ASAYİŞ - 12 Ocak 2018 Cuma 11:21

Bir traktör odunla, 5 cesedi yok etmeye çalışmışlar

A
A
A
Bir traktör odunla, 5 cesedi yok etmeye çalışmışlar

Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Bürme Köyünde kayıp 5 kişilik Çataloğlu ailesinin tutuklanan üç zanlı tarafından öldürüldükten sonra cesetleri yok etmek için evde yakıldıklarının açıklamasının ardından, zanlıların olayı nasıl gerçekleştirdikleri de ortaya çıkmaya başladı. Cesetlerin, koyunlarla birlikte aynı odaya koyulduğu, bir traktör çıra ve odun ile benzin kullanılarak ateşe verildiği öğrenildi.

Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığı, Kastamonu’nun merkeze bağlı Bürme Köyünde 29 Kasım’da çıkan yangın sonrasında kayıp 5 kişilik Çataloğlu ailesinin hayvan hırsızlığı esnasında öldürüldükten sonra aynı evde yakıldıklarını açıkladı. Savcılık, ayrıca dosyadaki kısıtlılık kararının da kaldırıldığını kaydetti. Bu açıklamanın ardından ailenin nasıl yakıldıklarının detayları da ortaya çıkmış oldu. Vahşice işlenen cinayetin altından yine vahşet verici bir plan çıktı.

“Cinayeti itiraf etti ama cesetlerin yerini göstermedi”

Daha önceden tutuklanan Erkan Kaş ve Ersan Kaş kardeşlerin kayınpederi olan Ali Şahin, toplanan deliller ve HTS kayıtlarından yola çıkılarak jandarma ekiplerine gözaltına alındı. Karakolda “vicdan azabı çekiyorum” diyerek hayvanları çaldıkları esnada işledikleri cinayeti itiraf eden Ali Şahin, suçlamaları kabul etmesine rağmen jandarma ekiplerini evin enkazından uzak tutmak için hedef şaşırtmış. Suçunu itiraf ettikten sonra savcılık ve jandarma ekipleri tarafından olay yerinde keşif yaptırılması ve gösterdiği yerlere bakılmasına rağmen aileye ait herhangi bir ize rastlanamamıştı. Bu bilgiler ışığında cesetleri bulmak için harekete geçen jandarma ekipleri ve komando timleri, olay yerine yaklaşık 30 kilometre alanda arama tarama faaliyetlerine başladı. Tüm aramalara rağmen aileye ait herhangi bir ize rastlanamadı.

“Cezaevinden çıkartılarak tekrar gözaltına alındılar”

Bunun üzerine Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığı, cezaevinde tutuklu bulunan zanlılara yönelik tekrar gözaltı kararı verdi. Karakolda bir kez daha çapraz sorguya alınan sanıklar Erkan Kaş ve Ersan Kaş kardeşler, Ali Şahin’in itirafı ve bu süre zarfında toplanan deliller ışığında en baştan beri kabul etmedikleri suçlarını bu sefer itiraf ettiler. Erkan Kaş ve Ersan Kaş kardeşlerle kayınpederleri Ali Şahin, cesetleri evin içerisinde yaktıklarını belirterek, dehşet verici cinayeti ve cesetleri yok etmek için nasıl yaktıklarının detaylarını da bir bir anlattılar.

“Bir traktör çıra kullanarak cesetleri, anlaşılmasın diye koyunlarla birlikte yakmışlar”

Vahşi cinayetin zanlıları Erkan Kaş ve Ersan Kaş kardeşlerle kayınpederleri Ali Şahin, hayvanları ahırdan çıkardıkları esnada çıkan gürültüye ev sakinlerinin uyandığını ve direnmeye çalışınca tabanca ve tüfeklerle ateş ederek öldürdüklerini anlattılar. Ardından cesetlerden kurtulmak için aralarında plan yaptıklarını söyleyen tutuklu sanıklar, cesetleri yok etmek için akla gelmeyecek bir plan yaptılar. Tutuklu sanıklar, verdikleri ifadelerinde olayı şöyle anlattılar: “Cesetleri yok etmek için Fazıl ile eşi Sebahat, oğlu Emin, gelini Şengül ve torunu Serdar Çataloğlu’nun cenazelerini bir odada topladık. Kemiklerin kime ait olduğu anlaşılamasın diye evin yakınında bulunan ahırdan koyunları eve getirip odaya taşıdık. Ayrıca cesetlerin tamamen yok olması için yine evin altında bulunan yaklaşık bir traktör dolusu çıra ile odunları da odaya taşıyıp cesetlerin üzerine yerleştirdik. Evde birkaç tane mazot ve benzin bidonları da bulduk. Bu bidonlardaki benzin ve mazotu odunlarla cesetlerin üzerine döktük. Ardından evi ateşe verdik. Bu sayede cesetleri koyunlarla birlikte yok etmiş olacaktık. Ayrıca cesetler, hem çıra hem odun hem mazot hem de yanında yanan koyunlar nedeniyle kemik kalıntısı kalsa bile anlaşılamayacaktı”

Cesetlerin yok edilmesine yönelik yapılan bu planın yanında 29 Kasım sabahına doğru evin kundaklanmasının ardından çıkan yangın, aynı günün akşamında fark edilebilmişti. İhbar üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri ve arazözler, yangını uzun uğraşlar sonunda kontrol altına alabilmişti.
Cesetlerin yok edilmesi için hazırlanan plan ve bir gün boyunca evin yanması nedeniyle Jandarma Olay Yeri İnceleme ekipleri, enkazı tamamen elekten geçirmesine rağmen aileye ait sadece diş protezi kalıntıları ve implant dişi parçaları bulabildi. Sanıkların suçlarını da itiraf etmesiyle cesetlerin enkazda olduğu anlaşıldı.
Öte yandan enkazda ilk başta yapılan aramalarda Serdar Çataloğlu’na ait olduğu düşünülen kafatası bulunmuştu. Yarısı yandığı belirlenen kafatasında, tabancadan çıkan kurşun tespit edildi. Ayrıca jandarma ekipleri, enkaz alanında ve çevrede yaptıkları incelemelerde tüfekten atıldığı belirlenen çok sayıda boş kovanda buldu.

Vedat Yunus İkizoğlu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Osmaniye MPS hastası kuzenler, yaşlarına rağmen gelişmeyen vücutlarıyla hayat mücadelesi veriyor Osmaniye’de yaşayan Mümine-Mine kardeşler ve kuzenleri Muhammed Kayra Kalkan ender görülen Mukopolisakkaridoz (MPS) hastalığı ile hayat mücadelesi veriyor. Osmaniye’de yaşayan Ayşe ve Mehmet Kalkan çifti, 25 yaşındaki Mümine ve 21 yaşındaki Mine’nin 5 yaşına geldiklerine yaşıtlarına oranla bedensel gelişimlerinin geri olduğunu fark etti. Kalkan ailesi, kızlarını götürdükleri hastanede evlatlarının 200 bin kişide bir görülen MPS hastası olduğunu öğrendi. MPS hastalığına karşı mücadeleleri 5 yaşında başlayan kardeşlerin kuzeni olan 16 yaşındaki Muhammed Kayra Kalkan’da da aynı hastalık teşhis edildi. İlerleyen yaşlarına rağmen 2 kardeş ve 1 kuzenin vücut iskeletleri gelişmedi. Bakanlık tarafından verilen ilaçları yürüsün veya yürümesin bütün MPS hastalarının almasını istediklerini söyleyen baba Mehmet Kalkan, "İki MPS hastası kızım var, Mümine Kalkan, Mine Kalkan bir de yeğenim Muhammed Kayra Kalkan bunlar üçü de MPS hastası. MPS hastası Mukopolisakkaridoz, 200 binde bir kişide görülen bir hastalıktır. Kemik bozukluğu, iskelet bozukluğu iç organlar büyüyor ama bedenen büyümüyor. Nefes darlığı var, astımı var, yürümede sıkıntı yaşıyorlar, elinden tutmasak zaten yürüme şansı yok. 5 yaşından sonra meydana çıktı rahatsızlıkları, tedavisi şu an için yok. Bu hastalığın sadece hastalığın ileri gitmemesi için, geriye düşmemesi için bu aldığımız ilacı kullanıyoruz. Yurt dış ilaçlarımız var, Sağlık Bakanlığı’ndan bize Ankara’dan kargoyla evimize kadar geliyor. Şu an için bir tanesi 900 euro olarak belirlenmiş haftada 20 doz kullanıyoruz. 20 flokum, 11 flokum birine kullanıyoruz, 9 flokum birine kullanıyoruz. Rapor alırken yürüme testine giriyoruz, merdivene çıkma testine giriyoruz, salonun testine giriyoruz. Bunlar onaylanmasa zaten bize yurt dışı ilaçları da veremiyorlar. Bütün MPS hastalarının bu ilaçlarını yürüsün veya yürümesin, hepsini almasını istiyoruz" dedi. Hayalinin üniversiteye gidip psikoloji veya öğretmenlik okumak olduğunu söyleyen Mine Kalkan, "MPS hastasıyım, bu hastalıktan dolayı pandemi döneminde kalp rahatsızlığımız, daha öncesinde astım, alerjik rahatsızlıklarımız çıktı. Bazen çok uzun konuşamıyoruz, kelimelerimiz yetmiyor. Bazen de nefes alıp verme konusunda sıkıntılarımızı yaşıyoruz. Yürürken birinin desteğiyle yürüyoruz. Yani yanımızda biri olmayınca kendimizi güvende hissetmiyoruz veya her an düşecek gibi oluyoruz. Rapor alırken sürekli bir sıkıntı yaşıyoruz, yürüme testinde biz büyük zorluk yaşıyoruz. Pandemi döneminde liseyi bitirdim, üniversite hayalim vardı o da sağlık sorunlarım nedeniyle sınava giremedim. Bu yüzden de üniversitede okuyamadım sağlıklı olsaydım eğer psikoloji bölümünde okumak isterdim veya öğretmenlik bölümünde okumak isterdim" diye konuştu. Kuzenleri Mümine ve Mine gibi Mukopolisakkaridoz (MPS) ile mücadele eden, hastalığın ilerlemesini durduran ilacı yürüyemediği için kullanamayan Muhammed Kayra Kalkan (16) ise, "Şu an açıktan okuyorum, pandemi oldu işte, deprem oldu. Onlardan dolayı sınavlara giremedim. Günümün çoğunu televizyon izleyerek ve telefonda oyun oynayarak geçiriyorum. Onun dışında bir şey yapamıyorum. Küçüklükten beri hayalim beyin cerrahı olmaktı" dedi.