GÜNDEM - 20 Ağustos 2014 Çarşamba 09:06

Bir annenin feryadı: ‘Bebeğimi kurtarın’

A
A
A
Bir annenin feryadı: ‘Bebeğimi kurtarın’

Kastamonu’da anne karnındayken doktorların ‘ölecek’ dediği bebek, dünyaya geldi ancak 20 aydır yaşam mücadelesi veriyor. Aile, tedavisi için istenilen parayı bulamazsa bebeklerini kaybedecek.

Kastamonu’da Kuzeykent Mahallesinde ikamet eden Keskin ailesi, doktorların ‘ölecek’ dediği bebeklerini yaşatabilmek için hastane hastane geziyor.

“Bebeğimi kurtarın” diye feryat eden acılı anne Birsel Keskin (24), bebeğinin rahatsız olduğunu 2,5 aylık hamile iken iğrendiğini belirterek, “Doktorun birisi bebeğin acilen alınması gerektiğini söyledi. Anne karnında bebeğin öleceğini ve doğsa da yaşayamayacağını anlattı. Fakat ben de Allah’ın verdiği cana kıymak istemedim. Bundan sonra bebeğime hiçbir müdahale yapılmadı. Bebeğimde yutma problemi olduğu içinde 8 aylık iken sezaryenle erken doğum yapmak zorunda kaldım. Doğumdan sonra bebeğimi kuvöze aldılar. 15 gün boyunca kuvözde kaldı. Bu süre zarfından bende ameliyatla olmama rağmen hastaneye gidip geldim. Bebeğime süt götürdüm” dedi.

Anne karnında iken bebeğine müdahale edilme ihtimalinin olduğunu fakat gittiği her doktorun kendilerine bir tedavi yöntemi sunmadığını ifade eden Birsel Keskin, “İstanbul’da çalmadığımız hastanenin kapısı kalmadı. Ama bize kimse müdahale etmedi. Sadece doğumdan sonraki aşamaları anlattılar. Bebeğimin yaşayabileceğinin mümkün olmadığını söylediler. Daha doğrusu çok fazla umursamadılar. Doğumdan sonra öleceğini söyledikleri için bebeğimle yeteri kadar ilgilenen olmadı. Ben, doğuma giderken bile bir asistan bana, ‘zaten bu çocuğunuz ölecek, neden doğum yapıyorsunuz’ dediler” diye konuştu.

“HER GİTTİĞİMİZ YERDE BEBEĞİMİZİN ÖLECEĞİNİ SÖYLEDİLER
Bebeğini, doğumdan iki gün ancak görebildiğini anlatan Birsel Keskin, “İlk gördüğümde bebeğimi çok kötü olmuştum. Daha sonra ben, bebeğimi kucağıma alamadım. 2 kilo olarak doğmuştu ve çok küçüktü, zayıftı. 15 gün boyunca kuvözde kaldıktan sonra eve geldik. Hastaneden, bebeğime ameliyat günü gelene kadar evde bakmak zorundasın dediler. Birkaç kez kontrollere gittik tam kafası su toplamaya başladığında sırtına kadar şişlik oluştu. Hangi hastaneye gittiysek nerede doğum yaptıysan oraya götür dediler. Son olarak bir hastaneye gittiğimizde artık kafasındaki deriler yüzülüyordu bu yüzden ameliyata almak zorunda kaldılar. Hastaneye yatışı yapıldı. Fakat yine hiçbir müdahale yapılmadan bir ay boyunca hastanede yattık. Her gün kafasındaki şişlik gelişsin gelişsin diye beklediklerini söylediler. Artık kafasındaki şişlik morarmıştı. Sanki bebeğimin ölmesini bekliyorlardı hastanede. Bir doktor artık bize yardımcı oldu. Bebeğimi ameliyat etti. Biz, ameliyatta hepsinin alınacağını düşünmüştük fakat yarısı alındı.

Riskli dediler birde, ama en önce ameliyata alırken riskli olduğunu bizlere söylememişlerdi. Hastanede bebeğim yine bir ay daha yattı. Bu süre zarfından kafasının arkasında su yeniden toplamaya başladı. Sonra şant takıldı. Şaht ile bir süre güzel gitti. Ama şant yanlış takılmış, Yiğit’in arkasından takılmış. Bana da tutup, ‘çocuğunuz durumu zaten böyle, bizim elimizden gelen de budur’ dediler. Şant yanlış takıldığı için bebeğimin kafasının arkası yeniden su toplamaya başladı. İki ay önce hastaneye yeniden müracaat ettik. 14 gün boyunca hastanede kaldık fakat serum dahi takılmadı. Çocuğum geceleri ağlıyordu, ben istiyordum öyle müdahale ediyorlardı. Çok ağlıyordu, çok sancısı vardı. Hep huzursuzdu bu şekilde. 14 günün sonunda da bize, çocuğu ameliyat edemeyiz, riskli dediler” ifadelerini kullandı.

Ümitlerini yitirdikleri esnada bir tanıdık vasıtasıyla İstanbul’da bir doktorla tanıştıklarını açıklayan Birsel Keskin, şunları söyledi: “Tam ümitlerimizi yitirdiğimizde bir tanıdığımız vesilesiyle Mehmet Özbilen isminde bir doktorla tanıştık. Onun muayenesine gittik. Acıbadem Hastanesinde profesör. Bebeğimi muayene ettikten sonra yürüyebileceğini, ama daha önceden doktorlar hep bize bebeğimin öleceğini söylüyorlardı. Çok iyi hatırlıyorum. Bir gün hastaneden bizi çıkartmak için ‘burada da ölecek, evde de ölecek’ demişlerdi. Ama Mehmet Özbilen bizlere çok büyük ümitler verdi. Fakat bir miktar bizlerden ücret istedi. Bizlerinde maddi durumu çok iyi olmadığı için ameliyat ettirmekte çok zorlanıyoruz.”

“BEBEĞİMİ KURTARIN”
“Bebeğimin artık sağlığına kavuşmasını istiyorum” diyen Birsel Keskin, bebeğinin sürekli yan yattığını ve hiç dönemediğini ayrıca harekette edemediğini söyleyerek, şunları kaydetti: “Ellerini, kollarını hareket ettirmek istiyor ama başaramıyor. Hiç düz yatamıyor, gün geçtikçe kafasındaki sıvısı daha da büyüyor. Allah korusun Yiğit, bir enfeksiyon kaptığında menenjit olma durumu var. Bu yüzden çok dikkat ediyoruz. Ama elimden bazen hiçbir şey gelmiyor. Çok zorlanıyoruz. Sürekli ağlıyor, bu yüzden içim parçalanıyor, bir şey yapamıyoruz. Normal çocuklar gibi gelişimini tamamlayamıyor. Damarı yarık. Bu yüzden sırf mama yiyor. Başka bir gıda yiyemiyor. Başka gıdalar yedirmek istediğimde öksürüyor, ciğerine kaçma ihtimali var. Tam manasıyla sağlığına kavuşabilmesi için birkaç operasyon geçirmesi gerekiyor”

Bebeğinin kafasında su toplamasının sebebinin anne karnında folik asit eksikliğinden kaynaklandığını belirten Birsel Keskin, “Her kişinin kafasında su olduğunu fakat Yiğit’in akacak olan o su yolundaki damarların tıkalı olmasından dolayı kafasının arkasının su topladığını söylediler. Şimdiye kadar İstanbul başta olmak üzere gitmediğimiz hastane, gitmediğimiz doktor kalmadı. Hepside Yiğit’in öleceğini söylerken, son gittiğimiz bu doktor Yiğit’in iyileşeceğini ve yürüyebileceğini söyledi. Biz, bu yüzden çok ümitlendik. Bu yüzden Cumhurbaşkanımıza, diğer yetkililerimize sesimi duyurmak istiyorum. Benim, 20 aydır çektiklerimi bir Allah bilir, birde ben bilirim. Bana yardım etmelerini istiyorum. Çocuğumun sağlığına kavuşmasını sağlayın.”

“BENİMLE KOŞUP, BANA BABA DEMESİNİ İSTİYORUM”
Özel bir şirkette asgari ücretle çalıştığını anlatan Yunus Keskin (29), şunları kaydetti: “Evladımın sıkıntısını başından beri annesiyle birlikte çektik, çekmeye de devam ediyoruz. Çok zor durumdayız. Bir umut doğdu, bir ışık doğdu bizlere. Bunu değerlendirmek istiyoruz. Evladımın sağlığına kavuşması için devlet büyüklerimizden, Cumhurbaşkanımızdan bize yardım etmesini istiyoruz. Sokakta çocuklar koşarken, benim içim yanıyor, içim parçalanıyor. Yürümesini istiyorum, elimden tutup koşmasını istiyorum. Baba demesini istiyorum, sürekli onunla gezmek istiyorum. Onun böyle olmasından dolayı çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Yüreğim parçalanıyor ama elimden de bir şey gelmiyor. Devlet büyüklerimizden bu yüzden yardım bekliyoruz.”

VEDAT YUNUS İKİZOĞLU 
KASTAMONU 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Isparta Başkan Başdeğirmen: "Verdiğimiz bir sözü daha yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz" Isparta Çünür Mahallesi’nde dün hizmete giren yeni otogar için açılış töreni düzenlendi. Açılış töreninde konuşan Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, “Verdiğimiz bir sözü daha yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Eski otogarın bulunduğu alana da yeraltı otopark, üzeri meydan ve kütüphane yapıyoruz” dedi. Isparta Bahçelievler Mahallesi’ndeki Isparta Şehirlerarası Otogarı’ndan dün son sefer yapıldı. Çünür Mahallesi’ndeki yeni otogar da dün hizmete açıldı ve ilk otobüs seferleri gerçekleştirildi. İlk seferlerin gerçekleştiği yeni otogarın bugün de resmi açılış töreni yapıldı. Mehteran gösterisi ile başlayan törene Vali Aydın Baruş, AK Parti Isparta Milletvekili Mehmet Uğur Gökgöz, Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen ve eşi Şadiye Başdeğirmen, AK Parti İl Başkanı Furkan Cem Er, MHP İl Başkanı Önder Topçu, İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Ali Ertuğrul, ITSO Başkanı Metin Çelik, Ticaret Borsası Başkanı Hüdai Şahin, ilçe ve belde belediye başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, esnaf ve vatandaşlar katıldı. Verdikleri bir sözü daha yerine getirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirten Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, eski otogarın şehrin ortasında kaldığını ifade etti. Hiçbir yatırımın yarım kalmayacağı yönünde verdikleri söz olduğunu ve bugün de yeni otogarın faaliyete sunulduğunu aktaran Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, “Yarım kalan yatırımları tamamlayarak buraya kadar geldik ve yeni otogarı açmaktan son derece memnun olduk. Mevcut eski otogarımız şehrin içinde kaldı, trafikte zorlanılıyordu. Öncelikle yeni otogar alanımızı faaliyete geçirdik, buranın faaliyete geçirilmesine katkı sunan belediye meclisi üyelerime, personelime emek veren herkese teşekkür ediyorum” görüşlerinde bulundu. Yeni otogarın hazırlanmadan önce hem otobüs işletmecileriyle hem de esnafla bir araya geldiklerini ve projenin kendilerinin istedikleri şekilde değiştirilerek hayata geçirildiğinden bahseden Başkan Başdeğirmen, “Esnafımızın istediği şekilde burayı düzenledik. Sonucunda da esnafımız memnun oldu. Herkes çok mutlu. Yaptığımız işin kabul görmesi çok önemli” dedi. “Eski otogar alanında 86 bin metrekarelik meydan düzenlemesi ve yaşam merkezi yapacağız” Boşaltılan otogarın yeriyle ilgili de hayata geçirecekleri projeye ilişkin bilgiler veren Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, boşalan otogar alanının bulunduğu bölgede yeraltı 3 katlı otopark ve üzerinde de 2 bin öğrencinin ders çalışabileceği bir kütüphane ile etkileşim merkezi yapılacağını açıkladı. Başdeğirmen, “Böcüzade Parkı ile birleştirerek toplam 86 bin metrekarelik alanda meydan düzenlemesi ve yaşam merkezi yapacağız. Vatandaşımızın rahat nefes alabileceği meydanlar oluşturmaya çalışıyoruz. Bu dönemimizde Isparta’da 3-4 tane büyük meydan oluşacaktır. Otogar alanımızdaki otopark kısmı 30 bin metrekare, bu alanda da her türlü etkinliği yapma imkânımız olacaktır. Isparta’mıza hayırlı ve uğurlu olsun” şeklinde konuştu. Açılış töreninde konuşan Isparta Valisi Aydın Baruş, ise yeni yapılan otogarla Isparta hem misafirlerini güzel bir şekilde ağırlayacak hem de vatandaşlarına yaşam merkezi sunmanın gururunu yaşayacak dedi. Vali Baruş, “Isparta her yıl dışarıdan misafir ağırlayan bir il. Modern bir otogara çok ihtiyacımız vardı. Şehir içinde kalmış otogar bu ihtiyaca cevap veremez hale gelmişti, oradaki esnafımız da bu durumdan muzdaripti. Yeni yapılan yatırımla Isparta hem misafirlerini güzel bir şekilde ağırlayacak hem de vatandaşlarına bir yaşam merkezi sunmanın gururunu yaşayacak. Bir otogarı, bir sanayi sitesini şehir dışına taşımak çok önemli problemler doğurur. Önemli olan bu problemi hemşehrisiyle vatandaşıyla birlikte anlaşarak uzlaşarak aşmak. İşte belediye başkanımız bunu başarmış. Bu nedenle belediye başkanımızı tebrik ediyoruz. Esnafımızı mağdur etmeden vatandaşlarımıza olumsuzluğa neden olmadan bu problemi çözmüşler. Eski otogarın bulunduğu alanın hem otopark hem kütüphane hem de bir meydan olarak kullanılacak olması Isparta için çok güzel bir tasarım. Bu tesiste esnafımıza bol kazançlar diliyorum, hayırlı olsun” dedi. Konuşmaların ardından dua edildi, yeni otogarın açılış kurdelesi kesildi. Yapılan açılış töreninin ardından protokol üyeleri yazıhane ve işletmeleri ziyaret ederek, yeni otogarın hayırlı olması temennisinde bulundular.