğunu belirten Rektör Sözbir, dillerin bizim mirasımız ve güzelliklerimiz olduğunu sözlerine ekledi. Çerkez Dili ve Kültürü Anabilim Dalı’nın 10. yılında kuruluşundan bugüne destek olan Düzce Üniversitesi Rektörlerine, akademisyenlerine ve Adige derneklerine teşekkür ederek konuşmasını noktaladı. Çevrim içi bağlantılar ve Adige Devlet Üniversitesi öğrencilerinin hazırladığı online sunumlarla devam eden programda, Düzce Üniversitesi Çerkez Dili ve Kültürü Anabilim Dalı öğrencilerinin hazırladığı oldukça başarılı edebi çalışma ve sunumlar, katılımcılar tarafından ilgi ve beğeniyle takip edildi. Son olarak Düzce Adige Kültür Derneği’nin Wararida Mızıka grubunun müzikal görsel şovu, programa özel bir anlam ve renk kattı. Çerkez Dili ve Kültürü Günleri Etkinliği 10. Yıl Kutlama Programı, Gala Yemeği ile sona erdi. Gala yemeğine Vali Selçuk Aslan, Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, Adige Devlet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Davud Mamiy ve davetli konuklar katıldı. Gala Yemeği’nde Çerkez Dili ve Kültürü Anabilim Dalı’nın kurulması ve gelişmesine katkı sunanlara teşekkür edilerek bu özel günle ilgili duygu ve düşünceler paylaşıldı.