SAĞLIK - 16 Nisan 2008 Çarşamba 11:04

Bir insan yakınını neden öldürür?

A
A
A
Bir insan yakınını neden öldürür?

Psikolog İlkim Öz Tan, anne-babaların çocuklarına yaklaşım konusunda bilgi sahibi olması gerektiğini söyledi.

Psikolog İlkim Öz Tan, Ankara, Şanlıurfa, Konya, İstanbul ve en son Eskişehir'de yaşanan aile içi cinayetlerin temelinde toplumsal ve psikolojik sorunların yattığını belirterek, "Ruh ve akıl sağlığı yerinde olan hiç kimsenin hiçbir koşulda ve durumda, değil başkasını en yakınını öldürmesi söz konusu değildir. İnsanlar cinnet halindeyken, mantığı devre dışı kalınca kendilerini koruma adına cinayet işleyebiliyorlar" dedi. 

"Temelinde 'sevgisizlik' var"

Gazetelerin 3. sayfalarında rastladığımız aile içi şiddet ve cinayet haberleri, korkutucu boyutlara ulaştı. Ankara, Şanlıurfa, Konya, İstanbul ve en son Eskişehir'den peş peşe ekonomik, sosyal ve eğitim durumları farklı ailelerde yaşanan cinayet haberleri geldi. Psikolog İlkim Öz Tan, son dönemlerde artan ve hemen herkesi "toplum nereye gidiyor" kaygısına iten aile içi cinayetleri değerlendirdi. Bütün psikolojik sorunların temelinde 'sevgisizlik' bulunduğunu kaydeden Tan, anne-babaların çocuklarına yaklaşım konusunda bilgi sahibi olması, çocuk gelişimi ve psikolojisini bilmeleri gerektiğini vurguladı. Ruh ve akıl sağlığı yerinde olan hiç kimsenin, hiçbir koşulda ve durumda, değil başkasını en yakınını öldürmesinin söz konusu olmadığını kaydeden Tan, insanların cinnet halindeyken, mantığı devre dışı kalınca, kendilerini koruma adına cinayet işleyebildiğine dikkati çekti. Cinayetin hemen ardından bu kişilere bakıldığında, son derece bitkin, halsiz, saçı başı birbirine karışmış, üzerindeki giysileri rastgele seçilmiş, sürekli ağlayan ve sürekli 'Ben bunu nasıl yaptım?' gibi pişmanlık içeren ve sürekli pişmanlıklarını tekrarlayan bir ruh hali içinde olduklarını ifade eden Tan, 

Bir kişi yakınını neden öldürür?

"Bu cinayetlerde ise, bir cinnet durumunun söz konusu olmadığı belli. Annesinin boğazını kesen Başak, polisler tarafından götürülürken, son derece soğukkanlı, makyajlı ve objektiflere poz verir gibi bir görüntü sergilemiş. Bu kızcağızın kişilik bozukluğu ya da bir akıl hastalığı olduğunu sanıyorum. Bir çocuğun ya da gencin, 1. derecede yakınını öldürebilmesi için o ebeveyniyle hiç 'sevgi dolu' bir ilişki geliştirmediği anlamına gelir. Bütün psikolojik rahatsızlıkların temelinde 'sevgisizlik' vardır. Çünkü sevme ve sevilme bizim en temel duygumuzdur ve bu duyguyu çocuk 0-6 yaş (kişilik gelişiminin tamamlandığı) döneminde sadece ve sadece anne-babasından alabilir" diye konuştu. 

"Aşırı otoriterlik nefret uyandırıyor"

Aşırı otoriter, baskıcı, kuralcı, sevgisini çocuğuna çok da hissettiremeyen ebeveynlerin çocuklarında, anne ya da babaya karşı öfke, nefret duyguları geliştiğini anlatan psikolog Tan, şöyle devam etti:
"Bu çocuklar otoriteden nefret ederler. Özellikle ergenlik döneminde zaten ebeveynlerine düşmanımsı hisler besleyen gençler, ebeveyni ile sık sık çatışırsa, anlayış, hoşgörü, paylaşım, destek, sevgi, şefkat yerine, kısıtlama, suçlama, eleştirme, baskılama gördüğünde içindeki tüm nefret ve öfkeyi, o güne kadar biriktirdiği 'anne ya da babayı yok etme' duygusunu harekete geçirir. Sonunda da böyle üzücü olaylar meydana gelir. Toplumsal belirsizlik ve gerginlikler, kişilerde bu tür eğilimleri çok fazla tetiklemez. Çünkü bu kişiler, kendi iç sorunlarıyla ve anne babalarına duydukları nefretle iç içe olduklarından, toplumsal olayları bilmezler bile. Ya da onlar için önemli değildir toplumda olan biten. Onların hayatlarının merkezlerinde, nefret ettikleri kişi vardır. Onunla yatar onunla kalkarlar, gelişmemiş kişilik yapıları, toplumsal olaylara odaklanamaz. 

"Sadece nefret ettikleri kişi tetikler"

Onları sadece, nefret ettikleri kişinin davranışları tetikler. Bu tür cinayetler işleyen kişilerin ortak özellikleri, sevgisizlikleri, aşırı kendilerine odaklı olmaları, nefret ve kin duygularının baskın olması, verici değil alıcı karakterde olmaları, sürekli mutsuz ve sıra dışı hareketlerde bulunmalarıdır. Bu kişilerin bulundukları ortama adaptasyon sorunu olduğu için çevrelerinde sürekli sorun yaratan kişiler olarak bilinirler. Ailelere, çocuklarıyla ilgili ciddi sorumluluklar düşüyor. Bizim toplumumuzda, anne-baba olmak ne yazık ki çocuğu sürekli kontrol etmek, baskılamak, onu yönetmeye çalışmak anlamına geliyor. Disiplin kavramını yanlış biliyoruz.
'Disiplinli anne babayı, otoriter olarak algılıyoruz. Oysaki disiplin demek, öğrenmek demektir. Disiplinli çocuk ise, öğretileni öğrenen çocuktur. Çocuğa bağırırsanız kavgacı olur, onun yerine her şeyi siz yaparsanız sorumsuz olur, sevgiyle sarılmazsanız sevgisiz olur." 

"Anne-babalar kendilerini yenilemeliler"

Psikolog Tan, anne-babaların çocuklarına yaklaşım konusunda bilgi sahibi olması, çocuk gelişim ve psikolojisini bilmesi, yayınları takip etmesi ve danışmanlık alması gerektiğini vurgulayarak, "Bir insan yetiştirmek ilgi, sevgi ve özen ister. Çocuğa sadece istediklerini almak, ona sık sık ders çalış demek, başarısızlıklarında aşağılamak, başarılarında onaylamamak, 0-6 yaş ve ergenlik döneminde hatalı tutumlarla çocuğa yaklaşmak son derece sakıncalı. Anne-babalar, bu anlamda sürekli kendilerine ayna tutmalı ve sürekli çocuğun yaşına göre, kendilerini olumlu yönde yenilemeliler" şeklinde konuştu. 

YUSUF ZİYA ERARSLAN - ANKARA

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul CarrefourSA 60’ıncı Gurme mağazasını açtı CarrefourSA, 2025 yılının son günlerinde önemli bir yatırımı hayata geçirdi. Marka, 60’ıncı Gurme CarrefourSA mağazasını İstanbul Anadolu Yakası’nda hizmete açtı. Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki CarrefourSA, 2025 yılının son yatırım hamlesini gerçekleştirdi. CarrefourSA’nın premium gıda deneyimini merkezine alan Gurme CarrefourSA Mağazası, CarrefourSA CEO’su Kutay Kartallıoğlu ve icra kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen açılışla İstanbul Anadolu Yakası’nda hizmete girdi. Yatırımlarına devam eden marka, 2025 sonu itibarıyla 77 ilde bayileri de dahil bin 250’den fazla mağazaya ulaşarak çok kanallı ve segment bazlı büyüme stratejisini istikrarlı biçimde güçlendirdiğini açıkladı. Yapılan açıklamaya göre, toplam 650 metrekarelik alan üzerine kurulan yeni mağaza, modern marketçilik mimarisiyle tasarlandı. Mağaza, geniş ürün yelpazesinin yanı sıra hızlı ve pratik alışveriş imkânı sunan "Hızlı Kasa" noktalarıyla müşteri deneyimini en üst seviyeye taşıyor. Gurme konseptinin vazgeçilmezi olan taze ürün gruplarında; uzman kasapların hazırladığı et ve kasap reyonu, günlük balık, zengin şarküteri seçenekleri ile taze meyve-sebze bölümleri öne çıkıyor. Mağaza, tüm bunlara ek olarak sağlıklı yaşamı odağına alan, organik ve vegan beslenmeyi tercih eden tüketiciler için oluşturulan özel ürün seçkisiyle de fark olulturuyor. Mağaza içerisinde konumlanan kahve noktası ise dünya kahvelerinden yerel tatlara kadar uzanan geniş seçenekleri bir araya getiriyor. Markanın evcil hayvan odaklı yeni büyüme stratejisinin bir parçası olan "Petfood" alanı da mağazadaki yerini aldı. Gurme CarrefourSA; zengin içecek yelpazesi, kozmetik, deterjan ve kuru gıda reyonlarıyla bir evin tüm ihtiyaçlarını "gurme" kalitesiyle karşılıyor. "Katma değerli yatırımlara 2026 yılında da devam edeceğiz" Yılın son günlerine yaklaşırken premium segmentte önemli bir yatırıma imza atmanın gururunu yaşadıklarını belirten CarrefourSA CEO’su Kutay Kartallıoğlu, "Gurme CarrefourSA, stratejik büyüme yolculuğumuzda önemli bir yatırım adımı. Değişen tüketici beklentilerini yakından takip ederek, katma değer oluşturan konseptlere odaklanıyoruz. Seçkin ürün gamı, dünya mutfaklarından özel lezzetleri ve gastronomi odaklı alışveriş deneyimiyle öne çıkan mağaza, misafirlerimize fark oluşturan bir mağazacılık anlayışı sunuyor. Gurme mağazalarımızla hem premium segmentteki varlığımızı güçlendiriyor hem de kârlı ve sürdürülebilir büyüme hedefimizi destekliyoruz. Bu noktada rahatlıkla söyleyebiliriz ki, 2025 yılı boyunca hayata geçirdiğimiz yatırımlar, uzun vadeli vizyonumuzun ve Türkiye perakende sektörüne duyduğumuz güvenin en somut göstergesi. Biz, 32 yıldır olduğu gibi ‘Ne Lazımsa CarrefourSA" anlayışını rehber kabul ederek 2026 yılında da müşteri deneyimini odağımıza alacak, markamızın farkını her noktaya taşımaya devam edeceğiz" dedi.
İstanbul Sultanbeyli Belediyesi kışa hazır Sultanbeyli Belediyesi, kış hazırlıklarını tamamladı. Tüm önlemleri aldıklarını belirten Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Tombaş, "60 araç, 309 personel ve 2 bin 500 ton tuz stokumuzla ekiplerimiz göreve hazır." dedi. Sultanbeyli Belediyesi, kış aylarında yaşanabilecek olumsuz hava şartlarına karşı hazırlıklarını tamamladı. Kış hazırlıklarını yerinde denetleyip saha personelleriyle bir araya gelen Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Tombaş, güçlü bir ekip ve tam teçhizatla sahada olacaklarını belirtti. " 300 personelimiz, 60 aracımızla birlikte kışa hazırız" Tüm olumsuz şartlara karşı ekipmanlarla bütün önlemlerin alındığını söyleyen Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Tombaş, " 300 personelimiz, 60 aracımızla birlikte kışa hazırız. Meteorolojiden gelen bütün bilgilere göre de kendi planlarımızı yapıyoruz. Fen işlerimiz başta olmak üzere tüm belediye personelimiz, birim müdürlerimiz sahada hazır bir şekilde kışı ve karı karşılamaya hazırız. Sultanbeyli, 7/24 vatandaşlarımızın çağrılarına cevap verecek bir şekilde hazır. Vatandaşlarımızın herhangi bir olumsuzluğa karşı bize bilgi verdikleri anda her zaman yanlarında olduğumuzu bilmelerini isteriz. 7 gün 24 saat vatandaşımızın hizmetindeyiz." dedi. "Sultanbeyli kışı rahat geçirecek, kışın keyfini çıkaracak" Kış şartlarında en önemli ayrıntılardan birinin buzlanma olduğunun altınız çizen Başkan Tombaş, "Buzlanmalara karşı da Sultanbeyli Belediyesi olarak 2 bin 500 ton tuzla ve depolardaki stok tuzlarımızla buzlanmaya karşı hazırız. Sultanbeyli kışı rahat geçirecek, kışın keyfini çıkaracak." ifadelerini kullandı.
Sakarya Annesinin yuvadan attığı leyleğe, mahalleli anne ve baba oldu Sakarya’nın Kocaali ilçesinde annesinin yuvadan attığı leylek, bir mahalle sakininin sahip çıkmasıyla hayata tutundu. "Ateş" adı verilen leylek, kendisine bakan vatandaş ve mahalle sakinleri tarafından adeta bir bebek gibi büyütülüyor. Annesi tarafından iki kez yuvadan atılan ve sürtünmelere bağlı olarak kanatlarında oluşan yaralar sebebiyle uçamayan leylek, Bezirgan Mahallesi’nde yaşayan Mehmet Topçu tarafından koruma altına alındı. "Ateş" adı verilen leylek, kendisine bakan vatandaş tarafından adeta bir çocuk gibi büyütülerek hayata tutundu. 80 hanelik mahallenin yeni üyesi olarak görülen leylek, özgürce dolaştığı sokaklarda insanların sevgi ve ilgisini de topluyor. Yemekten zevk aldığı balık ile tavuk ciğeri gibi hayvansal gıdalarla beslenen ve göçmen bir kuş türü olan leylek, uçamadığı için kendisine sahip çıkan Mehmet Topçu tarafından kış ayında soğuktan zarar görmemesi için hazırlanan sobalı sıcak odasında kalıyor. "Kapıda dolaşırken görünce aldım ve bakmaya başladım" Leyleğin kendisiyle buluşmasının hatırasını anlatan Mehmet Topçu, "Caminin üzerinde leylek yuvası vardı ve 3 yavruydu. Sebebini bilmiyoruz ama annesi bu hayvanı yuvadan attı. Muhtarımızın direktifleriyle sepetli araçla yuvaya koyduk ama ikinci gün annesi yuvadan tekrar attı ve bizim kapıya geldi. Sabah saatlerinde kapıda dolaşırken görünce aldım ve bakmaya başladım. İlk bulduğumda zayıf ve bitkin durumdaydı, kanatlarında kırıklar vardı. Yuvadan düştüğü için sürtünmeden dolayı kanatlarında yaralar açılmıştı. Bu yaban hayvanı biz hangi besinlerden faydalanacağını bilemedik ve denemeye başladık. Balık, tavuk ciğeri gibi hayvansal gıdalara olan ilgisini anladık" dedi. "Buranın doğasını mı sevdi, bizi mi sevdi bilemiyorum gitmedi" Leyleğin sağlığına kavuştuğunu fakat gitmediğini aktaran Topçu, "Bakım sonrasında leylek ayaklandı ve yürümeye başladı, bir iki metre havalanıp uçmaya başladı. Buranın doğasını mı sevdi, bizi mi sevdi bilemiyorum gitmedi ve burada kaldı. Bunlar göç hayvanları anne ve kardeşleri gidince buda yalnız kaldı. Uçmaya bile hevesi yok yer bizimle beraber yaşamaya devam ediyor. Bakımını üstlendik, gerekli her türlü ihtiyacını karşılıyorum. Bunların sıcak ülkelere gittiği yerlerdeki havayı burada sağlamaya çalışıyorum" diye konuştu. "Bizim çocuğumuz gibi bakıyoruz, biz ona o bize alıştı" Leyleğe soğuktan zarar görmemesi için sobalı özel alan oluşturduğunu belirten Topçu, "Havaların soğuk gitmesiyle birlikte bizde önlemimizi aldık. Sobasını kurduk, hayvan bakım merkezleri gibi doğada barınması için her türlü imkanı sağlamaya çalışıyoruz. Bu zamana kadar Kocaali İlçe Tarım Müdürlüğü’nden geldiler zabıta ekipleri eşliğinde hayvanın sağlık durumunu kontrol edip yeniden bana iade ettiler. Bizim çocuğumuz gibi bakıyoruz, biz ona o bize alıştı ve onu bırakmak istemiyoruz. Yaşaması için her türlü imkanı sağlıyorum, sağlayacağım. Adını ‘Ateş’ koyduk ilerde çocuklar değiştirir mi bilemem" şeklinde konuştu. "Bu leylek mahallemizin bir bireyi oldu" Kocaali ilçesi Bezirgan Mahalle Muhtarı Murat Ali Duman, "Şu anda mahallemiz 80 hane ve leyleğimizde bizim misafirimiz. Allah razı olsun Mehmet ağabeyimiz bu leyleğe sahip çıktı. Onun öncülüğünde misafirimize iyi bir şekilde bakıyoruz. Bu leylek mahallemizin bir bireyi oldu. Mahalledeki tüm vatandaşlar bu hayvanı seviyor, leylekte bizi sevdi. Mahalle halkı bu konuda çok duyarlı. Leylek mahalleyi bizden daha iyi biliyor, rahat bir şekilde geziyor ve kimse karışmıyor. Mahalle halkıda gereken ilgi ve bakımı gösteriyor" ifadelerini kullandı.
İstanbul İstanbul Erkek Lisesi’ndeki kavga ile ilgili 20 öğrenciye disiplin cezası İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 25 Kasım 2025 tarihinde İstanbul Erkek Lisesi erkek pansiyonunda öğrenciler arasında çıkan kavga iddiaları üzerine başlatılan idari soruşturmanın tamamlandığını açıkladı. Açıklamada olaylara karışan 20 öğrenciye disiplin cezası verildiği belirtildi. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, "Geçtiğimiz Kasım ayında İstanbul Erkek Lisesinde bazı öğrencilerin karıştığı ve kamuoyuna yansıyan olaylara ilişkin idari süreç tamamlanmış ve 29 Aralık 2025 tarihinde toplanan Fatih İlçe Öğrenci Disiplin Kurulunca rehberlik, psikososyal destek ve disiplin süreçleri birlikte ele alınarak konu titizlikle değerlendirilmiştir. İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz koordinasyonundaki değerlendirme süreci boyunca öğrencilerin psikososyal durumları en üst seviyede gözetilmiş ve "mahremiyet korunması, masumiyet karinesi ve eğitim hakkının kesintisiz sürdürülmesi" hususları, temel ilke olarak benimsenmiştir. Disiplin işlemleri, fiil-ceza dengesi ve ölçülülük ilkeleri çerçevesinde "eğitsel, onarıcı ve sağaltıcı" bir yaklaşımla yürütülmüştür. Bu kapsamda, Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin "Disiplin Cezasını Gerektiren Davranış ve Fiiller" başlıklı 164. Madde çerçevesinde söz konusu olaylarla ilişkisi tespit edilen, sistematik şiddet uygulayan; 2 öğrenciye "Örgün Eğitim Dışına Çıkarma", 11 öğrenciye "Okul Değiştirme", 7 öğrenciye ise "Okuldan Kısa Süreli Uzaklaştırma" hükümleri içeren, sistematik şiddet olaylarına karışan toplamda 20 öğrenciye disiplin cezaları uygulanmasına karar verilmiştir. Adı geçen lisemizde rehberlik çalışmaları, güvenli okul ikliminin korunması amacıyla halen devam etmekte olup eğitim öğretim süreçlerinin tüm yönleriyle huzurlu ve sağlıklı bir şekilde yürütülmesine dönük her türlü tedbir okul yönetimince kararlılıkla uygulanmaktadır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur" ifadelerine yer verildi.